Futbol işte böyle kahpe bir dünya...

İşte futbol böylesine  kahpe bir oyun.

Bir Avrupa futbol şampiyonası oynandı..içimiz sinmeden seyrettik. Elemelerden finale kadar tüm rakiplerine karşı  fizik kondisyon ve teknik olarak acımasız üstünlüğünü kullanan Fransa yine kendisinden daha iyi olan Almanya'yı haksızca eledi ve  finale şansıyla gelen Portekiz karşısında  20 den fazla pozisyon bulmasına rağmen kazanamadı. Turnuva diğerlerinden görece zayıf    Portekiz'in zaferiyle sonuçlandı.  Kısaca  ,cesur ,atak ve futbolu güzelleştiren görsel efektlerle oynayan dolayısıyla  hak eden değil topun istediği takım Portekiz kazandı.

Güçsüzün güçlüyü yenebildiği nadir sporlardan belki de tek spor dalı olan futbolun adaletsizliği kahpeliği bir kere daha tescillendi.

Kitlelerin uyutulmasını sorunlarından uzaklaştırılmasını da öylesine iyi beceriyor ki; inanılır gibi değil.

. **

Futbolun kahpeliği sadece yeşil sahada değil  saha dışında da yaşanır. Bu dünyada  yeteneklerin iyilerin dürüstlerin yol alması az olasılıktır.  Durum bu olunca. Bandırmaspor'a uzaktan bakıyorum. Hiçbir tesir altında kalmadan izlenimlerimi iletiyorum. Bildiğiniz gibi Bandırmaspor uzun yıllar mücadele ettiği 2.Ligde bir takımın başına gelebilecek en büyük talihsizliklere rağmen finalde şampiyonluğu yakaladı ve 1.Lige çıktı. Özellikle play-off eşleşmelerinde ve finalde verilen onur mücadelesi müthişti. Ve bu mücadeleyi gerçekleştiren yürekli çocuklar yeteneklerinin alınterlerini sonuna kadar yürekleriyle kupayı kaldırarark Bandırma'ya unutulmaz sevinci yaşattılar.

Futbol işte böyle kahpe bir dünya.

Bu yürekli çocukların büyük bir kısmı şimdi yok. Nerdeyse takımın yarısı gönderildi. Gönderilenlerin hemen hepsi yıllardır verdikleri şampiyonluğun tadını bile çıkaramadılar. Belki 1 Ligde oynamak hayalleriydi. Onların ödülleri gönderilmek oldu.Hani şair-Oscar Wilde- demiş ya "Herkes öldürür sevdiğini" Bizde sevdiklerimizi bir kez daha öldürmekle görevimizi tamamlamış olduk. Bazı topçuların  sosyal medyada son mesajlarını okudum. Hüzünlendim. Hemen hepsi istisnasız " yetersiz görülerek gönderilmelerini normal karşlamış sitem dahi etmeden çok sevdikleri Bandırma'dan helaliklerini isteyerek başarılar dilemişler. Satır aralarında ki sitemi hissetmemek olanaksızdı.  Bende verdikleri emeği döktükleri alın terinin canlı şahidi olarak onlara yeni takımlarında başarılar diliyorum. Çünkü. Futbol işte böyle kahpe bir dünya.

**

Gelelim gündemimize. Bandırmaspor'un transfer politikasına. Tek kelimeyle skandal işler yaşanıyor diyebilirim .Benim düşüncem bu. Çünkü izlediğim gelişmelere göre yapılan transferler öncelikle bir ilçe takımı bütçesine sahip Bandırmaspor'u aşan trasferler. Üstelik söz konusu edilen paralara bakılırsa eğer maya tutmazsa başta  bu takıma maddi ve manevi olarak her türlü riski göze alarak destek veren onursal başkan Belediye Başkanı Dursun Mirza'nın siyasi riski  dahil olmak üzere kulübün geleceğine dair  içinden çıkılamayacak bir kaosa zar atmak gibi olmuş. Şampiyonluk ertesi kentin beklentisi ve acil ihtiyacı olan spor tesisi  yatırırımları yerine kulübün geleceğini ipotek altına sokacak böylesine tercihlerin  olası başarısızllık sonrası getireceği ağır  faturanın başkana çıkarılması büyük haksızlık olacaktır. 

Umarım ve dileğim yanılıyor olmamdır.

Dikkatimi çeken bir ayrıntıdan başlayayım. Yıllardan  beridir Bandırmaspor'un özellikle deplasman maçlarını tamamen özverili çabasıyla gerek naklen anlatarak gerek periskop la canlı yayın eşliğinde unutulmaz replikleriyle süsleyerek maç heyecanını  birebir yaşatarak  tüm Bandırmalıların fenomeni olan Uğur kardeşimiz görevlendirildi ve sempatik kişiliğiyle  transfer edilen Üç Brezilyalıyı havaalanında bayrak ve Bandırmaspor flamalarıyla karşıladı. Resimler sosyal medyada rekor sayıda paylaşıldı. Brezilyalıların özellikleri ballandırıldı. Ama orda havaalanında ki karşılamada başta asbaşkan ,transferkomitesi temsilcisi geçtik hiç bir yöneticinin olmaması kimsenin dikkatini çekmedi. Yani yüzbinlerce dolar verilerek dünyanın diğer ucundan getirilen bu yetenekli futbolcuları karşılarken kimse resim vermek istememiş ?!.Demek ki bir sıkıntı var ama dillendirilemiyor.

