Bandırmaspor Kulübünün, geçmiş yıllarında bordo beyazlı formayı giyen futbolcularına, VEFA adıyla düzenlediği projeyi dikkatle takip ediyor, bu onur verici projede emeği geçenleri gönülden kutluyorum.
Evet, 1965’den 1980 yılına kadar Bandırmaspor formasını giymiş kır saçlılar geldiler. Misafir edildiler, dostlarıyla hasret giderdiler ve başkan Göçmez’den plaketlerini alıp uğurlandılar.
Buraya kadar her şey çok güzel, sadece benim ilgimi çeken bu gruplarda olması gereken Süleyman Takunyacıoğlu’nun ismini göremememdi!.
Şaşırdım, kendisini aramadım çünkü iki seneyi geçti görüşmüyor ve konuşmuyoruz!. Kendi kendime bu manyak, arızalı adam muhakkak davet edilmiştir, gitmedi mi acaba derken, yanımdaki Selçuk kardeşim “belki unutmuşlardır abi” deyince, bende “İyi güzelde bu arkadaşın hayatı Bandırmaspor olmuş, Bandırma olmuş. Onlarla yatıyor onlarla kalkıyor. Unutulmasının imkanı yok ” diyerek Benim hatırladığım kadarıyla Süleyman’ın Bandırmaspor maceralarını anlatmaya başladım.
Öncelikle şunu söylemeliyim ki; Süleyman 70’li yıllarda bölgemizde tanıdığım en yetenekli futbolculardan biriydi ve bu yeteneği de erken keşfedildiği için 14 yaşında Bandırmaspor genç, 16 yaşında Bandırmaspor (A) takımı formalarını giydi. Devamında milli takımlar hocası Doğan Andaç, Candan Tarhan tarafından izlendiğini biliyorum ve doğal olarak yetenekli olduğu için ,Türkiye’de 67 vilayetten oluşan futbolcuların olduğu 16 kişilik genç milli takım kadrosuna davet edilip, milli takım kaptanlığına kadar yükseldi. Tabii ki, Süleyman’ın bu hızlı yükselişi Beşiktaş’ın efsane başkanı Süleyman Seba’nın da dikkatini çekti ve o dönemin en yüksek bonservis bedeliyle -gerçekten çok paraydı-18 yaşında Beşiktaş’a transfer olurken Bandırmaspor’a bu transferden ciddi bir ekonomik katkı sağlamış oldu.
Ama ne yazık ki: Süleyman’ın Beşiktaş hikayesi inişli çıkışlı başladı . Samet Aybaba’ların, Zekariya Alp’lerin, Ali Çoban’ların, Yugoslav yıldız Paonoviç’lerin olduğu muhteşem kadroda yer bulmak zordu, Zaman zaman oynadı. Bazen kulübede oturdu ama dediğimiz gibi arızalı olduğu için Beşiktaş’ın, Macaristan’da oynayacağı Avrupa kupası maçına ben uçakla gitmem deyince Beşiktaş yönetimi tarafından başka bir takıma kiralanmasına karar verildi. Ülkemizde bir çok takımda oynadıktan sonra 22 yaşında çalkantılı yaşam, araya giren sakatlık askerlik “özel sebepler” bir yeteneği sahalardan koparmasına rağmen, o futboldan kopmadı!.
18 yaşında futbolcu olarak ayrıldığı Bandırma’ya 30 yaşında Bandırmaspor yöneticisi olarak geri dönüyordu. Sırasıyla önce Servet Ertan sonrasında İhsan Kuruoğlu yönetimlerinde genel kaptan olarak görev yaptı, ardından Mehmet Kılkışlı yönetimlerinde Kılkışlı’nın danışmanı olarak görev aldıktan sonra Dursun Mirza’nın onursal, Erhan Elmastaş’ın kulüp başkanı olduğu Kayseri’de ki muhteşem finalde teknik direktör İsmail Ertekin’le birlikte sportif direktör olarak şampiyonluk sevincini yaşadı. Sonrasında onursal başkan Dursun Mirza; o dönemde Kılkışlı ve yönetimde olan arkadaşlarıyla yollarını ayırıp “ben Süleyman’ın futbol bilgisine güveniyorum, yeni sezonda onunla çalışacağım” deme cesaretini göstermesine rağmen bu beraberlik üç-beş ay sonra Süleyman’ın istifasıyla son buldu !.
Aradan geçen bir kaç yıl sonra Süleyman Takunyacıoğlu’na yeni bir sportif direktörlük teklifi dönemin başkanlarından Göksel Karlahan ve Onur Göçmez tarafından geldi. Görevi kabul eden Süleyman, pandemi dönemi şampiyon olan kadroyu kurduktan sonra, liglerin ikinci yarısında her zaman ki gibi dayanamadı görevinden ayrıldı.dedim. Selçuk kardeşimiz “Vay be Abi bu adam iyidir- kötüdür derler ama harbiden dibine kadar Bandırmasporluymuş, eğer davet etmeyi unutmuşlarsa çok ayıp etmişler, şimdi neler yapıyor acaba” dedi, bende Selçuk kardeşime:
“Ne yapacak, Sezen Aksu’dan “Şimdi bana kaybolan yıllarımı geri verseler” şarkısını bolca dinliyordur” dedim.
19-12-2023/Serhat Ozar