BİRİSİ TAŞERON İŞÇİLERE KADRO MU ÇIKACAK DEDİ, NEDEN Kİ ?!..

BİRİSİ  TAŞERON İŞÇİLERE KADRO MU ÇIKACAK DEDİ,  NEDEN Kİ ?!..  TAŞERON KALDIRILSIN  
    
Taşeron sistemi aldı başını gidiyor.Taşeron işçiler kadro verilecek deniyor. O zaman kadroya geçenlerin yerine yeni kadrosuzlar mı alınacak ? Taşeron kaldırılmalı.

Taşeron sistemi tamamiyle her türlü iktidar gücünün varlığını korumaya yönelik  oy çiftliği oldu. Ver desteğini ver oyunu tak zincirlerini gir sürüye. Markette çalışan solcu bir arkadaşım vardı Büyükşehir'e bağlı bir işe girmek için  Ak Partili oldu işe girdi  bakıyorum şimdi bayağı ilerletmiş işi iyice artmış sempatisi.Laf ettirmiyor.

Taşeron hizmeti alan  özel yada kamu kurumlarında yan iş esas iş fark etmiyor..liyakatın tecrübenin pek bir değeri  yoktur.

 Kriter tanıdık olması veya bağlı olduğu bir partide tanıdık olması ve referans vermesidir. .  
    
    Taşeron sistemi  çıktığından beri,binlerce kişi bir  taşeron işçisi  olmak için her türlü tanıdık dayı,amca,abla,teyze,enişte vs.kişileri devreye sokuluyor.. Taşeron olarak iş alımı yapılacak devlet kapılarında bağlantısı olan biri bulmak için savaş veriliyor..Okul askerlik derken işe girerkende eziliyor çalışmak isteyenler.

Bu savaşı bir çok kişi (bir şehir nüfusu kadar) kazandı. Tabi insan doğasını bozarmı? Daha fazlasını istemek hakkıydı elbet.  İşi bulduk şimdi kadro nedeen olmayalım. Yurdum insanoının kaderi bu. Bu ülkede emek gerçek değerini hiç bulmayacak mı ? İşten sebepsizce çıkarılanların yerine yüzlerce kişi torpil arayacaksa  efendiler neden sevmesin ki bu sistemi.

Şimdide kadro,toplu sözleşme de hak,tazminat yani. Peki bu taşeronlaşma ne içindi;

Normal kadrolu işlerden randımanlı iş alınamadığı içindi. Bu sorunu hep duyduk dinledik. Adam kadroluyum diyor  torpille rapor alıyor izin alıyor  biri yapınca diğeride yapıyor sendikada olmadığı için kısır döngü ortada verimsilik çalışılan yeride zor durumda bırakıyordu. Bir iş ahlakı sorunu efsanesi dolaşır durudu. Ve taşeron yasası çıktı. Artık hemen hemen tüm büyük fabrikalar olsun kamu kurumları belediyeler tapu dairesi bile hizmeti taşeronla almak istiyor. Çünkü öncelikle işlerin aksamadan ve ekonomik olarak yürümesini istiyor. Banvit bile her hizmetini taşeron sistemiyle yürütüyor. 
    
    Devlet kurumlarında asıl çalışana yardımcı olacak,yan işlerde ,geçici işlerde (fabrika gibi birçok yerde var olan işçiler) çalışacak,asıl (kadrolu işçi,memur) çalışanların görevlerini aksatmamak için alınan ek işçiler.Hastaneler,vergi daireleri,belediyeler gibi devlet kurumları içinde özel bir firmaya bağlı olarak çalışmaları gerekiyor.

Fakat burada bir yanlışlık başladı özellikle kamu kurumlarında  siyasetin gereği  işe yarayandan önce , görevini yapacak olandan önce  hatır kişilerin tanıdıkları işe alındı,alınıyor. daha sonra onların tanıdığı (bazı yerlerde,işe ihtiyacı olan kişiler) ve zincirleme olarak devam ediyor.
    
    Taşeron işçiler peki gerçek çalışması gereken yerlerinde mi çalışıyor da kadro istiyor!..Sabahtan akşama sosyal ortamda gezmekle mesai bitirenlere nasıl bir kadro düşünüyorlar merak ediyorum.

