Sovyet basını yayın hayatına başladığı ilk günden itibaren, öncelikle Rusya’da, eski
Çarlık coğrafyasında ve devamında dünyanın diğer bölgelerinde yaşanan gelişmeleri
takip etmiştir. Buralarda yaşananlarla ilgili sayfalarına taşıdığı haberlerde, dayandığı
Bolşevik Partisinin ideolojik yaklaşımını yansıtmıştır. Ekim 1917 yılında Sovyetlerin
iktidara gelmesiyle Sovyet basını da iktidar hüviyetini kazanmış, muhaliflikten devlet
basını olmuştur. Bundan sonra Sovyet basını, devletin iç ve dış politikasının
destekçisi, Sovyet ideolojisinin tebligatçısı olmuştur. Basın bu görevini yerine
getiriken, özellikle dış ülkelerdeki gelişmeleri haber yaparken, devletin resmî haber
ajansı olan Sovyetler Birliği Telgraf Ajansı’nın (Telegrafnoe agentstvo Sovyetkogo SoyuzaTASS) kaynaklarını kullanmış, haberleri ideoloji süzgecinden geçirerek okuyucusuna
aktarmıştır. Sovyet basını, komşu ülke Türkiye’deki gelişmeleri de bu bağlamda
izlemiş, bu ülke ile ilgili haberler ve makaleler yayınlamıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin
ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatı haberi Sovyet basınına TASS’ın
ideolojik süzgecinden geçirilerek servis edilmiştir. Bazı gazeteler TASS’ın haberlerini
tam metin, bazıları bir paragraf, bazıları da bir kaç cümle sayfalarına taşımışlardır.
Makalelerde ise, tek kalemden çıkar gibi çoğu zaman aynı cümleler, paragraflar,
fikirler tekrarlanır olmuştur. Bu haber ve makalelerin 1936 Montrö Boğazlar
sözleşmesi sonrası ve II. Dünya Savaşı öncesi soğumaya başlayan Sovyet-Türk
ilişkilerinin ötesine geçemediği görülmektedir.
‘Sovyet basını’ kavramı kendi içinde bir bütünlük göstermekle beraber
zaman, mekân ve konu bakımından açıklamalar isteyen bir kavramdır.
Kavramın zaman boyutuna bakıldığında, Bolşeviklerin ve tabi ki bunun yanında
Sovyetlerin iktidara geldikleri 25 Ekim (7 Kasım)1 1917 tarihi Sovyet basınının
kuruluş tarihi olarak düşünülebilir. Fakat, Sovyetler Birliği döneminde önemli
sayılan, çok baskı yapan, toplum ve sistem tarafından çok okunan gazetelerin
kuruluş tarihlerine bakıldığında, bir çok gazetenin Bolşevik/Ekim İhtalili’nden
önce yayın hayatına başladıkları görülmektedir. Örneğin, merkez Moskova’da
yayınlanan Pravda gazetesinin ilk sayısının yayınlanma tarihi 22 Nisan (5 Mayıs)
1912, İzvestiya’nın 28 Şubat (13 Mart) 1917, Azerbaycan’da yayınlanan Bakinskiy
Raboçiy gazetesinin ise Nisan (Mayıs) 1906’dır. Pravda gazetesinin ilk sayısının basım tarihi olan 5 Mayıs (1912) gününün, 5
Mayıs 1922 yılından itibaren Sovyetler Birliği’nde her yıl “Basın Günü” olarak
kutlanması da bu bakımdan önem taşımaktadır. Bundan dolayı da Sovyet basını
kavramını, zaman boyutuyla Sovyetlerin iktidara geldiği 7 Kasım 1917
tarihinden değil, rejimin “Basın Günü” olarak kabul ettiği 5 Mayıs’tan veya V. İ.
Lenin tarafından esasları belirlenen ve 1900 yılından itibaren yayınlanmaya
başlayan ilk Marksist gazete olan İskra gazetesinden başlatmak doğru olacaktır.2
Sovyet basınının son bulduğu tarih ise Sovyetler Birliği’nin çöktüğü,
dolayısıyla Sovyetlerin iktidarlarını kaybettikleri 25 Aralık 1991 tarihidir.
Sovyetler Birliği döneminde yayınlanan bir çok basın organı bu tarihten sonra
da yayın hayatına devam etmiş ve günümüzde de devam etmektedirler. Fakat bu
aşamada ideolojileri, amaçları Sovyetler Birliği döneminden farklıdır.
Sovyet basını kavramının mekân boyutu da, sınırı ve etki alanıyla döneme
göre değişkenlik göstermektedir. Sovyet basını, ilk ortaya çıktığında Çarlık
Rusyası’na bağlı Rusya dışındaki önemli işçi merkezlerinde yayınlanan işçi-asker
sovyetlerinin yayınlarını ifade etmekteydi. Bu işçi-asker sovyetlerinin yayınları
değişik bölgelerde yayınlandıklarından aralarında yeterli irtibat
bulunmamaktaydı. Zamanla Bolşevik Partisi etkinliğini artırınca Sovyetlerin
yayınları arasında irtibat daha etkin hâle gelmiştir. Ekim İhtilâli hem mekân
genişlemesinde, hem de irtibatın daha sağlama alınmasında etkin bir aşamadır.
30 Aralık 1922 yılında Rusya, Ukrayna, Beyaz Rusya ve Kafkasya Sovyet
Sosyalist Federasyonu içinde bulunan Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan’ın bir
araya gelmesiyle kurulan “Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği” Sovyet basını
kavramının mekânını, etkin merkez Moskova olmak üzere daha da
genişletmiştir. 1940 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne dahil
sosyalist cumhuriyetlerinin sayısının onbeşe çıkmasıyla, Sovyet basınının mekân
sınırı geniş hudutlarına ulaşmıştır. II. Dünya Savaşı sonrasında Doğu Avrupa’da,
Soğuk Savaş döneminde ise dünyanın çeşitli bölgelerinde Sovyetler Birliği’nin
etkisi altında uydu devletlerin bulunması Sovyet basınının etki alanını daha da
genişletmiştir.
3 Ekim 1990 yılında Doğu ve Batı Almanya’nın birleşmesinin, 6 Ekim 1991
yılında Baltık Cumhuriyetlerinin (Letonya, Estonya, Litvanya) SSCB’den
ayrılmasının Sovyet yönetimi tarafından kabul edilmesiyle, diğer bir tabirle
Sovyetler Birliği’nin etki alanının daralmasıyla Sovyet basını da mekân
kaybetmeye başlamıştır. SSCB’nin çökmesiyle ise Sovyet basınının faaliyet
mekânı tamamen ortadan kalkmıştır.
Sovyet basını kavramının konu boyutuna bakıldığında, burada da zaman ve
mekân boyutunda olduğu gibi çeşitli aşamaları görmek mümkündür. Basın
üzerinde baskın olan ana unsur Sovyet ideolojisidir. Komünizme ulaşmayı
amaçlayan Sovyet ideolojisinin Ekim İhtilâli’nin öncesi ve sonrası, SSCB’nin
kuruculuğu dönemi, sosyalizm kuruculuğu, komunizm kuruculuğu dönemleriaşamaları-vardır. Dolayısıyla Sovyet basını Sovyet ideolojisi doğrultusunda yayın
yapmaya devam ederken, onun gelişim çizgisini gösteren aşamalarına bağlı
olarak dönemsel farklıklar göstermiştir. Örneğin, Sovyet basınını yönlendiren
ana düşünce Sovyet ideolojisi olmakla beraber, Sovyetler Birliği’nin kuruluş
dönemi ile Sovyetler Birliği’nin son dönemi basınının görevi aynı değildir
Sovyet basını kavramı ile ilgili tarafımızdan yapılan yukarıdaki tanımdan
özellikle şu hususu ön plana çıkarmak faydalı olacaktır: Sovyet basını kavramı
sadece Sovyetler Birliği basını anlamına gelmemektedir. Tabi ki, Sovyetler Birliği
basını Sovyet basının esas, ana unsurunu oluşturmuştur, fakat kavramın
yukarıda açıklanan zaman, mekân ve konu boyutuna bakıldığında, SSCB basını
bütünü değil, bütünün önemli ve esaslı bir parçasını ifade eder.
Sovyet basını kavramına açıklık kazandırıldıktan sonra, bu çalışmada
kullanılan kaynakların ve tercih edilme nedenlerinin de açıklığa kavuşturulması
gerekmektedir
Konu ile ilgili kaynak seçiminde SSCB’nin temelini oluşturan Komünist
Partisi, Sovyet Yüksek Meclisi (Verhovnıy Sovet) olan parlamento, sendikalar ve
Kızıl Ordu gibi kurumların yayınları tercih edilmiştir. Bu tercihte amaç
SSCB’nin temelini oluşturan bu kurumların Atatürk’ün vefatına yaklaşımlarını
tespit etmektir. Bu amaçla da merkez-Moskova’da, bu kurumların yayınladıkları
İzvestiya 3, Pravda4, Krasnaya Zvezda 5 ve Trud6 gazetelerinin 10 Kasım 1938-30
Kasım 1938 tarihli sayıları incelenmiştir. Ayrıca, Atatürk’ün vefatı haberlerinin merkez dışında (periferide), merkeze
bağlı Birlik Cumhuriyetlerinin gazetelerine yansımalarını görmek için de,
Azerbaycan SSC’de yayınlanan, yukarıda ismi geçen veya onun dışında kalan
bazı kurumların yayınları tercih edilmiştir. Bu amaçla Azerbaycan’da yayınlanan
Bakinskiy Raboçiy,7 Komunist,8 Genç İşçi,9 Yeni Yol10 ve Edebiyat11 gazetelerinin 10 Kasım 1938-30 Kasım 1938 tarihli sayıları da incelenmiştir. Azerbaycan’ın bir
taşra bölgesi olan Lenkeran İli’nde yayınlanmış Sıe Tolış 12 gazetesinde de
Atatürk’ün vefatı döneminde Türkiye’de yaşananlarla ilgili bir habere
rastlanması dikkat çekici bulunmuş ve bu gazete de değerlendirilmeye alınmıştır.
Moskova’daki Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği’nin, Atatürk’ün cenaze
töreni sürecinde Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ile yazışmaları
konusunda Bilal N. Şimşir’in Atatürk ve Yabancı Devlet Başkanları (2001) eseri,
diğer yabancı ülkelerin Atatürk’ün cenaze törenine yaklaşımlarını görebilmek Atatürk’ün Vefatının Ardından Sovyet Basınında ÇıkanHaberler
Sovyet basını yayına başladığı günden itibaren dünyadaki gelişmelere paralel
olarak komşu Türkiye’nin siyasî, ekonomik, kültürel hayatıyla yakından
ilgilenmiştir.
Gerek resmî devlet haber ajansı, gerekse gazeteler Türkiye’demuhabirler bulundurmuşlardır. Buradaki gelişmelere sayfalarında geniş yer
ayırmışlardır. Meselâ İzvestiya Türkiye’de Halifeliğin kaldırılmasından itibaren bir ay boyunca bu konudaki haberleri sayfalarına taşımıştır.13 Yine 1936 yılında,
Sovyet-Türkiye Dostluk Antlaşması’nın imzalanmasının 15. yıldönümünde Sovyet basınında çok sayıda makale ve haber yayınlamıştır. 14 Özetle, Türkiye’deki gelişmeler her zaman Sovyet basının dikkat merkezinde olmuş, olaylar haberler şeklinde gazetelere yansımıştır.
Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938 Perşembe günü saat 9.05’te Dolmabahçe Sarayı’nda vefat etmiştir. Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatı, 10 İkinciteşrin (Kasım) 1938 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin resmî tebliğiyle kamuoyuna duyurulmuştur. Tebliğde Atatürk’ün vefatından dolayı üzüntü dile getirilmiş, Cumhuriyetin, bir başka ifadeyle devletin devamlılığı konusunda herhangi bir endişe duyulmaması gerektiğine dikkat çekilmiştir.15 Aynı gün, Genelkurmay Başkanlığı ve Millî Müdafaa Vekâleti taziye tamimleri
yayınlayarak Atatürk’ün ölümünden duydukları üzüntülerini dile getirmişlerdir.16 Atatürk’ün ölümü dolayısıyla gerek Ankara’da ve gerekse merkeze bağlı (mülhakattaki) bütün resmî daireler, Parti binaları ve Halkevleri bayraklarını yarıya indirmişlerdir
17 Türk Hariciye Vekâleti, 10 Kasım 1938 tarihli bir genelge ile Ankara’daki yabancı elçiliklere de ölümü resmen haber vermiştir.
18 Bazı ülkeler bayraklarını yarıya indirmişler, bazıları da resmî matem ilân etmişlerdir.19
Atatürk’ün vefat haberi duyulunca Ankara’da bulunan yabancı ülkelerin
büyükelçileri, diplomatları, maslahatgüzârları duayen bulunan Afgan büyükelçisi
ekselans Sultan Ahmet Han riyasetinde bir araya gelmişlerdir. Elçiler toplantıda
“bugünden itibaren cenaze merasiminin hitamına kadar ziyafet vermemeyi,
kabul resimleri yapmamayı, elçiliklere yarı bayrak çekmeyi ve teessürlerine bir
nişane olmak üzere, bu akşam İstanbul’dan avdet etmekte olan Başvekil Celâl
Bayar’ı istasyonda heyet halinde karşılamayı ve B. M. Meclisinin yarinki
toplantısında bulunmayı” karşılıklı beyân etmişlerdir. 20
Toplantıdan sonra saat 17’de yabancı diplomatlar heyet hâlinde Dışişleri
Bakanı Dr. Tevfik Rüştü Aras’a taziye ziyaretinde bulunmuşlardır. Afgan
büyükelçisi Sultan Ahmet Han diplomatlar heyeti adına söz alarak, kendisi ve
diplomatlar heyeti ve temsil ettiği ülkesi adına samimi taziyelerini arzetmiş,
konuşmalarını şu sözlerle tamamlamıştır: “…Şunu da zati devletinize arzetmek
isterim ki, bu büyük dünya adamının zıyaı sizin milletiniz gibi her birimizin
milletini de son derece müteessir etmiştir. Bütün kalbimizle bu payansız
kederinize iştirak ediyoruz….” 21 Dışişleri Bakanı Aras, samimî taziyelerinden
dolayı ziyarette bulunan diplomatlara teşekkür etmiştir. 22 Sovyetler Birliği’nin
Ankara Büyükelçisi Terentiyev de Dışişleri Bakanı Rüştü Aras’ı ziyaret ederek
devleti adına taziyelerini iletmiştir. 23 Türkiye’de yabancı elçiliklerin vefat
karşısındaki hassasiyetine bağlı olarak Atatürk’ün vefatının dünyaya
duyurulmasını Şimşir çalışmasında “Ankara’da taziye tebliğleri yayınlanırken,
taziye ziyaretleri gerçekleşirken Atatürk’ün vefatı haberi çoktan sınırları aşmıştı.
