Mizah Nerede ?

MİZAH NEREDE 
Araştırmalara göre insanlarda mizah duygusu on,on bir yaşlarında gelişmeye başlıyormuş.

Bunu öğrendiğim dönemde ; ( masraf olmasın diye) kullanılmış bir deftere, gazetelerden, dergilerden kestikleri karikatür ve fıkraları yapıştırtarak kendilerine özel bir kitapcık yaptırmışdım öğrencilerime. Fırsat buldukça komedi film izlemelerini radyo programlarını dinlemelerini isterdim. O dönemde Karagöz Hacivat vardı. Metin Akpınar, Zeki Alasya videoları elden ele dolaşır, Kemal Sunal filmleri kaçırılmazdı.

Panayırlarda orta oyuncuları, İbiş ve palyaçolar insanları dolu dolu güldürürdü. Gülmek insan ruhunu besler. Pozitif düşünmeyi sağlar. Mizah ise kıvrak zeka ve kültürel birikimle olur. Çocuğun espriden anlayıp yorum yapabilmesi, espri üretebilmesi için fırsat vermek gerekir. Bugün bilgisayar oyunları oynarken kahkahalarla gülen çocuk gördünüz mü hiç? Heyecan, korku ve gerilim ağırlıklı bu programlar onları pasif adrenalin bağımlısı yapıyor. Fiziksel hareket yok, bütün etkinlik beyinde. Ruhsal dengesi etkilenen çocuklarda uyku ve davranış bozuklukları görülüyor. Karanlıkta kalamayan, tuvalete oturmaktan korkan çocuklar var. Bu oyunlardaki kahramanları örnek alanlarda, kadın ve hayvan düşmanlığı, düzen ve entrika düzenleme merakı oluşuyor.

Mizah sanatçıları birer birer köşelerine çekildiler. Çünkü yetkililerin baskıcı tutumu onların yaratıcı düşüncelerini sınırladı. Siyasilerin davranış ve söylemlerinin mizah için zengin malzeme olmasından rahatsız oluyorlar. Bir de ahlak, edep adına sınırlamalar var. Aslında toplumu siyasilerin söylemleri yeterince güldürüyor, ahlak dışı açıklamalar utandırıyor. Bu davranışlar topluma erotik ve siyasi mizahdan çok daha fazla zarar veriyor. Cem Yılmaz, Gülse Bilse, Gani Müjde , Tolga Çevik. Ali Poyrazoğlu gibi mizah ustaları da suya sabuna dokunmadan bizleri güldürmeye çalışıyorlar. Yazımın başlığında mizahın nerede olduğunu sorarken mizahın artık siyasilerin söylem ve davranışlarında olduğuna dikkat çekmek istedim. Biz onlara acı acı yıpranarak gülerken bir yandan da, sahnelerde mizah yapıp bizi güldürmeye çalışan ustalarımıza sahip çıkıp onları gönülden alkışlayalım. Mizah zordur. Düşünce ve sanatın sınırlandığı ülkelerde çok daha zor ve sancılıdır. Bir toplumun akordu bozulunca her telden farklı bozuk sesler çıktığını gördük öğrendik artık.

Vizyonda BİZİM KÖYÜN ŞARKISI adlı bir film var. Henüz izlemediyseniz sakın kaçırmayın diyorum. Yakınlarıma, sevdiklerime baskı yapıyorum . Bu filmi izlerken varlığını unuttuğumuz hassasiyetlerimizi anımsayacaksınız. Ben kendi adıma; bir film; düşündürüyor, ufkumu genişletiyor, dinlendiriyor, eğlendiriyor, bilgilendiriyor, duygulandırıyor ve de güldürüyorsa; hiç olmazsa bunların bir kısmını yapabiliyorsa, güzeldir . Ben (BİZİM KÖYÜN ŞARKISI) nda bunların hepsini buldum. Böyle yetenekli çocuklarımızın, sanatçılarımızın olması içimi rahatlattı.

Ülkemde sanat adına güzelliklerin yaşandığına sevindim. Güldüren, gülümseten sahnelerin varlığıyla motive oldum. Toplum soytarılarının trajikomik hallerine acı acı gülümsemekten kurtulup gerçek mizaha dönelim gülelim istiyorum.Gülünüz güldürünüz sevgili dostlar. Gülmek şifadır. Gülmek duadır. Gülmek devadır. Gülmek sefadır. Gülmek gıdadır. Gülmek Allah'ın kullarına bağışladığı en güzel duygudur. 
ULVİYE KARA AKCOŞ - BANDIRMA