“Ben Kül Yutmam” Diyenler...

                          “Ben Kül Yutmam” Diyenler...
                                            10 Aralıkta Şirinçavuş’da Olalım

     Bu benim ikinci gidişim Şirinçavuş’a. Çavuşluğu nereden geliyor bilmem ama şirinliğine diyecek söz yok Şirinçavuş’un. Hani denir ya, insanlar gibi yerleşim yerlerinin de belleği vardır diye. Zamanla silinir belleğimizden yaşanmışlıklar. Öncelikle sıradan olanları, daha sonraları az etkili olanları. Bir de yaşadıkca unutamadıklarımız vardır, bizi derinden etkileyen, derinden sarsan. Belki de bizi biz yapan. Bu gözle bakınca görüyor insan, su altından, toprak altından çıkmış tarihin derinliklerinden günümüze kadar gelmiş objelere, ya da bellek kırıntılarına... Ve anlıyor insan Şirinçavuş’un uzun yıllar yaşamış, yaşatmış ve de görmüş geçırmiş, zengin kültür mirasının üzerinde kendini yeniden yeniden varetmiş bir yerleşim yeri, bir şehir, bir köy, bir mahalle olduğu gerçeğini. 66Merak ediyor insan, ne sevdalar yaşandı Şirinçavuş’da, ne arkadaşlıklar, ne dostluklar kuruldu? Ne komşuluklar, ne akrabalıklar, ne hısımlıklar yapıldı yapılıyor? Kim bilir ne acılar, ne kahırlar paylaştılar azalsın diye? Bununla birlikte, ne sevinçler, ne mutluluklar paylaştılar çoğalsın diye? Ve bu yaşananlar kaç kültürde, kaç dilde, kaç dinde yaşandı? Tüm bunları anlamak için tarihi, kültürel, etnografik araştırmalara ihtiyaç var Şirinçavuş’da. Eğer Şirinçavuş’da toprağa bir kazma vurulacaksa ekip biçmek için olmalı ya da arkeolojik araştırmalar yapmak için. Ya da Şirinçavuş’un bellek istifinde unutulmaya terkedilenleri anımsatmak, anımsamak için olmalı. Bölge turizmine nitelik katmak için ya da...
Tarihin derinliklerinden günümüze kadar gelen Şirinçavuş tarihin derinliklerine mi gömülecek? 
             Duyduk ki bu güzelim cennet yere, termik santral yapılacakmış, deniz suyu ile soğutulan kömürle ısıtılan, baçasından radyasyonlu kül yağan. Öncelikle Şirinçavuş’u ve Erdek, Bandırma, Biga, Gönen ve bilcümle Güney Marmara’yı yüreğinden vuran. Şirin’den Çavuş’u ayırıp Çavuş’u otoriter kılan. Erkek egemen kültürünün ya da kültürsüzlüğün etkisi altına alan, sırtını çavuşa yaslayan, biraz yalan biraz dolan ile 10 Aralık’ta ÇED raporu sunan olacakmış. Duyup da durmak olur mu? 28 Kasım Pazar günü, Bandırma Kent Konseyi’nin yaptığı bilgilendirme toplantısına Erdek Dayanışma Platformu olarak biz de katıldık. Gördüm ki Şirinçavuşlular Şirin ile Çavuş’un ayrılmasına izin vermeyecekler. Şirin ile Çavuş’un aşkına sahip çıkacaklar. Ben eminim, 10 Aralıkta sunum yapmak isteyenlere karşı Şirinçavuşlular başta olmak üzere, Erdekli, Bandırmalı, Bigalı “ben kül yutmam, bana kül yutturamazsınız” diyen, bilcümle Marmaralı orada olacak. Hep bir ağızdan ÇED git buradan diyecek!...    

hgencerucar@gmail.com                                                                                                  H.Gencer Uçar