Ajanslar, radyolar haberi resmi telgraflardan önce verdiler. Türk elçilikleri,
bakanlığın genelgesinden önce yerel radyolardan, ajanslardan bunu öğrendiler.
Türkiye sanki şiddetli bir deprem atlatmıştı. Haber, yurdu bir uçtan bir uca
sarsmıştı. Türk ulusunun geçirdiği şok, yabancıları da ürpertti. Olayın titreşimleri yer küresinin her ucunda duyuldu. Türk elçiliklerine akın başladı.
Yabancılar, Türk milletinin büyük yasına içtenlikle katılmak için Türk
elçiliklerine koşuştular. Uzaktakiler telgraflar gönderdiler. Yakındakiler kart
bırakıyor, özel defterleri imzalıyorlardı.”24 şeklinde betimlemiştir.
**
10 Kasım 1938 tarihli Sovyet basını Atatürk’ün vefatı ile ilgili haberlere yer
vermemiştir. Zira vefat saatinin aynı gün 9.05 olduğu düşünüldüğünde, gazeteler
o saatte baskılarını çoktan tamamlamışlardı. O günkü Pravda ve İzvestiya
gazeteleri sayfalarında, Atatürk’ün sağlık durmunun ağırlaşmasıyla ilgili Anadolu
Telgraf Ajansı’nın yayınladığı haberine bir gün geçikmeli olarak yer vermiştir:
“Ankara, 9 Kasım (TASS), Anadolu Ajansı’nın Kemal Atatürk’ün sağlık
durumuyla ilgili yayınladığı bültende, cumhurbaşkanının sağlık durmununun 8
Kasım akşamı ciddî şekilde ağırlaştığı bildirilmektedir. Cumhrubaşkanının sağlık
durumu ciddiyetini korumaktadır (haberde-“tehlike sinyalleri vermektedir”
ibaresi vardır.).”25 Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatı ile ilgili haberler 11 Kasım 1938 tarihinden
itibaren Sovyet basınına yansımaya başlamıştır. İster Moskova’da isterse
Azerbaycan’da olsun Atatürk’ün vefatı ile ilgili gazetelerde yayınlanan ve aşağıya
aktarılan haberler, haber başlıklarındaki küçük farklar ve değişik sayfalarda
yayınlanmaları dışında içerik olarak hiç bir farklık göstermemektedir. Atatürk’ün
vefatı şu haberle duyurulmuştur: “Kemal Atatürk’ün Vefatı, Ankara, 10 Kasım
(TASS), Anadolu Telgraf Ajansı’nın yaydığı habere göre, bu gün sabah Türkiye
Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Kemal Atatürk vefat etmiştir. Türkiye
Anayasasına göre cumhurbaşkanlığı görevini geçici olarak Büyük Millet Meclisi
başkanı Abdülhalik Renda yürütecektir. Yeni cumhurbaşkanını seçmek için
Büyük Millet Meclisi (parlamento) 11 Kasım’da toplantıya çağırılmıştır.”26
Bu ve bundan sonra basında yayınlanan haberlerin, başlık ve sayfa
yerleşimleri dışında içerik olarak hemen hemen hiç bir farklılık
göstermemelerinin nedeni, Sovyet basınının dış haberlerde resmî devlet ajansı
olan Sovyetler Birliği Telgraf Ajansı’nın (TASS) 27 haberlerini kullanmaları ve bu
haberler dışına çıkmamalarıdır. Dolayısıyla tek tip ve tekdüze bir haber yayınının
yapıldığı görülmektedir.
Aynı gün basına yansıyan ikinci haber, Atatürk’ün vefatı dolayısıyla Sovyetler
Birliği Dışişleri Halk Komiseri Maksim Maksimoviç Litvinov’un Türkiye
Cumhuriyeti Moskova Büyükelçiliği’ni ziyaret etmesiyle ilgili haberdir. Haberde
Dışişleri Halk Komiseri yoldaş M. M. Litvinov’un, Türkiye’nin SSCB’deki
Büyükelçisi Zekâi Apaydın’ı ziyaret ederek SSCB Hükûmeti adına taziyelerini
ilettiği ifade edilmektedir. 28 Bu ziyaretin diğer ayrıntıları Sovyet basınına
yansımamıştır. Ayrıntılarını Moskova Büyükelçisi Zekai Apaydın’ın Ankara’ya,
Dışişleri Bakanlığı’na gönderdiği şifreli telgrafından öğrenmek mümkündür:
“Mösyö Litvinov bu akşam saat 9’da Sefarete geldi. Sovyet Hükûmeti namına
taziyetlerini ifade ve Türk milletinin büyük acısına Sovyet milletlerile
Hükümetinin kalben iştirak ettiğini beyan etti. Cenaze merasiminin ne zaman
yapılacağı hakkında malumat olup olmadığını, dost memleketlerden cenaze
merasimi için heyetler gelip gelmeyeceğini sordu. Henüz malumatım olmadığını
söyledim. Kendilerinin de bir heyet göndermek tasavvurunda olduklarını tahmin
etmekteyim. Hürmetle arz ederim.”29 Cenaze programı belli olduktan sonra ancak Sovyet yetkililerine haber
verilmiş ve onlar da belirledikleri heyeti bu doğrultuda cenaze törenine katılmak
üzere yola çıkarmışlardır. Bununla ilgili haberler daha sonraki günlerde
gazetelere yansımıştır.
11 Kasım 1938 tarihli Sovyet basını sadece Atatürk’ün vefatı haberini
vermekle kalmamış, ilk sayfalarında Sovyet devlet yetkililerinin Atatürk’ün
vefatıyla ilgili taziye telgraflarına da yer ayırmışlardır. Sovyetler Birliği Halk
Komiserleri Başkanı Vyaçeslav Mihayloviç Molotov, Başbakanı Celal Bayar’a,
SSCB Yüksek Sovyet Meclisi Başkanı Mihail İvanoviç Kalinin Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığı’na ve Başkanı B. Abdülhalik Renda’ya ve SSCB
Dışişleri Halk Komiseri Maksim Maksimoviç Litvinov da Türk Dışişleri Bakanı
Tevfik Rüştü Aras’a telgraflar göndermişler ve bu telgraflar gazetelerin ilk
sayfalarında okuyuculara duyurulmuştur: Bu telgraflar şunlardır:
Sovyetler Birliği Halk Komiserleri Başkanı V. Molotov’un Türkiye’nin
Başvekili Celal Bayar’a telgrafı:
Dost Türk hükümetinin ve halkının, ülkesinin bağımsızlığı için verilen
mücadelenin değişmez önderi, Cumhurbaşkanı Kemal Atatürk’ün şahsında
mahruz kaldığı büyük kayıptan dolayı SSCB Halk Komiserleri Soveti’nin
taziyelerini kabıl etmenizi rica ederim. V. Molotov
SSCB Yüksek Sovyet Meclisi Başkanı M. İ. Kalinin’in Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına ve Başkanı B. Abdülhalik Renda’ya telgrafı:
Dost Cumhuriyetin, ismi büyük Türk Milletinin bağımsızlığı ve refahı için
verilen kahramanca mücadelelerin bütün devresini sembolize eden
Cumhurbaşkanı Kemal Atatürk’ün vefatı haberini büyük üzüntüyle
karşıladık.
Bu ağır, acılı olaydan dolayı samimi taziyelerimizi kabul ediniz. M. Kalinin
SSCB Dışişleri Halk Komiseri M. M. Litvinov’un Türkiye Dışişleri Bakanı
Tevfik Rüştü Aras’a telgrafı:
Türkiye istiklalinin ve barış davasının yorulmaz mücadelecisi ve TürkSovyet dostluğunun banisi yüksek devlet adamı Kemal Atatürk’ün ölümü
haberinden pek ziyade müteessir ve müteheyyiç olarak samimi ve candan
taziyelerimi arza müsaraat eylerim. M. Litvinov30
Telgraf gönderenler arasında Stalin’e rastlanmamaktadır. Stalin’in,
Atatürk’ün vefatı dolayısıyla Türkiye devleti, hükûmeti ve halkına taziyelerini
bildirmemesinin sebebi ne olabilir? Azerbaycanlı tarihçi Cemil Hesenli’nin
Rusya Devlet Arşivi’nden aldığı, Sovyet-Türkiye: Soğuk Savaş’ın Sınak Meydanı
kitabında yayınladığı ve aşağıda özeti verilen belge faydalı olacaktır. Belge
Sovyetlerin Türkiye’deki ticarî temsilcisi A. Rozengolds tarafından 7 Ocak 1937
tarihinde “tamamen gizli” ibaresiyle Stalin ve Molotov’a gönderilmiştir:Mektubu alan Stalin üzerine şu notu düşmüştür: “Voroşilov’a, Kaganoviç’e,
Orjonikidze’ye, Litvinov’a. “Dostumuz” Atatürk’ün “konuşma” metni ile
tanışmaları ilginç olurdu”. 33 Stalin’in kendisi, düştüğü notta, ‘dostumuz’ ve
‘konuşma’ sözcüklerini tırnak içine almıştır. Konuya devamlılık kazandırmak
bakımından iki hususu ön plana çıkarmak yararlı olacaktır: 1. Stalin tebrik
telgrafı göndermez, 2. Türkiye (Atatürk)-Sovyetler Birliği (Stalin) arasındaki
ilişkilerdeki soğukluk. Stalin’in (tebrik vd.) telgraf göndermemesi en azından bu
çalışmayla ilgili dönem gazeteleri üzerinde yapılan incelemer de teyit etmektedir.
Gazeteler Stalin’in büyük boy resimleri, konuşmalarıyla süslendiği hâlde, tebrik
veya taziyelerde devlet ve hükûmet adına Kalinin’in veya Molotov’un isimleri önplana çıkmaktadır. Stalin’in, bu dönemde Sovyetler Birliği Komunist Partisi
Genel Sekreteri görevinde bulunduğu da hatırlanmalıdır. Komunist Partisi’nin
sistem içindeki yerini tespit etmekle bu görevin ne anlama geldiği daha iyi
anlaşılacaktır.
Sovyetler Birliği’nde devlet ideolojisini-Sovyet ideolojisini belirleyen güç
Komunist Partisi’ydi. Sovyet Anayasası’nın 6. maddesi Parti’nin yetkilerini
aşağıdaki şekilde belirlemekteydi: “Sovyet toplumunun rehber ve yönetici gücü,
onun siyasî sisteminin, devlet içtimaî kurumlarının merkezi Sovyetler Birliği
Komunist Partisi’dir. Sovyetler Birliği Komunist Partisi halk için yaşıyor ve
halka hizmet etmektedir. Marksizm-Leninizm talimi ile silahlanmış Komunist
Partisi toplum gelişiminin ana perspektiflerini, SSCB’nin iç ve dış siyaset hattını
belirler, Sovyet halkının büyük yaratıcı gücüne rehberlik eder, komunizmin
başarısı için onun mücadelesine planlı, bilimsel esaslar getirir.”
34
Buradan anlaşılan herhâlde Sovyet devlet yetkililerinin, parti lideri yerine,
hükûmetlerin birbirlerini muhatap alabilecekleri yaklaşımını takip etmiş
olmalarıdır.. Daha temelli bir gerekçe ise bahsi geçen dönemde Türk-Sovyet
ilişkilerinin zor bir dönemece girmiş olmasıdır. Millî Mücadele döneminde
Sovyetlerin yaptığı silah ve para yardımı, iki ülke arasında imzalanan 16 Mart
1921 Moskova Anlaşması, 13 Ekim 1921 Kars Anlaşması, 17 Aralık 1925
Dostluk ve Saldırmazlık Anlaşması’nın olumlu havası artık gerilerde kalmıştır.
1920-30’lu yıllar Türkiye-Sovyet ilişkileri ve bu anlaşmaların siyasî zorluklardan
(ve zorunluktan) doğduğu gerçeğidir. Sovyet Birliği Türkiye’deki siyasî süreci
takip ettiği ve fakat “takdir etmediği”, hatta bu siyasî süreç aleyhine özel istihbarî
bilgiler topladığı bilinmektedir. Batı’da Sosyalist Devrimi gerçekleştirme
umudunu kaybeden Sovyetler, İran ve Türkiye’ye yönelerek buralardaki
antiemperyalist hareketi bir Sosyalist Devrime çevirebileceğine inanıyordu.
Benzer değişiklikler bazı farklılıklarıyla Türk dış politikasında da yaşanıyordu.
Sovyet Birliği ile ilişkilerin ileride tehlikeli bir boyut kazanacağı
düşünülmekteydi.35 Nitekim Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin imzalandığı 1936
yılına kadar iki ülke arasında devam eden iyi ilişkiler, Sözleşme sonrası
bozulmaya başlamıştır. II. Dünya Savaşı öncesi Türkiye’nin İtalya tehdidi
karşısında İngiltere’ye yakın durması ve Almanya ile ticarî ilişkileri, Sovyetleri
hoşnut bırakmamasına rağmen iki devlet arasındaki ilişkilerde gerginlik
yaşanmamıştır. 36 Stalin’in taziye mektubu göndermemesinin nedenlerini bu
gerginliklerde aramak doğru olabilir.
