Bandırma Belediyesini İlköğretim öğrencileri desteğiyle atık pillerin çöpe atılmayıp toplanması ve çevreye zarar vermeden geri dönüşüme kazandırılması ile ilgili etkinliği için tebrik ediyorum. Çevre hassasiyeti ilkokuldan başlayarak kazandırılmalı ve ötesinde çok ciddiyetle takip edilmeli. İnsan yaşamını direk etkileyen nikel kadmiyum gibi toksik ağır metaller maddeler var. Kanserojen. Ama ne yapalım ki şimdilik mecburen kullanılıyor.
**
İnsanlık tarihinin ilk dönemleri bildiğiniz gibi Avcı-toplayıcılık dönemi. İlk çağ tarihinde insanlar doğada mevcut besin kaynaklarıdan yararlanırken aynı zamanda bunları biriktirmeye de gereksinim duydu.
Bu kaynakların fazlasının depolanma süreci ticareti başlattı ve insanlar bu kaynakların üzerinde hakimiyet kurarak doğal çevrelerini değiştirmeyi başlattı. Bu süreç zamanla insanın bilim sanat vb işlere yoğunlaşmasını sağladı. Gıdaların örneğin buğdayın depolanması insanlık için ne kadar önemliyse bugün enerjinin depolanması da o derece önemli .
Şimdi nerden çıktı bu depolama işi demeyin.. enerji depolanmasaydı bugün elimizden düşürmediğimiz cep telofonları dizüstü bilgisayarlar vb nice aletleri kullanma şansımız yok.
**
Yazının konusu bugün gündelik hayatımızın çok önemli bir parçası olan piller üzerine o nedenle biriktirme olgusuna açıklık getirmek istedim. Pillerin hayatımıza girdiği 250 yıllık gelişiminden beri enerji kaynakları arasında . Ancak pillerin geçmişi Babil dönemine kadar uzanıyor meraklısı inceleyebilir. Bağdat Bataryaları var örneğin !
Pil bugün de maliyeti en yüksek olan bir enerji depolama aracı. Ve atığı doğaya çevreye son derece zararlı bir meta.
**
Hayatımızı kolaylaştıran bu piller aynı zamanda çok tehlikeli bir atık. Kullanıldıktan sonra atık piller gelişi güzel çevreye atıldığında zaman içerisinde içinde ki kimyasal maddeler ve ağır metaller toprağa ve yer altı sularına karışır ve kirletir
Piller ,civa, kurşun,nikel,kadmiyum vb riskli kimyasal madde barındırdığından insan bünyesindeki ve diğer canlıları olumsuz etkiler.
Atık piller içerisinde barındırdığı madenler nedeniyle çöpe atılmayacak kadar zararlı ve de değerli. Geridönüşüm ile doğal kaynaklarımız korunur. Atmayın,ayırın, geleceğimizdir geri kazanın.
Yakın geçmişte geri dönüşüm firmasında çalıştığım için kısmen gözlemlerim var. Özel geri dönüşüm firmalarının en önemli maliyet kalemi olan elektrik maliyetinin düşürülmesi sağlanabilse firmaların her gün milyonlarcası çöpe daha doğrusu çevreye giden bu zararlı pillerin ekonomik ürünlere dönüştürülmesi sağlanabilecektir. Sonuçta bu firmaların amacı çevreyi korumak değil kar etmek. Devletin tehlikeli atıkları dönüştüren geri dönüşüm firmalarına ekonomik destek vermesi şart. Çünkü bu görev zaten devlete ait.
**
Enerji ucuzlatılsın diyorum sürekli ve kaynak gösteriyorum. Kamuya ait üretim yapan tesislerin boş ve atıl duran çatılarından güneş panellerinden rüzgardan kendi elektriğini üretilebilir diyorum. Bu konuda bir açıklama bekliyorum. Olur veya olmaz. Ben olur diyorum . Devlet milyar dolarlar dışarıya ödediğimiz enerji hammaddeleri yerine iç kaynaklarımıza teşvik verse tesisler kendi elektriğini üretse daha ucuz üretim yapar kapasitesi daha çok artar daha çok istihdam yapar sonuçta herkes kazançlı olur.
**
Pil konusunda bir acil durum daha var. Gelecek akıllı pillerde. Ulaşım ,haberleşme ve günlük yaşammızla ilgili her konuda AKILLI PİL teknolojisini ıskalamamalıyız.
Teknolojinin her alanında yüzlerce gelişmenin yaşandığı, hayatımızın her noktasına girdiği bu yüzyılda, bir türlü gelişemeyen bir alan var ki her şeyi etkiliyor; batarya teknolojisi.
Akıllı telefon, tablet ve dizüstü bilgisayarların tek zayıf noktası pil tüketimi
Kaynağı bizde olan Bor madenimizle ilgili teknolojinin ülkemize kazandırılarak pek çok diğer katma değer gibi akıllı pillerinde ülkemizde üretilmesi gerek. Bor pili çevreye zarar vermiyor.
Son bir sözüm var. Elektrikli otomobillerde kullanılacak olan bor içerikli yakıt pilinin hammaddesi olan SODYUM BOR HİDRÜR ün Bandırma Bor ve Asit Fabrikalarında üretilmesi için çalışmalar yapıldı emek verildi ama sonrasında neden kaldırıldı ? Neden üretim için ihaleye kimse gelmedi ve iptal edildi ? Bunun yanıtını ben dahil konuyla ilgili tüm arkadaşlarım merak ediyor. Türkiye’nin önü nasıl açılacak. Güney Kore kadar neden olamıyoruz ? Adamlar teknolojiyi kendileri mi üretiyor ? Belli ki teknoloji transfer ediyor. Bu işlerin yolu yordamı var. Tübitak bu konuda teknolojimiz yetersiz diye desteği keserek projeyi rafa kaldırıyorsa yazıklar olsun demekten başka diyecek söz bulamıyorum.