Kavuşamayanlar

Kavuşamayanlar

Bir seyahatim sırasında, otobüste ,yanımdaki genç ve güzel gözlü kadın. çok üzgün bakıyordu,pencereden, ona el sallayanlara..

Aracımızın hareketinden kısa bir sonra konuşmaya başladık. Daha doğrusu ben dinledim  o  hikayesini anlattı ..Benden yaşça epey küçük olduğundan, " abla sen bana bir akıl ver ne olur. çıkmazda kaldım.ne yapacağıma karar veremiyorum. ama otobüsten inmeden önce  karar vermem gerek" !....dedi. Ve anlatmaya başladı..

"-Yıllar önce liseyi henüz bitirmişken..bir arkadaş toplantısında tanışmıştık  Serkan la.. yakışıklı görgülü iyi biriydi. kısa zamanda çok sevdik birbirimizi.. ve nişanlandık.
(Bu arada  kızımızda da sarışın, yeşil gözlü, çok güzel bi kız. yaani birbirlerine tam denk..)

- Ee sonra dedim..

- Sonrası biz Adapazarı'nda o ise İzmir 'de Kemeraltı'nda işyerleri var. sık sık da yurt dışına çıkması gerekiyor. yaani durumları çok iyi.   Serkan o kadar düşkündü ki bana. her gün telefon açar, sesim biraz üzgün ya da kısık olsa, hastamısın yoksa diye uçakla koşar gelir, bir saat dahi vakti olsa görür dönerdi. o derece yaani.  Ama doğal sonuç  tabii fesatlar  kıskananlar çok oluyor. Arabozucular rahat durmuyor...bi şekilde  laf açıp Serkan'ın  aklını çeliyorlar. Sor diyorlar. Zengin olmasam da beni istermiydin.  Beni param için mi seviyorsun.. de..gibi  laflarla, aklını bulandırıyorlar. O önce  bunlara aldırmıyor olsa da sonrasında şeytan girer  ya baazen insanın aklına.. Bir gün bana DEYİVERDİ!

- Sen beni param için mi sevdin!..

Bundan sonrasını BEN ÖZETLEYEREK  anlatayım..

Kız o kadar gururlu, o kadar seviyor ki nişanlısını.. yıkılır bu soruyla ve sen bunca zamandır beni tanıdın öğrendin seni nasıl sevdiğimi gördün. bu soruyu nasıl sorarsın!... yüzüğü ORACIKTA  çıkarıp verir. benim sevgimden şüphe edenle evlenemem der. Çocuk binbir özür dilese de affet dese de dönmez  sözünden. Ve o sıra peşini bıraksın diye.  kendisini istemeye gelen  bir fabrika işçisiyle evlenmeyi kabul eder!. Gurur mu ,kibir mi. ..
Evlendiği çocukta  dünya iyisi biri ve kızı çok fazla seviyor ve de çok duygusal. Öyle ki yıllar geçiyor olsa da  eski nişanlısını unutamadığını bildiği için severek evlendiği kızın  kendisini de sevmesini sabırla bekliyor .. Yıllarca beraber olamıyorlar!.. doğal olarak  çocukları da olmuyor. Ve Tam 7 yıl sonra evlilikleri mutlu bir beraberliğe dönüşüyor ardından  bir kız çocukları oluyor. 

Bu arada eski nişanlı Serkan da sevdiği kız evlendikten sonra, belki unutabilirim diye bir evlilik yapıyor.... ama nafile .. evlendiği kız da onun dillere düşmüş olayını  biliyor ama sabırla değişmesini bekliyor. Ama bu farklı bir seyir izliyor.  Serkan evlerindeki vitrinden sevgilisinin resimlerini ve kalbinden sevgisini yok edemiyor. Uzaktan da olsa ilk aşkının haberlerini alıyor  zaman zaman .Ve tabii ki bu evlilik bir süre sonra sona eriyor.
7 yıl sonra,  unutamadığı ilk aşkının bir kız çocuğu olduğunu öğrendiğinde yıkılıyor Serkan..