12 Kasım 1938 tarihinden itibaren gazeteler Atatürk’ün vefatı dolayısıyla
Türkiye’de yaşananlara daha geniş yer vermeye başlamışlardır. Türk halkının üzüntüsü gazetelere aşağıdaki şekilde yansımıştır: “Ankara, 11 Kasım (TASS),
Anadolu Telgraf Ajansı’nın verdiği bilgiye göre, tüm kentlerde Kemal
Atatürk’ün vefatından dolayı üzüntü yaşanmaktadır. Bu kayıp ülkenin tüm
vatandaşlarında derin yaralar açmıştır. Öğrenci gençler ve diğer insanlar vefat
eden cumhurbaşkanlarına saygılarını bildirmek için Kemal Atatürk’ün Millet
meydanındaki anıtına akın ediyor. Ulus gazetesi cumhurbaşkanının ölümü
dolayısıyla özel sayı yayınlamıştır. 37 Halkın, Atatürk’ün vefatından doğan
üzüntüsü yanında o günkü basına Türkiye’den iki haber daha yansımıştır.
Bunlardan ilki, İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanı seçilmesi ile ilgili “Son Saatte”
başlıklı kısa haberdir. 38 İzvestiya ve Pravda gazeteleri haberin yanında İsmet
İnönü’nün kısa biyografisine de yer vermiştir. Biyografide İnönü’nün hayat
hikâyesi kronolojik olarak verilmekte, son kısımda ise İnönü’nün TürkiyeSovyet dostluğunu önemsediğine ve hatta 1932 yılında Sovyetler Birliği’e gelen
Türk delegesine başkanlık ettiğine vurgu yapılmıştır.39 Diğer haber ise, Celal
Bayar hükûmetinin yeni Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye istifalarını sunması ve
Cumhurbaşkanın da Bayar’ı yeniden hükûmeti kurmakta görevlendirdiği ile
ilgilidir. 40 Türk hükûmetleriyle ilgili bu haberler ertesi günkü gazetelere de
yansımıştır. Türkiye’de yeni hükûmetin kurulmasıyla ilgili haberde, iki önemli
bakanın (Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras ve İçişleri Bakanı Şükrü Kaya) yeni
hükûmette yer almadıkları, bir bakanın kabinedeki yerinin değiştiği ve kabineye
yeni bir bakanın girdiği aktarılmıştır. 41 Yine, Türkiye’deki Sovyet elçisi Terentiyev’in İsmet İnönü’yü yeni cumhurbaşkanı seçilmesi dolayısıyla
kutlaması kısa haber olarak basına yansımıştır.42
Türkiye’de yeni cumhurbaşkanının seçilmesi ve hükûmetin kurulmasından
dolayı verilen bir günlük aradan sonra 14 Kasım tarihinde basın yeniden
Atatürk’ün cenaze töreni ile ilgili haberlere yer vermeye devam etmiştir.
“Ankara’da Matem” başlıklı haberde, Atatürk’ün 21 Kasım günü defn edileceği
haber verilmiştir. Atatürk’ün vefatının Türk basınına yansıması, çok sayıda
yabancı resmî temsiliyetin gelmesi ve halkın Atatürk’ün naaşını ziyaret etmeleri
haberin diğer boyutlarını oluşturmaktadır.43
14 Kasım tarihli Sovyet basınında, İsmet İnönü’nün cumhurbaşkanı
seçilmesinin Türk basınına yansımasını anlatan kısa bir haberin 44 yanında,
Atatürk’ün cenaze törenine katılacak Sovyet heyetinin belirlendiğine yönelik
Moskova merkezli bir haber daha bulunmaktadır. 45 TASS’ın cenaze törenine
katılacak Sovyet heyetinin belirlendiği ile ilgili 13 Kasım tarihli haberi 14 Kasım
günü basına yansısa da, bu isimlerin daha önceden belirlendiği Büyükelçi Zekâi
Apaydın’ın 11 Kasım 1938 tarihli Türkiye Dışişleri Bakanlığı’na gönderdiği açık
telgrafından anlaşılmaktadır. Bu telgrafa göre, Atatürk’ün cenaze törenine katılacak heyeti belirleyen Sovyet yetkililer, Moskova’daki Türkiye
Büyükelçiliğini arayarak törenin tarihi ve yeri konusunda bilgi istemişlerdir.
Elçiliğin bu konuda yeterli bilgisi bulunmadığından cevap verilememiş ve bu
doğrultuda Ankara’dan acil malumat istenmiştir. 46 Cenaze tarihi ile ilgili
malumat alınınca da Sovyet delegesi törene katılmak için yola çıkmıştır.
15, 16 ve 17 Kasım tarihli Sovyet basınına Atatürk’ün cenaze töreniyle ilgili
her gün bir kısa haber yansımıştır. Bunlar sırasıyla, Atatürk’ün naaşının cenaze
töreninden sonra Etnografya müzesi salonunda korunması, 47 Ankara’daki
Sovyet kolonisinin Atatürk’ün anıtına çelenk bırakması48 ve Atatürk’ün naaşının
İstanbul’dan Ankara’ya götürüleceyi güzergâh konusundaki
49 haberlerdir.
Cenaze günü yaklaşınca katılacak yabancı ülkeler de hangi heyetle ve ne
şekilde katılacaklarını duyurmaya başlamışlardır. 18 Kasım günü basına yansıyan
iki haberden biri bu konuya ayrılmıştır.50 Diğer bir haber ise Türkiye Büyük
Millet Meclisi’nin yeni hükûmete güven oyu vermesiyle ilgilidir. Haberde özellikle, Başbakan Celal Bayar’ın, Kemal Atatürk’ün ideallerinin sadık
devamcısı olacakları, barışı öne çıkaran dış politikayı değiştirmeyecekleri ve
Türkiye’nin uluslararası taahhütlerinin ve dostluk ilişkilerinin gelişmesine hizmet
edecekleri fikrine vurgu yapılmaktadır.51 Bu haberin yanında yer alan kısa bir
haberde, yine dış politikaya yer verilmektedir. Habere göre, Türkiye Dışişleri
Bakanı Şükrü Saraçoğlu, verdiği bir mülâkatta, hükûmetin dış politika
konusunda Meclis’e sunduğu programı esas alarak Fransa ile ticarî, ekonomik ve
malî ilişkilerin genişletilmesine taraftar olduğunu ifade etmiştir.52
Cenazeye katılacak heyetler artık Türkiye’ye gelmeye başlamışlardır. Sovyet
heyeti de 18 Kasım günü Boğaz’dan giriş yapmıştır. Burada Sovyet heyetini
Türkiye’deki Sovyet elçisi Terentiyev ve Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın yetkilileri
karşılamışlardır. Boğazın kıyısındaki Türkiye topçuları 21 top ateşi ile heyeti
selamlamışlardır. 53 20 Kasım günü ise Sovyet heyeti cenazeye katılmak için
Ankara’ya gelmişlerdir.
54
Cenaze töreninin yapıldığı 21 Kasım 1938 günü, yurt dışından gelen yabancı
heyetler, milletvekilleri, askerler, bürokratlar, halk büyük bir hüzün ve saygı
içinde bir araya gelmişlerdir. Atatürk’ün naaşı, konulduğu Meclis binasından
alınarak top arabasına yerleştirilmiştir. Top arabasının önünde saygı geçidi
yapılmıştır. Yabancı devletlerin gönderdikleri kıtaların geçişi başlamıştır. Bu
sırada Alman, Bulgar, Fransız, İngiliz, İtalyan, Yunan, İran, Romanya,
Sovyetler Birliği, Yugoslavya’dan gelmiş kıtalar da Atatürk’ün naaşını bayrak ve
kılıçlarıyla selamlamışlardır. Tören yürüyüşle devam etmiş ve Atatürk’ün naaşı Etnografya müzesine getirilmiştir. Anıt mezar yapılana kadar geçici olarak
Atatürk’ün naaşı bu müzede korunmuştur. 55 Çok sayıda ülkenin heyet
gönderdiği ve yüksek düzeyde katıldığı Atatürk’ün cenaze töreni Sovyet basınına
iki gün gecikmeli-23 Kasım tarihinde aşağıdaki kısa haberle yansımıştır:
Sovyet Heyeti Atatürk’ün Cenaze Töreninde Bulundu,
Ankara, 22 Kasım (TASS), Dün Ankara’da düzenlenen Atatürk’ün cenaze
töreninde Sovyet torpidosunun denizçi heyeti vefat edenin naaşı karşısında
geçitte bulundular. Atatürk’ün naaşının geçici olarak konulduğu Etnografya
müzesinin en görünür yerinde “Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nden”
yazılı çelenk görünmekteydi. Türkiye Deniz Kuvetleri komutanı amiral Şükrü
Okan, Sovyet denizcilerine cenaze törenine katılmalarından dolayı teşekür
etti.
56
Cenazeye katılan ülke delegeleri, başkanlar tören sonrası ülkelerine geri
dönmeye başlamışlardır. Sovyet basınına yansıyan habere göre, Sovyetler
Birliği’nden törene katılan heyet iki grup şeklinde ve farklı günlerde Ankara’dan
ayrılmışlardır. Ankara’da yerel yöneticiler ve halk tarafından sıcak bir
misafirperverlikle karşılanan, şereflerine Ankara’da veda gecesi düzenlenen
Sovyet askerî kıtası 22 Kasım günü onlara ayrılan özel trenle İstanbul’a doğru
yola çıkmışlardır. 57 Dışişleri Halk Komiser yardımcısı Potemkin, Karadeniz
filosu kumandanı 2. dereceli flagmanlı Yumaşev ve yanlarında SSCB’nin
Türkiye’deki elçisi yoldaş Terentiyev’in bulunduğu ikinci grup 24 Kasım
tarihinde İstanbul’a gitmek üzere Ankara’dan ayrılmışlardır. Garda düzenlenen
uğurlama törenine Dışişleri Bakanı Şükrü Saraçoğlu, Savunma Bakanı Kazım
Özalp olmak üzere devlet yetkilileri katılmışlardır.58İkingi grup Sovyet delegeleri Ankara’dan ayrılmadan önce Türkiye
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Dışişleri Bakanı Şükrü Saraçoğlu ve Meclis
Başkanı Abdülhalik Renda ile yaptığı görüşmelerin samimi dostluk şeklinde
sürdüğüne dikkat çeken Sovyet basını, görüşmelerin içeriği ile bilgi
vermemektedir. 59 İstanbul’da buluşan Sovyet delegeleri 26 Kasım günü
başlarında Potyemkin olmakla ülkelerine dönmek üzere yola çıkmışlardır.60
Atatürk’ün cenaze töreni sonrası cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün Türk
Milletine Beyannâmesi 61 ve ayrıca Türkiye-Almanya ticarî ilişilerinin iyi
olmadığını göstermek için hazırlanan “Almanya’nın Türkiye’ye Kalitesiz Mal
Satışı Dolayısıyla Baskısı” haberi62 de basında yer almaktaydı. Hem Atatürk’ünvefatının Sovyet basınına yansıması, hem de dönem Türkiye-Sovyet ilişkilerini
değerlendirmek bakımından, Kasım’ın son günlerinde Sovyet basınında yer alan
bir haberden de bahsetmekte fayda vardır. Haber, Türkiye Dışişleri Bakanı
Şükrü Saraçoğlu’nun Türkiye-Sovyet ilişkileri konusunda TASS muhabirine
verdiği demeci içermektedir. Habere göre, Saraçoğlu, verdiği mülâkatında
Türkiye-Sovyet ilişkilerinin gerçeklikler üzerine kurulduğuna ve SSCB ile ilgili
sadece Türkiye dış politikası değil, Türk halkının da derin ve samimi
duygularının değişmediğine vurgu yapmıştır.63
Sovyet Basınında Atatürk’ün Vefatı Hakkında Makaleler
Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatı dolayısıyla Sovyet basınında Atatürk’le ilgili
haberler dışında; biri Pravda’da,
64 diğer ikisi İzvestiya’da65 olmak üzere 3 makale
yayınlanmıştır. Pravda ve İzvestiya gazetelerinde 11 Kasım 1938 tarihinde
yayınlanan birer yazı Atatürk’ün kısa biyografidir. Nerede ise aynı hacimde
olmaları, kullanılan ifadeler, cümleler ve fikirlerin benzerliği yazının aynı
kaynaktan dağıtıldığını göstermektedir. Mustafa Kemal’in Saltanat ideresine
karşı hareketleri, 1915 yılında Çanakkale’de İngilizlere karşı gösterdiği başarı,
Millî Mücadele döneminde Emperyalizme karşı verilen mücadele, Türkiye
Cumhuriyetin kurulması ve Sovyetler Birliği ile kurulan dostluk ilişkileri bu
yazıların ana hatlarını oluşturmaktadır. N. Vasilyev imzasıyla İzvestiya’da
yayınlanan ikinci yazi ise daha hacimli ve öteki iki yazıdan farklı olarak daha detaylıdır. Yazının tercümesini söylem örneği olması bakımından burada
aktarmak fikir verecektir:
Yeni Türkiye’nin Kurucusu,
Osmanlı İmparatorluğu’nun içinde bulunduğu grup I. Dünya Savaşı’nda
yenilmiş; Osmanlı ordusu her tarafta bozulmuş, ağır şartlar altında ateşkes
anlaşması imzalamış…Uzun yıllar süren Dünya Savaşı halkı yorgun ve fakir
duruma düşürmüştür… Halkı ve ülkeyi Dünya Savaşı’na sürükleyenler kendi
hayatlarını kurtarma kaygısına düşerek gizlenmişlerdir… Saltanat ve hilâfet
makamında oturan Vahdettin soysuzlaşmış, şahsını ve bir de tahtını korumak
için yollar aramaktadır. Damat Ferit Paşa’nın başkanlığındaki hükûmet güçsüz,
haysiyetsiz ve korkaktır…Antant (İtilâf) Devletleri, ateşkes anlaşmasının
hükûmlerine uymayı gerekli bulmuyorlar. Onların donanma ve askerleri birer
bahane ile İstanbul’a yerleşmişlerdir. Adana Vilâyeti Fransızlar, Urfa, Maraş,
Antep İngilizler tarafından işgal olunmuştur. Antalya ve Konya’da İtalyan,
Merzifon ve Samsun’da İngiliz askerî birlikleri bulunmaktadır… Nihayet, 15
Mayıs 1919 yılında…Yunan ordusu Antant (İtilaf) devletlerinin izniyle İzmir’e
çıkmıştır…
Daha sonra Atatürk (Türklerin Atası) adını alan Mustafa Kemal, Cumhuriyet
Halk Partisi’nin 1927 yılında toplanan kongresinde, Dünya Savaşı sonununda
Türkiye’nin düştüğü ümitsiz durumu kesin hatlarıyla bu şekilde
değerlendiriyordu. Savaşı kazanan gruba dahil olan emperyalist güçler
Türkiye’yi aralarında bölüşmüşlerdi. Saltanat hükûmeti ise Osmanlı
İmparatorluğu’nun sonunu öngören baskıncı ve soyguncu yeni antlaşmaları
imzalayarak, emperyalist devletlerinin paylaşım antlaşmalarını onaylamıştı.
