Termik Santral Doğa Dostu Olabilir.

Türkiye bir petrol ülkesi değil. Enerjiyi doğalgaz çevrim santarllerinden büyük oranda hes'lerden, termik santrallerden ve res'lerden sağlıyoruz.
Bir kere şu tespiti ortaya net koyacağız.
Enerji en önemli gereksinim.Sanayide yaşamda trurizmde eğitimde evde cebimizde hayatımızın tam içinde.
Kimsenin itiraz edemeyeceği bu girişten sonra Türkiye'nin enerji ihtiyacını karşılayacak en ucuz en verimli en doğa dostu enerji kaynağının ne olduğunu  tespit etmemiz gerek.
Rüzgar olacak hes olacak güneşte olacak ama bunlar yetmez.Asla yetmeyecek kimse romantik çözümlere takılmasın. Dışa bağımlılıktan kurtaramazlar.. 
Türkiye'nin en ucuz en verimli enerji kaynağı kömür. Kömürün termik santrallerle yakılmasından elde edilen enerji hem ucuzdur hem yüksektir hemde  en önemlisi YERLİDİR.Demek ki kömürü kullanmamız şart.İş bu konuda inovatif çözüm üretmekte. Ve üretmişler zaten.
Geçen hafta Bandırma'nın biricik içme suyu kaynağı olan Yenice Barajını etkileyecek alanda yapılması planlanan Termik Santralin Çed toplantısında kavga çıktı. Mehmet Tüm,Ahmet Akın,Namık Havutça ile birlikte diğer CHP li milletvekilleri de oradaydı. Köylüler Termik santrale şiddetle karşı çıkıyorlar. Ve haklılar. Ortada var olan örnekler de görünen bu snatrallerin insan yaşamını çevreyi yok eden bir canavar olduğu.
Bu algı artık yerleşti . Neden yerleşti?
Çünkü devletin kendisi ;yıllardır ve halende işlettiği çevreyi katleden katletmeye devam eden işletmecilik anlayışıyla doğayı yok ediyor.
http://t24.com.tr/haber/zornguldakin-7-bin-nufuslu-beldesine-7nci-termik...
Dünya enerji sektöründe global sermayede söz sahibi enerşi sektörleri de kendi aralarında büyük rekabet içinde ve gitmek istedikleri her ülkede her türlü algı operasyonları ile kamu oyunu şekillendirmeye çalışıyorlar bunun içinde ülkelerde var olan aktivistler başta olmak üzere her türlü kulvarı devreye sokuyorlar.
Sistemde var olmanın gereğidir bu.
Çünkü atom enerjisi üreten kömüre düşman, hes işleten doğalgazcılara düşman, düşünün en temiz kaynak su ve su bir bentle biriktirilip yine su olarak geri verildiği halde o  HES yani hidro elektrik santarllerine bile hayır diyoruz.Doğamızı çevreyi vahşice kullanan kötü örneklerin sadece rant düşünen çakalların  günahıdır bu. Her  taraftan algı operasyonlarıyla sarılmış vaziyetteyiz. Dayatılan önyargılara da kuşkuyla bakmak gerek. 
.
Şimdi uluslararası piyasada ki enerji şirketlerinin dolmuşuna gelmeye gerek yok. Biz aptal değiliz. Milyarlarca dolar ödeyerek enerji elde etmemize gerek yok. Çünkü Türkiye'nin kaynağı var.
LİNYİT.
Bu konuda rakamlar var ama geçiyorum  gerçek net ortada.
Şimdi iş; bu linyiti çıkarıp temiz yakarak tertemiz enerji elde etmekte.
Sorun karbon salınımı ve doğaya vereceği geri dönülmez kirlilikse bunu çözdüler bizde çözeceğiz.
Kendimiz çözeceğiz.
Çözmeliyiz çünkü  kömürümüz var yerli kömürümüz var ama  yeraltında bekletiyoruz. Ve kömür ithal ederek halka yönelik harcanacak  paramızı çarçur ediyoruz.
Eğer bir termik santralin bacasından kül ve  zehirli gazlar doğaya salınıyorsa buna asla izin verilmeyecek. Eğer bu konuda dünyanın ürettiği bir çözüm varsa o da göz ardı edilmeyecek.
Nasıl çözeceğiz? 
 
