Tesadüf Mü?

TESADÜF MÜ?

 

Müfredat nedir sorusuna,

“Öğrencilere hangi konuların öğretileceğinin,

bunun hangi sırayla verileceğinin,

bir konunun üstünde ne kadar durulacağının belirlenmesi” diyebiliriz…

 

*

 

Yeni eğitim yılı için

çocuklarımıza ‘öğretilmesi gereken konularda’ değişiklikler yapıldı,

uygulamaya da başlanacak.

 

*

 

Müfredat kapsamında özetle:

- Gaza ve Cihat konularına yer verildi; -15 Temmuz ve Osmanlı övgüleri ağırlık kazandı;

-Atatürk anlatımları daraltıldı;

-İsmet İnönü çıkarıldı;

-Evrim teorisi kaldırıldı; -Fosil kayıtları ve jeolojik oluşum konuları silindi.

 

*

 

En çok da: Cıhat ve evrim teorisi konuşuldu.

AKP Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı,

“Eğitim Bakanlığımız çok isabetli bir karar vermiş.

Namaz dinin direğiyse, cihat çadırdır.

Direksiz çadır bir işe yaramaz.

Cihat bilmeyen çocuğa MATEMATİK öğretmenin faydası yok” diyerek,

çocuklarımıza daha BİLİMSEL eğitim verileceğini düşünüyor olmalı.

Tabii, yerseniz!

 

*

 

Temasta olduğumuz tüm ülkeler Türkiye’yi yakından takip ediyor.

Almanya, ‘yaptırım’ düşünceleri olduğunu söylüyor,

Suudiler, işimize karışmayın resti çekiyor.

Ankara’nın cevabı ise:

“Bize parmak sallamayın” oluyor.

Anlaşılan o ki, içerde ve dışarıda sıkışık bir durum var.

Sormalıyız:

Müfredat değişikliği dâhil olanlar bir tesadüf mü?

Ve

Cevap aramalıyız:

 

1-15 Temmuz darbesinin siyasi ayağı ortaya çıkmalı mı?

 

2-OHAL kaldırılarak hukuk düzenine dönülmeli mi?

 

3-Adil yargılanma hakkı tam olarak uygulanmalı mı?

 

4-OHAL ile işinden atılanlara hukuksal hak arama hakkı tanınmalı mı?

 

5-KHK ile işinden edilen muhalifler işlerine iade edilmeli mi?

 

6-Gazeteciler ve gazeteler üzerindeki baskılar kalkmalı mı?

 

7-“Mühürsüz” seçimden çıkan Anayasa meşru mu?

 

8-Eğitimde laiklik ilkesinden taviz vermeyen bir müfredat uygulanmalı mı?

 

9-Adaletsizliklere son verilmeli mi?

 

10-Dış politikada yapılan yanlışlardan dönülmeli mi?

 

*

 

Bir fıkra devam edelim,

Bir gün tımarhanede iki deli kaçma planı yapıyormuş.

Biri, diğerine:

-Şu binanın arkasına bak.

Duvar yüksekse, altından tünel kazalım; alçaksa, üstünden atlayalım.

‘Tamam’ demiş diğeri ve binanın arkasına koşmuş.

Bir süre sonra da, nefes nefese arkadaşının yanına dönmüş.

-Biz kaçamayız!

-Nedenmiş?

-Çünkü binanın arkasında duvar yok.

-…

*

Yukarıdaki sorulara ortak bir dil bulmayı,

‘duvarın’ olmadığını gördüğümüzde şaşırmamayı dilemekle bitirelim.

 

SÜHA ORAL-BANDIRMA-23/07/2017