Bandırma'da Binlerce Kişi Kaz Dağları Su ve Vicdan Nöbetine Katıldı

BANDIRMA VE ÇEVRE İL VE İLÇELERDEN ONBİNLERCE KİŞİ BALABAN ÇEŞMESİNE GİTTİ

 Çanakkale’nin Kirazlı Köyü'nde binlerce ağacın kesilerek altın maden sahası kurulması projesine karşı Kirazlı Balaban Çeşmesi Mevkii’nde başlatılan ‘Su ve Vicdan Nöbeti’ne destek vermek için  bugün olağanüstü büyük buluşma gerçekleştirildi.

Bandırma'dan sabah erken saatlerde otobüslerle ve araçlarıyla yola çıkan duyarlı vatandaşlar Kirazlı Maden alanına ulaşarak burada   doğa dostu dernekler, sivil toplum kuruluşları, aktivistler ve yerel, ulusal, uluslararası basın temsilcileri, köşe yazarları, ünlü isimler ve çok sayıda vatandaşla birlikte CHP'li vekillerin de destek verdiği  buluşmaya katılarak  maden sahasında yürüyüş eylemi gerçekleştirdi.

Eylemci yürüyüşçülerce Tel örgülerle çevrilen maden alanına girmek için herhangi bir engelleme yapılmazken  yoğun kalabalıklar  ağaçların kesildiği şantiye alanını gezdi.  Çevre illerden gelenlerle birlikte on binlerce kişinin kalabalıktan giremediği  maden sahasında bir grup çevreci tarafından  fidan dikildiği gözlenirken  ayrıca yapılan imza kampanyasında 300 bin kişinin imza verdiği öğrenildi.

Çanakkale’nin Kaz Dağları bölgesinde yer alan Kirazlı köyünde Kanada firması Alamos Gold’un yerli ortağı Doğu Biga Madencilik şirketi tarafından yürütülen altın madeni projesinde, Çanakkale'nin tek su kaynağı Atikhisar Barajı su toplama havzasında sürdürülen altın ve gümüş  madencilik faaliyetlerinde ÇED raporunda 45 bin denmesine rağmen yaklaşık 200 bin ağaç kesildiği ortaya çıkmasından sonra  su kaynaklarının kirlenme tehlikesine karşı başta Çanakkale Balıkesir  çevre dernekleri sivil toplum örgütleri sosyal medya  paylaşımlarıyla  Kaz Dağları’nda yapılan katliamın durdurulması çağrısında bulunmuştu.

Öte yandan Balaban Çeşmesi mevkiinde sürekli nöbet olarak tutulan  Su ve Vicdan Nöbeti’ne katılan CHP’li Mahmut Tanal, yaptığı açıklamada önemli bir ayrıntıya değindi ve maden ruhsatının verilmesinde devlet kandırılmıştır. dedi .Çıkarılan altının yüzde 96’sının Kanadalı Alamos Gold şirketine kaldığını belirten Tanal  “Devlet burada ya dolandırılmış, ya kandırılmış, ya da kamu değerleri peşkeş çekilmiştir” dedi.
AKP’li siyasetçilerin “Altınlarımızın ekonomiye kazandırılması gerekiyor” şeklindeki savunmasına rağmen Kaz Dağları’nda altın arayan Kanadalı Alamos Gold şirketinin devletten kat be kat karlı çıktığına dikkat çeken Tanal, “Edindiğimiz bilgiye göre, çıkacak altının sadece yüzde 4'ü devlete kalıyor. Dünyanın hiç bir yerinde böyle bir sözleşme bulamazsınız. Bunda kamu kararı yok. Kamu yararı, yüzde 96’yı Kanada şirketine verip, devlete yüzde 4 vermek değildir.Bu kamu hakkını özel şirketlere peşkeş çekmedir. Açıkça nispetsizlik ve orantısızlık vardır. ‘Bu sözleşme yok hükmündedir’ demek lazım. Yani devlet burada ya dolandırılmış, ya kandırılmış, ya da kamu değerleri peşkeş çekilmiştir. Rant uğruna ülkenin her köşesi talan ediliyor. Buradaki tahribat yüzyıllarca sürecek, bu da devletin kendi kendine yaptığı en büyük kötülüktür. Buradan bakanlığa sesleniyorum, kamu yararı su hakkını korumaktan geçer” dedi.
Kanada’da ağaçlar katı kurallarla koruma altına alınırken Alamos Gold şirketinin Türkiye’de izinsiz ağaç kesmesinin kabul edilemez olduğunu kaydeden Tanal, şunları söyledi: “Biz bu akşam burada su ve vicdan nöbetindeyiz. Su, tüm canlıların yaşam hakkıdır, aynı zamanda bir insan hakkıdır, yaşam hakkının olmazsa olmazıdır. Anayasa'nın 17. maddesindeki yaşam hakkıyla ve 56. maddedeki ‘her vatandaşın sağlıklı ve dengeli çevrede yaşama hakkı' ile direkt olarak bağlantılıdır."açıklamasında bulundu.
Kanadalı Alamos Gold şirketi CEO’su John A. McCluskey, Çanakkale’deki altın arama faaliyetleri kapsamında bölgeye 400 milyon lira yatırım yaptıklarını belirtirken, 4 milyar dolar kazanmayı hedeflediklerini açıklamıştı.

