Haberi sosyal medyada görünce pek de şaşırmadım doğrusu. İki gün önce, şarküteri mağazasında Denizli ürünü, ev yapımı baklavayı görünce, deneyelim bakalım dedik ve fiyat etiketine bakarak, cüzi miktarda satın aldık. İki kişi olduğumuz için 4 dilim, tadımlık olsun, sefamız olsun diyerek aldığımız baklavaya 46 TL. ödedik.
Ülkemizde, asgari ücretle çalışanın, 1 saatlik çalışması karşılığında eline geçen ücret; şu anda 23 TL. Yani asgari ücretli, 1 saatlik çalışma karşılığında Denizli baklavasından iki dilim alabiliyorken, habere konu olan Ordu baklavası 30 TL. olduğu için, bir dilim dahi alamıyor.
Hesap ortada; Asgari ücret 5.500 TL. Bunu aylık gün sayısı olan 30’a bölersek, çıkan rakamı da günlük çalışma süresi 8 saate bölersek, 22 TL. 92 kuruş elde ediyoruz. Ülke çalışanlarının yarıdan fazlası asgari ücretle çalışmakta ve en az günlük çalışma süresi 8 saat ve 8 saatin de üstü.
Asgari ücretle çalışanların, 1 dilim baklava karşısındaki durumu bu iken, emeklilerin durumu çok mu farklı? Çay- simit hesabı yapan öğrencilerin durumu? Emeklilikte Yaşa Takılanların (EYT ’lilerin) durumu? İşsizlerin durumu? Köylünün durumu? Kiracıların durumu? Ödeyemedikleri kredi yüzünden icralık olanların durumu?
Neresinden bakarsan bak; “Bu dünyada cehennemi yaşayanların” sayısı çok kabarık!
Geçtiğimiz sene, patates, soğan üreticileri, fiyatları şişiriyor diye terörist ilan edilmişti. Bu sene de ucuzcu marketler, fiyat artışlarına sebep oluyorlar diye suçlanıyorlar.
Oysa suçlanması gereken, sistemdir, ekonomi-politikadan bihaber olan yönetim kadrosudur. Enflasyon oranı, bir senede, yüzde 19’dan, yüzde 85’e geldi. Hatta yüzde 185’ler telaffuz edilmekte. Enflasyonun sebebi faizdir denilerek, politika faizleri düşürüldü ama bankaların reel faizleri yükseldi. Döviz kurları patladı. Dövizi durdurmak için Merkez Bankası’nın stokları tüketildi. Rezervler, swap paraları haricinde eksi 60 milyar dolar seviyesine gerilemiş durumda.
Ülke, 20 senedir kamu varlıklarını satıp savarak, peşkeş çekerek, inşaatçılara ucuz krediler sağlayarak yönetilmekte. Yüksek faiz oranlarıyla borçlanıp, bütçenin önemli bir kısmını faiz giderlerine ayırmak suretiyle yönetilmekte. İnatla, sayısı bilinmeyen lüks makam araçları, altın kaplamalı cafcaflı bir yaşam, itibardan taviz vermeyen, gösteriş meraklısı, saltanat sefası bir yönetim tarzı sürdürülmekte. İnatla, dünyanın en büyük havaalanı, en büyük şehir hastaneleri yapılmakta. İnatla, Boğaz İstanbul projesi dillendirilmekte. İnatla, sayısı abartılı toplu konut projesi ve konut yapımı için kamu arazilerinin satışı projesi yürütülmekte. İnatla, proje satışları; inatla, hayal tüccarlığı; inatla, sanal bir yaşam vaatleri sürdürülürken, 1 dilim baklavaya 1 saatlik çalışma süresi yetersiz kalmaktadır.
11.12.2022, Sedat Pamuk, İzmir.