Türk nüfusunun büyük bir kısmı ise sultan hizmetçilerinden farklı olarak,
sömürgecilerin işgali altına girmek istemiyor ve bunu redd ederek tepkiler
gösteriyorlardı. Anadolu’nun derinliklerinde İzmir, Trabzon, Samsun gibi
şehirlerde emperyalist işgalcilere, işgallerine ve saltanata karşı millî bağımsızlık
hareketi yükselmekteydi. Anadolu’nun millî burjuvası başlayan bu zorlu
harekâta önderlik etmekteydi.
Kemal Atatürk, Türkiye’yi saran emperyalizme ve onun ajanı olan sultana karşı
mücadeleyi başlatmak için 19 Mayıs 1919 yılında Samsun’a çıktı. Kemal
Atatürk’ün general olarak ün kazanması ve sultanın siyasetine karşı burjuva
inkılâbını başlatması, onun kısa sürede millî bağımsızlık mücadelesinin başına
geçmesine sebep oldu. Atatürk Türk halkının millî çıkarlarını korumak ve Türk
topraklarını yabancı devletlerin işgallerinden kurtarmak için sultan ordusundan
geri kalanlarla köylü örgütlerini birleştirerek bir ordu kurma başarısını gösterdi.
Atatürk’ün önderliğinde birleşen millî güçler İngilizlerin İstanbul’da dağıttıkları
meclis yerine 23 Nisan 1920 yılında millî meclisi toplantıya çağırdılar. Bu
meclis Türkiye Büyük Millet Meclis’i oldu ve başkanlığına da Kemal Atatürk
seçildi. Millî Meclis toplanma yeri olarak silahlardan ve işgallerden uzak ve
Türkiye’nin kalbinde yerleşen Ankara’yı seçti.
Genç millî Türkiye emperyalizme karşı mücadelede yalnız değildi. Yabancı
işgallere ve uluslararası emperyalizme karşı kahramancasına mücadele veren
Sovyet Rusya Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yardım müracaatına olumlu
cevap verdi ve yardım elini uzattı. Büyük Millet Meclisi’nin açılışından 3 gün
sonra Atatürk Türk Millî harekâtını desteklemeleri için Sovyet hükûmetine
mektup yazarak ricada bulundu. Cevap mektubunda Dışişleri Bakanlığı
“Türkiye için pek mühim olan bugünlerde Rus ve Türk halklarını yaklaştıracak
sağlam dostluk temellerini atmaktan bahtiyarlık duyarız” diyordu.
152 Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi Yıl 6 Sayı 11 (Bahar 2010)
Kemal Atatürk, Ekim İhtilâli’nin sömürge ve yarı sömürge ülke halklarının
bağımsızlık mücadeleleri için taşıdığı önemi ve rolü iyi anlamaktaydı. Onun 29
Kasım 1920 yılında Sovyet hükümetine gönderdiği telgrafında bunu açıklığıyla
görmek mümkündür: “Kendi zincirlerini kırmaktan tatmin olmayan ve iki
yıldan fazladır ki tüm dünyayı kurtarmak için örneği bulunmayan mücadele
azmi gösteren Rus halkına, Türk halkının, duyduğu hayranlığı Size bildirmek
Bana mutluluk vermektedir.”
Şu da unutulmamalı ki, Atatürk’ün hem Millî Mücadele başında olduğu süreçte
ve hem de Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olduğu dönemde Türkiye ile
Sovyetler Birliği arasında dostluk ilişkileri hep olmuştur. Türkiye sulh ve barış
arayışında Sovyetler Birliği ile yakın ilişkilerde bulunmuştur. Silahsızlanma
Konferansında Sovyet heyetinin önerisini destekleyerek, savaştan uzaklaşma
hakkındaki Kellogg Antlaşmasının yürürlüğe girmesi için 1929 yılında
“Litvinov Protokolü”ne katılmıştır. Kemal Atatürk Sovyetler Birliği ile dostluk
ilişkilerinin önemini 1936 yılındaki Milli Meclis açılış konuşmasında şöyle
belirtmekteydi: “Şunu hatırlatmak isterim ki, bizim SSCB ile olan dostluğumuz,
bizim büyük kara ve deniz komşumuzla, 15 yıldır bize kendi önemini
kanıtlayarak ilk kuruluş yılında olduğu gibi aynı güç ve önemiyle istikrarlı
olarak gelişmektedir.”
Sovyetler Birliği ile çok sıkı dostluk ilişkileri içinde olan Kemal Atatürk aynı
zamanda dünyanın bölünmesine de karşı çıkarak kollektif güvenlik politikasına
taraftar olmuştur. Bu konudaki düşüncelerini 1937 yılındaki (Romanya
Dışişleri Bakan’ının Ankara’ya gelişiyle ilgili) konuşmasında belirtmekteydi:
“Bütün dünya olayları bize bunu açıkca kanıtlamaktadır. En uzakta
zannettiğimiz bir hadisenin bize bir gün temas etmeyeceğini bilemeyiz. Bunun
için beşeriyetin hepsini bir vücut ve bir milleti bunun bir uzvu addetmek icap
eder. Bir vücudun parmağının ucundaki acıdan diğer bütün âza müteessir
olur… ‘Dünyanın filan yerinde bir rahatsızlık varsa bana ne?’ dememeliyiz.
Böyle bir rahatsızlık varsa tıpkı kendi aramızda olmuş gibi onunla alâkadar
olmalıyız.”
Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlık mücadelesini başlatan, dış ve iç
politikasını belirleyen Kemal Atatürk, aynı zamanda Türk halkının siyasî ve
sosyal hayatındaki değişikliklere neden olan bir çok reformlara teşebbüs eden
ve reformları uygulayan liderdir. Osmanlı İmparatorluğu’nun ortaçağ yönetimi
yerine Türkiye’ye cumhuriyet rejimi getirilmiştir. Yeni Cumhuriyet yasalarına
göre ülkenin siyasî ve sosyal hayatının belirlenmesinde erkeklerle beraber,
sultanlar zamanında hiçbir hakları olmayan kadınlar da rol almaktadırlar.
Müslümanların dinî eğitim veren merkezleri kapatılmış, din devletten ayrılmış,
halifelik kaldırılmıştır. Sosyal hayatın bir çok alanlarında Avrupalaşmaya
geçilmiştir. Arap alfabesinin öğrenilmesindeki zorluklardan dolayı Latin
alfabesine geçilmiştir. Bunun sonucu olarak okur-yazar sayısında ve eğitime
katılımda büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. Bunları uygulamada zorluklarla
karşılaşsa da, Kemal Atatürk uslanmamış, 1928 yılında köy köy, kent kent
dolaşarak, elinde kalem yazı tahtası karşısına geçerek, halka alfabeyi öğretmek
için öğretmenlik yapmıştır.
Atatürk önderliğinde uygulanan büyük işlerden biri de devletin sanayi alanına
önem vermesi olmuştur. Bunun sayesindedir ki Türkiye bu gün sanayide
atılımlar yapmaktadır ve bir çok sanayi tesislerine sahiptir. Yeni sanayi
tesislerinin yapımı için de Türkiye Sovyetler Birliği’nden dost desteği olarak 8
milyon dolar kredi almıştır. Türk halkının Millî Mücadelesi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla adı sıkı
sıkıya bağlı olan Kemal Atatürk’ün ölümü Türkiye ve onun tüm dostları için
büyük kayıptır. Türk halkının en samimi dostu olan Sovyet toplumu çağımızın
büyük önderinin vefatıyla derin üzüntü duymaktadır.
Büyük Millet Meclisi’nin 11 Kasım toplantısında Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü seçilmiştir. Bu seçim Kemal Atatürk’ün layıklı
devamcısı olan birisinin Cumhurbaşkanı seçilmesi anlamına gelmektedir. İsmet
İnönü Millî Mücadele döneminin kahramanlarındandır (İnönü soyadı, Türk
ordusunun onun komutanlığında İnönü Meydan savaşında Yunan ordusunu
yendikten dolayı verilmiştir). İsmet İnönü aynı zamanda Kemal Atatürk’ün iç
ve dış politikayı belirlemedeki en yakın arkadaşlarındandır.
Bu seçim aynı zamanda, Kemal Atatürk döneminde Türkiye’nin dünya
devletleri ve yakın dostlarıyla yürüttüğü samimi ve doğru ilişkilerin devam
edeceği anlamına gelmektedir.
66
Sonuç
Sovyet Basını yayın hayatına başladığı 20. yüzyıl başlarından itibaren,
öncelikle Rusya’da, eski Çarlık coğrafyasında ve devamında dünyanın diğer
bölgelerinde yaşanan gelişmeleri takip etmiştir. Buralarda yaşananlarla ilgili
sayfalarına taşıdığı haberlerde, dayandığı Bolşevik Partisinin ideolojik
yaklaşımını ortaya koymuştur. Ekim 1917 yılında Sovyetlerin iktidara gelişiyle
Sovyet Basını da iktidar hüviyetini kazanmıştır. Muhaliflikten ayrılarak önce
iktidar, daha sonra da devlet basını olmuştur. Bundan sonra Sovyet basını,
devletin iç ve dış politikasının destekçisi, Sovyet ideolojisinin bildiricisi
olmuştur. Basın bu görevini yerine getirirken, özellikle dış ülkelerdeki
gelişmeleri haber yaparken, devletin resmî haber ajansı olan TASS’ın
kaynaklarını kullanmış, haberler ideoloji süzgecinden geçirilerek okuyucuya
aktarılmıştır. Sovyet Basını, komşu ülke Türkiye’deki gelişmeleri de bu bağlamda
izlemiş, bu ülke ile ilgili sayfalarında haberler ve makaleler yayınlamıştır.
Sovyet Basını Türkiye’deki gelişmeleri takip etmeyi Atatürk’ün hastalığı
döneminde de sürdürmüştür. Mustafa Kemal Atatürk’ün hastalığı Sovyet basını
tarafından takip edilerek, haber yapılmıştır. Vefatından itibaren ise Atatürk’ün
cenaze töreniyle ilgili her gün basında haberlere yer verilmiştir. Bu haberler
cenaze töreninin son gününe kadar devam etmiştir. Bu haberler devletin değişik
kurumlarının yayınlarına yansımıştır.
Haber kaynağına bakıldığında basın, devletin resmi haber ajansı olan
TASS’ın haberlerini kullanmıştır. Bu Ajansın haberleri dışında farklı bir kaynak
haberine rastlanmamaktadır. Bundan dolayı da çeşitli gazetelerde yayınlanan
haberler aynı olmuştur. Bazı gazeteler TASS’ın haberlerini tam metin, bazısı bir
paragraf, bazısı da bir kaç cümle şeklinde sayfalarına taşımışlardır. İlk günler
66 Vasilyev, agm., s.2.
154 Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi Yıl 6 Sayı 11 (Bahar 2010)
haberler daha görünür yerlerde yayınlanırken, sonraki günler bir kaç cümleyle
sınırlanınca gazete sayfalarında çok küçük kalmışlardır. Kimi zaman ilk, kimi
zaman da son sayfanın köşelerinde kendilerine yer bulmuşlardır. Bazı günler
haberler hem merkez ve hem de taşra yayınlarında bir kaç gün gecikmeli olarak
yayınlanmışlardır. Gazetelerden, Moskova’da yayınlanan ve devletin resmi
yayınları olan Pravda ve İzvestiya gazeteleri küçük haberlerle de olsa cenaze
törenini sayfalarına taşımışlardır. Diğer gazetelerde ise haber yayını konusunda
süreklilik görülmemektedir. Taşrada yayınlanan gazetelerde de merkez
Moskova’da yayınlanan haberler dışında farklı bir habere rastlanmamaktadır.
Atatürk’ün vefatı ve cenaze töreni ile ilgili bu tekdüze habercilik Sovyet
basını için yapılan “Siyasî platformları aynı olduğundan komünistlere, gençlere,
mekteplilere hitap etmelerine bakmayarak sanki bütün yazıları aynı kalıptan, aynı
kalemden çıkıyordu” 67 eleştrisini doğrulamaktadır. Aynı tekdüze habercilik
makalelerde de kendini göstermiştir. Tek kalemden çıkar gibi çoğu zaman aynı
cümleler, paragraflar, fikirler makalelerde tekrarlanır olmuştur. Basındaki haber
ve makalelerde sadece iki resim kullanılmıştır. Bunlar Atatürk’ün ve İsmet
İnönü’nün küçük boy resimleridir. Cenaze töreniyle ilgili resimler ise
kullanılmamıştır. Bir çok ülke cenaze törenine Başbakan, Bakanlar düzeyinde
katılırken Sovyetler Birliği Dışişleri Halk Komiseri yardımcısı, Türkiye’de
bulundurduğu elçi ve Karadeniz filosu 2. dereceli flagmanı düzeyinde
katılmıştır.
