Lagom

LAGOM
Bazı konularda insan fikir ve bilgi sahibidir. Üzerinde uzun uzun düşünür, veriler toplar. Ancak bunu ifade etme noktasına gelince sıkışır kalır. Nereden başlayacağını nasıl anlatması gerektiğini bilemez. Yanlış anlaşılmaktan çekinir. İstediği kadar doğru ve etkili anlatamazsa kendini kötü hissedeceğini bilir. Hele bir de kendini engellenmiş olarak hissediyorsa! Düşüncelerini paylaşmaktan çekiniyorsa!Sonra biri çıkar, o ifade edilemeyen düşünceyi kısacık bir cümle veya bir sözcükle anlatıverir. Bu konuda LAGOM sözcüğü tabii türkçe anlamıyla düşüncelerimi özetledi.
Ben bu sözcüğü yeni duydum, yeni öğrendim. Dostlarımla da paylaştım.

İsveçlilerin Hygge felsefesinden sonra ikinci mutluluk sırrı olarak dünyaya yayılıyormuş. Bize kadar ulaştığına göre oldukça geniş alanlarda kabul görmüş demek ki!

Anlamı; ne az, ne çok. Tam ayarında, demekmiş.

Ekonomik ve sosyal yapısı tam ayarında olan ülkelerin insanları mutlu oluyormuş. Başka bir deyişle ekonomik ve sosyal eşitlik mutluluğun anahtarıymış. Dengesiz bir toplumda, ekonomik gücü olmayan ezilen insanların mutsuzluluğunu anlıyoruz da; ezen ve refah içinde yaşayanlar da mutlu olamıyorlarmış. ( Hadi canım! Onlar niye mutsuz olsunlar ki ?) diye düşünenler olacaktır. Ama ben gerçekten onların da mutsuz olduklarına inanıyorum. Kul hakkı yiyen insanın boğazından lokma geçerken; bir gün bir yerlerde mutlaka takılır. Başkalarına eziyet eden insan başını yastığa huzur içinde, koyamaz. Başkalarının hakkını gaspeden, bir gün kendi haklarının da gaspedilebileceğini ister istemez düşünür. Herkesi kıran üzen, aşağılayan insanlar kimsenin sevgi ve güvenini bu yolla kazamadıklarını eninde sonunda görürler. Birileri açlık çekerken, depolanan mal ve para, sağlık ve huzur için yeterli değildir. Hasılı hiçbir konuda aşırıya kaçmamak gerekir. İslamın şartlarından biri olan oruç tutarken , önce aç kalarak; aç insanın mutlu olmadığını, tıka basa yedikten sonra da aşırı yemekten rahatsız olunduğunu deneyimleriz. Güzel ve doğru olan; yaşamın her alanında dengeyi kurabilmektir. Aşırı sevilen çocuklar sevgi arsızı olurlar. Hiçbir sevgi ile doyuma ulaşamazlar. Sevgisiz büyüyen çocukların ruhsal ve duygusal gelişimleri tam olmaz. Kavruk kalırlar. Yağmur yağmaz, kuraklık olur. Çok yağarsa, sel basar afet yaşanır. Her konuda denge kurmak bizi aşar ama; en azından, aç gözlü, haris, saldırgan veya mal kıymeti bilmeyen, duyarsız, pasif olma konularında ortayı bulabiliriz. 

Ülkemizde kazananı bilinse de; henüz sonucu resmen açıkanmamış bir seçim tekrarlanacak. Bu tekrardan doğan maddi manevi zararı hep birlikte üstleneceğiz. Haksızlığa uğradığını düşünen kesim demokrasiye zarar vermemek adına bu tekrara karşı çıkmadı. Kendinden emin ve coşkulu. Ancak bu ülkede ne haksızlıkların olduğunu, kapalı kapılar ardında nelerin döndüğünü, nasıl oldu bittiler karşısında bırakıldığımızı, hakların korunamadığını, insanların para ve çıkar uğruna nasıl döneklikler yapabildiklerini aklımızdan çıkartmamamız gerekir. Yani coşku ve umutta denge.

İşte LAGOM ( Ne az ne çok, tam kararında) olmakta fayda var. Dileğimiz hak yerini bulsun. Vatandaşımızın vicdanı her zamankinden daha duyarlı olsun. Kimse aldatmasın, aldatılmasın. Seçim eşit şartlarda yapılsın. Yolsuzluk ve ahlaksızlıklara izin verilmesin. Sağduyu hakim olsun. Hukuken mümkün müdür bilmiyorum ama; toplumun güvenini kaybeden YSK üyeleri partilerin ortak kararıyla yeniden seçilsin. Kazananı ve kaybedeniyle mutlu mesut yaşamımızı devam ettirelim. 
HERŞEY ÇOK GÜZEL OLSUN!
ULVİYE KARA AKCOŞ- BANDIRMA -10-05-2019