Eylül'lerimizi Leyla'larımızı Nasıl Koruyacağız?

Eylül'lerimizi Leyla'larımızı Nasıl Koruyacağız?

İnsan, memelilerden, iki eli, iki ayağı bulunan, iki ayak üzerinde dik bir biçimde dolaşan, aklı ve düşünme yeteneği olan, dille, sözle anlaşan en gelişmiş sayılan(!) yaratık. Sözlük tanımı bu.

Kullanamadıkları beyinlerinden, çıkarlarına göre düzenlenmiş kurallarından, yanlışlarla dolu doğrularından, kendi hatalarına körken, başka yerlere büyüteçle bakmalarından hep söz edilmemiş.

Literatürde geçen ikinci manası:

Bu türe giren canlı varlık: "Uygarlığı insan insan kurmuştur". Devamını hayvanlar getirirse şaşırmam.

Aile hayatında filleri, sadakatte köpekleri, anne babaları tarafından terkedilmiş bir yavru gördüklerinde evlat edinen sincapları, birbirlerini kaybetmemek için yüzerken kuyruklarını birbirine sanan deniz atlarını, yumurtalarının içindeyken dahi birbirleriyle iletişim kurmayı başarabilen civcivleri örnek alması gereken insanlar değil mi?

Bizi yaratılanların en üstünü sıfatından en aşağı düşüren neydi? Ne zaman geldik biz bu hale? Bir tane bile yavru hayvanla çiftleşen yetişkin hayvan var mı doğa da? Yazıklar olsun hayvanlardan bile aşağı olduğu halde insan sıfatını taşıyanlara.

İdam mı söndürecek bu yavrularımızın anne babalarının yüreğinin yangınlarını?

Hadımlık mı dindirecek acılarını?

Yeryüzünde savunmasız meleklerimiz yaşarken şeytanlara yer açmamalı. Temizlemeli aşağılık yaratıklardan onların cennet diyarlarını. Sağlanmalı adalet bir Leyla daha karışmadan toprağa, bir kadın daha ölmemeli koca dayağından, bir köpek daha işkence  çekmemeli sadist mahluklar tarafından. 

Bırakmamalı bizi çaresiz  bu devlet.

Sağlanmayan adaleti kendi olanaklarımızla sağlamaya itmemeli. Üstüne düşeni yapmalı artık. Utandırmamalı Türkiye'de çocuk, kadın, hayvan olmaktan.

 

Selma Soybaşı