Her Leşe Konmazlar

Bu hafta, Anayasa Mahkemesi’nin partili imama neden geçit vermediğine bakmayacağız,

Malta Adası bankaları ile Man Adası bankaları arasında bir karşılaştırma yapmayacağız,

Lozan’ın revizesinden ve Küdüs’den de bahsetmeyeceğiz…

*

Bir fıkra ile başlayacak, yardımseverlikte ‘haram’ın nasıl helalleştiğini anlamaya çalışacağız.

Eski günlerde, bir adam kanunsuz ve uygunsuz işlerden kazandığı para ile bir inek almış.

Sağdığı sütü içtikçe, yaptığı yoğurdu yedikçe; yediğinin içtiğinin, satıp cebine koyduğu

paranın da ‘haram’ sayılacağını hisseder olmuş.

İnekten elde ettiği gelirle ‘hayır hasenat’ yaparak günahlarının azalacağını düşünmeye

başlamış.

Bir tarikat şeyhine gidip: “Ben, kanunsuz ve uygunsuz işlerden bir inek sahibi oldum.

Bu ineğin gelirinden elde ettiklerimle fakirlere yemek dağıtmanıza katkıda bulunmak,

böylece günahlarımdan mümkün olduğunca arınmak istiyorum” demiş.

Şeyh, adamın gözlerinin içine bakarak:

-Olamaz! Biz haram parayla fakir fukara doyurmayız diye kestirip atmış.

Adam, hem bozulmuş hem üzülmüş ama kafasına koydu ya, bir yol bulacak…

Bir başka tarikatın kapısını çalmış, o tarikatın şeyhine:

- Ben, kanunsuz ve uygunsuz işlerden bir inek sahibi oldum. Bu ineğin gelirinden elde

ettiklerimle fakirlere yemek dağıtmanıza katkıda bulunmak, böylece günahlarımdan

mümkün olduğunca arınmak istiyorum.

Şeyh,

-Çok iyi olur, yardımlarınızla fakirlere yemek dağıtırız deyince, çok mutlu olmuş ve

daha önce gittiği tarikatı ve yardımını kabul etmediklerini anlatmış.

Yardımı kabul eden tarikatın şeyhi adamın çelişkisini dağıtmak için:

-Biz karga isek, onlar kartal gibidir. Her leşe konmazlar. Bu yüzden biz haram filan

demeden kabul ederiz ama onlar kabul etmezler. Açıklamasında bulunmuş.

Adam, günahından kurtulacağını düşünerek memnun ve mutlu olsa da, kendisini ret eden

ilk tarikata “Siz kabul etmediniz ama bakın onlar kabul ettiler, siz neden ret ettiniz?”

demekten kendini alamamış…

‘Haram’ diyerek yardımı etmeyen şeyh, o ‘yardımsever’ adama:

-Bizim gönlümüz su birikintisi ise onlarınki okyanus gibidir. Bu yüzden bir damla ile bizim

gönlümüz kirlenir ama onların engin gönlü kirlenmez. Demiş…

*

Biliyorsunuz:

Diyanet İşleri, Milli Piyango almanın haram olduğunu açıkladı.

İnsanın,

Milli Piyango almak haramsa:

“Şans oyunlarından devlet bütçesine giren paralar da ‘haram’ sayılmaz mı?” diye sorası geliyor.

*

“Haram parayla hacca gidilebilir.”

“Haram parayla yapılmış camide namaz kılınabilir.” fetvaları verilmişti.

Demek ki,

Devlet bütçesinin şeyhin engin gönlü gibi kirlenmeyeceğini varsayarak,

‘haram’ bulaşmış bütçeden de, helalinden maaş alınabiliyormuş…

*

Yiyip, içtikleriniz afiyet; haclarınız mübarek, namazlarınız kabul olsun!..