Orta hakem oyunu durdurur. Yerde hareketsiz yatan avantajlı takımın oyuncusunun yanına koşarak gelir hakem. Bir süre konuşulur sonra yavaşça ayağa kalkar oyuncu ve hava atışıyla oyuna yeniden başlanır.
Rakibiyle ikili mücadele eden avantajlı takım oyuncusu birden acıyla haykırır yere bırakır kendini iki büklümdür dizden aşağısını hızlı hızlı ovalayarak artık futbol hayatı bitmişcesine acıyla kıvranmaya devam eder.Hakem koşarak yanına gelir ve iki elini salıncak gibi sallayarak kenara işaret eder.Sedyeci iki emekçi koşarak sahaya girerken peşinden elinde ağır çantalarıyla sağlıkçılar da dalar olayın olduğu yere gelirler.. avantaj sağlayan takımın ağır sakatlanan futbolcusunun başına çökerler. Bir iki fısıldaşma kaş göz işareti. Birisi soğutucu sprey tüpünü çıkarıp dizine sıkar ortalık sis dumanaltı olur. Sedyeciler futbolcuyu kenara taşırlar. Hakem işaret eder kaldığı yerden oyunu başlatır.
O ne !
Biraz evvel artık bir daha yürüyemez denilen topçu kenar çizgisini beklemeden sedyeden atlar ve.. .
Oyuna girmek için işaret eder . Görmezden gelen orta hakeme elini kolunu sallar oyuncu yan hakemle birlikte hareketlenir.Hakem görür. Gireyim hoca !.Gir.
**
Sıkıldınız okurken . Bizler trübündeydik daha çok sıkıldık. Dahası utandık hakemlik adına. İyiniyetsiz işler. Avantajı yakaladın mı sahtekarlığa yat. Bu şartlarda nasıl adalet dağıtbilirsin. Bu düpedüz güveni kötüye kullanmak çalmak aldatmak ?
Hakem kandırıldığı besbelli bu durumdan rahatsız olmaz . Aptal yerine konmasından gocunmaz.
Keriz diyorlar trübünde. Yedi yine keriz! Üzüldük adalet dağıtması gereken hüküm adına.
**
Bandırmaspor Anadolu Üsküdar maçında da çokça yaşandı bu sahneler. Yaşadığımız zamanı belirtmek için takım ismi yazdım yoksa güzel yurdumun hemen her yerinde aynı sahneler birebir yaşanır oldu. Öncesinde de yaşandı. Hep yaşanıyor. Bir ara üç futbolcu aynı anda farklı köşelerde yere serildi. Böylesi sahneler için söylenecek fazla şey yok aslında. Belli ki -canlı- durumu !. Nasıl olursa olsun önemli olan hedefe ulaşmak. İçimiz dışımız Makyavel oldu.Teknik direktörleri var bu çocukların. Daha hayatının baharında hak ederek değil farklı yöntemlerle nasıl kazanırsınızın yöntemlerini öğreten. Ama böylesine küçülmek? Ben olsam ekibime sokmam bu vrüslü zihniyeti bir daha. Çok mu iddialı oldu ..bilemiyorum.
Toplumsal rahatsızlığımız son onbeş yılda kronikleşti. Eşit şanslarla yarışarak elde edilecek haklı kazanımlar derdimiz değil olduk. Haksız avantajlarla rakiplerini geçmek önündekini alaşağı etmek için etik değerleri ayaklar altına almak.
Eşit şanslarla sürdürülmesi gereken her türlü yarışa – yaşama tutunma hakkına dahil- hile katarak öne geçmenin verdiği aşağılık duygu incitmiyor artık. Rakiplerini haksızca alaşağı etme arzusu, rüşvet vermek . Başkasının hakkını çalmaya teşebbüs etmek . Çalma teşebbüsünü gerçekleştirmek. Çalamayanlarla dalga geçmek. Keriz yerine koymak. Alay etmek.Haksız rekabet ederek daha fazla kazanmak.
İnsanın kendi vicdanıyla hesaplaşması nasıl ucuzlatıldı?
Aşağılık değer yargıları nasıl girdi hayatımıza ?.
Çalmayın der bütün din öğretileri.
Kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapamazsın.
Der.
İnsanlığın ortak etik değerlerini ıskalarsan. Boşa çaba.
Mehmet Leventoğlu-BG