Öncelikle bilmeliyiz ki ; Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuruluşa götüren, BALIKESİR ALACA MESCİD’de kurulan ve İstiklal Savaşında şerefiyle savaşan Kuvva-yi Milliye, kuruluşu gerçekleştiren ise ; Başkomutan Mustafa Kemal önderliğindeki, M.Ö 209 da kurulan, Türk Silahlı Kuvvetleridir.
Yani devletimiz, bir parti devleti falan değildir.
TSK ; TC Devletinin kuruluşundan sonra ; “Silahlı kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti’ni kollamak ve korumaktır” şeklinde vazifelendirilmiştir. TSK İç Hizmet Kanunu, Md.35.
Bu madde, TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. Maddesi 2013 yılındaki AKP nin Hükümet ve şimdiki Cumhurbaşkanımız R.Tayyip ERDOĞAN’ın, Başbakan olduğu dönemde, bu maddenin… TSK nin DARBE yapmaya müsait maddesi olduğu gerekçesiyle, yani TSK nin darbe yapmasını önlemek için, TBMM Genel Kurulu’nda “Silahlı kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti’ni kollamak ve korumaktır” ifadesi, “Silahlı kuvvetlerin vazifesi; yurtdışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmak, caydırıcılık sağlayacak şekilde askeri gücün muhafazasını ve güçlendirilmesini sağlamak, TBMM kararıyla yurtdışında verilen görevleri yapmak ve uluslararası barışın sağlanmasına yardımcı olmaktır” şeklinde değiştirildi.
Tehditlerin İÇ ve DIŞ diye tasnifi, iç tehlikelerde ne yapacağının belirsiz bırakılması, bazı MHP lilerce yanlış bulundu ve MHP Gurubunca RED oyu verildi. Bazı CHP liler ve Sezgin TANRIKULU ve BDP liler bu değişikliği uygun buldular?.
AKP+CHP+BDP oylarıyla değişiklik kabul edildi ve bugün TSK Genel Kurmay ve Ordu Komutanlarınca değil, bizatihi sayın Cumhurbaşkanı tarafından yönetilmekte ve verilen dış görevler, TSK tarafından yerine getirilmektedir.
1924 Anayasası dahil bütün Anayasalarda, Cumhurbaşkanı TSK’nin Başkomutanıdır da, bu yeterli görülmemiş olacak ki, son referandum ve Anayasal değişikliklerle, ülkemiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi diye bir sisteme geçti ve bütün kurum ve kuruluşların; yargının, yasamanın, yürütmenin, meclisin, ordunun… tek başkanı, Cumhurbaşkanı oldu.
İmdiii bugüne geleceğim de, mevcudu göstermek için bu bilgiyi verdim.
Çok partiye geçiş için bir anayasa değişikliği yapılmamıştır. Yapılan tek değişiklik Seçim Kanunundadır. Türk tarihinde çok partili döneme geçme tarihi ne askerlerindir ne de sivil siyasetin. Her ne kadar 1946 lar denilse de biliyoruz ki ; çok partili döneme, Osmanlı da ve II. Meşrutiyette geçilmiştir. Anayasa değişmeden, İsmet İNÖNÜ CHP nden ayrılan Celal Bayar, Adnan Menderes , Fuat Köprülü, Tevfik Koraltan birleşip, Demokrat Partiyi kurmuşlar ve çok partili hayata geçtiklerini, 1946 ilan etmişlerdir. 1950 de de, %50 yi geçen bir oy oranı ile iktidar olmuşlardır. Yani çok partili dönem dedikleri dönem bir sivil süreçtir. DP nin 3 seçim dönemi 1960’a kadar iktidarı güçlü iktidar dönemleridir.
1960 27 MAYIS İHTİLALİ ve İHTİLALİN KUDRETLİ ALBAYI A.TÜRKEŞ…
ANEKDOT : 27 Mayıs Hürriyet ve Anayasa Bayramı… 27 Mayıs Darbesi/İhtilali sonucu, Millî Birlik Komitesi tarafından, Türkiye’de ilan edilen eski resmî bayram. 3 Nisan 1963 tarihinden 1982 Anayasasının yürürlüğe girmesi 18/03/1981 tarihine kadar, yirmi yıla yakın bir süre, Türkiye’nin resmî bayramlarından biri olarak kutlanmıştır. Bu Bayramlarda ben de öğrenciydim ve pek çoğunda, görevler, okuduğum şiirler yüzünden de öğretmenlerimden ödüller bile aldım…
Dün, 27 MAYIS 1960 yılının mahkemelerinin bulunduğu ve bir Başbakan, iki de bakanın asıldığı YASSIADA nın, “ Demokrasi ve Özgürlükler Adası “ olarak açılış ve töreni vardı. Törenin başında Adayı 5 yıldan beri bu şekle hazırlayan sayın Cumhurbaşkanımız ve yanında da sık sık iltifatlara muhatap edilen MHP Genel Başkanı sayın Devlet BAHÇELİ vardı…Ama, Adnan Menderes i en iyi tanıyan ve Yassıadayı en iyi bilen Hüsamettin CİNDORUK yoktu ?
