10 Ocak Gazeteciler Günü Değildir !

10 OCAK GAZETECİLER GÜNÜ DEĞİLDİR !

Fikrim geldi demeyeceğim de ; Aykırılığım tuttu...

Arkadaş, ben GAZETE(Cİ)yim diyenlere sorsanız... 10 Ocak gününü niçin kutluyorsunuz ? Biliyorum ki ; çoğu cevap veremeyecek, çoğu da, yalan yanlış rivayetleri anlatacaklardır.

Peki sorsanız bu günü kutlayalım mı ? kutlamayalım mı ? Yine eminim ki, bu günlerde yemek, koli, ajanda, kalem, tatil gibi ödüller aldıkları için, yine çoğunluğu 'KUT-LA-MA-YA-LIM' demeyecektir ! Veya ; dövlet veya cemiyet böyüklerimiz bilir, bize laf düşmez diyeceklerdir. Doğru, laf düşmediği belli.

Siz hiç, 10 OCAK Gazeteciler günü olmasın diyen gazeteci gördünüz mü ? ( Bir kaç istisna varsa, istisnalar kaideyi bozmaz !)

Haaa beni gazete-ci saymayabilirsiniz, zaten saymayanlar da, çok var ve umrumda değil. Bendeniz, bedel almadan, bulduğum gazetelerde fikir ve düşünce yazısı, köşe yazıları yazan biriyim sadece. GASTEEE GASTEEE diye gazete satmadım, ADAM SATMADIM, DAVA SATMADIM, VATAN SATMADIM...patron matbaasında mürekkep yalamadım, sigortalı veya maaşlı haberci veya yazar da olmadım, gazete çıkaran patron da olmadım... Gazetelerde, amatör olarak gazete yazısı yazmak ne kadar iş ise, ben o işi yaptım mı, yaptım !

10 OCAK 1961....TARİHİ ve neden 10 OCAK ?

4 Ocak 1961 günü, gazetelerde çalışanlara (baskıcı-dizgici gibi) bazı sosyal haklar tanıyan bir (202 Sayılı) yasa yayınlanmış Resmi Gazetede. 27 Mayıs 1960 Darbesini yapanlar, biliyorsunuz T.C Tarihinin, en güzel ve özgürlükçü Anayasasını ve yasalarını da yapmışlardı biliyorsunuz ! Gazetelerin patronları da, bu yasaya muhalefet olarak, (3) gün gazetelerini çıkarmama gibi bir boykot kararı almışlardı. 9 gazete patronu (Akşam, Cumhuriyet, Dünya, Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Vatan, Yeni İstanbul ve Yeni Sabah) 3 gün gazetelerini çıkarmayarak, yasayı protesto etmişlerdi...

Gazetelerde çalışanlar da, çalışan gazetecilere yasal haklar veren bu yasayı savunmak için, ortaklaşa (3) gün BASIN Gazetesi çıkarmışlardı...10 Ocakta da patronlarla barış yapılmış ki, gazetelerde işbaşı yapılmış ve 10 OCAK dediğimiz bir tarih ortaya ortaya çıkmış...!

Ve 10 OCAK ; 'Çalışan Gazeteciler Bayramı' olarak, 1971 e kadar kutlanmış. 1971 Askeri Muhtırasından sonra, 1961 de verilen Gazeteci haklarının bir kısmı, geriye alındığı için de, gazeteciler BAYRAM kutlamasından vazgeçmişler ve onun yerine GAZETECİLER GÜNÜ kutlamasını yapmışlardır. Darbeye evet, muhtıraya hayır!
10 OCAK lar da kutlanan Gazeteciler gününün tarihi geçmişi ve tarihi dayanağı bu !

