Bandırma Günlükleri

1-

Benim bakış açım, olan biten her ne varsa, ne oldu veya oluyorsa .. Ekonomiktir.
Diğer etkenler bahanedir . Sakallı Adam gibi herşeye ekonomi gözlüğünden bakarım. Koronanın başlangıcından itibaren ne olduğunu ne olup ne biteceğini de bu köşelerde tahlil eden arkadaşlarımız sadece durum tespiti değil neler olabileceğini özgürlüğü elinden alınan insanın nasıl çare üretebileceğine dair ipuçlarını iletti..
Kovid ,Korona yok demek saçmalıktır. Çünkü insanın varolduğundan öncesinde bu vardı, insanla birlikte devam etti , tarih yolculuğunda da muhtemelen hep olacak. Çünkü evrenin özü henüz çözümlenemedi. Bir yandan kapitalizm sosyalizme evrilirken insanın beden gücüyle çalışmayacağı Komunizme kendi bildiği yolda giderken insan yaşamları bireysel özgürlük giderek kısıtlanacak ve yapay zekayla rekabetinde yeni insan oluşacak. Paradigmalar değişecek.

2-

Ahmet Altan tahliye edildi haberini yaptı gazetemiz ve sosyal medyada paylaşıldı…

Gelen tepkiler toplumsal travmamızı yansıtıyor. Terör örgürtlüğünden katilliğinden canavarlığından tutun sapıklığa kadar her türlü hakaret yapıldı. Ahmet Altan Türkiye’nin yetiştirdiği büyük dil üstadı gazeteci yazar TİP eski milletvekili Çetin Altan’ın oğlu diğer kardeş Mehmet Altan da akademisyen. Elinde hiç silah görmediğim Ahmet’in romanları ses getiren cinsdendir. Entellektüel birikimine hayranım ama siyasi görüşlerine katılmam gıcık kaparım. Uyuzluğuna yaptığını düşünürüm. Gazetesinden nefret etsekte izlettirdi okutturdu bence amacı buydu . Kumpas davalarında haksızlığa uğrayan hatta vefat eden komutanların katili ilan edildi. Bu haksızlık. Fetö darbe girişiminden hemen öncesinde tutuklandı sanırım alel acele müebbet yedi . Olmadı 15 e indirildi bırakıldı tekrar tutuklandı hüküm giydi ve şimdi Yargıtay’ın son kararı ile serbest bırakıldı. Elinde silah mı vardı hayır mikrofon, kalem klavye!

Kalemin yazdıklarına kalemle yanıt veremiyorsanız hakaret ediyorsanız savunduğunuzu gözden geçirin.

Bu anlamda DREYFUSS davası ibretlik örnektir. Çok yazıldı çok çizildi tiyatro sinema .. Yüzyıl önce yaşanan ibretlik olayın benzerleri çokça yaşanıyor. İnsanlar savunmasıza acımasız . Çünkü nerede ve ne zaman olursa olsun acıtılmış canı yakılmış kitle , ŞEYTAN taşlamak, canı yanması gereken bir şeytan istiyor. Şeytanlaştırma insanlar için kurtuluş ve bir şekilde arınma ayini oluyor. Tabiiki sorumluluktan kurtulma ,kendini termize çıkarma ve taşladığın yargısız infaz ettiğin İNSAN üzerinde kendini yeniden doğmuş gibi arınmak.

Yargısız infazlar insafsız yorumlarda insanlık adına utanç duymalısınız.


3- Gelelim yine gribe.

Grip Hep Vardı.
Aşısı daha önce üretilmiş bir grip virüsünün en zenginlerin servetine servet katacağını öngöremedim. Yeni dijital dünyaya HIZLI geçişin öznesi olacağını hiç düşünemedim.
Televizyonda bir takım adamlar? Mesela kimdir bu Mehmet Ceyhan. Hep ekranlarda anlatıyor ahkam kesiyor. Kimin adamıdır necidir.Ürkütücü bir adam.
Sosyal yaşantımıza büyük darbe vuruldu. Bu adam ne diyorsa yapılıyor.

