Neden? EVET !

Neden ? EVET !

Gazetemiz köşe yazarlarından dueyen abilerim gerçekten düşüncelerine yönelik duruşlarını ifade etmeleri çok hoşuma gitti.

Yazılarını okudum düşüncelerine saygı duyuyorum. Onların bakışı farklı . Ben günlerdir her türlü  gazete televizyon izliyorum,sosyal medya curcunası ha keza.

. İnternetten değişecek Anayasa maddelerini de tek tek inceledim.

Bana göre de ; EVET daha mantıklı.

*

Ben Eti Maden de çalışan ve yıllardır kadro sözü verilerek avutulmuş bir taşeron işçisi olarak ! Böyle düşünüyorum. Bir çevre teknikeri olarak yıllardır ülkemizin doğal kaynaklarına yönelik neler yapılabilir dünyadaki yenilenebilir enerji üzerinde kafa yoruyorum. Petrol ve doğalgaz fakiri olan ülkemizde yenilenebilir enerjiyle bu açığını kapatır diyorum.

Ve yazılarımda örnekler sunuyorum. Örneğin yıllardır yanan çöplükten sızan metan gazının Bandırma'nın evsel elektrik ihtiyacını karşılayabileceğini yazmıştım. Ama orada yıllardır yandı gitti. Şimdi de Balıkesir'e mi taşınacakmış ne ? .Öte yanda İlçemiz sınırında olan bir salça fabrikasının çatısına güneş elektriği projesi için Ankara ve bakanlık bürokrasisisinde aylardır neler çektirildiğini bizzat kulağımla duydum.

Bana göre ülkemizin hızını bürokrasi kesiyor. Çünkü bürokratlarımız  korkuyor ve riske giremiyor. Öte yanda durumundan hoşnut olanlarda elini taşın altına sokmuyor. İşler hep erteleniyor.

Ülkemiz Bor zengini. Bor bize yeter. Ama bakınız hala sadece hammmadde seviyesinde üretim yapabiliyoruz. Çünkü inovasyon yapacak yaptıracak enerji yok.

Ve Anayasa referandumu etkinliklerine bakıyorum. Ortada Tek Adam korkusu almış yürümüş. Aklımızla alay ediliyor gibi.

Anlamıyorum tek adamlık üzerinden bir curcuna kopup gidiyor nisan refandumu için meydanlarda sokaklarda propaganda çalışması yapılıyor birazcık aklımız var  aklımızı karıştırdılar.

CHP ait araçlar sokaklarda  güzel şarkılarla türkülerle tek adamlığa hayır anonsuyla dolaşıyor.

Ak Parti evet isterken bürokrasiden kurtuluşun tek adamla yapılabileceğini anonsunu yapıyor.  Televizyonlar zaten yandaş  ,gereksiz gevezeliklerle kafalar iyice karışıyor.

Anayasanın değiştirilmesi maddeleriyle ilgili kimse odaklanmıyor. 
Sistem başka rejim başka gibi şeyler. Kapitalist sistemde değilmiyiz. Bunca yıl meclisimiz işçiler lehine bir kanun teklifi vermediyse çalışma saatlerini düşürmediyse,sendika mecburiyeti getiremediyse ,siyasi partilerde parti içi demokrasiyi getiremediyse bundan sonra mı getirecek.?
Bakıyorum en büyük övündüğümüz yıllar 1923-1935 yılları arası !!
Biliyorum ki, bu yıllarda Ülkemizi  TEK ADAM yönetmiş. 
Mustafa Kemal Atatürk. 
Kuruluş yıllarından ölümüne kadar yürekle cesaretiyle  akılcılıkla geleceği görüş yeteneğinde ki tespitleriyle,gericilikle  mücadeleyle emperyalistlerin hedefinde ki  bu ülkeyi ekonomisiyle sanayisiyle adeta çağ atlatmıştır.

Demokrasi yoktur o yıllarda evet. Haksızlıklar yapılmıştır o ayrı. 
Bugün tek adamlığın çok korkunç bir şey olduğunu sürekli kafamıza vuran CHP propagandacıları samimi mi ? 
Türkiye'nin kurucusu , CHP nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü uygulamalarını reddetmeleri gerekir yok saymaları gerekir. 
Şimdi burada tek adamlığın dünyanın kriz yıllarında  Türkiye'nin en parlak yıllarını bize  yaşattığı ,Türk ulusu olarak bütünleştirdiği yıllar açıkça belli ilken CHP nin ve diğer hayırcı muhaliflerin çıkış noktası yanlıştır.

Hayır isterken  insanlarımızı akla karayı ayırmaktan aciz  aptal yerine koymaktan vazgeçilmeli. Hem Atatürkçüyüm Kemalistim diyorsun hemde geçmişini reddediyorsun. Bu çelişkidir.
Bunun ötesinde son yıllarda yaşanan ekonomik sıkıntılar feto darbesi teşebbüsü ile iyice sıkışan kafası karışan halkımızında hükümete karşı  bir güven sıkıntısı olduğunu hissediyorum çok daha net öz eleştiri yapmaları gerekiyor bu ülke çok zengin ve muhteşem bir coğrafya üzerine kurulu ülkemizde  yaşayan her insanımızın o zenginli övülen Almanlardan İngilizlerden İsveç Hollanda  Fransızlardan çok daha kaliteli yaşayabilecek imkanımız var. Benim bu yaşa kadar gördüğüm bu zenginliklerimiz ile sefillik yaşıyoruz !. Bir değişim şart.  İnsan zenginliklerimiz içimizde .Tarih, Turizm, Maden, Güneş ,Deniz.. herşey  bu çoğrafyada. Bu yüzden asgari ücret şartlarında idare ediyor , yarınlara güvensiz bakan  halkımız milletimiz bunları haketmiyor.
İşte bu yüzden sadece inançlar üzerinden giderek  insanlarımızı ikna etmek yetmiyor,yetmiyecek. İşte bu yüzden sana bu zenginlikleri paylaştıracağım diyecek birini arıyor.
Sürekli yardım bağış destek erzak paketleri gerekli değil bize. Bence Anayasa değişikliği yüzde 51 Hayır çıksa bu yeterli mi olacak. Toplumsal barış için yeterli mi olacak.? Yanlışlar doğrular iç içe Evet ve Hayır'ı ararken aslolan.

Bize çalışmak gerekli , çalışacak üretecek projeler gerekli. Ama taşeron şartlarında değil gerçek üreticilerin  hakkını vererek. 

BERKAN KOZAN - BANDIRMA 26 MART 2017