Atatürk’ün vefatının Sovyet basınına yansımasına ve devletin cenaze
törenine katılımına bakıldığında, 1936 Montrö Boğazlar sözleşmesi sonrası
soğumaya başlayan ve İkinci Dünya Savaşı öncesi kopma noktasına gelecek
Sovyet-Türkiye ilişkilerinin etkilerini ve yansımalarını görmek mümkündür.
MAKALENİN DİPNOTLARI:
1 Bolşevikler iktidara geldikten sonra, Rusya’da o güne kadar kullanılmakta olan Jülyen
takviminden vazgeçilerek 24 Ocak 1918 yılında Gregoryen takvimi kabul edilmiştir. Bu takvimler
arasında 20. yüzyıl için 13 gün fark bulunmaktaydı. Sovyetler Birliği döneminde Jülyen takvimi
için eski takvim (parantez yeni takvimi işaretler), Gregoryen takvimi için ise yeni takvim tabiri
kullanılmıştır. “Takvim”, Azerbaycan Sovyet Ansiklopedisi, Cilt 9, Bakü, 1986, s. 237.
2 1900 yılından itibaren yayınlanmaya başlanan ilk Marksist gazete İskra’nın, ilk sayısının
basım tarihinin Sovyetler tarafından Basın Günü olarak kabul edilmemesinde, bu gazetenin 19033 SSCB Emekçileri Halk Vekilleri Sovyetinin Haberleri (İzvestiya Sovyetov Deputatov
Trudyaşçisya SSSR) kısa adıyla İzvestiya (Haberler) gazetesi Sovyetler Birliği döneminde SSCB
Yüksek Sovyet Meclisi Başkanlığı’nın yayınıydı. Gazetenin ilk sayısı 28 Şubat (13 Mart) 1917
yılında “Petrograd İşçi Vekilleri Sovyetinin Haberleri” adıyla Petrograd’da yayınlanmıştır. 1 (14)
Ağustos 1917 yılından “Merkezi İcra Komitesi ve Petrograd İşçi ve Asker Vekilleri Sovyeti’nin
Haberleri”, 29 Eylül (12 Ekim)’den itibaren ise “İşçi ve Asker Vekilleri Sovyeti Merkez İcra
Komitesi’nin Haberleri” adını taşımaya başlamıştır. Bu dönemde gazete Bolşeviklerin karşısında
yer alan Menşevik ve EsErlerin (SR: Sosyalist İhtilâlciler) görüşlerini yansıtmaktaydı. 1917 Ekim
İhtilâli’nden sonra gazete Bolşeviklerin eline geçmiştir. Mart 1918 yılında Sovyet Hükûmetinin
Petrograd’dan Moskova’ya taşınmasıyla gazete de yayın hayatına Moskova’da devam etmiştir.
Merkeze, Moskova’ya yerleşmekle gazete artık tüm ülkenin gazetesi konumuna gelmiştir. 26 Ocak
1938 yılından itibaren gazete “SSCB Emekçileri Halk Temsilcileri Sovyetinin Haberleri” adıyla
yayınlanmıştır. Hükûmetin parlamentoda aldığı kararlar, işçi ve köylü emekçilerinin yeni hayat için
verdikleri mücadele, bölgelerde Sovyet yönetimini yerleştirmek ve güçlendirmek, içeride ve
dışarıda ülkeye karşı mücadele edenleri etkisiz hâle getirmek, sosyalist cemiyeti kurmak, Komünist
Partisi’nin sosyalizm kuruculuğunda rolü, Lenin’in millî (milliyet) politikası vb. haber ve makaleler
gazetenin sayfalarında kendine yer bulmaktaydı. Ülkenin nerede ise tüm bölgelerinde ve aynı
zamanda otuzun üzerinde yabancı ülkede muhabirleri bulunmaktaydı. 1971 yılında 8.5 milyon
adet tirajı vardı. İzvestiya bugün Rusya’da günlük toplum, politika ve ekonomi gazetesi olarak
yayınlanmaktadır. М. İ. Тyurin, “İzvestiya Sovyetov Deputatov Trudyaşçisya SSSR”, Bol’şaya
Sovyetskaya Enstsiklopediya, Т.10, 3.izd. Моskova, 1972, s.53-54.
4 Pravda (Hakikat) Sovyetler Birliği döneminde, Sovyetler Birliği Komunist Partisi Merkez
Komitesi’nin yayın organı olarak günlük yayınlanmaktaydı. Gazete, Rusya Sosyal Demokrat İşçi
Partisi’nin Ocak 1912 yılında toplana VI. Umum Rusya Konferansı’nın kararı doğrultusunda 22
Nisan (5 Mayıs) 1912 yılında yayın hayatına başlamıştır. Çarlık Rusyası döneminde defalarca
yasaklansa da değişik isimler altında yayınına devam etmiştir. Çarlık yönetiminin devrilmesinden
sonra 5 (18) Mart 1917 yılında yeniden Pravda adıyla Rusya Sosyal Demokrat İşçi (Bolşevik) Partisi
Merkez Komitesi ve Petrograd şubesinin yayın organı olarak yayınını sürdürmüştür. Lenin 5 (18)
Nisan 1917 yılında yurt dışından Rusya’ya dönünce gazetenin yayın kurulunda yerini almıştır.
Bolşevik partisinin stratejisini anlatan ve ideolojik-eğitici işlerini yürüten, Geçici Hükûmetin halka
zıt politikalarının iç yüzünü gösteren, halkı sosyalist ihtilâline hazırlayan gazetenin merkezi Geçici
Hükûmetin polisleri tarafından 5 (18) Temmuz 1917 yılında basılmış ve dağıtılmıştır. Yeniden değişik isimlerle yayınlanmaya başlayan gazete, ancak Bolşevikler iktidara geldikten sonra 27 Ekim
(9 Kasım) 1917 yılında Rusya Sosyal Demokrat İşçi (Bolşevik) Partisi Merkez Komitesi’nin yayın
organı olarak Pravda ismiyle yayınlanmıştır. Petrograd’da yayınlanan gazete 18 Mart 1918 yılında
Moskova’ya taşınmıştır. 1952 yılına kadar Merkez Komite ve Rusya Komunist Partisi Moskova
Komitesi’nin yayın organı (1925 yılından Umum İttifak Komünist (Bolşevik) Partisi), 1952
yılından sonra ise Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin yayın organı olarak
faaliyetini sürdürmüştür. 1931 yılından itibaren gazete ilk defa Moskova dışında diğer şehirlerde
de yayınlanmaya başlanmıştır. Harkov, Tiflis, Bakü, Sverdlovsk, Kazan, Novosibirsk, Samara,
Vladivostok bu şehirlerden bazılarıdır. Gazete, Sovyetler Birliği Komunist Partisi’nin ideolojisinin,
teorilerinin propagandasını yapmaktaydı. Komünist Partisi politikasını ilmî esaslarla açıklayan ve
bu politikaların sosyalist toplumundakı yerini belirleyen, Marksizm-Leninizm teorilerinin
problemleri, ilmî-teknolojik gelişmeleri, Sovyet ekonomisinin ve yönetiminin gelişim dinamikleri,
sosyal demokrasinin gelişimi konulu yazılar ve ayrıca Komunist Partisi’nin tüm kararları bu
gazetede yayınlanmaktaydı. 1930’lu yılların sonlarında Pravda’nın tirajına bağlı satışı 2 milyonun
üzerinde ve çok satan gazeteler sıralamasında ilk sıradaydı. Gazete bugün de Rusya’da, Rusya
Federasyonu Komünist Partisi’nin yayın organı olarak haftada 3 gün yayınlanmaktadır. S. A.
Andronov-S. V. Tsukasov, “Pravda”, Bol’şaya Sovyetskaya Enstsiklopediya, Т.20, 3.izd. Моskova,
1975, s.470-472. Ayrıca, Pravda gazetesi dahil Sovyet dönemi basınıyla ilgili İ. V. Kuznetsov,
İstoriya Oteçestvennoy jurnalistiki (1917-2000), Мoskova, 2002; R. P. Ovsepyan, İstoriya Noveyşey
Oteçestvennoy Jurnalistiki, Моskova, 1999.
5 SSCB Savunma Bakanlığı’nın yayın organı olan Krasnaya Zvezda (Kızıl Yıldız) gazetesi günlük
yayınlanmaktaydı. Askerî hayattan ve genel siyasetten bahseden bir gazeteydi. 1 Ocak 1924 yılında
yayınlanmaya başlayan Krasnaya Zvezda sayfalarında, SSCB’de ve dünyada yaşanan olaylarla, SSCB
Komunist Partisi’nin askerî alandakı politikasıyla, Sovyet askerî ilminin propagandasına, vatan için
mücadelede kahramanlık gösterenlerle ilgi yazılara yer vermekteydi. Gazete bu gün, Rusya
Federasyonu Savunma Bakanlığı’nın organı olarak yayınlanmaktadır. “Кrasnaya Zvezda”, Bolşaya
Sovyetskaya Enstsiklopediya, Т.13, 3.izd. Моskova, 1973, s.328.
6 SSCB Sendikalar Birliği Merkezi Sovyeti’nin siyasi organı olan Trud (İş) gazetesi 19 Şubat
1921 yılında Moskova’da yayınlanmaya başlanmıştır. Haftada 6 gün ve Rusça yayınlanan gazete
halk ekonomik planlarının uygulanması, ilmî-teknik gelişmeler, toplumsal üretimde verimliliğin
artırılması, sendikaların çalışma gücü ve kitlelerin siyasi etkinliğinin artırılması, iş güvenliğinin ve
işçilerin yaşam kalitesinin yükseltilmesi gibi konular gazetelerin sayfalarında kendine yer
bulmaktaydı. Gazetenin ayrıca dış ülkelerde kendi muhabirleri bulunmaktaydı. Gazete bugün,
Rusya Federasyonu’nda özel olarak yayınlanmaktadır. “Тrud”, Bol’şaya Sovyetskaya Enstsiklopediya,
Т.26, 3.izd. Моskova, 1977, s.266.
7 Azerbaycan Komunist Partisi Merkez Komitesi, Azerbaycan SSC Yüksek Sovyeti ve
Bakanlar Kurulu’nun yayın organı olan ve Rusça yayınlanan Bakinskiy Raboçiy (Bakü İşçisi) gazetesi
Azerbaycan basın tarihinde uzun ömürlü gazetelerden biridir. En eski Bolşevik gazetelerindendir.
Yayın hayatına başlama tarihi bazı kaynaklarda Nisan, bazı kaynaklarda ise Mayıs 1906 yılı
şeklinde geçmektedir. Bu farklılık eski ve yeni takvimler arasındaki gün farkından
kaynaklanmaktadır. Azerbaycan Bolşeviklerinin düşüncelerini yayan, halkı burjuvaziye karşı
mücadeleye hazırlayan gazete, insanları Komunist Partisi etrafında birleşerek sosyalizm ve daha
sonra komünist toplumu kurmaya çağırıyordu. Çalışmaya konu olan dönemde gazete Azerbaycan
Komunist (Bolşevik) Partisi Merkez Komitesi ve Bakü Komitesi’nin yayın organı olarak
yayınlanmaktaydı. Devlet tarafından defalarca ödüllendirilen gazete günümüzde Azerbaycan
Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İşler Müdürlüğü ve yayın kurulunun organı olarak faaliyetini
sürdürmektedir. “Bakinskiy Raboçiy”, Bol’şaya Sovyetskaya Enstsiklopediya, Т.2, 3.izd. Моskova
1970, s.540; “Bakinski Raboçi”, Azerbaycan Sovyet Ansiklopedisi, Cilt 1, Bakü, 1976, s.549; Akif
Şahverdiyev, Azerbaycan Matbuatı Tarihi, Bakü, 2006, s. 113-114.
8 Azerbaycan Komunist Partisi Merkezi Komitesi, Azerbaycan SSC Yüksek Sovyeti ve
Bakanlar Kurulu’nun yayın organı olan Komunist (Kommunist) gazetesi Azerbaycan Türkçesinde
yayınlanmaktaydı. Komunist, Himmet, Koç-Devet, Tekâmül, Yoldaş, Himmet (1917-1918 yılları), Bakü
Şurasının Ahbarı gibi Bolşevik gazetelerinin devamı olarak 29 Ağustos 1919 yılında (4 bin sayı
olarak) yayınlanmaya başlanmıştır. Bolşevizmin amacı, rejim muhalifleri, iç ve dış güçlere karşı
mücadele, Komunist Parti’sini ideolojik hattı, parti kanunları, parti hayatı, sosyalizm-komunizm
kuruculuğu gibi konular gazetenin ana çizgisini oluşturmaktaydı. Bkz. “Kommunist”, Azerbaycan
Sovyet Ansiklopedisi, Cilt 5, Bakü, 1981, s. 465; Şahverdiyev, age., s. 104-105. Çalışmaya konu olan
dönemde gazete, Azerbaycan Komunist (Bolşevik) Partisi Merkez Komitesi ve Bakü
Komitesi’nin yayın organı olarak yayınlanmaktaydı.
9 Azerbaycan Lenin Komünist Gençler Birliği Merkez Komitesi ve Bakü Komitesi’nin yayın
organı olan Genç İşçi gazetesi, Ekim 1919 yılında yayın hayatına başlamıştır. Azerbaycan
Türkçesinde ve günlük yayınlanmaktaydı. 1919 yılında Bakü şehri ve ilçelerinin Beynelmilelci İşçi
Gençler Birliği bir konferans düzenlemiştir. Burada alınan kararlardan biri de yayın organlarını
yayınlamakla ilgili olmuştur. Böylece ilk Molodoy Raboçi (Genç İşçi), Ekim 1919 yılında gazetelerini
yayınlamaya başladılar. Bu gazete yayınlandığı dönemde gençleri eğitmek, teşkilâtlamak, sosyalizm
ve komünizm kuruculuğuna hazırlamak alanında önemli işler görmüştür. II. Dünya Savaşı
yıllarında yayınını durduran gazete savaştan sonra Azerbaycan Gençleri adıyla yayınlanmaya başlandı.
Şahverdiyev, age., s. 115-116.