 

    Taşeron işçiler ilk olarak kurumların yan işlerinde işe başladı. Halk arasında ayakçı işleri.Baktılar verim iyi. Savunmasız, güvencesiz olan işçiler her denileni kuzu kuzu yapıyor sekiz saat yerine 3 saat mesai de ses çıkaramıyor. Oh ne güzel tam vahşi kapitalist işi sistem. Ama giderek asıl işler de de sisteme dahil edildi.Tabi daha sonra şehirlerin büyümesi,nüfus artışı, devlet kurumlarının sorumluluk artışı ile kadro ihtiyacı duyuldu ve bu kadro ihtiyaclarını, alınan taşeron işçilerle kapatıldı. Şimdi kurumun her yerinde ve her bünyesinde çalışan taşeron işçi görülüyor. Kadrolu personel yetersizliğinde maliyeti neredeyse kadrolu işçinin ki kadar olan taşeron işçiler çalıştıkları devlet kurumunda işlerini sürdürüyor. Bunlarla birlikte kurumlarda yan işleride bu kişiler tarafından yapılıyor. Yani devlet kurumlarının neredeyse 3/2 si Taşeron ve biz bunlara devlet kapısı demeye devam ediyoruz.

    Bir özel firmada çalışan işçi ile devlet kapısında çalışan taşeron işçinin farkı neydi?

Şöyle bir anlayış var.

Kadrolu olursa işçilerden verim alamazsın. Her işi yaptıramazsın. Hakkını arar. Hakkını ararsa senin ilkel sisteminle işler durur zarar edersin. Doğrudur.

Ama bunların giderilmeside artık uygarca emekçilerin hakkını hukukunu vermek korumak değil mi ?

Yani diyeceğim o ki. Adam gibi insana yakışır bir çalışma sistemine kimse itiraz etmez. Eğer arıza yapan varsa öncelikle çalışma rakadaşlarınca dışlanır. Bu sistem kurulabilir.

Ama öyle değil. İlla ki elimize baksın .Bize diyeti olsun dediğimizden çıkmasın diye işçilerin başında sopa muhakkak olması mı lazım.

Buna kim karşı çıkacak .Tabii ki işçinin kendisi çıkacak. Ama tek tek değil örgütlenerek çıkacak. İşte işler burada sarpa sarıyor. Kanallar kapalı. Gidecek yeri yok emekçinin ki? Sahipsizlik had safhada . Mevcut sendikaların taşeronlaşmaya karşı olmaları tabii ki sözleşme haklarını almaları falan hepsi maddi işler aynı zamanda ama gerçekten işçileri düşünen sömürülenleri düşünenlerde var. 

Kadrolu işçi işe alınırken yapacağı sözleşmeyle ne yapacaksa onu yapar. Ama taşeron işçinin işi dışında istenen bir görevden imtina etme  kendi işi olmasa da hayır deme şansı yoktur. Vardır tabi ama işten çıkarılmayı göze alırsa.  Bir çok olay yaşadım çevremde böyle . Kahvelerde zaman öldürüyorlar bir iş bulmak için. Boyun eğeceksin. Dayatılan bu.Dik duranların sonu kapıya konmak bir daha hiç bir iş alınmama cezası oldu. Sanki gizli bir kara listeler var ortalıkta. Zaten elektronik ortamda her şey ulaşmakta kolay. Kim verimli kim arızalı.

Öte yanda taşeron işçinin sırtından geçinen aylaklara ne demeliyiz bilmiyorum.Kağıt üzerinde bir sürü sanalşirket hemen hepsi yerel olsun genel olsun iktidara bağlı daire müdürlerine başkanlara başkan yardımcılarına bağlı sözde şirketler. Sanal hepsi bunların. Herkeste bilir bunu biliyor ama işine geliyor herkesin bu devranda dönüyor. Çünkü ekmeği kazanmak artık aslanın ağzında . Bandırmada her köşebaşında bir çaycı açılmasının nedeni var. 

Ortalık işsiz güçsüz işçilerle dolu.

    Ülkemizde bir çok fabrika bulunuyor ve buralarda çalışan taşeron işçilerden daha fazla kamu kurumlarında işçi bulunuyor.Kamu kurumlarına taşeron işçi nerden seçilir. Partilere üye olanlardan yada tanıdıklardan.Liyakat gerekmez.Ama gördüğüm kadarıyla en verimli çalışan işine sadık görevini yapanlar  tanıdık torpiliyle değil  gerçekten işe ihtiyacı olup taşeronlarda çalışanlar. 