DSÖ tek tek bütün ulus devletlere ne yapacağını dikte ettiriyor. Bütün hizmet dükkanları orta ve alt segment sektörleri kapattılar. Gençleri yaşlıları meydanlardan mobbingle çıkarttılar.

Ama büyük markalar, küresel markaların yerel üretim damgasıyla şereflendirilmiş yerli şirketleri ve buna bağlı her yer AÇIK.

Bakıyorum da bugün kısıtlamaları savunan bir çok maaşlı devlet görevlisi hepsi atm lerden tıkır tıkır yaşam kurtaran banknotlarını cebe indirip kısıtlama güzellemesi yapıyor iyi de yarın yeni düzen kurulduğunda işsiz kalacak onlar, özellikle de öğretmenler. Sarı öküz ekmeğini taştan çıkaranlar biziz Tamam kısıtlama varsa maaş yok.Bakalım tam kapanalım diyecekmisin kardeş. Dijital sektörde Türkiye’de daha önceden yerleşmiş küresel sermaye zincirleri paket/kargo sistemiyle iananılmaz karlar ediyor. Kripto paralar da devreye girmek üzere tabi çok can yanacak yeni Titan hikayelerine hazır olun. Elon Musk’la somutlaşan yeni düzen yatırımlarını gören bilen takip eden varmı binlerce uyduyu tepemizde yerleştirdi bile.Bunlar ne iş yapacak fikri olan.

Bakın COVİD- 19 Virüsü paket servislerden yayılıyor desem kimse inanmayacak tabi. Ama DSÖ derse inanmak zorundayız. Aşıları olmuş sağlığına en çok dikkat eden kitle 65 yaş üstü evlerinde neden kapatılır? Hareket etmesin ölsün diye. Çünkü onlar çoğunlukla yeniye en dirençli kitle. Net bilgi açıklanmadığı için sadece şehir efsaneleriyle yetindiğimiz salgın la savaşta Bandırma Devlet Hastanesi’nde büyük direniş sürüyor. Çaresizlik tedavide net bir yöntem olmayışı. Mevcut deneyimlerle direnen hastalara yaşam desteği verme çabasında sağlık çalışanları kentte efsane oldu. Akciğerlerinize temas varsa vucudunuzun tepkisi sizi boğuyor anladığımız bu . Aşısı üretilebilen ama tedavi konusunda henüz bir müjde verilmeyen salgın daha çok can yakacak .

4-

Bandırmaspor Kulüp Başkanı Onur Göçmez ‘in son basın toplantısını canlı yayında ilgiyle izledim . Sayın Göçmez ve yönetici arkadaşlarının verdiği büyük emek ve hepsinden önemlisi madddi desteğiyle bugün muhtemelen Amatör liglerde sezon açılsın diye beklerken göreceğimiz Bandırmaspor’u ayağa kaldırması bazı eski yerel eşrafı kıskandırdığı bir realite!. Üstelik tavşan sopa misali süper ligi bile bize hayal ettirdi. Bizde başarı cezalandırılır ödüllendirilmez. Konuşmasında geçmiş yönetimlerin mirasını eleştirirken haklı olduğu en önemli nokta kulüp hesaplarının belirsizliği giren çıkan paraların denetimsizliği oldu. Yani şeffaflık. Bu konuda kendiside itiraf ettiği gibi hakimiyet sağlanmış değil. Bandırmaspor bir dernek. Gelenek gereği kentin belli kamu gelirlerinin bu derneğe aktarılmasıyla ayakta kalması gereken dernek , gelir ve gider hep negatiftir. Bu nedenle karşılıksız verilecek emek ve özveriyle sürdürülecek olan dernek yönetimine gönüllü talip olan çıkmaz sonrasında boş laf dışında maddi destek verende..Dolayısıyla seçilen yönetimlerin hadi gelin bize destek verin para verin beklentileri romantiktir. Futbol piyasası nda dönen rakamlar ülke genel gelir ortalamasından yüksek olması kamu vicdanını oldum olası rahatsız etmiştir. Örneğin 5 Milyon otopark gelirinin genç sporuların yetiştirilmesine harcanmak yerine gelip geçici yeteneksiz futbolcuları makyajlayıp acemi yöneticilere “kakalayan” menejerlere haksız kazanç olarak aktarılması kent aidiyeti olanların hazmedemediği bir realitedir. Düşünün on senede sadece otopark gelirleri 50 Milyon TL ile neler yapılabileceğini. Bu para uçup gittiği gibi bir o kadar miktar borçlanılmıştır. Olmaz bu. Düşünün 300 bin TL bütçe ayıramayan Göksel Karahan yönetimi Kadın Hentbol şubesini kapattı. Hatta hentbolculerin giydiği açık saçık formalar yöneticileri rahatsız etmiş bile dendi. Volybol,Basketbol,Tenis Atletizim şubeleri ne tutar ki? Spor sadece futbol değil. Bandırmaspor sadece futbol değil sporun her dalında şube açarak bölgenin gençlerinin önünü açacak motive edecek bir kurum olmalıydı. Bir başka tahlilde daha ayrıntılı yazmak üzere son basın toplantısından edindiğim en olumlu işaret kulübün kurtuluşu ve önünün açılması için mutlak gerekli olan şirketleşmesi yönünde ipuçlarından söz edilmesidir.

