Bandırma Üniversitesi Neden Başarısız?

Bandırma Üniversitesi niçin başarısız.?
Diyeceksiniz ki hangi Üniversite başarılı. Üniversite eğitiminin  tümüyle parasız  olması gerekiyor ama bu başka bir başlıkta incelenecek konu geçiyorum.

Türkiye'de 148 Üniversite var!

Bandırma Üniversitesi 148.inci.* 

*

Sadece Bandırma gibi yeni kurulmuş ilçe üniversitesi değil   geçmişi yüzyıllar öncesine dayanan  üniversitelerimiz de dünya standartlarında çakmış durumda..
Bu acı gerçeği geçtiğimiz günlerde Akademisyen Öğretim Üyesi  Celal Şengör bir tv sohbetinde söyledi . Yani  ÖDTÜ ,BOĞAZİÇİ gibi İTÜ gibi gözbebeğimiz Üniversitelerimiz köklü kurumlarımız da başarı çizgisinin  çok altındaymış şu anda. Ve Üniversitelerimiz Dünyada yok sayılıyormuş.!! Bu kadarı da fazla.
Bu iddiayı destekleyen kriterler zaten ortada . Dünya listelerinde son yıllarda giderek düşen bir grafikle listelerden neden çıktık.

Birinci neden belli !  Üniversitelerin  diyalektik özgür düşünceye sırt çevirip İDEALİST düşünceye yüzünü dönmesidir. 

 Bu tercih bize çok pahalıya patlar.

*
 Lise standartları bile olamayacak statik eğitim var. Var olanı sorgulamayan daha iyiye güzele asla ulaşamaz. Bu okullar sadece statükocu yetiştirir. Oysa  küresel rekabette var olmak için  yetenekler  kim olursa olsun  önü açılmalı. Bu sistemde evet efendimcilerin  sinikliğin yüceltildiği bir süreç söz konusu.  Nerden çıkarıyorum.?

Bekliyoruz bir alamet yok!

Bandırma Üniversitesi daha üzerinde kurulduğu kente dair bir çalışması dişe dokunur başlıklı  tezi olmaz mı? Kurulduğu kentin Tarihini araştıran var mı ? Merinos Çiftliğinin hikayesi bile tez olur.

Kyzikos,Daskyleion adını duyan nasıl bir işlenmemiş cevher olduğunu bilen var mıdır kurumda?

Ezbere ve diplomaya odaklanmış bir Üniversite eğitimi  iktidarın müfredat basksını aşacak çareler üretebilmeli benden sonra tufan olmaz .
Dünyanın yapay zekaya geçiş sancılarını yaşadığı zamanın ruhunu yakalayabilecek tek kurum Üniversitedir. Dünya Pil enerjisiyle yürüyecek var mı bir çalışma üstelik BOR gibi temel  bir hazinenin üzerindeyken.
Yapay zekalı ilk robotu Suudilerin vatandaş yapması da ayrıca acı bir ironi.

30 bin öğrencinin 10 bini üniversiteli ve bu   kentte 2 bin lisanslı sporcu var ,ne üniversitesinden bahsedebilirsiniz. !

*

Kusura bakmasınlar varsın kötü biz olalım  Üniversite bu değil.  Erken yaş döneminin  verdiği heyecanla enerjiyle dolu gençlerimizi kampüslere tıkıp statüko şırıngalayarak  küresel şirketlerin yerli kompradorlarına ucuz elemanmı yetiştireceğiz. Yoksa bayrağı alıp yükseğe çıkarak nesiller mi? Böyle geleceğe bakamayız. Risk almalıyız. Adı üzerinde Üniversal değil okullarımız. Üniversite tabelası koyduyssanız  evrensel olacaksınız . Üniversitemize her kıtadan her ülkeden öğrenci gelecekse  milli duyarlılığımızı ifade eden tarihleri Üniversite adına koymayı da sorgulamamız gerekir. 19 Eylül işgalcileri kovduğumuz şerefli tarihimize dair bir gündür ama  bize aitdir oysa Üniversite evrenseldir. 

 Dışarıya kapalı kendinize kurduğunuz küçük dünyalarla hamasetten öte var olamazsınız. Tıpkı Anadolu'da mükemmel bir yaşam süren antik kent devletleri gibi tarihin  ayrıntılarına karışır dip not olursunuz. 

Üniversite  Düşünce özgürlüğüne açık değil. 