YENİ YASSIADA….DEMOKRASİ ve ÖZGÜRLÜKLER ADASI
Sayın Cumhurbaşkanımızın, 60 yıldan beri MENDERES siyaset ve geleneğini sürdüren iktidarların yapamadığı şekilde, YASSIADA yı 1960/61 hüviyetinden çıkarmasını, ben de takdir ediyorum. Öyle ya ; bunu, ne Demireller, ne Cindoruklar, ne Çillerler, ne Özallar beceremedi.
Lakin, anlamadıklarıma gelelim ! Ve sayın Cumhurbaşkanının MHP nin kurucu Genel Başkanı Alparslan TÜRKEŞ’e yaptığı övgü-teşekkür ve rahmet okuması ile, sayın Devlet Bahçeli’ye yaptığı teşekkürler… manidardı ! Eniştem beni niye öptü ?
TÜRKEŞ e okunan rahmet !
İlk sorum sayın Devlet Bahçeli’ye ; 27 Mayıslarda, 27 Mayısın Bayram olduğu yıllarda TÜRKEŞ, Türkeş’in yardımcısı ve eski Gümrük ve Tekel Bakanı efsane isim, Gün SAZAK’ ın öldürülmesinden sonraki 27 Mayıslarda TÜRKEŞ ve MHP, sonra da Devlet BAHÇELİ ne yapıyordu……. ? Ben 27 Mayıslarda sayın Türkeş’i, Eskişehir de SAZAK Köyünde görüyordum da…sayın Bahçeli’de o geleneği sürdürüyordu da, bu sene ne oldu da, R.Tayyip Erdoğan-Devlet Bahçeli 27 Mayısa, başka bir anlam verdiler ? Gün SAZAK, ismen anılmadı bile ! Oysa, çok değil… bir hafta önce, Meclis Başkanı, 27 Mayısa atfen, TÜRKEŞ için ÇETECİ bile demişken üstelik ! Yassıada törenine katılan bütün siyasetçilerin, bütün bürokratların geçmişine bir bakalım Allah aşkına, lillah aşkına ! Hangisi 27 Mayıslarda TÜRKEŞ e rahmet okumuş ! Ve, katıldığınız tören ile, lanetlediğiniz darbeciler ile gözükürken, sürekli TÜRKEŞ in 27 Mayıs konuşması veriliyordu da, hiç mi gocunmadınız mı acaba ?
ALBAY ALPARSLAN TÜRKEŞ
Peki ; Alparslan TÜRKEŞ kimdi ? 27 Mayıs İhtilalinin kudretli ALBAYI !
Öyle değil mi ?
1960 Yılına giden süreci ve 1960’a özetle bir gelelim de, 27 Mayısı ister İHTİLAL, ister DARBE olarak kabul edelim ama, günün analitiğini doğru çıkaralım…
Başbuğ ATATÜRK ün kurduğu CHP, solcu falan değildi de.. Ayrılan DP liler onu solcu, kendilerini sağcı yaptılar ve 1950 seçimlerinde, Adnan MENDERES’ i Başbakan yaparak, güçlü bir hükümet kurdular mı ? Kurdular…
İHTİLALE GİDEN YOLDA, DÖŞENEN TAŞLAR…
27 Mayısı çözümlerken, AMERİKANCILIK olayına dikkat edelim de…
Lafa geldi mi, DP ve Adnan MENDERES Amerikancıydı ve Atatürk ilke ve inkilaplarına aykırı çalışmıştı..! Lafa geldi mi, Alparslan TÜRKEŞ de Amerikancıydı ve o da ; Natocuyuz, Centocuyuz demişti ve Amerika’ya gidip gelen siyasilerden biri olarak, CKPM yi MHP ye çevirmişti de….Arkadaş bir Amerikancı, diğer Amerikancıya karşı, niçin darbe yapar ?
Veya 12 Eylül…Kenan EVREN de bir Amerikancıydı değil mi ? Peki kendi sınıf arkadaşı TÜRKEŞ i hapse atıp, idamla niçin yargıladı dersiniz ?
