Gazete Kokusu

           GAZETE KOKUSU

Sabahları günlük gazetemi aldığım zaman, yapraklarının mis gibi kokusunu içime çekmekten büyük keyif alırım. 
İşyerimde aldığım gazeteyi, kazara masanın üzerinde unuttum mu, o'na bir daha kavuşmak imkânsızdır.
Zaten kavuşsam bile artık o güzelim koku yerini, dökülen yemek artıklarının veya hamburgerden akan sosun kokusuna bırakmıştır.
Merakımı hoş görünüz lütfen. Bir gazete(yaygın basın) en fazla 40 kr. Elbette bu kuruşa dahi, ihtiyacı olan insanlar var, veya benim masamdan başka, gazete temin edilecek yer yoktur. Ancak iki şık da gazetelerimi okumaya fırsat bulamadan yürütenler için geçerli değildir. Cebinde kuruşu olmayanlar, sanırım bir kafede çay keyfi yapamazlar, bulamama olasılığı da yok çünkü gazete bayi yanı başımızda. Eee o zaman neden gazeteme saldırıp aç kurt gibi okuyorsunuz? Kırk kuruş vermekten imtina ediyorsunuz. 
***
Durum böyle olunca, şu an okuduğunuz gazeteye bir lira ödemek sanırım oldukça büyük külfet gibi görünüyor. Ne var ki! Alt tarafı üç-beş yapraktan oluşan, yerel bir gazete diyeceksiniz....
Şimdi buna bir lira vereceksin, yetmeyecek üstüne bir de ihtiyacın olmasa da destek için '' reklam ver ''diyecekler.
Oldu canım başka derdin var mı?
Bu düşünceler, uzaklarda birilerine ait değil, benim düşüncelerimdi. 
Mithat arkadaşımın kulakları çınlasın, kendisi "İlk haber" gazetesinde çalışırken, bana gazete abone ücretini almaya geldiğinde, kırk dereden su getirir  '' neden gazete bu kadar pahalı'' diye, meşhur (konuşma ötesi) çığlıklarımı atardım. Emeğinize yaptığım saygısızlıktan dolayı özür diliyorum.
***
Şimdi ne değişti, ben gazeteci oldum da işin zorluklarını mı öğrendim? 
Haşa, elbette gazeteci falan değilim.
Peki birilerine yalakalık mı yapıyorum?
Maalesef hiç böyle bir duruma ihtiyacım yok.
Sadece "Bandırma Gerçek" gazetesinin kurulmasından sonra, elimize alıp okuduğumuz gazeteye, bize ulaşana kadar verilen maddi ve manevi emeği yakından izleme şansım oldu daha önce yazımı yazıp, laptop’umdan bir tıkla gazeteye postalardım, şimdi yazımın gazeteye geldikten sonra, geçirdiği evreleri; Matbaada basılması, katlanması, dağıtılması sürecini ve bu süreçte kaç kişinin emek verdiğini gözlemledikten sonra, önceki düşüncelerimden dolayı üzgünüm.
Bandırma Gerçek Gazetesi bir ihtiyaçtan doğdu, durup dururken hevesler için çıkmadı, çok sesliliğe ihtiyacımız var, insanların düşüncelerini özgürce ifade etmesi gerekli, eğer bunu yapma şansları yoksa çare üretmek zorundalar.
***
Gazeteyi hazırlayan arkadaşlarımın, sabahın ilk saatlerine kadar süren bir emek, kısıtlı şartlar ve olanaklarla sürdürülen çalışmalara eklenen parasal sorunlar, bu da yetmezmiş gibi, verdikleri emeğin kutsallığından duyarsız aniden işi bırakan personel vs. Çok iyi biliyoruz ki özellikle yerel basın için batı ülkelerinde resmi kurumlarca maddi destek var ülkemizde ise tam aksine bırakın maddi desteği engeller var. Bütün zorluklar neticesinde, ayakta kalmayı başaran  tüm yerel basının yolu açık olsun.
Sevgili okuyucular sizde, gazetelere verilen kuruşlara acımayın lütfen.Bir lira bütçenizi çok sarsıyorsa, hiç bir şey yapamıyorsanız, kişi başı yirmi kuruş verip beş kişi ortak bir gazete alın.