10 Azerbaycan Komunist (Bolşevik) Partisi Bakü Komitesi’nin yayın organı olan Yeni Yol
gazetesi 1922 yılında yayın hayatına başlamıştır. Türkçe ve Pazar günü hariç haftanın 6 günü
yayınlanmaktaydı.
11 Azerbaycan Komünist (Bolşevik) Partisi Merkez Komitesi yayın şubesi, Bakü’de yayınlanan
Hücum, Allahsız, Komunist Maarifi dergilerinin yayınını durdurdu. Bu dönemde İnkılap ve Medeniyet,
Fırka İşçisi ve Müellimlere Kömek dergileri yılda ancak iki-üç sayı yayınlanabiliyordu. Bu durum
Azerbaycan yazarlarını yayınsız bırakmaktaydı. Bu doğrultuda Azerbaycan Yazarlar Birliği
(Azerbaycan Yazıçılar İttifakı) Edebiyat isminde bir gazete yayınlamak kararına geldi. Gazetenin ilk
sayısının yayını 5 Aralık 1933 tarihi olarak düşünülmüştü. Fakat matbadaki teknik arızalardan
dolayı gazete ancak 1 Ocak 1934 yılında yayın hayatına başlayabildi. Edebiyat gazetesi sanat ve
edebiyat alanındaki yeniliklere, dil alanındaki yazılara, sistemin yazardan istediği ideolojik
yaklaşımlar doğrultusundaki makalelere, eserlere sayfalarında yer ayırmaktaydı. Farklı dönemlerde
isminde değişiklikler yapsa da günümüzde yine de Azerbaycan Yazarlar Birliği’nin yayın organı
Edebiyat gazetesi yayın hayatına devam etmektedir. Şahverdiyev, s. 116-119.
12 Azerbaycan Komunist (Bolşevik) Partisi Lenkeran Şubesi’nin yayın organı olan Sıe Tolış
(Kızıl Talış) gazetesi 21 Ocak 1931 tarihinde ilk sayısını yayınlamıştır. Talışça ve Türkçe yayınlanan
gazete, partinin, Lenkeran bölgesindeki siyasî, ekonomik ve kültürel faaliyetleri ile ilgili yazılar
yayınlıyordu. Günümüzde Lenkeran adıyla yayınına devam etmektedir. Elnur Ağayev, “Gazete Sıe
Tolış-79 let”, http://tolishpress.org/news/1018.html.
13 İzvestiya, 4 Mart-9 Nisan 1924, 53 (2088)-82 (2117) sayıları.
14 Bir kaç örnek için bkz. “15 Let Sovyetsko-Turetskoy Drujbı”, Bakinskiy Raboçiy, 17 Mart
1936, № 64 (4863), s.3; “15-Letiye Turetsko-Sovyetskogo Dogovora”, Bakinskiy Raboçiy, 20 Mart
1936, № 66 (4865). Ayrıca Ekim İhtilâli’nin 21. yılı dolayısıyla Ankara’da Sovyet elçiliğinde
düzenlenen kabulle ilgili bir haber için İzvestiya, 10 Kasım 1938, № 261(6728).
15 Ayın Tarihi, Sayı 60 Mükerrer, 1-30 2. Teşrin (Kasım) 1938, s. 20-21. Pravda, 12 Kasım
1938, № 312 (7637), s.5. İzvestiya, 12 Kasım 1938, № 263 (6730), s.1. Komunist, 12 Kasım 1938, №
261 (5492), s.1. Yeni Yol, 12 Kasım 1938, № 259 (4359), s.1.
16 Genelkurmay Başkanlığı ve Millîi Müdafaa Vekâleti’nin yayınladıkları taziye mesajları için
bkz. Belgelerle Atatürk, T. C. Milli Savunma Bakanlığı Yayınları, Ankara 1999, s. 83, 86.
17 Ayın Tarihi, s. 2.
18 Bilal N. Şimşir, “Atatürk’ün Hastalığı”, Belleten, Cilt III, Sayı 204 (Kasım 1988), s. 1291-
1292.
19 Meselâ, “Bulgar ajansı bildiriyor: Reisicümhur Atatürk’ün vefatı haberi gelir gelmez Kral
sarayı üstünde bulunan bayrak matem alâmeti olarak yarıya indirilmiştir…”, İran; “Atatürk’ün
vefatı dolayısile Şehinşahî ve hükûmet bir ay resmî matem ilân etmiştir…”. Diğer ülkelerin
Atatürk’ün ölümü karşısında aldıkları tavırları konusunda ise bkz. Ayın Tarihi, s. 4-18.
20 Ayın Tarihi, s. 2; İzvestiya, 12 Kasım 1938, № 263 (6730), s.1. Komunist, 12 Kasım 1938, №.
261 (5492), s.1. Yeni Yol, 12 Kasım 1938, № 259 (4359), s.1.
21 Ayın Tarihi, s. 21.
22 aynı yer.
23 Sovyetler Birliği’nin Ankara Büyükelçisi Terentiyev’in bu ziyareti 12 Kasım 1938 tarihli
gazetelere kısa bir haber olarak yansımıştır. “SSCB’nin Türkiye Büyükelçisi Türkiye Hükûmetine
Üzüntülerini Bildirmiştir”, Pravda, 12 Kasım 1938, № 312 (7637), s.1. Aynı başlıkla yine bu sefer,
İzvestiya, 12 Kasım 1938, № 263 (6730), s.1; Trud, 12 Kasım 1938, № 260 (5413), s.4; “Kemal
Atatürk’ün Ölümünden Sonra”, Komunist, 12 Kasım 1938, № 261 (5492), s.1.
24 Şimşir, agm., s. 1291-1292.
25 “Bolezn Kemala Atatürka”, Pravda, 10 Kasım 1938, № 310 (7635); Aynı başlıkla, İzvestiya,
10 Kasım 1938, № 261 (6728), s.4.
26 “Smert Kemala Atatürka” Pravda, 11 Kasım 1938, № 311 (7636), s.1. “Smert Prezidenta
Turetskoy Respubliki”, İzvestiya, 11 Kasım 1938, № 262 (6729), s.1. “Smert Kemala Atatürka”,
Trud, 11 Kasım 1938, № 259 (5412), s.1. “Kemal Atatürk Ölmüşdür”, Komunist, 11 Kasım 1938,
№ 260 (5491), s.4; “Kemal Atatürk’ün Ölümü”, Genç İşçi, 11 Kasım 1938, № 258 (3098), s.4;
“Son Saat: Kemal Atatürk Ölmüşdür”, Yeni Yol, 11 Kasım 1938, № 258 (4358), s.1. “Smert
Kemala Atatürka”, Bakinskiy Raboçiy, 11 Kasım 1938, № 260 (5666), s.4. İncelenen gazetelerden
Edebiyat ve Krasnaya Zvezda gazetelerinde Atatürk’ün vefatı ile ilgili habere rastlanmamıştır.
27 Telegrafnoe Agentstvo Sovyetkogo Soyuza- TASS, Sovyetler Birliği Bakanlar Kurulu’na bağlı
merkezî haber ajansıdır. TASS, Petrograd ve Rusya Telgraf Ajansları esasında 10 Temmuz 1925
yılında kurulmuştur. Devlet tarafından Sovyetler Birliği’nde ve uluslararası alanda resmî ve gayrı
resmî yazılı-görüntülü haberleri toplamak, bu haberleri Sovyet basınına, Sovyetlerin diğer
kurumlarına, aynı zamanda yabancı ülke ajanslarına yaymakla görevlendirilmiştir, haberlerini
dünyaya Rusça, İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca ve Arapça yaymaktaydı. TASS
haberlerini hem görüntülü, hem de basılı olarak dağıtmaktaydı. Ülke içinde tüm gazete, televizyon,
haber merkezleri bu ajansın haberlerini kullandığı gibi, dış ülkelerden de haber ajansları TASS’ın
haberlerini kullanmışlardır. Araştırmaya konu olan dönemde TASS uluslararası alanda yerini
sağlama almaktaydı. 1930’lardan itibaren TASS ağını genişletip yabancı ülkelerde muhabirlerinin
sayısını artırarak İngiltere, Fransa, ABD ve Avrupa’nın, Asya’nın, Doğu’nun, Latin Amerika’nın
bir çok ülkelerinden akreditasyon almıştır. Aynı zamanda uluslararası haber değişimi ağına üye
olmuştur. Sovyetler Birliği’nin her bölgesinde olduğu gibi, dünyanın 100’den fazla ülkesinde de
muhabirleri bulunmaktaydı. L. Yu. Zubkova, “Telegrafnoe Agentstvo Sovyetkogo Soyuza ТАSS”,
Bolşaya Sovyetskaya Enstsiklopediya, Т.25, 3.izd. Моskova, 1976, s.392. 1926 yılında Sovyetler Birliği
Telgraf Ajansı ile Anadolu Ajansı arasında enformasyon teatisine ilişkin anlaşma imzalandığını da
hatırlatmakta fayda vardır. SSSR i Turtsiya (1917-1979), Моskova, 1981, s.87.
28 “Yoldaş M. Litvinov’un Türkiye Büyükelçiliği’ni Ziyareti, Moskova, 10 Kasım (TASS),
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Kemal Atatürk’ün vefatı dolayısıyla Dışişleri Halk Komiseri
yoldaş M. M. Litvinov, Türkiye’nin SSCB’deki Büyükelçisi Zekai Apaydın’ı ziyaret ederek SSCB
Hükûmeti adına taziyelerini bildirmiştir.”, “Poseşenie tov. M. M. Litvinovım Turetskogo Posla”,
Pravda, 11 Kasım 1938, № 311 (7636), s.1. Aynı başlık, İzvestiya, 11 Kasım 1938, № 262 (6729),
s.2. “M. M. Litvinov’un Türkiye Sefirinin Yanına Gitmesi”, Komunist, 12 Kasım 1938, № 261
(5492), s.3. Aynı başlık, Yeni Yol, 12 Kasım 1938, № 259 (4359), s.1. “Poseşenie tov. M. M.
Litvinovım Turetskogo Posla”, Bakinskiy Raboçiy, 12 Kasım 1938, № 261 (5667), s.1.
29 Atatürk ve Yabancı Devlet Başkanları, Haz. Bilal N. Şimşir, Cilt IV, Türk Tarih Kurumu,
Ankara, 2001, s. 185.
30 Pravda, 11 Kasım 1938, №. 311 (7636), s.1; İzvestiya, 11 Kasım 1938, № 262 (6729), s.1;
Trud, 11 Kasım 1938, № 259 (5412), s.1; Komunist, 12 Kasım 1938, № 261 (5492), s.3. Genç İşçi, 12
Kasım 1938, № 259 (3099), s.1. Yeni Yol’da SSCB Dışişleri Halk Komiseri M. M. Litvinov’un
taziye telgrafı yayınlanmamıştır; Yeni Yol, 12 Kasım 1938, № 259 (4359), s.1. Bakinskiy Raboçiy, 12
Kasım 1938, № 261 (5667), s.1. 31 1935-1938 yıllarında yapılan Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına yabancı ülkelerin
yaklaşımları için ayrıca bkz. Bengül Salman Bolat, Milli Bayram Olgusu ve Türkiye’de Yapılan
Cumhuriyet Bayramı Kutlamaları 1923-1960, Hacettepe Üniversitesi, Doktora Tezi (Ankara, 2007), s.
176-187.
32 Cemil Hasanlı, Sovyet-Türkiye: Soğuk Savaş’ın Sınak Meydanı, Bakü, 2005, s. 25-26.
33 Hasanlı, age., s. 25. Mareşal Kliment Yefremoviç Voroşilov, Savunma Halk Komiseri (1925-
1940), Grigoriy Konstantinoviç Orjonikidze’nin, 1932-1937 (Şubat 1937) arasında ölmeden
önceki görevi Politbüro üyesi ve Ağır Sanayi Halk Komiseridir. Lazar Moiseyeviç Kaganoviç ise,
Ağır Sanayi Halk Komiseri (1937 Şubat-1939)’dir.
37 Pravda, 12 Kasım 1938, № 312 (7637), s.5; İzvestiya, 12 Kasım 1938, № 263 (6730), s.1.
İzvestiya’nın habere ayrıca “Matemden dolayı Ankara’da tüm dükkânlar kapalıdır” cümlesi
eklenmiştir.; Ayrıca Trud, 12 Kasım 1938, № 260 (5413), s.4. Trud ise haberin 3. cümlesini
kullanmamıştır.
38 “Son Saatte, İsmet İnönü- Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı, Ankara, 11 Kasım
(TASS), Anadolu Telgraf Ajansı’nın verdiği bilgiye göre, Türkiye Büyük Millet Meclisi
(parlamento) bu gün oybirliği ile İsmet İnönü’yü Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı
seçmiştir”. Pravda, 12 Kasım 1938, № 312 (7637), s.1; İzvestiya, 12 Kasım 1938, № 263 (6730), s.1;
Trud, 12 Kasım 1938, № 260 (5413), s.1; Komunist, 12 Kasım 1938, № 261 (5492), s.1; Bakinskiy
Raboçiy, 12 Kasım 1938, № 261 (5667), s.1; Yeni Yol, 14 Kasım 1938, № 260 (4360), s.4; Genç İşçi,
14 Kasım 1938, № 260 (3100), s.4.
39 Pravda, 12 Kasım 1938, № 312 (7637), s.1; İzvestiya, 12 Kasım 1938, № 263 (6730), s.1.
Gazete ayrıca İsmet İnönü’nün vesikalık küçük bir resmini kullanmıştır.
40 “Ankara, 11 Kasım (TASS), Anadolu Telgraf Ajansı’nın haberine göre, Türkiye
Cumhuriyeti hükûmeti Başbakanı Celal Bayar, cumhuriyet anayasasını esas alarak hükümetin
istifasını yeni Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye sunmuştur. İsmet İnönü bakanlardan görevlerini
yeni hükümet kurulana kadar devam etmelerini istemiş ve Celal Bayar’ı yeni hükümeti kurmakla
görevlendirmiştir.” Bkz. Pravda, 12 Kasım 1938, № 312 (7637), s.1; İzvestiya, 12 Kasım 1938, №
263 (6730), s.1; Trud, 12 Kasım 1938, № 260 (5413), s.1; Genç İşçi, 14 Kasım 1938, № 260 (3100),
s.4.
