Bandırma Eğitim Sen Basın Açıklaması

Bandırma Şubesi Başkanı Mustafa KOCATAŞ, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ın açıkladığı 'Eğitim Bölgesi ve Sınavsız Mahalli Yerleştirme Sistemi'ni eleştirdi. Okulların 'nitelikli-niteliksiz' diye ayrıldığını dile getiren Kocataş, bu duruma tepki gösterirken, 'sınav kalktı' söyleminin de 'kandırmaca' olduğunu savundu. Eğitim-Sen Bandırma Şube Başkanı Kocataş, yönetim kurulu üyeleriyle sendika binasında basın toplantısı düzenledi. Kocataş, Bandırma’nın nitelikli ve niteliksiz okullarının hangileri olduğunu Milli Eğitim Bakanı Yılmaz'a sordu. 'Veli Tercihli Yeni Kayıt Sistemi' ve 'Eğitim Bölgesi ve Sınavsız Mahalli Yerleştirme Sistemi' diye adlandırılan yeni sistemi eleştiren Kocataş, bu uygulamanın okul seçme özgürlüğünü kısıtlayacağını ileri sürdü. Başkan Kocataş, şunları söyledi: "Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, TEOG yerine getirilen yeni sistemi açıklayarak, zaten karışık olan zihinleri daha da karıştırmış, öğrenci ve velilerde oluşan kaygıları büsbütün artırmıştır. 'Eğitim Bölgesi ve Sınavsız Mahalli Yerleştirme Sistemi' adı altında yeni bir sisteme geçiş yapıldığını açıklamıştır. Yeni sistemde öğrencilerin yüzde 90'ı adresine en yakın olan 5 okulu tercih edecek ve bunlardan birine yerleşecektir. Böylece ortaöğretim çağındaki 1 milyon 200 bin öğrenciden 120 bini, nitelikli bir ortaöğretim kurumuna yerleştirilecektir. Milli Eğitim Bakanı'nın talihsiz bir şekilde 'nitelikli okullar' olarak ifade ettiği Bandırma’daki Enerji SA Fen Lisesi, Bandırma Anadolu Lisesi ve benzeri okullar, yine merkezi sınavla öğrenci almaya devam edecektir. Türkiye'deki bütün okulların niteliğinden sorumlu olanların 'nitelikli okullar' vurgusu yaparak, Türkiye'deki okulların yüzde 90'ının niteliksiz olduğunu kabul etmesi, iktidarın eğitimdeki başarısızlığının en açık itirafıdır." Açıklananın aksine temel eğitimden ortaöğretime geçişte sınavın kalkmadığını savunan Kocataş, şöyle devam etti: "Öğrencilerin önemli bir bölümü, haziran ayında yapılacak olan sınava katılacaktır. Doğal olarak Bakan Yılmaz'ın TEOG'un kaldırılmasına gerekçe olarak sunduğu 'okul dışı kaynaklara yönelmenin belirgin bir şekilde artması kaçınılmazdır; çünkü sınavla öğrenci alan okul sayısının azalması, bu okullara girmek için daha yüksek puan almayı zorunlu hale getireceği için kurs, etüt ve özel derse yönelim daha da fazla olacaktır. Adrese Dayalı Kayıt Sistemi, sorunları çözmeyecek; artıracaktır. Her öğrencinin istediği okula gitmesi, en doğal hakkı olmalıdır. Sınavsız ve her öğrencinin istediği okulda eğitim alması, savunulması gereken en temel yaklaşım olmalıdır. Adrese dayalı bir sistemin öncelikle öğrencilerin seçme hakkını kısıtlamakta, öğrencileri sadece oturduğu mahalle ya da eğitim bölgesine hapsetmektedir. Sanki tüm okullar eşit ve aynı olanaklara sahipmiş gibi bir ön kabul ile öğrencileri kendi bölgelerinde, mahallelerinde bulunan okullara gitmeyi zorlamak sınıfsal eşitsizliklerin devamını ve öğrencilerin ait olduğu toplumsal sınıfa göre eğitim almaya zorlamak anlamına gelecektir. Bu durum, pek çok velinin, öğrencinin gitmesini istediği okulların bulunduğu bölgeye taşınması veya adresini taşımasına neden olacaktır ki bu durumun yaratacağı sosyal ve ekonomik sorunlar, oldukça ciddi sonuçlar üretecektir. Pek çok bölgede seçilebilecek 5 okulun bile bulunmaması zorunlu olarak öğrencilerin istemeseler bile bazı okullara gitmelerini zorlamak anlamına gelecektir. Bahsi geçen 5 okul, büyük şehirlerde büyük olasılıkla 1 İmam Hatip Lisesi, 2 Meslek Lisesi, 2 Anadolu Lisesi şeklinde olacaktır. Durum öğrenci, tercih, ilgi ve yeteneklerine göre eğitim alma hakkını ortadan kaldırmaktadır." NİTELİKLİ-NİTELİKSİZ OKUL TANIMLAMASI, SKANDALDIR' Bakan Yılmaz'ın yeni sistemi açıklarken, 'nitelikli okul' ayrımı yaptığını kaydeden Kocataş, şunları söyledi: "İlk kez bir milli eğitim bakanı, bütün okulların niteliğinden sorumlu olduğunu bile bile devlet

okullarına yönelik olarak böylesine tepki çeken bir açıklama yapmıştır. Bakan Yılmaz'ın bu söyleminin, 'nitelikli okul' listesine dahil olmayan okulların öğrencileri ve öğretmenlerinin üzerinde yaratacağı olumsuz etkilerin ne kadar yoğun olacağı açıktır. Sınavla öğrenci alacak olan okulların toplam 120 bin öğrenci alması planlanmaktadır. Hangi 'nitelikli okulların' sınavla öğrenci alacağı ise mayıs ayında açıklanacaktır. Bu durum, mayıs ayına kadar pek çok okulun bakanlık koridorlarında bu listeye dahil olma çabası içine gireceğini göstermektedir. Proje okullarının ve önünde hazırlık sınıfı bulunan örneğin; Balıkesir Sırrı Yırcalı Anadolu Lisesi'nin öğrenci kontenjanlarının yönetmelikle 5 sınıfla sınırlandırılması, sınava girecek yüzde 10'luk kesimin hangi okullara yönlendirileceği ile ilgili fikir vermektedir. Milli Eğitim Bakanlığı, bugüne kadar benimsediği eğitim politikaları ile eğitim sistemini siyasal iktidarın ihtiyaçları ve hedefleri doğrultusunda yap-boz tahtasına çevirmek dışında eğitimde somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirmemiştir. Temel eğitimden ortaöğretime geçişte yapılan son değişiklik, bakanlığın asıl amacının sağlıklı, herkesin memnun olacağı bir ortaöğretim sisteminin oluşturulması olmadığını açıkça göstermektedir."

Mustafa KOCATAŞ

Bandırma Eğitim Sen

BANDIRMA GERÇEK-SERHAT OZAR