Veya ; kaç defa yazdım. Amerikan B.Elçisinin ve konsolosunun nezaretinde, Av. Münci İnci’nin evinde yapılan toplantı da, TÜRKEŞ in oğlunun ne işi vardı ve neden TAYYİP ERDOĞAN BU ÜLKEYE BAŞBAKAN OLACAK diye bir karar alınmıştı ?
En iyisi siz kendinizi sorgulayın arkadaş…Amerikancı mısınız ?
27 MAYISA GİDEN SÜREÇ ve KRONOLOJİ ;
Aşık Veysel, cezasına rağmen KORKMAZ ve bu şiiri yazar !
Demokrasinin budur rejimi
Vatan milletindir, kim kovar kimi
Sıkma savcıları, kovma hakimi
Şekavet yok, adalet var bu yolda
Topkapı’da, Kayseri’de, Uşak’ta
Kimin hakkı vardır, bu sefil halkta
Parmaklar oynuyor türlü nifakta
Selamet yok, felaket var bu yolda
Radyo denilen milletin malı
Neşriyatlar tarafsızca olmalı
Hakimiyet milletindir bilmeli
Esaret yok, hep millet var bu yold
Veysel söyler ama duyulmaz sesi
Doğru diyene diyorlar asi
Böyle değildi şu demokrasi
“Tahkikat” yok, hürriyet var bu yolda. Aşık Veysel…
Şimdi, dün Yassıadayı açan zevatı, yarın ola ki ; AŞIK VEYSEL in bir etkinliğinde de görürseniz, sakın şaşırmayın tabii !
Adnan MENDERES’in aşkları da çok konuşuldu, çok yazılıp, çizildi tabii de, ben siyasetin, siyasetçinin, etek altından, bel altından vurulmasını kabul etmediğimden, o efsaneleri yazmayacağım.
NETİCE DE ; 27 Mayıs ın gayriadil hakimleri tarafından yargılanan Adnan Menderes, Yassıada’da… vatana ihanet suçlamasıyla, idama mahkum edildi. Celal BAYAR’ın idamı ise kahraman olmaması için, yaşı ileri sürülerek ertelendi…Maliye Bakanı Hasan Polatkan ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ile beraber, İmralı adasına nakledildiler. Tarih 17 Eylül 1961’di. Öğlen saat 13.20 sularında Adnan Menderes beyaz kefeniyle, boynunda idam fermanıyla, darağacına çıkarıldı. Fatin Rüştü Zorlu nun idamda erkekçe tavırlar sergileyip, soğukkanlı hareketler gösterdiği, Adnan MENDERES in ise bunun aksi hareketler gösterdiği, yıllarca anlatıldı…Bir dönem kapanmıştı artık. İmralı’da izbe bir köşeye Polatkan, Zorlu ve son olarak da, Menderes’in naaşları gömüldü.
DARBELERİN tarihinde, 12 Mart 1971 darbecileri de ; 17 kişiyi idama göndermiş, 1968 kuşağının önde gelen devrimcileri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, 6 Mayıs 1972’de idam edilmişlerdir. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra da, 54 kişinin idam cezası Meclis’te onaylanmış, bunların 50’si (bir sağdan, bir soldan denilerek) infaz edilmiştir. İdam edilen gençlerin arasında ; 17 yaşındaki Devrimci Erdal Eren de vardı, ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu’da vardı.
Türkiye’nin, son 50 yıllık siyasi hayatında akıl balik ve 40 yılında da, siyasete aktif katılımcı biri olarak diyorum ki ; Atatürk ve İnönü doğal liderdiler ama ; 27 Mayıstan dolayı Cemal GÜRSEL lider olarak bile anılmıyor. Celal BAYAR’da doğal liderdi ama, ADNAN MENDERES in doğal liderliği, hep tartışma konusu oldu.
1950-1960…10 yıllık güçlü tek parti iktidarı, yukarıda saydıklarımızdan görüleceği üzere güç sarhoşluğu da getirmişti ve bu onların hayatına mal oldu. Ancak ben, MENDERES i asan ve astıran güçlerin, aslında Atatürkçülüğe hizmet değil, bizzat Atatürk ün yıkılmasına hizmet ettiklerine inanıyorum. Çünkü, onlar da biliyorlardı ki, bir gün gelecek astıkları kişilere iade-i itibar yapılıp onlar kahramanlaşacaklar ve onların kahramanlığı üzerinden pek çok sağ iktidarlar ülkeyi yönetecekler ve öyle de oldu…DP nin devamıyız diyen AP liler de 6 kere gidip, 7 kere geldiler, Turgut ÖZAL da Menderes in naaşını İstanbula getirterek, o da 3 dönem üst üste iktidar oldu…Şimdi sıra Adalet ve Kalkınma Partisinde…
GELELİM MHP ye ve DEVLET BAHÇELİ nin ne yapmaya çalıştığına !
