Batumi'den Kalkışma !'ya bakış ..Dönüş Yolunda..

Gürcistan Batumi'de bulunduğum anda gerçekleşen kanlı kalkışma - darbe teşebbüsünün  komşularımızı da nasıl  tedirgin ettiğine  şahit oldum. 

Öncelikle bizden çok daha biinçli serinkanlı ve duyarlı olmaları dikkatimi çekti.
Batumi'de ki   ilk geceye denk gelmesi nedeniyle  kuşkusuz uykusuz geçen gecenin sabahında Old City'de -eski kent- bir kaldırım cafesinde çay içip Megrel Gürcüleriyle  konuşuyoruz. Megreller Lazca konuşanların Gürcistan sınırı içinde kalanlarmış. Asıl Gürcüler iç kesimlerde imiş. Yol arkadaşım rehberim Muhammed'le oldukça yakın tanışık olan küçüklü büyüklü  dükkan sahiplerinin ve bizim gibi kısa ziyaretçilerin çoğu bizim tarafta Laz orada Megrel denen  ve diğer Azeri kökenli Türklerin yoğun  olması nedeniyle de  kolay anlaşıyoruz.
Sıcağı sıcağına Darbe ile ilgili olarak konuştuğumuz genç yaşlı  kitle  tıpkı Türkiye'de olduğu gibi yüzde elli elli ikiye ayrılmış durumda. Kimi binbir bela okuyarak bütün bu işlerin Fetö'nun başının altından çıktığına emin hakaret ya da bildiği tüm küfürleri sıralıyor. 
Kimisi de "yok canım adamın günahını alıyorlar ne darbesi bunlar derin Ak Partinin bir komplosu diyerek şüphelerini ?  sıralıyor. 
İddia şimdilik erken saatlerde insanların ev dışında olması nedeniyle çatışma içinde kalarak hayatını kaybettiği söylenen 160  kişinin çok  üstünde kayıp var deniyor ama gelen video görüntüleri öyle demiyor sanki çok daha çok sayıda dram var gibi. Hatta. 6 bin ölü var da deniyor İsimleri halen belli değil  sanki yoklar. Kaos devam ederken bir tespit zor ancak bu insanlık dışı bir kalkışma. Köprüde Ankara'da sıcak çatışmalarda Suriye sahneleri..Kim vurduya giden kalkışmaya direnmekle alakası olmayan masumlar var, ağıtlar var. Çok sayıda  ölen, emire itaat eğitimi verilmiş  emir kulu emir eri "Mehmetçik"  var.  Ölenler hepimiziz ve Ulusal yas şimdilik yok aksine Demokrasi bayramı ilan ediliyor ? Belli ki sinsice uzun süredir bilenilen bir hesaplaşma ve kalkışma bu. Soruyorlar . Türkcell bedava internet sms babasının hayrına mı dağıtıyor? Meclis neden bombalanır ki ? Bombalayan pilot kim daha belli olmadı mı? Tüm bunlar ilk izlenimler.Mutlaka ilerleyen günlerde bilgi kirliliği azalacaktır. Sosyal medyada devam eden tutarsız şüpheler suçlamalar da hak yerini bulacaktır. Soruların yanıtları elbette sonra ortaya çıkacak. 80 darbesinide yaşadık ki ;acı gerçekler sonra ortaya çıktı. Halkın yada sivillerin tanklara karşı  dünyada eşi görülmemiş ölümü hiçe sayan tepkileri inanılmaz. Ancak sivil görüben vebirdenbire ortaya çıkan silahlı kişilerin çokluğu da ürkütücü. Çok anlamsız yerlerde park etmiş ve üstünden Tank geçmiş araçlarda normal değil. Alakasız bir şekilde köprünün ortasında konuşlandırılıp kurbanlık gibi bekleyen askerlere yapılan zülüm fotoğrafları paylaşılıp duruyor. Sosyal medyada Kubilay benzeri kesilen kafa resimleri  ve o resimleri yalanlayan  sahte olduğuna dair karşı paylaşımlardan savaşın sadece3 silahla değil algı operasyonlarıyla da acımasız sürdürüldüğü..  Halkın ısrarla sokağa çağırılmaya devam ediliyor olması tehlikenin öyle kısaca atlatılamayacağına işaret ediyor. ? İnternetin sosyal medyanın altını üstüne getiren çakma site  PKK bileşenlerinden tık yok. Sivilleri kahpe bombalarla öldürmekten zevk alan psikopatlarda. . Bir sürü tuhaflık ama mantıklı açıklaması yok.
Diye diye diye kuşkular elbette netleşecek. Ben Batumi'deki izlenimlerimi aktarıyorum. Ekonomisi direk Türkiye'den gelecek turistlere bağlı Gürcüstan'da Türkçe Megrelce Azeri aksanla karışık  konuşmalar sıralanıp duruluyor..Ağzım açık  şaşkın izliyorum dinliyorum.