Kanada’nın Estevan şehrindeki Boundary Kömür Bazlı Enerji Santralı (Boundary Dam Power Station-BD2) bünyesinde dünyanın ilk ve en büyük ticari amaçlı, elektrik üretmek üzere yakılan kömürün (linyit) karbonunu yakalama ve depolama projesi hayata geçirmiş  Böylece Boundary Santralı’nda karbon salımının % 90 oranında azaltılması gündeme geldi. Tesis bu haliyle de dünyada linyit gibi düşük değerli kömürle çalışan ve maliyet olarak doğalgazla eşdeğer olan ilk ve tek proje olma özelliği taşıyor. Enerji Bakanı’nın da ilgisini çektiğini düşünüyorum da süreç bizde yavaş işler. Nemelazımcılık belirsizlik varsa kimse elini taşın altına koymaz.
Kanada'da çözülmüş bu iş. Neredeyse doğalgaz çevrim santrallerinden daha temiz çalışan daha az karbon salan KÖMÜRLE ÇALIŞAN TERMİK SANTRAL VAR.!! Ancak kurulum yerleri gördüğümüz kadarı ile yerleşim yerlerinden uzak. En azından kentin içme suyunu temin ettiği barajın bitişiğinde değil. 
Bu konularda sorun  devlete güven sorunu.
Halkımız devlete bu konuda güvenmiyor. Kolay kazançlar uğruna doğanın vahşice zehirlenmesine göz yuman -halen devam ediyor- insan hayatına hiç önem vermeyen devlete güvenmiyor. Devletin işlettiği işletmelerin çevreye karşı duyarsızlığı kanıksanmış durumda. Net örneklerini BANDIRMA'da halen  görebiliyoruz. Nitekim Şirinçavuş'ta düzenlenen çed toplantısında Bandırma Kent Konseyinin hazırladığı video ve fotoğraflarda gösterilen kömürle çalışan Termik Santral örnekleri  korkunç bir çevre katliamı örnekleriydi. Seyredenlerin nutku tutuldu. Oysa devlet işte burda devletliğini göstermeli ve örnek temiz termik santraller yapmalı, işte böyle olur diyebilmeli. Bu mümkün Yüzde doksan neredeyse sıfır emisyon mümkün.
 
Nasıl mümkü diyen varsa işte size örnek.
Kömürden geleneksel yöntemlerle elektrik üretimini altüst edecek gelişme KANADA'da gerçekleştirilmiş. Şükür ki amacı saptırılmış internetin böyle bilgi paylaşım faydası var.
Artık ülkeler uzak değil Breziya'ya Bor inceleme gezisi diye tatile gitmek yerine adam gibi gidin görün inceleyin gelin kurun.
Para var, ucuz linyit var, teknoloji var, yetişmiş  insan gücü var ucuz üretim mümkün çevreye zarar vermemek enerji tesisi mümkün daha ne !
.
 Kalorisi en düşük kömürle,yani bizde çok ve ucuz olan LİNYİT'le  verimli çalışan ve karbon salımını yüzde 90 oranında azaltan, hatta doğalgaz çevrim santrallarının bile altına indiren bir teknolojiyle çalışan santral benim anladığıma göre yatırımı sanıldığından çok daha ucuz. Çalıştırılması da.
Türkiye’de kalorisi bahane edilerek önüne engeller konan, kolaycılığa kaçılıp ithal edilen kömür ve doğalgaz karşısında bir türlü fırsat bulamayan yerli kara altın  Linyit rezervlerimize bir şans tanıyalım.
Çünkü Kanadalı şirket karbon ve kül salınım sorununu çözdü.
Kanadalı  SaskPower Karbon Yakalama ve Depolama Küresel Konsorsiyumu, bilgi, deneyim ve araştırma sonuçlarının, konsorsiyum üyesi şirketlerle ve arzu eden hükümet kuruluşlarıyla paylaşacağını açıklamış olduğu bilgisi de internette yer alıyor.
 Bu teknolojiyi gerçekleştiren şirket 110 mühendisle  yaklaşık 1.2 milyar dolarlık araştırma sonucunda ortaya çıkardıkları  yeni termik santralın “know how”unu elbette bedava vermeyecektir ama know how dediğimiz  (konuyla ilgili bilgi birikimi) nin maliyeti alınacak sonuca üreteceği katma değere göre rantabl olacağına ben inanıyorum. Çünkü doğalgaza-petrole- verdiğimiz paralar dudak uçuklatan rakamlar.
Şimdi burda sorun ithal enerji sağlayan uluslararası şirketlerin Türkiye'deki lobilerin provakasyonlarını ve algı operasyonlarını aşmak, anlatarak değil göstererek çevre hassasiyeti yükselen bilnçlenen halkı ikna etmek. Bunun içinde örnek bir tesis gerek.
 
Almanya elektriğin yüzde 53’ünü ithal kömürden üretiyor . Ve örneğin kardeşkentimiz Kamen'deki madenler kapatılmış çünkü onlara göre ithal etmek daha ucuz. Ama bizde yerli daha ucuz.Ve Almanya'da hava tertemiz. 
Şu “SaskPower” şirketini ve  kendi gerçekleştirdiği Boundary Kömür Bazlı Enerji Santralı (Boundary Dam Power Station- BD2) bünyesinde dünyanın ilk ve en büyük ticari amaçlı kömür (linyit) yakmalı karbon yakalama ve depolama projesini bir inceleyelim.
Bu santralda karbon salımını % 90 oranında azaltılmış ise , dünyada linyit gibi düşük değerli kömürle çalışan, maliyet olarak doğalgazla eşdeğer olan bu pğroje Türkiye'nin bütçesini daha çok halk yararına kullanma şansı bulabilir diye düşünüyorum.
NOT :Türkiye sadece doğalgaz için dış ülkelere 30 Milyar dolar dolar ödüyor.
 
MEHMET LEVENTOĞLU- BANDIRMA GERÇEK

https://madencilikhaberleri.wordpress.com/2014/10/08/komur-yeniden-altin...