ŞİRKET YETKİLİLERİ NE DİYOR?

BBC Türkçe, projeye karşı çıkanların eleştirilerini sormak için şirket yetkilileriyle röportaj talebinde bulundu.
Şirket yetkilileri, soruları yazılı yanıtlamayı tercih etti.
Şirket adına soruları yanıtlayan Proje Müdürü Çağın Şen, öncelikle tüm çalışmalarının yasal izinlerle yürütüldüğünü belirtiyor:
"Kirazlı Altın Gümüş Madeni Projesi tüm uluslararası standartları barındıran ve tüm yasal uygulamaları tamamlamış bir projedir. Ayrıca, benzer çalışma yapısında olan Meksika maden işletmemizin aldığı Uluslararası Çevre Koruma Ödülü'nü de proje kadar çevreye de gösterdiğimiz hassasiyetin bir örneği olarak paylaşabiliriz."
Şirket, projenin Atikhisar Barajı için herhangi bir risk teşkil etmediğini savunuyor:
"Tesislerle ilgili yer seçimi yapılırken havza sınırları değerlendirilmiş, doğal afetlerin yaratacağı tüm riskler hesaplanmış, birçok mühendislik disiplini çalışmalara dahil edilmiştir.
"Madene yaklaşık 14 km uzaklıkta bulunan Atikhisar barajının faaliyetlerimiz sonucunda kirlenmesi söz konusu değildir. Projedeki zenginleştirme tesisleri, Atikhisar Barajı Su Havzası'nın da dışında kalacak şekilde konumlandırılmış olup, sızdırmazlık ile ilgili de tüm önlemler alınmıştır."
Çevredeki ekosistemin de geri dönülmez bir şekilde bozulacağı eleştirilerini kabul etmeyen şirket, projenin sonunda tüm alanın rehabilite edileceğini öne sürüyor:
"Etkilerinin telafi edilemez olduğu değerlendirilen herhangi bir projenin ÇED sürecinin olumlu sonuçlanması imkansızdır. Proje sahamızda çok detaylı flora ve fauna envanter çalışmaları yapılmış olup, faaliyetlerimizin ekosisteme etkileri değerlendirilmiş, tespit edilen kritik bitki türlerinin yerinde korunması, uygun alanlara taşınması ve izlenmesi çalışmaları titizlikle sürdürülmektedir. Her zaman önce çevre bilinci ile hareket etmiş bir firma olarak çalışmalarımızın sonunda tüm alan rehabilite edilmiş olacaktır."
AĞAÇ KESİMİYLE İLGİLİ TARAFLARIN İDDİALARI NELER?
Proje kapsamında 2013'te alınan ÇED raporunda ağaç kesimi konusunda şu ifadeler yer alıyor:
"Proje ünitelerine isabet eden meşcere tiplerine ait alanlar ve bu meşcere tiplerine air hektardaki ağaç sayısı bilgileri kullanılarak, alan büyüklükleri ile hektardaki ağaç sayısının çarpımı sonucunda ÇED alanı içerisinde ünitelerin kurulacakları alanlarda kesilmesi öngörülen ağaç sayısı 45 bin 650 adet olarak hesaplanmıştır."
TEMA (Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma) Vakfı, uydu görüntüleri üzerinden yaptığı incelemelerle maden sahası ve yol bağlantılarında 195 bin ağaç kesildiğini savunuyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ise alanda kesilen ağaç sayısının 13 bin 400 olduğunu belirtiyor:
"Söz konusu maden faaliyetlerinde bulunan firma, mevzuat gereği iki farklı noktada hatıra ormanı oluşturarak, 14 bin fidan dikimi gerçekleştirdi. İddialarda yer alan alanda kesilen ağaç sayısı ortaya atıldığı gibi 195 bin değil, 13 bin 400'dür. Ayrıca, tüm maden faaliyetleri Bakanlığımız ve ilgili kurumlar tarafından periyodik olarak denetleniyor."

BANDIRMA GERÇEK - 04-08-2019  ED..HAYRETTİN İLDAM