41 “Türkiye Hükûmetinde Değişiklik, Ankara, 12 Kasım (TASS), Anadolu Ajansı’nın haberine
göre, Türkiye’nin Başbakanı Celal Bayar yeni Bakanlar Kurulu’nu oluşturmuş ve yeni hükûmet
cumhurbaşkanı tarafından onaylanmıştır. Eski Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras ve eski İçişleri
Bakanı Şükrü Kaya yeni hükûmet listesinde yer almamaktadır. Dışişleri Bakanlığı görevine eski
Adalet Bakanı Şükrü Saraçoğlu, Adalet Bakanlığı görevine ise Hilmi Uran (Büyük Millet Meclisi
başkan yardımcılarından biridir), İçişleri Bakanlığı görevine eski Sağlık Bakanı Refik Saydam
getirilmiştir. Diğer bakanlar yeni kabinede yerlerini korumuşlardır.” Pravda, 13 Kasım 1938, №
313 (7638), s.1; İzvestiya, 14 Kasım 1938, № 264 (6731), s.1; Komunist, 14 Kasım 1938, № 262
(5493), s.1; Yeni Yol, 14 Kasım 1938, № 260 (4360), s.4; Sıe Tolış, 17 Kasım 1938, № 54, s.4.
42 “SSCB’nin Türkiye’deki Büyükelçisi Yeni Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’yü Kutlamıştır,
Ankara, 12 Kasım (TASS), Akşam SSCB’nin Türkiye’deki Büyükelçisi Terentiyev Türkiye
Cumhuriyeti’nin yeni Cumhurbaşkanı seçilmesi dolayısıyla İsmet İnönü’yü kutlamıştır.” Bkz.
Pravda, 13 Kasım 1938, № 313 (7638), s.1; İzvestiya, 14 Kasım 1938, № 264 (6731), s.1; Komunist,
14 Kasım 1938, № 262 (5493), s.1; Bakinskiy Raboçiy, 14 Kasım 1938, № 262 (5668) s.1; Yeni Yol,
14 Kasım 1938, no. 260 (4360), s.4.
43 “Ankara’da Matem, Ankara, 13 Kasım (TASS), Anadolu Telgraf Ajansı’nın verdiği habere
göre, Kemal Atatürk 21 Kasım tarihinde Ankara’da defn olunacaktır. Tüm Türkiye basını Türkiye
Cumhuriyeti’nin merhum ilk cumhurbaşkanı Kemal Atatürk’ün hayat ve faaliyeti ile ilgili yazı ve
resimler, aynı zamanda yabancı devletlerden gelen taziye mesajlarını yayınlamaktadır. Dünden
itiaren insanlar gruplar hâlinde Kemal Atatürk’ün naaşının koyulduğu saray bahçesinde tazim
geçidinde bulunuyorlar. Naaşın baş uçlarında askerler ihtiram nöbeti bekliyorlar. Yabancı
ülkelerden çok sayıda misafir gelmiştir.” Bkz. Pravda, 14 Kasım 1938, № 314 (7639), s.1; İzvestiya,
14 Kasım 1938, № 264 (6731), s.1; Komunist, 15 Kasım 1938, № 263 (5494), s.1; Yeni Yol, 15
Kasım 1938, № 261 (4361), s.4; Genç İşçi, 15 Kasım 1938, № 261 (3101), s.4.
44 “İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanı Seçilmesi ile İlgili, Ankara, 13 Kasım (TASS), Tüm
Türkiye medyası İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanı seçilmesi dolayısıyla yazılar yayınlamaktadır.
Yabancı devletlerden gelen tebrikler, İsmet İnönü’nün biyografisi ve Kemal Atatürk’le beraber
olan resimleri gazetelerde yer almaktadır.” Pravda, 14 Kasım 1938, № 314 (7639), s.1; Bakinskiy
Raboçiy, 15 Kasım 1938, № 263 (5669), s.4.
45 “Kemal Atatürk’ün Cenaze Törenine Gidecek Sovyet Heyeti, Moskova, 13 Kasım (TASS),
Türkiye Cumhuriyeti’nin vefat eden cumhurbaşkanı Kemal Atatürk’ün cenaze törenine katılmak
için Dışişleri Halk Komiseri yardımcısı Potemkin, Karadeniz filosu kumandanı 2. derece flagman
yoldaş Yumaşev ve SSCB’nin Türkiye’deki Büyükelçisi A. V. Terentiyev görevlendirilmiştir.”
Pravda, 14 Kasım 1938, № 314 (7639), s.1; İzvestiya, 14 Kasım 1938, № 264 (6731), s.1; Trud, 14
Kasım 1938, № 261 (5414), s.4; Komunist, 14 Kasım 1938, № 262 (5493), s1. Bakinskiy Raboçiy, 14
Kasım 1938, № 262 (5668), s.1. Yeni Yol, 14 Kasım 1938, № 260 (4360), s.4.
46 Atatürk ve Yabancı Devlet Başkanları, s. 187.
47 “Kemal Atatürk’ün Cenaze Töreniyle İlgili, Ankara, 14 Kasım (TASS), Anadolu Telgraf
Ajansı’nın verdiği malumata göre, vefat eden Kemal Atatürk’ün naaşı resmî devlet töreninden
sonra Ankara’daki Etnografya Müzesi’nin salonunda korunacaktır. Anıtkabir hazır olduktan sonra
Atatürk’ün naaşı anıtkabire taşınacaktır.” Bkz. Pravda, 15 Kasım 1938, № 315 (7640), s.5; İzvestiya,
15 Kasım 1938, № 265 (6732), s.4; Komunist, 15 Kasım 1938, № 263 (5494), s.4; Bakinskiy
Raboçiy, 16 Kasım 1938, № 264 (5670), s.4.
48 “Sovyet Kolonisi Kemal Atatürk’ün Anıtına Çelenk Bıraktı, Ankara, 15 Kasım (TASS),
Bugün, Ankara Sovyet kolonisi canlı çiçeklerden hazırlanan ve üzerinde “Ankara Sovyet
Kolonisinden Atatürk’e” yazılı bant olan çelengi Kemal Atatürk’ün anıtına bıraktı. Tüm koloni iki
dakikalik saygı duruşuyla Türkiye’nin ilk cumhurbaşkanını andılar.” İzvestiya, 16 Kasım 1938, №
266 (6733), s.1.
49 “Atatürk’ün Naaşı Ankara’ya Götürülüyor, Ankara, 16 Kasım (TASS), Bugünkü gazeteler,
Atatürk’ün naaşının gemi ile İstanbul’dan İzmir’e, İzmir’den de Ankara’ya demiryoluyla
götürüleceği yönünde hükûmet haberini yayınlamışlardır.” İzvestiya, 17 Kasım 1938, № 267
(6734), s.1.
50 “Yabancı Heyetler Kemal Atatürk’ün Cenaze Töreninde, Ankara, 17 Kasım (TASS),
Anadolu Telgraf Ajansı’nın haberine göre, Türkiye’nin ilk cumhurbaşkanı Kemal Atatürk’ün
cenaze törenine 5 ülke -İngiltere, Fransa, SSCB, Yunanistan ve Romanya deniz kuvetleri
birlikleriyle, İran, Bulgaristan ve Yugoslaviya ise deniz kuvetlerinden bir grupla katılacaklardır. Bir
çok ülke Ankara’ya özel heyetler göndermektedir. Sovyet heyeti Dışişleri Halk Komiseri
yardımcısı Potemkin, Fransa heyeti İçişleri Bakanı Albert Sarro, Afgan heyeti kralın amcası Veli
Han başkanlığında geleceklerdir. Yunanistan’dan Yunanistan başbakanı Metaksas, Arnavutluk’tan
Adalet Bakanı Şatku, Yugoslavya’dan Savunma Bakanı Nediç, Bulgaristan’dan Savunma Bakanı
Daskalov, Romanya’dan Havacılık Bakanı Teodoresku geleceklerdir. İngiltere heyetinde mareşal
Bird Wood ve Akdeniz Filosu komutanı Pound bulunacaklardır. Alman heyetine Almanya eski
Dışişleri Bakanı von Neurath, İtalya heyetine İtalya’nın eski Ankara elçisi Aloizi Pompeio
başkanlık edeceklerdir. Cenaze töreni dolayısıyla hükûmetin yayınladığı programa göre cenaze
günü olan 21 Kasım günü tüm devlet kurumları kapalı olacaktır. Bayraklar 22 Kasım’a kadar
indirilmiş olacak. Tüm büyük kentlerde ve yerleşim yerlerinde Kemal Atatürk’ün cenaze günü
matem törenleri düzenlenecek. Kemal Atatürk’ün naaşı 19 Kasım gününe kadar İstanbul’da
bekletilecek, ancak o tarihten sonra Ankara’ya götürülecektir.” İzvestiya, 18 Kasım 1938, № 268
51 “Parlamento Yeni Türkiye Hükûmetine Güvenini Bildirdi, Ankara, 17 Kasım (TASS),
Anadolu Telgraf Ajansı’nın verdiği bilgilere göre, dün Türkiye parlamentosunun toplantısı olmuş
ve Bakanlar kurulu başkanı Celal Bayar hükumet programıyla ilgili bilgi vermiştir. Celal Bayar,
hükûmetin daha önce uygulanan programa devam edeceklerini ve Kemal Atatürk’ün ideallerinin
sadık devamcısı olacaklarını bildirmiştir. Türkiye’nin dış politikasına da değinen Bayar, barışı ön
gören bu siyaseti değiştirmeyeceklerine ve Türkiye’nin uluslararası taahhütlerinin ve dostluk
ilişkilerinin gelişmesine hizmet edeceklerine söz vermiştir. Meclis hükûmete güvenini bildirmiştir.”
Pravda, 18 Kasım 1938, № 318 (7643), s.1; İzvestiya, 18 Kasım 1938, № 268 (6735), s.2; Komunist,
20 Kasım 1938, № 267 (5498), s.1.
52 Pravda, 18 Kasım 1938, № 318 (7643), s.1.
53 “Sovyet Heyeti Kemal Atatürk’ün Cenaze Töreni İçin Geldi, Ankara, 18 Kasım (TASS),
Bugün Sovyet Hükûmeti heyeti Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı Kemal Atatürk’ün
cenaze törenine katılmak içim torpidoyla Türkiye’ye geldi. Boğazda heyeti SSCB’nin Türkiye’deki
büyükelçisi yoldaş Terentiyev ve Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, deniz
kuvvetlerinin ve yerel garnizonun yetkilileri karşıladı. Boğazdan geçerken torpidodan 21 top ateşi
-“milletler selam”ı- açıldı. Kıyıdaki Türk topçuları da 21 top ateşi ile heyetimizi selamladılar.”
Pravda, 19 Kasım 1938, № 319 (7644), s.1; İzvestiya, 20 Kasım 1938, № 269 (6736), s.1; Komunist,
20 Kasım 1938, № 267 (5498), s.1; Yeni Yol, 20 Kasım 1938, № 265 (4365), 4.s; Genç İşçi, 20
Kasım 1938, № 265 (3105), s.4.
54 “Sovyet ve İspanya Heyetleri Ankara’ya Geldiler, Ankara, 21 Kasım (TASS), Kemal
Atatürk’ün cenaze törenine katılmak için Sovyet ve İspanya Cumhuriyeti heyetleri dün Ankara’ya
geldiler. Onları SSCB’nin elçilik üyeleri ve Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın yetkilileri karşıladı.”
Pravda, 22 Kasım 1938, № 322 (7647), s.1; İzvestiya, 22 Kasım 1938, № 271 (6738), s.1; Trud, 22
Kasım 1938, № 268 (5421), s.1.
55 Mustafa Kemal Atatürk’ün cenaze törenin özellikle Ankara kısmı ile ilgili geniş bilgi için
Hakan Uzun, “Liderine Ağlayan Bir Ulus: Atatürk’ün Ankara’daki Cenaze Töreni”, Atatürk Yolu,
Sayı 43, Bahar 2009, s. 531-553.
56 Pravda, 23 Kasım 1938, №. 323 (7648), s.1; İzvestiya, 23 Kasım 1938, № 272 (6739), s.1;
Trud, 23 Kasım 1938, № 269 (5422), s.1; Komunist, 24 Kasım 1938, № 271 (5402), s.4.; Bakinskiy
Raboçiy, 24 Kasım 1938, № 271 (5677), s.1; Yeni Yol, 24 Kasım 1938, № 269 (4369), s.1.
57 “Türkiye’de Bulunan Sovyet Deniz Kuvetleri Heyeti, Ankara, 23 Kasım (TASS), Kemal
Atatürk’ün cenaze törenine katılan Sovyet deniz kuvetleri heyeti, dün onlar için ayrılan özel trenle
İstanbul’a gittiler. Sovyet kolonisi ve Türk askerî yetkililer Sovyet denizçilerine uğurlama töreni
düzenlediler. Ankara’da bulundukları sürede heyet yerel yöneticiler ve halk tarafından sıcak
misafirperverlikle karşılanmıştır. Ankara’daki Sovyet kolonisi heyetin şerefine veda gecesi
düzenlemiştir.” Pravda, 24 Kasım 1938, № 324 (7649), s.1; İzvestiya, 24 Kasım 1938, № 273
(6740), s.2; Trud, 24 Kasım 1938, № 270 (5423), s.1.
