Seneye İnşallah

SENEYE İNŞALLAH

Bir harman daha bitti. Ümitler yine seneye kaldı. Hani bir söz vardır “ çiftçinin karnını yarmışlar kırk tane bir dahaki seneye çıkmış.” Bu yılda öyle oldu. TMO 1.40 TL/kg hububat fiyatı açıkladı ama alan yok. Çiftçi tüccarın insafına terk edildi. Borsalarda fiyatlar ortalama 1.05-1.150 TL arasında seyretti. Yani TMO’ nun fiyat açıklaması faydasız kilise papazının vaazına benziyor.

Karpuz fiyatları yerlerde. Karpuz tarlada kaldı. Dönüp bakan yok. Bölgemiz itibariyle domates ve mısırın geleceği de pek parlak görünmüyor. Elde kaldı ayçiçeği.

Şeker fabrikaları satılırken kimsenin zarar görmeyeceğini söyleyenler yem fiyatlarının %100 artışından bihaber. İSO verilerine göre hayvancılık çökerken yem sanayinin %100 büyümesini kim açıklayabilir?

Köylüde dert çok. Ama derman yok. Derman olmak isteyen hükümette yok.

Destekleme adı altında verilen sadakalar gerçeklerden uzak. Üretim maliyetleri her geçen gün artıyor. Çiftçi teknik destek konusunda özel sektörün insafına terk edilmiş durumda. Traktör İtalyan, tohum İsrailli, inek Holladalı sermaye çok uluslu bankalardan, saman Bulgar, amele yerli. Sonra bunun adı “Milli Tarım.”

Tarım alanları, meralar, ormanlar, dereler talan ediliyor. Toprağın üstü bitti sırada altı var. Eskiler zulüm ve adaletsizliğe karşı “bu toprağın bir de altı var” deyip ah ederlerdi. Gözü dönmüş politikacılar şimdi toprağın altından da korkmuyorlar. Hoş her seçim döneminde toprağın altında olduğu düşünülen cenneti de parselleyenler şimdi oraları da cehenneme çeviriyor.

Bu gidiş gidiş değil. Böyle giderse kalan bir avuç çiftçide yok olacak.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ nun verilerine göre çiftçi borç batağının dibini görmek üzere. Haziran ayında yayınlanan rapora göre tarımsal kredilerdeki takip oranı önceki yılın aynı ayına göre %54.8 lik bir artışla 4.3 milyar TL ye

yükselmiş. Aynı dönemdeki nakit kredi miktarı da %10.4 lük bir artışla 108.6 milyar TL olmuş.

2019’un ilk altı ayında ise takipteki kredilerin artış oranı yüzde 10.3 olurken, aynı dönem aralığındaki toplam nakdi krediler ise yüzde 5.6 yükselmiş.

Bu rakamlar, çiftçinin kredi borçlarının rekor kırdığını gösteriyor. Bir önceki rekor 2018 Aralık’ taydı. Takipteki kredi miktarı 3.8 milyar TL iken, toplam nakdi kredi miktarı ise 102.1 milyar TL idi.

Bütün bu tablo karşısında ülkemiz tarımının şaha kalktığını söylemek akıl yoksulluğudur. Tariş, Fiskobirlik, Çukobirlik, Trakya Birlik, Tekel ve en önemlisi TMO gibi kurumlar işlevsizleştirilerek yada kapatılarak, Türkiye tarımı kurtlar sofrasına meze olarak sunulmuştur. Çiftçiye ayni ve nakdi destekte bulunması gereken Tarım Kredi Kooperatifleri tuvalet kağıdından, ayçiçek yağına, kolonyağından kömüre kadar her şeyi satmakta ama en yüksek faizi işletmektedir. TKK’lar gerçek amacından çıkmış ticari bir kuruluş haline gelmiştir.

Her yıl ortalama 1.250 milyar dolarlık canlı hayvan ithalatı yapılmaktadır. Tarım ürünlerinde fındık ve çayın dışında ithal edilmeyen ürün yok gibidir. İktidar kendi üreticisinden esirgediği desteklemeleri başka ülkelerin üreticisinin cebine transfer etmekte ve arada yandaşlarını zengin etmektedir.

Tek adam rejimi her gün yeni bir gündem yaratarak, savaşla, terörle ve hayali düşmanlarla insanların aklını bulandırıp düşünemez hale getirirken zamlar yağmur gibi yağmaktadır.

Demokratik sivil toplum örgütleri susturulmuş, üniversiteler medreseye çevrilmiş, aydınlar ve yurtseverler sindirilmiştir.

Bu şartlar altında muhalefet partileri halkın gerçek gündemini öncelemekten uzak iktidarın yapay gündemine laf yetiştirmektedir.

Çitçiye düşen de “ seneye inşallah” deyip kaderine razı olmaktır.

Nasıl olsa yoksulluk ve şükretmek çiftçinin fıtratında var değil mi efendiler?

CEVDET AYAN- 08-08-2019