Arkadaş, yukarıda dedim, 27 MAYIS ile MHP yi yanyana getirecekseniz, geçmişe bir bakın, o tarihlerde siz ve onlar ne yapmışlar ? Bugün ne yapıyorsunuz ?
Ben, 1973 yılında Alparslan TÜRKEŞ i bizzat tanımış ve onun siyasi fikrini benimsemiş olarak, ezasıyla, cefasıyla ama asla sefasıyla değil… 45 yılını geçirmiş birisiyim. Sayın TÜRKEŞ’in seminerlerinde veya tek konuşma imkanı bulduğum zamanlarda, TÜRKEŞ Beye sormuşumdur. Sayın Başbuğum, Türk Milliyetçiliği fikriyatının özelliği itibariyle, onun reklama veya tanıtıma veya izaha ihtiyacı yok. Türk olanlar bizi anlıyor. Ama biz hala, 27 MAYIS ı ve sizin ordaki rolünüzü, anlatmakta zorluk çekiyoruz..
TÜRKEŞ’İN GÜRSEL’E MEKTUBU
Sayın TÜRKEŞ, “ 27 Mayıs bir darbe değil, bir ihtilaldi. Kaybedilenlerin yanında, kazanılanları görmek lazım. 1961 ANAYASASI, tanıdığı özgürlükler ve Türkiyeye kazandırdığı kalkınma hamleleri bakımından, tarihe geçecek bir Anayasadır ve ben o ihtilalin sözcüsü olarak, kanunsuz uygulamalara karşı çıktığım için arkadaşlarımla birlikte sürüldük ve ben Hindistan Yeni Delhi ye gönderildim. Sürgüne rağmen de, o zamanki Cumhurreisi Cemal GÜRSEL e, İDAMLARIN büyük hata olacağını belirtir itiraz ettiğim mektubumu yazdım. Yani beni halen MENDERESİN İDAMINDAN sorumlu tutanlar olursa, onlara bunu iletin ! “ Demiştir.
Ben, 1977-78 Ülkü Ocakları Başkanı, 1979-80 MHP İlçe Başkanı olarak, o tarihlerdeki seçimlerde milletvekili adaylarımızın arkasında, köy köy kahve kahve gezerek TÜRKEŞ Beyin dediklerini aktardım seçmenlere…MHP nin 1 milletvekili, 3 Milletvekili, 17 Milletvekili çıkardığı seçimlerde, 27 Mayıs ın siyaseten zararını görüyordum. Çünkü halkımız, Türkeş beyi hala sorumlu tutuyor ve bize oy vermiyordu. Hatta Adalet Partililer, sonrasında Doğruyolcular, Anavatancılar, en sonunda da AKP liler biz MHP lileri açık açık olmasa da kapalı toplantılarda ve ikili görüşmelerinde sürekli MENDERESİN katili diye lanse ediyordular.
Amenna ve sadakna ! Fikri hareketimizin lideri Alparslar TÜRKEŞ’ ti ve biz de onun geçmişine sahiptik ki, geleceğine de sahip çıkıyorduk. 27 Mayıs da, yoktu demiyorduk ki!
Ama dün ne oldu da, MHP Genel Başkanı olan sayın Devlet Bahçeli, Bayramda ziyaret ettiği Alparslan TÜRKEŞ kabrinden sonra, R.Tayyip ERDOĞAN ile Yassıada da idi ? Orda olmasının ötesinde, kendisinin aldığı teşekkürlerden başka, TÜRKEŞ beye rahmet okutturmuştu ki, şaşırmamak elde değil ! Keşke TÜRKEŞ sağ olsaydı da bugünü görseydi. 27 Mayısın kudretli ALBAYI olmasının bu şekilde aklanmasından, o da ziyadesiyle şaşırırdı.
Şimdi ben artık diyorum ki ; MHP AKP lileşti ve o partiye iltihak etti de, Adnan Menderes üzerinden oy devşirenlerin yıllardır yaptığı ANTİTÜRKEŞ propagandasına rağmen, bu görüntü verilmeliydi ? Gerektiğinde Türk Milliyetçiliğini ayaklar altına alanlar, şimdi de MHP yi tarihine aykırı ayaklar altına aldı mı ? Almadı mı ? TÜRKEŞ, bence tekrar öldü, Türkeşçilik öldürüldü ve MHP artık, tarihi misyonunu tamamladı.
Tarih yazacak. MHP yi ne bitirdi diye ?YASSIADA BİTİRDİ !
28/05/2020 NOGAYTÜRK