Oysa ortada Ankara'da özel kuvvetler komutanlığı tüm camları kırılmış bombalanmış taranmış emniyet müdürlüğü binasının harabeye çevrilmiş .. videoları var. Yakalanmış kalkışmacı erlerin yüzlerindeki şaşkınlığı.
"Darbe herkesin ortalıkta olduğu saat 9' da mı başlatılır millet işte eğlencede cadde ve sokaklardayken darbeye kalkışmak kadar bir salaklık olamaz .Var bunda başka bir iş. Diyor gecenin güzeli  sabahın mona liza'sı Sally. Gürcistan da ki darbe ortamını yaşamış. 
Evet ama istihbarat kalkışmayı haber alınca ihbar gelince erkenden düğmeye basmak zorunda kaldılar bu yüzden eller ayakları karıştı zincir bozuldu dedi Maria. İster inanın ister inanmayın. o dedi. Amerika'nın Küba'ya yaptığı eline yüzüne bulaştırdığı DOMUZLAR KÖRFEZİ operasyonu aklıma geldi. Mantıklı geldi. İlerlemiş yaşını reddetmek isteyen makyajıyla  Fellini'nin filmlerinden çıkma memeleri ve kilosuyla hayat dolu gözleriyle..Resmini çektirmedi Maria gündüz resmi işte çalışıyormuş.
Bunları ; daha kalkışma nın ilk sabahı Gürcistan Batumi 'de eski- şehir de bir kaldırım cafesinde konuşuyoruz. Bana kalırsa ilk bilgilere göre  izlenimim bir şeyler ters gitti işler sarpa sardı. İşin doğrusunu ise ancak işin içinde olupta vefat edenlerin  anılarında öğreniriz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ilk kez telefonla halka seslendiği video dönüp duruyor televizyonda. Bu Gürcülerin alfabeside latin değil ne yazıyor ne konuşuluyor anlamıyoruz. Kısmen tercüme ediyor misafir eden gece emekçileri  arkadaşlarımız. Bir haftalık programıa rağmen hemen dönelim kararı veriyoruz.Sınır kapıları kapalı haberi geldi. Yine de atladık taksiye ve yaklaşık 20 dakika süren Batumi -Sarp sınır kapısına geldik.
Gerçekten gözlerime inanamadım. Daha bir gün önce izdihamla Gürcistana girmeye çalışan yoğun kalabalıklardan eser yoktu. Georgia'ya Gürcü pasaportluların dışında kimse alınmıyordu .Türkiye'ye ise sadece Türk pasaportluların girişi serbest bırakılmıştı.
Girişte 3 saat kuyrukta beklediğimiz Sınırdan 5 dakika  geçtik. Freee shoptan adam başı bir Gürcü şarabı bir kaç sigara alabildik çünkü fazlasına Türk gümrüğünde el koyulduğu söylendi.  Gürcü gümrük personelinin keyifsizliği yüzlerinden okunuyordu. Sanki darbe teşebbüsü bize değil daha çok onlara yapılmış gibi yüzlerinden düşen bin parça.
Haksız da değiller gibi. Gördüğüm izlediğim kadarıyla Gürcistan ekonomisi turizmle turizmde Türklerle ayakta duruyor. İnanılmaz bir özgürlük ortamı var. Üretim yok. Koskoca verimli Çoruh deltasında hiç bir tarımsal ürün göremedim.   Batum'da ortalıkta polis Jandarma Asker de görmeden çok sıkı bir güvenliği adeta ensenizde hissediyorsunuz.  Nasıl başarılmışsa  KANUNLARA SAYGI SAĞLANMIŞ. Hemen herkes yasalara saygısızlıkta KAÇIŞ OLMADIĞININ BİLİNCİNDE GİBİ. . Bunu ilk nerde fark ettim. Paldıur küldür Türk işi caddeye atladım karşıya geçmek için . Kimse korna çalmadı Araçlar uzakta durup sessizce  geçmemi bekledi. Kulağıma küfür sesi de gelmedi.  Çoruh nehrinin Anadolu'dan  koparıp getirdiği alüvyonların oluşturduğu deltada yer alan  Batumi  kenti yüzyıllarca Osmanlı yönetiminde kalmış bir kent ama kentte ki koloni mimarisinden belli ki kapütilasyoncu güçlerin  borusu ötmüş burada . Nitekim  Kurtuluş Savaşının zor günlerinde düzenli ordunun giysi  silah ve muhimmat karşılığı olarak Lenin ve Mustafa Kemal'in özel anlaşmasıyla Sovyetlere bıraktığımız bir kent. Lazların sınır ötesi akrabaları Megrellerin vatanı Acaristan bölgesinde yer alıyor.Kültürler ne kadar iç içe. 