Ve nişanlı iken seçtikleri..- bir kızımız olursa..diye  karar verdikleri  ismi verdiğini öğrendiğinde..üzüntüsü bin kat artıyor Serkan'ın  .. Bunalıma giriyor, kendini alkolle teselli etmeye çalışıyor. Birgün çokça içip ,aracına biniyor ve yurt dışına işyerine malzeme almaya gidiyorum diye çıkıyor. sınırı geçince bir uçurumun kenarından arabayı boşluğa sürüyor. çevreden geçenler onu buluyorlar, üzerindeki kimlikten aileye ulaşıyorlar.aile hemen gelip alıyor ve hastaneye yatırıyor. ama çok ağır durumda. komada.
hastanede yoğun bakımda. hiçbir hayat belirtisi yok.
doktorlar diyor ki, yaşama isteği yok. tedaviye cevap vermiyor. komada olsa da hisseder, anlar bazı şeyleri.
sevdiği, istediği biri varsa gelsin yanına konuşsun...

Aile hemen bu kızı hatırlıyor ve bi şekilde ulaşıp rica ediyorlar. ne olur gel, sen onu hayata döndürebilirsin..
Kız tabii kocasına bunu anlatamıyor ve bir arkadaşım hasta ona yardımcı olmak için gitmem gerek diye izin alıp geliyor Serkan'ın başına. elini tutup, konuşuyor baş ucunda.. ve tepki vermeye başlıyor Serkan...
tedavi iyiye gitmeye başlıyor. ancak geri dönmesi gerekiyor tabii bu güzel kızın, işte evine dönüş yolunda , otobüste bana anlattı bunları.

Asıl dram  bundan sonrası..
"- Ablam, kocam dünyanın en iyi insanı, beni çok seviyor. onu üzemem. ona bu durumu söylesem, eminim ki beni bırak git der. ve eğer iyileşirse de beni boşa git onla evlen der. öylesine iyi yaani. ama ben ona bunu nasıl yaparım. onu üzmek çok büyük haksızlık olur.
öte yanda da bana ihtiyacı olan hayata dönmesine yardımcı olacağım ve bir zamanlar çok sevdiğim biri var. ve haala çok seviyorum. ne yapacağımı bilemiyorum. kocama hiç anlatmasam da, beni o kadar iyi tanır ki.. sesimden, yüzümden hemen anlar mutsuz ve üzgün olduğumu ve sorar ne oldu diye.. nasıl anlatabilirim?
çıkmazda kaldım.abla bana akıl ver ne yapsam.." diye diye ve yol boyunca 6 saat , hiç durmadan, o yeşil gözlerinden akan yaşlar, yağmur gibi döküldü durdu. ve tabii bir de henüz 3 aylık bir bebek vardı. ...
anlayacağınız çok zor bir durum. düşünüp bir çözüm bulamadan yol bitti... ve ben araçtan indim.

Bu güzel kız evine döndüğünde nasıl bir kararla kocasına olayı anlattı hep merak ettim. doğruları söyleyip Serkan a geri mi döndü hastaneye..? neden üzgün olduğunu bir şekilde izah edip.. eşinin yanında mutlu olmayı mı seçti. böylesine büyük bir aşkla birbirini sevenler kavuştu mu sonunda... yoksa Serkan öldü mü hastane odasında..
bunları hep merak ettim yıllarca. bir daha haber alamdım onlardan. kendim de bir yorum yapamadım. hangi son daha iyi olur. hangi karar mutluluğa götürür. Siz karar verin. bu güzel kız nasıl bir karar verdi hiç bilemeyeceğiz ama, siz olsaydınız ne yapardınız sorusuna bir cevap bulmaya çalışın.

İşte böyle hüzünlü bir hikayeden sonra biten seyahatden bu anı kaldı belleğimde ve hep bir merak.. acaba o günden sonra neler oldu...?

   Sevil Ağtaş