58 “Sovyet Heyeti İstanbul’a Gitmek Üzere Ankara’dan Ayrıldı, Ankara, 25 Kasım (TASS),
Atatürk’ün cenaze törenine katılan Sovyet heyeti-Dışişleri Halk Komiser yardımcısı yoldaş
Potemkin, Karadeniz filosu kumandanı 2. dereceli flagmanlı yoldaş Yumaşev dün İstanbul’a
gitmek üzere Ankara’dan ayrılmışlardır. SSCB’nin Türkiye’deki elçisi Terentiyev yoldaş ta onlarla
beraber hareket etmiştir. Heyetin yola çıkması dolayısıyla garda tören düzenlenmiştir. Heyeti
Türkiye’nin Dışişleri Bakanı Şükrü Saraçoğlu, Savunma Bakanı Kazım Özalp, Dışişleri Bakanlığı
protokol dairesi müdürü, Ankara’nın askerî sorumluları, Savunma Bakanlığı’nın müşavirleri İspanya’nın Türkiye’deki maslahatgüzârı, Çin’in maslahatgüzârı, İsveç elçisi ve Sovyet kolonisi,
elçiliğin elemanları yolcu etmişlerdir. Potemkin ve Terentiyev yoldaşlar Ankara’dan ayrılmadan
önce Savunma Bakanı Özalp’la görüşmelerde bulunmuşlardır.” Pravda, 26 Kasım 1938, № 326
(7651), s.1; İzvestiya, 26 Kasım 1938, № 274 (6741), s.2; Trud, 26 Kasım 1938, № 271 (5424), s.1;
Komunist, 27 Kasım 1938, № 273 (5504), s.4; Bakinskiy Raboçiy, 27 Kasım 1938, № 273 (5679), s.1;
Yeni Yol, 27 Kasım 1938, № 271 (4371), s.4.
59 “SSCB Heyeti Türkiye Devlet Yetkilileri ile Görüştü, Ankara, 24 Kasım (TASS), Dün
Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı İsmet İnönü konutunda Dışişleri Bakanı Şükrü
Saraçoğlu’nun da katılımıyla SSCB Dışişleri Halk Komiseri yardımcısı Potemkin yoldaşı ve
SSCB’nin Türkiye’deki büyükelçisi Terentiyev yoldaşı kabul etmiştir. Bu samimi görüşme bir
buçuk saat devam etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanıyla görüşten önce Potyemkin
ve Terentiyev Türkiye Dışişleri Bakanı’nın yanında bulunmuş ve uzun süren dostluk görüşmesi
yapmışlardır. Aynı gün Potemkin ve Terentiyev Türkiye parlamento başkanı Abdülhalik
Renda’nın yanında bulunmuşlardır. Abdülhalik Renda da cevap görüşmesi için Sovyet elçiliğine
gelmiştir. Meclis Başkanıyla her iki görüş samimi dostluk havasında devam etmiştir.” Pravda, 25
Kasım 1938, № 325 (7650), s.1; İzvestiya, 26 Kasım 1938, № 274 (6741), s.2; Komunist, 26 Kasım
1938, № 272 (5503), s.4; Yeni Yol, 26 Kasım 1938, № 270 (4370), s.1; Genç İşçi, 26 Kasım 1938, №
270 (3110), s.1.
60 “Sovyet Heyeti Vatana Dönmek Üzere İstanbul’dan Ayrıldı, İstanbul, 26 Kasım (TASS),
Kemal Atatürk’ün cenaze törenine katılan Sovyet heyeti, başta Potemkin olmak üzere bugün
İstanbul’dan Sivastopol’a gitmek üzere ayrılmışlardır.” Pravda, 27 Kasım 1938, № 327 (7652), 1.
sayfa; İzvestiya, 27 Kasım 1938, № 275 (6742), s.1; Trud, 27 Kasım 1938, № 272 (5425), s.1;
Komunist, 28 Kasım 1938, № 274 (5505), s.4; Bakinskiy Raboçiy, 28 Kasım 1938, № 274 (5680), s.1;
Yeni Yol, 28 Kasım 1938, № 272 (4372), s.1; Genç İşçi, 28 Kasım 1938, № 272 (3112), s.4.
61 “İsmet İnönü’nün Türk Halkına Beyannâmesi, Ankara, 23 Kasım (TASS), Türkiye
Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı İsmet İnönü Atatürk’ün anısına Türk halkına beyannâme
yayınlamıştır. Beyannâmede yazıyor: Atatürk, bizim en şiddetli ve adaletsiz taaruzlara maruz
olduğumuz günde baş kaldırmıştır. O Tük halkının davasının adil olduğunu ilân etmiştir. Atatürk
en büyük başarıyı kazandıktan sonra kendi hayatını Türk halkının hukukunu esaslandırmaya ve
insanlık karşısında onun hizmetlerini ebedileştirmeye adamıştır. Atatürk’ün bize bıraktığı en
kıymetli miras, cumhuriyet, milliyetçilik, halkçılık, inkılapçılık ve devletçilik prensipleridir.
Beşeriyetin geleceği halklar arasında kardeşliktedir -budur Atatürk’ün en kıymetli ideali.
Beyannâmenin sonunda Türk halkı adından, Türk halkının matemine ortak olan bütün halklara
teşekkür ediliyor.” Pravda, 24 Kasım 1938, № 324 (7649), s.5; İzvestiya, 24 Kasım 1938, № 273
(6740), s.2; Genç İşçi, 26 Kasım 1938, № 270 (3110), s.1.
62 “Almanya’nın Türkiye’ye Kalitesiz Mal Satışı Dolayısıyla Baskısı, İstanbul, 23 Kasım
(TASS), Son dönem Türkiye gazeteleri, Türkiye’nin sipariş ettiği ticari gemilerin yapımına faşist
Almanya’nın vicdanı yanaşmadığından dolayı tehlike sinyallerinin çaldığını yazmaktalar.
Almanların yaptığı bir kaç gemi deneme amaçlı olarak Türkiye gemi sahasına girmiştir. Onlardan
Etrusk adlı gemi kısa süre önce Akdeniz limanlarında hizmete girmiştir. Türkiye basının yazdığına
göre, bu gemi ilk iki seferinde gereğinin çok altında bir hız göstermiştir. Anlaşma şartlarına göre
gemi saatte 15 mil yol katetmesi gerekirken, denemelerde 13 milin üstüne çıkamamıştır (1 mil 1.6
km’dir). Normal şartlarda işe başladığında ise hızı ilk seferinde 10 mil, ikinci seferinde ise 8 mile
kadar gerilemiştir. Gemi belirlenen limana (Mersin limanına) 11 saat gecikmeli gelmiştir. Bu
şekilde, “konforlu” gemiyi daha işe başlamadan, geniş teknik bakımı için Almanya’ya göndermek
gerekir.” Pravda, 25 Kasım 1938, № 325 (7650), s.5.
63 “Şükrü Saraçoğlu Türkiye-Sovyet İlişkileri Hakkında, Ankara, 29 Kasım (TASS),
Türkiye’nin yeni Dışişleri Bakanı Şükrü Saraçoğlu dün TASS’ın muhabirini kabul ederek TürkiyeSovyet ilişkileri konusunda bilgi vermiştir: “Bana tanıdığınız bu fırsatı değerlendirerek, size ve
vasıtanızla Sovyet kamuoyuna, Türkiye-Sovyet ilişkilerinin kurulduğu ilk günlerdeki gibi tüm
alanlarda samimi dostluk şeklinde değişmez olarak devam ettiğini duyurmak isterim. Büyük
komşu devletle bizim ilişkilerimiz gerçeklere dayanmaktadır. Bu gerçekler Türkiye ve Sovyetlerde
yeni rejimler kurulduğunda yaşanan olaylardan doğmuştur. Memnunlukla ifade etmek isterim ki,
SSCB ile ilgili sadece Türkiye dış politikası değil, Türkiye halkının derin ve samimi duyguları da
değişmemiştir. Tam bu günlerde eski ve aziz dostumuz ve SSCB’nin önemli temsilcilerinden,
Dışişleri Halk Komiseri yardımcısı S. Potemkin’i burada kabul ederken, dostluğumuzdan ve bir az
önce size söylediklerimin hepsinden konuştuk.” Pravda, 30 Kasım 1938, № 330 (7655), s.5;
Komunist, 1 Aralık 1938, № 376 (5507), s.4; Bakinskiy Raboçiy, 1 Aralık 1938, 276 (5683), s.4.
64 “Kemal Atatürk, biografiçeskaya spravka”, Pravda, 11 Kasım 1938, № 311 (7636), s. 4.
65 “Kemal Atatürk”, İzvestiya, 11 Kasım 1938, № 262 (6729), s.2 Bu yazıda Atatürk’ün küçük
bir resmi kullanılmıştır); N. Vasilyev, “Sozdatel’ Novoy Turtsii”, İzvestiya, 12 Kasım 1938, № 263
Kaynaklar
AĞAYEV Elnur, Gаzete Sıe Tolış, 79 let, http://tolishpress.org/news/1018.html
АNDRONOV S.A- S.V. TSUKASOV (1975) Pravda, Bol’şaya Sovyetskaya
Enstsiklopediya, Тom 20, 3.izd., Моskova.
ARMAOĞLU Fahir (2005) 20. Yüzyıl Siyasî Tarihi, Cilt 1-2, Alkım Yayınevi, İstanbul.
Ayın Tarihi (1938) Sayı 60 Mükerrer, 1-30 2ci Teşrin (Kasım).
Atatürk ve Yabancı Devlet Başkanları (2001) Cilt IV, Haz. Bilal N. ŞİMŞİR, Türk Tarih
Kurumu Yayını, Ankara..
Bakinskiy Raboçiy (1938) 11 Kasım-1 Aralık, № 260 (5666)- 276 (5683).
Bakinskiy Raboçi- Bakü İşçisi (1976) Azerbaycan Sovyet Ansiklopedisi, Cilt 1, Bakü.
Bakinskiy Raboçiy-Bakü İşçisi (1970) Bol’şaya Sovyetskaya Enstsiklopediya, Тom 2, 3.izd.
Моskova.
67 Mehmet İsmayıl, “XX. Yüzyıl Azerbaycan Demokratik Basını”, Türkler, Ed. Hasan Celal
Güzel, Kemal Çiçek, Salim Koca, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, 2002, s. 293.
Elnur AĞAYEV, Atatürk’ün Vefatının Sovyet Basınında Yansıması 155
Belgelerle Atatürk (1999) T. C. Milli Savunma Bakanlığı Yayınları, Ankara.
BOLAT Bengül Salman (2007) Milli Bayram Olgusu ve Türkiye’de Yapılan Cumhuriyet
Bayramı Kutlamaları 1923-1960, Hacettepe Üniversitesi, Doktora Tezi, Ankara.
Genç İşçi (1938) 11-28 Kasım, № 258 (3098)-272 (3112).
HASANLI Cemil (2005) Sovyet-Türkiye: Soğuk Savaş’ın Sınak Meydanı, Bakü.
İskra (1980) Azerbaycan Sovyet Ansiklopedisi, Cilt 4, Bakü.
İSMAYIL Mehmet (2002) XX. Yüzyıl Azerbaycan Demokratik Basını”, Türkler, Ed.
Hasan Celal GÜZEL, Kemal ÇİÇEK, Salim KOCA, Yeni Türkiye Yayınları,
Ankara.
İzvestiya (1938) 10-27 Kasım, № 261 (6728)- 275 (6742).
Кеmal Atatürk-Biografiçeskiy spravka (1938) Pravda, 11 Kasım, № 311 (7636).
Kemal Atatürk (1938) İzvestiya, 11 Kasım, № 262 (6729).
Kommunist (1981) Azerbaycan Sovyet Ansiklopedisi, Cilt 5, Bakü.
Komunist (1938) 11 Kasım-1 Aralık 1938, № 260 (5491)- 276 (5507).
Konstitutsiya (Osnovnıy Zakon) Soyuza Sovyetskih Sotsiyalistiçeskih Respublik (1989) Moskova.
Krasnaya Zvezda-Kızıl Yıldız (1973) Bol’şaya Sovyetskaya Enstsiklopediya, Тom 13, 3.izd,
Moskova.
КUZNETSOV İ V. (2002) İstoriya Oteçestvennoy Jurnalistiki (1917-2000), Moskova.
OVSEPYAN R. P (1999) İstoriya Noveyşey Oteçestvennoy Jurnalistiki, Moskova.
15-letiye Turetsko-Sovyetskogo dogovora (1936) Bakinskiy Raboçiy, 20 Mart, № 66
(4865).
15 let Sovyetsko-Turetskoy Drujbı (1936) Bakinskiy Raboçiy, 17 Mart, № 64 (4863).
Pravda (1938) 10-30 Kasım, № 310 (7635)-330 (7655).
Sıe Tolış (1938) 17 Kasım, №. 54.
SSSR i Turtsiya (1917-1979) (1981) Моskova.
ŞAHVERDİYEV Akif (2006) Azerbaycan Matbuatı Tarihi, Bakü.
ŞİMŞİR Bilal N. (1988) Atatürk’ün Hastalığı, Belleten, Cilt III, Sayı 204, Kasım.
Taqvim (1986) Azerbaycan Sovyet Ansiklopedisi, Cilt 9, Bakü.
Тrud (1977) Bol’şaya Sovyetskaya Enstsiklopediya, Тom 26, 3. izd., Мoskova.
Trud (1938) 11-27 Kasım, № 259 (5412)- 272 (5425)
ТYURİN M. İ. (1972) İzvestiya Sovyetov Deputatov Trudyaşçisya SSSR-SSCB
Emekçileri Halk Temsilcileri Sovyetinin Haberleri, Bol’şaya Sovyetskaya
Enstsiklopediya, Тom 10, 3.izd., Мoskova.
UZUN Hakan (2009) Liderine Ağlayan Bir Ulus: Atatürk’ün Ankara’daki Cenaze
Töreni, Atatürk Yolu, Sayı 43, Bahar.
Yeni Yol (1938) 11-28 Kasım, № 258 (4358)- 272 (4372).
VASİL’YEV N. (1938) Sozdatel’ Novoy Turtsii, İzvestiya, 12 Kasım, № 263 (6730).
ZUBKOVA L. Yu. (1976) Telegrafnoe agentstvo Sovyetkogo Soyuza TASS- Sovyetler
Birliği Telgraf Ajansı TASS, Bol’şaya Sovyetskaya Enstsiklopediya, Tom 25, 3.izd.,
Мoskova.
156 Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi Yıl 6
İLK YAYIN 2010/18-01-2021-