Sanmıyorum ki ; KARTAL OVASI MUHAREBESİNDE Kİ HEZİMETİMİZİN NEDENİNİ SORGULAYAN BİR ÖĞRENCİ OLSUN. ÖĞRENCİYİ GEÇ ÖĞRETİM ÜYESİ VARMIDIR KUŞKULUYUM.

*

Sadece bölücülük ırkçılık misyonuyla bindirilmiş kıtaların varlığı  marjinal kitle bahane edilerek  öğrencilerin genel taleplerini dile getirenler  yaftalanamaz.  Bunlar da PKK' lıdır bölücüdür haindir diyerek  faşist uygulamalara prim vermeyecek  yaşla kuruyu karıştırmayacaksınız. Bu kurnazlık sürüp gidiyor. Yemekler bozuk OHAL var hakkını arayamazsın.
Demokratik taleplerin   baskı altına alınmasına gerekçe olması kabul edilemez. Bastırılmış sindirilmiş öğrenciler dışında az da olsa  cesurca eksikleri dile getirenlerdir bizim geleceğimizi yönlendirecekler.
Ama en küçük bir talepte okullardan ilişkisi kesilip kovulma tehdidi sürüyorsa  hak arama  yollarıda kapatılıyorsa.  Zamanı gelince Sosyal patlama neden oldu diye sormayacaksınız.  Haklı  tepki verenleri de aynı kefeye koyup istibdat hükümleriyle cezalandıramazsınız. Medikososyal hizmetler kötüyse öğrenci haklı olarak tepkisini gösterecektir bozguncu demeyeceksiniz. Başarı kriterlerinde yer alan standartlarda  "makale sayısı", "öğretim üyesi başına düşen makale sayısı", "atıf sayısı", "öğretim üyesi başına düşen atıf sayısı", "toplam bilimsel doküman sayısı", "öğretim üyesi başına düşen toplam bilimsel doküman sayısı", "doktora mezun sayısı", "doktora öğrenci oranı", "öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı" olmak üzere, 9 kriterden hangisinde varız nerdeyiz doğrusu merak ediyorum.

*

İfade edilen düşünceler şiddete  başvurulmadığı yere kadar hazmedilecek.  Özgür üniversite ortamı budur. Çıksın konferans salonunda anlatsın bir arkadaş  olur ya Dünya düzdür  desin mesela . Düşünce düşünceyle çürütülecek. Diyalektik yöntemlerin bilimselliği tartışılmaz. Bu durumda örneğin
Bandırma'da duyarlı bir üniversiteli  ki artık yetişkindir  çevre sorunlarını yaşadığı kentin sosyo ekonomik  sorunlarına çözüm düşüncesinde  fikir de üretir girişimci de olur.

Okuduğu lisans programlarıyla geleceğe nasıl hazır olabilir ki genç bir insan. Sistem düşünme yorumlama sadece sana verileni ezberle yap üzerine kuruluysa buna itiraz hakkı olmayacak mı
? Bu mu olacak Üniversite anlayışımız. İnsan hakları çerçevesinde  tüm talepleri özgürlüğü kendine dert edinecek ki öğrenci Üniversite de olduğunu anlasın.

Örneğin kampüste okuyanlar merak etmelidir . Koskoca develete ait  Merinos Arazisi içinde kurulan sıkıştırılmış  bir iki beton yapıda öğretime devam eden Üniversite neden onca geniş araziden faydalanamıyor?

Sorgulaması gerek. Neden tahsis edilmiyor bomboş otlaklar? Kim için bekliyor? Oysa Merinos arazisi zaten yüzyıl önce el konulmuş bir beleş arazi. Koyunculuk enstitüsünü de içine alarak tüm
arazi Bandırma Üniversitesi kampüs alanı olmaması için hiç bir neden yok. Sade devlet kurumları arasında her daim var olan  çekememezlik birbirinin işini engellemekten haz duyan
geleneksel bürokrasiyi yaşatan kibir var. 
Başka ne var. 

