Bagfaş,Bandırma Körfezi ve Çevre Kirliliği

BAGFAŞ, BANDIRMA KÖRFEZİ ve ÇEVRE KİRLİLİĞİ

İnsanlık tarihi sürekli olarak doğa ile mücadele etmiştir. Bu mücadelenin sonucunda kısa vadede insanoğlu kazançlı gibi görünse de uzun vadede kazanan hep doğa olmuştur. İnsanlık, “refah toplumu” yaratma adına tarımdan sanayiye tüm alanlarda yenilik peşinde koşmuş, keşfedilen her yenilik sonrasında insan hayatının kolaylaştığı, daha rahat bir yaşam süreceği varsayılmıştır. Görece olarak bakıldığında öyle de olmuştur. Ancak bu çabalar esnasında doğa ve bütün ekoloji göz ardı edilmiş, ekolojik denge ve doğanın kendi yasaları içerisinde oluşturduğu kararlı yapılar bozulmuştur. Bugün tüm dünya zehirli bir çorbaya dönmüştür. Tüm dünyada kullanılan kimyasal maddelerin sayısı dört bini geçmiştir. En yüksek bir dağın başında veya uçsuz bucaksız bir okyanusun ortasında insan kaynaklı kirliği görmek mümkündür. Okyanuslarda buz dağları yerine çöp dağları oluşmaya başlamıştır. Refah toplumu yaratma adı altında, açlıkla mücadele adı altında doğa ve insanlık yok edilmektedir.

Uzağa gitmeye gerek yok. Örnek burnumuzun dibinde. Bagfaş’ın yarattığı kirlilik resimlerle yayınlandı. Daha 15-20 yıl öncesine kadar derelerinden balık tutulan Bandırma civarındaki sulak alanlar bugün birer zehir yatağına dönüşmüştür. Sanayileşme ve konvansiyonel tarım uygulamaları ile yeraltı ve yer üstü su kaynakları kirlenmiştir.

Bandırma körfezinde kurulu olan, sülfirik asit ve gübre fabrikalarının atıklarıyla körfezin ırzına geçilmektedir. Orta yaşın biraz üstündeki Bandırmalılar Livatya’da denize girildiğini, derelerden çıkan balıkları ballandıra ballandıra anlatmaktadır. Oysa bugün dereler ve deniz bir zehir çorbasına dönüşmüştür. Asit bulutlarıyla kuruyan zeytinlikler de unutulmamalıdır.

Karlarını kar katmak için emeği sömürenler, işçileri kapı önüne koyanlar, doğayı ve diğer canlıların hayatlarını da yok etmektedir. Onlar için varsa yoksa paraya para katma hırsıdır. Paranın verdiği güçle doğayı katletme hakkını kendilerinde görebilmektedirler.

İnsanlar işsiz. İnsanlar aç. Fabrikalara ihtiyaç var. Sanayi düşmanlığı yapmak vatan hainliği. Hem deniz karın doyurmuyor. Yüzlerce işçi için iş kapısı olan fabrikalar kapanınca bu insanlar ne yiyip ne içecek? Ne kadar doğru ve haklı gerekçeler değil mi?

Oysa kimse fabrikaların kapanmasını istemiyor. İstediğimiz sadece karlarınızdan biraz fedakarlıkta bulunup doğaya saygılı üretim yapmanız.

Bandırma Körfezinde yapılan bilimsel çalışmalar sonucu; yıllar önce “Bölge hassas kirlenme bölgesi” olarak ilan edilmiştir. Körfeze; arsenik, florür, kükürt, amonyak başta olmak üzere pek çok kimyasal atık bırakılmaktadır. Su sıcaklığı sürekli artış göstermektedir. Bunun sonucunda denizdeki biyolojik denge bozulmuş, canlı türleri azalmış ve farklılaşmıştır. Yapılan bilimsel bir çalışmanın sonucunda Bandırma Körfezinden alınan su örnekleri ve canlı türlerinin incelenmesi sonucu, mutant canlılar tespit edilmiştir. Çift kuyruklu ve çift başlı canlı embriyolar gözlenmiştir.

Doğayı ve insanlığı katlederek ilerleyen sanayileşme ve hedeflenen yüksek kar beklentileri acaba kime fayda sağlayacaktır?

Tüm dünyada özellikle de ülkemizde olduğu gibi sanayileşme ve modernleşme adı altında Bandırma ve çevresi hızla yeşilden griye dönmektedir. En önce kirleticiler olmak üzere, siyasiler, yöneticiler, kısacası herkes, kendisi için, çocukları için kurdun- kuşun, otun-çöpün börtü-böceğin yaşam hakkı için gereğini yapmak zorundadır.

Yarın değil. Bugün…

Çünkü yarın olmayabilir….

07-09-2019  CEVDET AYAN