Taşeron şirketlerinde özellikle hatır için kadro şişknliği  oluyor ister istemez. Norm kadro sınırına kadar kullanılıyor.Bu işçiler günlük olarak 8 saat çalışmalarını sürdürüyor aynı (taşeron işçiler gibi).biri çay veriyor, kadroluda diğeri gibi  çay veriyor. Biri Temizlik yapıyor, diğeri de temizlik yapıyor.Muş gibi yapanlara bakın çoğu kadroludur ? Ya da bir daire müdürünün akrabasıdır. Biri malzeme diziyor eeee öteki yani taşeron işçide aynısını yapıyor. Buraya kadar hepsi aynı. İşte fark bundan sonrakiler de. Taşeron işçiler  kadrolu personel veya memurlar gibi emlak tespiti,resmi yazışma,imar,iskan işleri gibi işler yapıyor. Memur ve kadrolu işçilerin  yapması gerekenleri de yapıyor. Asıl işleri yapıyor,devlet dairelerin asıl işi olan işleri taşeronlar yapıyor artık.

 Kafamız iyice karıştı,kim hangi işi yaptığı belli değil.

Aslında her şey basit. Benim gözlemim bugün  kadro istiyorum diyen  taşeron işçileridir asıl işi yapanlar.

Peki hak yenilmeyecek mi? Bir bakıma yenilecek çünkü yan işte çalışanlar bedenen çalışıyor buna bağlı olarak bedenen yoruluyorlar. Masa başında çalışandan daha çok yoruluyor olduklarını hissediyorlar. Bunlarda kadro istiyor doğal olarak,yaptıkları iş yerinin verdiği bilinçle. Kadro verilecekse kime nasıl verilecek belli değil. İşi bu şekle getiren kişiler belli ve şimdi çözmeye çalışıyorlar. Asıl işi yapanla yan işleri ayıralım diye söylemlerde bulunup bu kurumlarda çalışanları savaş içine soktular bile.

Toplu kadro çıkması bir çözüm gibi gözükse de,çalışanlar hakkına  sahip olduğunda yan işlere bakacak personel bulmakta zor açıkçası. 

    Diyelim bu devlete bağlı kurumlarda genel kadro yasası çıktı ve bütün taşeronlar kadro içine alındı. Peki temizlik kim yapacak,kime yaptıracaksın korkusu var.? Batı standartları neden getirilmesin. Adam diyemeyecek  ''benim sendikam var haklarım var ben bu işi yapmam'' diye. Önce sendika denetleyecek.

. Şimdi gelelim başka çareye. Taşeron işçilerin maliyetleri kadrolu işçilere oldukça yakın seviyelerde. Asıl fark güvencesizlik sendikasızlık. Büyükşehir'e bağlanınca  Bandırma Belediyesinde taşeron çaılşanların hepsi işten çıkarıldı mesela .Gözünün yaşına evinde ekmek varmı yok mu bakmadılar doğradılar hepsini. Aynı partiden olsaydı bu kderi yaşamayacaklardı. Burda işçilerin ne suçu var? Neden buna göz yumulur bilmiyorum . 

Taşeron şirketleri yalandan şirketler dedik. İşçilerin sırtından geçinen bir sürü tembel asalak aylak bedavadan geçiniyorsa arkasında mutlaka siyasetin kirli eli var çoğunlukta. Özel şirkette olsa aynı onlarda ya cemaate bağlı ya diğer cemaate yada başka partiye fark etmiyor.

İşçiye ödeyin taşerona verdiğiniz  boşuna paraları üretenler hizmet verenler alsın, kaytaranlara torpillilere değil   çalışanlara  iş  güvencesini verin sendika  için  mücadele etmesinler işe girerken  zorunlu şart koşun  bakın  bakalım ne olacak ! Verim artıyor mu artmıyor mu ?

Aradaki maliye farkını asıl işveren yani bağlı oldukları firma aldığından bu işçilerin ücretleri düşüyor. Bu durumda asıl işi yapan taşeron işçilere kadro çıkartılarak, bağlı oldukları taşeron şirketine verilen komisyon ücreti gerçek sahibi olan  taşeron işçilerine verilmesi gerekiyor.