*
Örneğin sıfır  sosyal yaşam alanıyla geçen günlerinde zor şartlarda  okula gidip gelen  öğrenci ihtiyaçları ilkokullardan daha kötü olduğu halde neden bir talep yok. Üniversite tam teşekküllü olmalı ama  Eksik fakülteler çok fazla kimin umurunda?
Orada hastalar öğrenciler sıkış tıkış otobüslerle aynı alana taşınıyor  herkes farkında . Bakıyorum izliyorum aynı otobüste giderken bile insanlara bakmamaya gayret ediyorlar.  Bölge hastanesi Tıp Fakültesi ihtiyacımız  inanılmaz acil ihtiyaç  mevcut hastane  imkansızı başarma mücadelesinde görüyoruz  Güney Marmara bu konuda kan ağlıyor Bursa  Balıkesir'e taşınan hastaların lojistik maliyeti  yerinde verilecek sağlık maliyetinden yüksek.
Milletin malını millete neden tahsis edemez bu siyasiler anlamış değilim.
Bandırma Devlet Hastanesine ek bina yapılıyor halen inşaat devam ediyor. Gittim gördüm . Hastanenin Merinos Çiftliğine bakan yanında ki otopark alanını iptal edip yeni yoğun bakım
ünitelerini de içeren hizmet binası olacak. Saygıdeğer sevilen iktidar mensubu  kadın vekilimiz Sayın Kırcı inşaatın hızla bitmesi için çaba gösteriyor  paylaşıyor görüyoruz.

İki yılda dev hastane kompleksleri yapılıyor.  Üniversite bünyesine katarak gereksiz sıkışıklık yok edilir bu kadar..
Halkın milletin malını  halk adına  kullanmaktan imtina edilmesinin ne mantığı var.. Devlet halk için millet için değil mi ?  Merinos'un geniş boş arazisi  neden hastaneye katılamıyor ,
Üniversiteye katılamıyor. Tek başına  iktidar olan hükümetin engelleyici hiç bir gerekçesi yok.

Bir toplumun kalkınmasında üniversitelerin yeri ve önemi tartışılamaz.  Üniversiteler bir ülkenin geleceğinde mutlak ihtiyacı olan  insan gücü yetiştirilmesi ve gelişmesinde önem taşıyan
bilimsel araştırmaların yapıldığı kurumlardır. Oysa varolan gerçek sadece diploma derdi var ? Üniversitelerin varlığını gerçek anlamda devam ettirmeleri var oldukları kente ülkeye insanlığa etkili çabalarıyla
anlarız. Sadece işte bu yılda kente beşbin kişi geldi her kişi günde 50 TL  harcar totalde bu olur..bu mudur üniversitenin  TEMEL amacı.
Üniversite yöneticilerinin liderlik davranışı sergileyip sergilememesi önemli. Çünkü, üniversitelerin amaçlarının gerçekleştirilesinde birinci derecede sorumlu olan yöneticilerdir.  Ama
yöneticilerin nasıl bir pamuk ipliğiyle koltuklarında oturduğu hepimizin malümu ise sorgulanması gereken yöneticilerin atanmasında liyakat ölçüsünün kriteriyle  atanıp atanmadığıdır. 
Millet işte görsün diye usulden üfürükten ekonomi panelleri  göz boyamaktan bile yoksun emin olun.

Şimdi Rektörümüzün samimi gayretlerini görüyor izliyoruz sosyal olmaya çabalıyorkendine biçilenalanın dışına çıkması olanaksız üzüntüyle izliyoruz..  Limanı ziyaret ediyor bu şu demek .
Bize biçilen sınırları aşamayız, diploma verip  sisteme  ucuz eleman yetiştiririz.  
 Bandırma geleceğin metropol adayı aydın bir kent burda  görünmese de özellikle orta ve doğu da bazı Üniversite yöneticilerinin  bilim dışı tutum ve davranış içinde olduğunu görüyoruz.
Bilim ve din konularını birbirinden ayıramayan eğitim yuvası başarılı olamaz. Hayatta en hakiki murşit ilimdir boş laf değil.

Ne yaparsın ki ; Düşüncelerinden dolayı BİLE  soruşturma geçirilen bir  düzlemde bir şeyler yapmak isteyen  öğretim elemanı olmak ta  kolay değil  çoğu idare ediyor ..Bir sürü taksit var sonuçta açıkta kalma pamuk ipliği.. Yöneticilerin moral değeri nasıl olabilir hep sıfır bu durumda beklentilerimiz boş  başarı beklenmemeli noktasındayız .

Umarız değişir.

MEHMET LEVENTOĞLU 

*Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Enformatik Enstitüsü bünyesinde yer alan "URAP Araştırma Laboratuvarı", Türkiye'nin en iyi üniversitesi sıralaması