Mıhtarları Seviyoruz

MIHTARLARI SEVİYORUZ 

Her biri Oxford ve Yale mezunu, yürüyen ansiklopedi, bilgi ve görgü pıtırcığı olan, eğer onlar olmazsa bi tarafımız her daim eksik kalacak mıhtarlarımız yerseniz(!) sponsorlarla, yemezseniz(!) devlet bütçesiyle İspanya Endülüs'te raks etmeye gittiler!!!

Dönecekleri gün Sabiha Gökçen'de karşılamaya gidip teker teker kucaklamazsam nah bööle olayım! (Gösteremiyorum, baş parmağımla işaret parmağımı birleştirdim. Siz zihninizde canlandırın lütfen)

Üstelik dünyanın kıskançlıktan çatır çatır çatladığı haşmetli ve ulu reyizimiz her bir mıhtarımızın maaşına nedense (!) zam yapmış...
Yeni zamlı maaşlar pek manidar arkadaşlar...
2019 kayme!
Niye 2019 acep?

Hayırlı uğurlu olsun, seviyoruz kendilerini!
Sağlıklarına duacıyız, mütemadiyen okuyup üflüyoruz efendim! 
***
ANNEM ÖLDÜ BENİM!

Tam 20 yıl önce bugün annem öldü benim...
"Zaman her şeyin ilacı, özlemi azalır unutulur" derler ama özlem ne azaldı ne de unuttum!
Çok özledim O'nu...
Sesini özledim...
Gülüşünü, sıcak bakışını özledim...
Bana sarılışını, o kendine özgü kokusunu özledim.
Mutfakta yemek pişirirken şarkı türkü söylemesini özledim. 
O huzur veren sesiyle "kıskanırım seni ben, kıskanırım kendimden" nağmelerini özledim. 
Gözlerimin içine bakarak "oğlanın adı Hasan Hüseyin, sen askere gidersen ben kime küseyim" nakaratını özledim. 
Enginar dolmasını, ciğer sarmasını, barbunya pilakisini, tarhana çorbasını özledim...
Her pazar günü banyoda sırtıma kese yapıp, beni yıkayıp paklayan o güzel ellerini özledim.
Bazen bana kızıp "baban gelsin de görürsün gününü" dediği halde bana kıyamayıp susmasını özledim.

Her şeyini özledim...
Özlem azalmıyor arkadaşlar, artarak daima büyüyor.
Annelerinizin kıymetini bilin arkadaşlar, offf bile demeyin, sarılın, sıkı sıkı sarılın, öpüp koklayın, o kendine has kokusunu içinize çekin...

Sizin hiç anneniz ölmesin e'mi! 
***
HANIMEFENDİLER! 
DÜNYA GÜZELLERİ...

Bakmayın siz benim gariban bir köylü olduğuma, ünlü Onkolog Profesör Dr. Erkan TOPUZ öz amcam olur...
Az önce telefon açtı, konuştuk!
Dedi ki:
"Hasancığım kadın arkadaşlarına söyle makyaj yapmasınlar, fondöten, pudra, ruj, rimel, oje ve bilimum tüm makyaj malzemelerinden kaçınsınlar zira hepsi kanserojen madde içeriyor. AMAN" dedi...

Sizi uyarıyorum arkadaşlar, boya küpüne düşmüş gibi makyaj yapmayın. Sade olun, doğal olun, doğallık en güzeli...

Unutmayın, siz defolarınızla da güzelsiniz, hatta daha güzelsiniz!
Seviyorum sizleri
***
ALGI YARATILIYOR!

"Seçimi boykot edelim, sandığa gitmeyelim, OY kullanmayalım" şeklinde muhabbet dönüyor bu günlerde...

Teslimiyetçi, kolaycı bir yaklaşım bu!
Bireysel olarak bunu yapmak çok saçma.
Haaa tüm muhalefet partileri birleşir ve şu anki duruma tepki verip "Biz mühürsüz oy istemiyoruz, buna karşıyız" ve benzeri haklı taleplerini belirtebilir...

Son zamanlarda eğitimli, belli bir kültür seviyesine ulaşmış insanlar "ben sandığa gitmeyeceğim, nasılsa sonuç belli ve ben bu duruma alet olmak istemiyorum" diyorlar...

OY kutsaldır!
Sandığa gitmeyelim diye bir zihniyet yanlış!
Mücadele şart, susup küsmek ve kenara çekilmek çok gereksiz.
Zaten iktidar partisinin istediği bu, onların ekmeğine yağ sürmeyin!

Yok efendim oyumuz çalınıyor, yok efendim ben bu seçim sistemine güvenmiyorum, yok efendim adamlar ölülere bile oy kullandırıyor, gibi gibi gibi mazeretler sunmayın...

Çalıyorlarsa çaldırmayın, fikir üretin, kabuğunuza çekilip ümitsizliğe kapılmayın...
LÜTFEN AMA