Yine hepimiz hatırlıyoruz ki, 1961 Anayasasının özgürlükçü tarafı çoktu ve böylesi gün ve haftaları, neredeyse her sektör, her meslek yaratmaya kalktı ve bugün 365 günün içinde BELİRLİ GÜN ve HAFTALAR diye bir tarama yapsak, dehşet bir rakamla karşılaşırız ki, maarif takvim yaprakları, buna şahittir. Derlediğim bilgilere göre, Türkiye'de yılın 365 gününden 125'inden fazlasında, özel gün kutlanıyor mesela. Ayrıca, 52 haftanın 50'ye yakının da, belirli hafta kutlaması yapılıyor. Bayramları da saymıyorum bile...Düşünün ki ; Yılın bazı günlerinde 4-5 adet, özel gün kutlandığı da oluyor. Kimin işine yararsa !

Gazeteciler gününü, çok görmeyelim yani !

Böylesi sıradan bir konunun BAYRAM veya GÜN e evrilmesine, gazeteciler neden rıza göstermişler ve eleştirmemişler, bilmiyorum demeyeceğim de, bildiğimi şimdilik söylemeyeceğim. Gazetecilerde ; Lafa geldi mi darbe karşıtlığı, icraata geldi mi... darbeci ŞAK ŞAK çılığını gören ve bilen biriyim. Hatta, iddiaya bile girebilirim bu konuda...

İsteyen, 12 Eylülden sonra yazıp çizenlere ve gazete patronlarına bir bir isimlerine bir baksın..15 Temmuzu darbe görerek, KAHROLSUN DARBECİLER diyerek yazıp çizenlerin de, geçmişlerine bir baksın !

Neyse, konunun dışına çıkmayalım da, 10 OCAK tarihinin Gazeteciler günü veya bayramı olamayacağını, ben anlattığım geçmiş tarihinden dolayı kabullenemiyorum ve yakıştıramıyorum da, yakıştıranlar da çıkar... neden yakıştığını yazar, ben de okurum.

Ben, 10 OCAK Gazeteciler Günü olmaz, olmamalı diyorum..!
Kime diyorum, Adliyeye dilekçe yazarken bile, imzasına GAZETECİ falan...... filanca diye yazan Konrad Adenaeur ödüllü ? Belediyeden ödüllü ve kitaplı ve gazetecilikten geçinen gibilere, TV lerde yandaş bülbül olanlara, kalemini kiraya vermiş sözde usta kalemlere falan diyorum da.... anlayacaklarını da sanmıyorum tabii !

Eğer, sayısı 200 e yaklaşan özel gün ve haftalar takvimi içinde, Gazetecilik Mesleği de yer almak istiyorsa, niye Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu Başbuğ Mustafa Kemal ATATÜRK' e bakmıyor ? O Başbuğ ki, yıkılan imparatorluktan yeni bir TÜRK devletinin doğması için savaşmış her yerde... ama yetmemiş, annesine ev almak için, maaşından biriktirdiği 3-5 kuruşu, gerekiyor diyerek 1918 yılında çıkardığı veya çıkarttırdığı MİNBER Gazetesine, 1919 yılında çıkardığı İRADE-İ MİLLİYE Gazetesine harcamış ve Türklerin İstiklaline ışık ve rehber olmuştur. MİNBER Gazetesinde, MİNBER isimli mahlasla yazılar yazan da, bizzat Mustafa Kemal'dir beyler !
1918 şartları ile, bugünün şartlarını bir düşünün ve kıyaslayın isterseniz !