 Takımın 3 ayrı bölgesine 3 Brezilya'lı alındı. Adı Brezilyalı diye alınan beş para etmez onlarca futbolcunun geldiği takımları nasıl maddi sıkıntılara düşürüp ardından  sessiz sedasız  çekip gittiklerini duymadınız. Çünkü bunlar gelirken olur giderken  haber olmaz medyada.  Özellikle PTT1.Ligde ve SüperLigde bu menecer denilen aracı simsarların  hikayeleri anlatılır dururdu. Bizimde başımıza geldi sonumuz hayır olur inşallah Nasrettin Hoca'nın göle attığı maya tutar. Nitekim sessizce çekip  gittiklerinde  arkalarında bıraktıkları  kulüp enkazı umurlarında olmadı. Balıkesirspor'un halihazırda 40 milyon borcu Süperlig macerasında ki yanlış transferlerden olduğunu unutmayalım. Yaşananlar tecrübe olmazsa yeniden yaşanır. Nitekim duyumlar Kulüp bütçesine uymayan rakamların döndüğü.  MENECER !..transferlerine yönelik rakamlar kabul edilir değil. Bu futbolcular menecer tavsiyesiyle iyidir diye işte bir kaç maçta çekilmiş  kısa enstantane videolarına  göre alındıysa şapkadan ne çıkacağı sürpriz yumurta şansı olur. Oysa Bandırmaspor'un duyduğum değil bildiğim kadarıyla bir izleme komitesi vardı. Amacı benzer  liglerde başarıya aç, yükselme arzusu olan yetenekleri tespit etmekti. Muhtemelen bir liste de oluşturulmuştur. Eğer bu listedekilerle hiç ilgilenilmeyecekse kaale alınmayacaksa bu çalışma niçin yapıldı. Bu çalışmayı yapanlara neden görev verildi. Birbirine alışmış arkadaşlık bağları oluşmuş takımın  verimini  hiç bir pahalı transferle alamazsınız Trabzonspor'un pahalı transferlerle düştüğü  durumu hepimiz izledik.

**

Futbolu futbol yapan taraftardır. Reklam cıngılında bu bildik aforizmayı kullanmışlar. Evet taraftardır. Ama taraftar trübünde güzeldir. Takımı yendiğinde rakibini küçümsemeyen centilmenliğiyle temsil ettiği camiayı yücelten,haksızlığa karşı en güçlü sesiyle ve kurallar içinde eylemiyle direnen ,takımını   deplasmanlardayalnız bırakmayıp en zor anlarında bile karşılıksız sevgiyle gözyaşlarıyla destekleyendir taraftar.. Futbolu futbol yapan taraftardır.  Evet ama futbol takımının yöneticisi değildir taraftar.

Dünyanın hiç bir takımında yöneticiler kulübün yönetim stratejisini taraftara, taraftar liderlerine amigolara danışmaz. Bu varsa acizliktir. Bandırmaspor'da da geçmişte yaşanmış gereksiz  işler. . Umarım aynı hatalar devam etmiyordur.  Dünyanın hiçbir kulübünde taraftarları yönlendiren amigolar takımın yönetiminde söz sahibi değildir. Kendilerine taraftar lideri vasfı taşıyanlara rüşvet diye ulufeler mevkiler rantlar  verilmez. Çünkü bu aymazlığın sonu yoktur. Kulüp başkanları Teknik direktörler , Taraftarların yönetimin hiçbir kademesinde görev almaması ,kulüp yöneticilerinin taraftar liderleriyle asla "yakın" diyaloğa girmemesi gerekir. Aksi süreç futbol kulübünün yönetimsel intiharıdır. Sonunda kulübün anahtarını verirsiniz yine yetmez. Pek çok örnekleri yaşanmıştır Bursaspor, Ankaragücü M.Kemalpaşa ilk aklıma gelenler ..Çok sayıda var. İçinden çıkamazsınız. Kapatmaktan başka çare kalmaz. Dirayetsiz yönetimlerin kısa vadeli dikensiz gül bahçesi için  Trübünden olumsuz tezahüratları engellemek  için genelde başvurulan bu yöntem, sakattır.. Takımın olası başarısızlığında  trübünden gelecek olumsuz tezahüratları önlemek akıbeti engellemez. Başarısızlık varsa bunu medenice kabulleneceksin. Oysa dirayetli yönetimler tüm bunlara göğüs gerebilecek kadar güçlü olmalıdır..Başarı veya başarısızlığın ölçüsü yönlendirilmiş bindirilmiş kıtalara sığınmak değildir.

Ne demiştik işte"futbol böyle kahpe bir oyun.Futbol dünyası da böyle bir dünya. Adamı vezirde eder rezilde.