Bandırma Üniversitesinde Uluslararası Ekonomi,Finans ve Ekonometri Sempozyumu

Bandırma O.E. Üniversitesi misafirliğinde düzenlenen 2. Uluslararası Ekonomi sempozyumu 2 gün sürecek.

 Sempozyumda 24 farklı ülkeden 118 bildiri sunulması planlandı. İstanbul Üniversitesi ve Sakarya Üniversitesi iş birliği ile Bandırma On Yedi Eylül Üniversitesi Merkez Yerleşkesi'nde düzenlenen "II. Uluslararası Ekonomi, Finans ve Ekonometri Sempozyumu"nun (ISEFE) açılışına Bandırma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Özdemir, Bandırma Kaymakamı Günhan Yazar, Rektör Yrd. Prof. Dr. Alpaslan Serel ve Prof. Dr. Suat Uğur, Üniversite Genel Sekreteri Cihangir Boz, Bandırma odalar ve borsa başkanları, ilçe protokolü  sivil toplum kuruluşları ve basın temsilcileri katılırken Hürriyet Gazetesi Ekonomi yazarı Sefer Levent'te konuşmacı olarak katılımcılar arasında yer aldı.

 Öğr. Üyesi Doç. Dr. Metahan Yılgör ün sempozyum açılış konuşmasından sonra sözü alan Rektör Prof. Dr. Süleyman Özdemir "Türkiye henüz tam anlamıyla gelişmiş bir ülke olmadığı için bazı ekonomik sıkıntılarla karşılaşabiliyoruz yaşanan  siyasi sıkıntılar da elbette ekonomimize yansıyor. Ekonomiyi anlamamız çok önemli, ekonomiyi anladığımız zaman geleceği de öngörebiliyoruz. İki gün sürecek olan sempozyumumuz sayesinde, kendi alanında uzman birçok bilim insanı bilgi, fikir ve deneyimlerini burada bizlerle paylaşmış olacaktır. Bu gaye ile düzenlediğimiz sempozyum, siz değerli katılımcılarımızın teşrifleri, bilgi ve beceri aktarımları sayesinde amacına ulaşacaktır. Sözlerimi burada sonlandırırken "II. Uluslararası Ekonomi, Finans ve Ekonometri Sempozyumu'nun hem katılımcılara hem de ulusal ve uluslararası düzeyde akademik hayata faydalı olmasını diliyorum" dedi.

Uluslararası sempozyumun "2019 Yılında Dünya ve Türkiye Ekonomisinde Beklentiler ve Fırsatlar" konulu açılış özel oturumunun moderatörlüğünü Bandırma On Yedi Eylül Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Alpaslan Serel yaparken, oturumun panelistleri ise İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kadir Tuna ve Hürriyet Gazetesi Ekonomi Müdürü Sefer Levent oldu.

"2019 Yılında Dünya ve Türkiye Ekonomisinde Beklentiler ve Fırsatlar" konulu açılış özel oturumunun moderatörü Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Alpaslan Serel, "Türkiye'de özel sektördeki firmalar ve bireyler ekonomide borçlanma seviyesini belirlemede son derece önemli bir  durumdalar döviz kurlarına bakarak ekonomi iyiye veya kötüye gidiyor diyemeyiz. Yani döviz kuru 7 TL olursa batıyoruz 5 TL olursa ekonomimiz çok iyi demek yanlış olur. 2019 yılı için dünyada büyüme oranları revize edildi ve gelecekte bizleri nelerin beklediğini şimdiden iyi hesaplamalıyız. Finans sektörünün işi çok zor. Bu süreçleri fırsata çevirmek için firmalara veya bankalara önemli görevler düşüyor" diye konuştu.

"İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkmasının yansımalarını daha sonra yaşayacağız henüz yaşamadık" diyerek konuşmasına başlayan  İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kadir Tuna, "  Reel sektör şu an günü kurtarmaya çalışıyor . Şirketlerin kur riskini yönetemediği ortada ve bu tablo içerisinde bu noktaya nasıl gelindiğinin de değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yalnızca kurun yükselmesi veya düşmesi ekonomi hakkında bilgi vermez, farklı bir sürü gösterge de mevcuttur. Gördüğümüz kadarıyla vade yapılarında uyumsuzluklar var. Bu durumu düzeltebilmek için bankalarımız da çaba gösteriyor ama faizlerin ciddi anlamda düşürülmesi gerekiyor. Kriz yönetimi aşamasına gelmememiz için riskimizi yönetmemiz gerekiyor" dedi.

Hürriyet Gazetesi Ekonomi Müdürü Sefer Levent konuşmasında, "Ekonomide sıkıntılı bir süreç yaşamaktayız. Merkez Bankası öncesinde piyasaya para pompaladı, Türkiye gibi ülkelere para yağmaya başladı ve sıkıntı 10 yıl önce ortaya çıkmaya başladı. Sonrasında bunların önüne geçmek için önlem alınması gerektiği vurgulansa da biz, o dönem para harcamaya devam ettik. Üstelik kemer sıkmak yerine özel sektör, bireyler ve ülke olarak da borcumuzun arttığı bir döneme girdik. Artan döviz kurlarıyla geleceği öngörmedik ve sonrasında gerçekleşen hızlı döviz düşüşleriyle daha da kötü bir döneme girdik. Borçlanmayı seven bir topluluk haline geldik. Bankalardan aldığımız kredileri bize verilen bir nimet gibi görmeye devam ediyoruz. Böyle bir döneme gireceğimizi biliyorduk, bizler bu sürece göz göre göre geldik. Yerli ve milli projelerin desteklenmesini çok önemli görüyorum. Üretimimiz tüketimimize yetmiyor, önce bunu kabul etmemiz lazım. Gelişmekte olan ülkeler ile yarışırken avantajlı durumda olabilmemiz için gerçek anlamla sosyal güvenlik yatırımlarının sağlam olması da dahil olmak üzere her anlamda onlardan bir adım önde olmalıyız" ifadesini kullandı.

Konukların ve öğrencilerin panelistlere sorularıyla devam eden sempozyum 2 gün sürecek.

BANDIRMA GERÇEK - HALİL DİNÇ FOTOĞRAFLAR B.O.E.Ü.07-12-2018