' Basın hürriyetinden doğan mahzurların giderilme vasıtası, yine basın hürriyetidir. ' 1925 Mustafa Kemal ATATÜRK

' Gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır. ' 1929 Mustafa Kemal ATATÜRK

GAZETENİN SERMAYESİ ATATÜRK’TEN ; Birinci Dünya Savaşı’nın bitmesine günler kala, Türk Milleti tarihin en karanlık dönemlerinden birini yaşıyordu. Milletin içinde bulunduğu buhran, kuşkusuz millet sevdalısı Başbuğ ve arkadaşlarını da üzüyordu. İstanbul’dan ümidi kesen vatan sevdalıları, bir şeyler yapmak için düşünüyordu. Tam o sıralarda, 1 Kasım 1918 tarihinde Minber adlı bir gazete çıkarıldı. 21 Aralık 1918 tarihine kadar toplam 51 sayı çıkan bu gazetenin sahipliğini, Ali Fethi Bey (Okyar), sorumlu müdürlüğünü ise Dr. Rasim Ferit yaparken, gazete için en büyük fedakârlığı ise Atatürk yapmıştı. Elinde savaş yıllarında harcayamayıp biriktirdiği bir miktar parası olan Atatürk, annesine ev almayı düşündüğü ancak almayı başaramadığı bu parayla, gazetenin sermayesini oluşturdu. Atatürk’ün bu gazeteye “Minber” veya “Hatib” takma adlarıyla yazı yazdığı da ileri sürülüyor. Uzun soluklu olamayan bu girişim, Atatürk’ün basının toplumun bilinçlenmesinde oynadığı role, ne denli önem verdiğini gözler önüne seriyor değil mi ? Peki, Gazeteciler için buradan bir gün çıkarılamaz mı ? Çıkarılmadı çünkü, gazeteci sıfatını kullananların ağırlığı gazeteci değil, kalemini satan tüccarlardı !

' Gazeteciler, kanunun ve umumun menfaatlerinin aksine muamelelere şahit ve vakıf oldukları takdirde gerekli yayında bulunmalıdır.' 1923 Mustafa Kemal ATATÜRK

' Matbuat hiçbir sebeple tahakküm ve nüfuza tabi tutulamaz.' 1923 Mustafa Kemal ATATÜRK

Buyrun satılık kalemler, buyrun ama sarı kartlı, akredite kalemler...! Buyrun siyasetçiler, buyrun devleti, hapisteki ve adliyedeki gazetecilerle yönetenler ! Buyrun hakimler-savcılar... Buyrun Gazeteciler Cemiyeti-Derneği adındaki, birton sivil toplum kuruluşları... Buyrun yakın tarihi (yalan-yanlış)yazan çizen sözde tarihçiler... Kurucu ve ölümsüz liderimiz, bunları yapmış, bunları demiş !

10 OCAK ları yemeklerle, ziyafetlerle,birbirlerini ödüllendiren siyasetçi ve gazeteci ortaklıklarının balolarıyla kutlayanlar... Hanginizin 10 Ocak yazısında ATATÜRK var ?

10 Ocaklarda nutuk atan hatipler ;hanginizin nutkunda ATATÜRK ten bahs eden pasajlar var ? Bulunduğunuz, bulunduğumuz bu durum gaflet midir ? dalalet midir? ihanet midir ? Bilemem. Ama, bulunduğumuz durumda, mutlaka bir üst akılın eli var... Hani İstanbul seçimlerini kaybeden partinin sözcüsü demişti yaa, seçimlerde hiçbirşey yoksa, mutlaka birşey vardır ! Ben de diyorum ki, ATATÜRK ü unutan-gizleyen işbu 10 Ocak ta da ; hiçbirşey yoksa masumsa bile, mutlaka bir başka şey vardır !

Türkiye'nin yerli ve milli ve vatansever bütün gazetecilerini, bütün gazetecilikle ilgili kurum ve kuruluşlarını 10 OCAK GÜNÜ nü iptal etmeye davet ediyorum. İlla, GÜN için tarih istiyorsanız, 1 KASIM da çıkan MİNBER in çıkış tarihini alın, veya kapanış tarihi 21 ARALIK ı alın ! Neden açıldığını ve neden kapandığını, hatırlarız belki de, o günlerin yüzü suyu hürmetine, basın özgürlüğüne ve Gazeteciliğe ve önemine karşı, duygularımız pekişir, olmaz mı ?

10/01/2021 NOGAYTÜRK