*
Sarp'ta bekleyen midibüse binip Rize'ye doğru hareket ediyoruz. Otobüste aynı oranda fifti fifti algılar düşünceler paylaşılıyor. Binlerce kamu görevlisi hakim savcı askerin işine son verilmiş.
Kalkışma ya da hesaplaşma Jandarma ile polis arasında bu da Amerika'nı dümeni onun parmağı diyenler . Ne Fetö'su .Nasıl bağlantı kuracak ki bunca göz hazır nöbetteyken  diyenler. Tasfiye edilenlerin yerine gelecekler kim? Amerika'nın desteğini kaybettiğini anlayınca halkına  meydanlara inip desteğinizi gösterin diyen ve orda kalmasını isteyen seçilmiş  Cumhurbaşkanı elinde ki kozu kullanarak gücünü güçlü olduğunu kendisini gözden çıkaran Obama'ya gösteriyor diyen. Menderes gibi Ruslarla anlaştı diye  Amerika düğmeye bastı ama bu kez yemez diyen..Derken 
Bildiği bütün küfürleri sayıyor kaptan şöför gür sesi arkadan duyuluyor. "Şerefsiz feto senin ben .." Minibüste İrandan getirdiği kıymetli safran torbalarını  Gürcistan'a sokamadığı için geri dönmeye çalışan Tebrizli' ye aklımca akıl veriyor İstanbul kapalı çarşıyı adres gösteriyorum .Bildiğini anlatıyorum. 
Herkesin  derdi bozulan dümeni.
Sarp'a her yolcu getirişte sınırı geçip en yakın istasyondan üçte bir fiyata mazotla depoyu dolduramayınca Kaptan dakkada bir  mağduriyetine sebep olduğuna emin bir şekilde  Fetö'ya basıyor küfürü. Şöför mahallinin sağında solunda üstünde bir sürü arapça duaların maşallah Allah korusun çıkartmalarına Karınca ve Bereket dualarına bakıyorum bir de küfredip duran kaptana. Yol boyunca Osmanlı tuğralı araçlar bayrakla süslenmiş geçiyor vızır vızır. Çayeli'ne giriyoruz Belediye meydanında partililerce  döner ayran dağıtılıyor katılımcılara..Meydanları terk etmeyin mesajı devam ediyor. 
Sakallı boşuna dememiş.
Kapitalizm'de herşey ama herşey ekonomiktir. Tüm güç savaşlarının nedeni ekonomiktir. Ve şimdi baktığımda değer yargıları  tümüyle ekonomik çıkarlara kilitlenmiş durumda. Savaş güç,para ve iktidar savaşı.Sevilmek desteklenmek istiyorsan besleyeceksin gürühu. Fillerin savaşında ezilenler hep eziliyor.  Meydanlarda yine ve her zamanki gibi şaşkın ördeklere döndürülmüş kitle  yüreğiyle   "Ya Allah Bismillah haykırıyor.

Sol suskun. Tüm bunların gerçeklerle ilgisiyok. Sendikaların emekçiler lehine taleplerini kim dinler ki şimdi. 

Sistemin gerçek mağduru Emekçilerden yana, proleteryadan yana  cephede yeni hiç bir şey yok. 

Bir gün mutlaka kazanacak ama yine şimdi kaybeden yine Proleterya.
.