MEVTAYI GÖMÜYORUZ!..

MEVTAYI GÖMÜYORUZ!..

“Cenaze mi kokteyl mi?..”

Başlıklı yazımız okurların bayağı ilgisini çekmiş. Yazımızda, Haydarçavuş Camii’ndeki bir cenaze namazı öncesini anlatmaya çalışmıştım. Daha doğrusu “Mevta musalla taşında, herkes kendi havasında!..” benzetmesi yapmaya getiriyorduk gördüklerimizi…

Meğer bizim gibi düşünenler az değilmiş. Serhat Ozar kardeşimiz, konuyu dallandırıp budaklıyarak “Hocam, bu yazın çok ilgi gördü, herhalde bu yazının ikinci bölümü mezarlıkta biter…” deyince, bize de “Mezar!..” ile ilgili bir şeyler yazmak düştü.

Ölüm denilen şey acı, kara, kapkara bir olaydır. Ölüm olayından sonra dini bir görev yapmanın yanında, bazılarının acılarımıza ortak olmanın yanında bazılarımızın da zorunlu dinsel dostluk sergilediklerini görüyoruz!..

Eğer hava yağmurlu ise, mevta cenaze arabasına yerleştirilirken, camii avlusundan kaçma numaralarının en şahanesi uygulanır. Bu kaçışlarda asla ofsayıt olmaz!.. Hava güzel ise mecburiyetten bu kez mezarlığa gidilir. Mezarlıkta defin işleminin başlaması ile mezara toprak atma yarışı başlar. Yarış halinde gömme işlemini düşünür ama nedenini bir türlü çözemezsiniz!..

Vefat eden zengin veya hatırlı bir kişiyse imamın bile tavrı değişik olur!.. Gömme işi biter mezarın suyu dökülür, imamın mezar başında yalnız kalıp duasına devam ettiği sırada, eş, dost, hısım, akraba yan tarafta pide veya lahmacun kuyruğuna girer. Eeee, her emeğin karşılığı vardır!..

Burada ki yarış da ilginçtir. Eğer ikindi namazındaki mezar töreninde iseniz, aile efradınızı da unutmayarak, akşam yemeğini bedavaya getirmek için verilen gıda paketlerinden birkaç tane fazla alabilirsiniz. Tabii, alırken “Arkadaşlara” yalanına başvurarak!..

Ve eve dönüşte hiçbir şey olmamış gibi günlük sohbet çeşitlemelerinden örnek sunulurken, cenaze yakınlarının dramatik serzenişleri duyulurken, imam aldığı zarfın içindekini düşünürken, bazılarımızın aklına Galatasaraylı Nuri’nin arkadaşına yazdığı mısralar takılır:

“Hele bu iş rastlarsa Cumaya,

İmam son vermez olursa duaya,

Bir uyan da bak arakana sen,

Gör nasıl küfre boğulmuş sülalen…”

Bu duygular, bu ifadeler belki biraz abartmadır ama, hiç mi gerçek payı yoktur?..
21.11.2019