19 Mayıs ve Gençlik

19 MAYIS VE GENÇLİK 

2019 Yılı, Kutsal Ramazan ayı ile 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı' nı buluşturdu. Bu yıl gençlik, kendilerine armağan edilen bu bayramı daha bir büyük coşku ve farkındalıkla kutlayacak. Herşey her zamankinden daha güzel olacak. Ulusları ayakta tutan dini ve milli duygular, insanlarımızı yaklaştırıp sorunların çözüleceği uygun platformlar hazırlayacak. Ülkemizin tarihi; savaş, açlık, yoksulluk ve çatışmalarla dolu. Artık huzur ve sessizlik içerisinde evrene, insanlığa, doğaya hizmet zamanı. Doğaya hizmet derken, aklıma takıldı, traji komik halimize bir kez daha güldüm.. Haydi siz de gülün biraz! Canım ablam geçen gün bir karikatür paylaşmış. Ben de paylaştım. Aklıma geldikçe de gülüyorum.

Görenler vardır!

Resim dört kareye ayrılmış. Birinci karede; adam, gitme turna gitme, diye türkü söylüyor. İkinci karede, aynı adam; ötme bülbül ötme, diye yine türkü söylüyor. Üçüncü karede yine aynı adam , bu defa da gezme ceylan, gezme diye bir başka türkümüzü söylüyor. Son karede öfkeli bir ayı, Adama( Çaat! )diye bir tokat patlatıp( Lan yeter! Ekolojik dengeyi bozacaksın! Rahat bırak hayvanları !!!!!!) diye bağırıyor. Dilime ( Yağma yağmur, esme rüzgar,) diyen türkümüz takıldı. Aklımdan benzer türkü sözleri geçti. Akıldan geçen dilden dökülüyor bir şekilde. Kızılırmağa beddua edeninden tutun da, bir (offf! ) çekip karşı dağları yıkanına kadar.... Gökteki buluta, erken doğan güneşe, sessiz yağan kara, denizin dalgasına, çiçeğin solmasına dökmüşüz döktürmüşüz.

Artık gençliğimiz; iç ve dış cephelerde can alıp, can vermek, kol bacak kaybetmek, doğaya öfke duymak yerine; doğru adreslerde, doğru eğitim alsın, iş güç sahibi olsun. Doğayı sevsin, korusun, hayatın akışına ters düşmesin! Gücünü doğru yerde kullansın. İyi işler yapıp vatana millete bilgi ve becerisiyle helal para kazanarak hizmet etsin istiyoruz. Savaş ve çatışmaya özendirici söylemlere itibar etmeyecek, aklını ve enerjisini kendi isteği doğrultusunda kullanacak genç bir nüfusa sahibiz. Çatışmaların gelenek haline geldiği toplumlarda üç etken grup vardır. Birincisi; ortalığı karıştırır, diğer iki grubu birbirine düşürüp kırdırır. Çatışmalara ortam yaratır. Her iki tarafa el altından veya açık destek vererek gerilimi yükseltir. Diğer iki grubu kendi çıkarlarına alet eder, çatıştırır.

Savaşın kazananı yoktur. Çatışma sonunda çatışan iki grup yaralarını sarmaya çalışırken birinci grup zengin olur, kazanan olur. Bütün dünyada bu oyun tekrarlanır durur. Analar ağlamasın diyor isek, gençliğimize hiç ama hiç kimsenin aklıyla hareket etmemelerini, saldırganlık ve çatışmalara alet olmamaları gerektiğini anlatmamız gerekir. Her insanın pusulası kendi vicdanı olmalıdır. Ülkemizde güçlü, dirençli, vicdan sahibi, akıllı ve birikimli çok sayıda gencimiz var. Onların güç ve cesaretlerini; ülkemizde barışın sağlanması, huzur ve mutluluk dolu ortamların oluşması, bilim ve teknikte tüm yeniliklerden yararlanabilmek için kullanacaklarını düşünüyorum. Gericiliğe karşı dimdik durup akıl ve bilim ışığında ilerlemelerini, sağlıklı, huzurlu, ahlaklı aileler kurarak aydın insanlar yetiştireceklerine bütün kalbimle inanıyorum. Kavga, savaş, cehalet, işsizlik ve yoksulluktan arınmış bir ülkeyi inşa edip keyfini sürmek en doğal hakları.

Bu hakkınızı kimseye kaptırmayın gençler.

Sorun , sorgulayın. Aklınıza ve vicdanınıza güvenin. Biz size güveniyor, size inanıyoruz! Sizinleyiz! Bayramınız kutlu olsun!
ULVİYE KARA AKCOŞ