5-

Küresel proje kimseye iltimas etmiyor,taraf tutmuyor.
Ciddi anlamda toplu ibadet oranı düştü. Oysa toplanmak önemliydi. Kabe Mekke Medine 24 saat 365 gün sürekli canlı yayın kanalları.
Milyarlarca liralık yatırımlar Hiltonlar dünyanın her yerinden en güzel mermerlerle döşenmiş klimalı meydanlar bomboş.
DSÖ tek tek bütün ulus devletlere ne yapacağını dikte ettiriyor. Bütün dükkanları orta ve alt segment sektörleri kapattılar. Ama büyük markalar, küresel markaların yerel üretim damgasıyla şereflendirilmiş yerli şirketleri bu kısıtlamaların dışında. İllüminati bağları olanlar asla kısıtlama görmedi, hiç biri batmadı. Kendilerinin istediği dijital dünya, dijital ekonomi,dijitla sanayi 4 .0 derken ABD kaynaklı anket şirketleri de bir yandan sosyal medya üzerinden algımıza çalışıyor. Uysal çocukla sosyal medyada köşe yazılarında bile teslim olmuş aman mesafe ye dikkat iki kişi yanyana gelmeyelim.
Anketler size de gelecektir,ciddi sorular var satır aralarında .Camileri müze olarak görmek istermisiniz diye bir soruyu yanıtladım? Dünyanın tek merkezden yönetilmesine nasıl bakıyorsunuz. Demokrasi sizce de kötü bir yönetim biçimi mi? Demokrasi gereksiz yüceltildi mi? Yüzyıl boyunca uygulanan ama başarısız olan demokratik yönetim yerine kaynak ve zaman israfına izin vermeyen seçkin bilgelerce yönetim sizce doğru yöntem mi?.
Bu sorular boşuna sorulmuyor belli ki sonuçlara göre dizayn etme süreci devam ettirilecek.

6-

ABD Dünya hakimiyetinin merkezi olmayı bırakmak istemiyor. Biliyorsunzu Komunist Çin ve Uzak Doğu yeni dünya düzeninin merkez üssü.
Peki Komünist Çin kapitalist şirketlere neden izin verir ? En büyük düşmanı değil mi? Ortodoks Marksist paradigmaların takipçisi olanlar şaşkınlık içinde. Erken Devrimler beklenen sonucu sağlayamadı. Jack Derrida nın Rekonstruksiyon önerisi havada kaldı. Kontrol edilemeyen insan genleri beyni bencilliğe programlı. Bu milyar yılların mirası. Ve başkası için üretmek istemiyor. Paylaşmak için üretmek için PARADİGMALARIN TÜMDEN DEĞİŞMESİ GEREKLİ. Önerilen şu : Sıçrama için Demokrasi doğru yöntem değil(!).

Çin MİLYONLARCA insanı tamamen kontrol almayı başarabilen devlet düzeniyle küresel sermaye gücüyle muhteşem buluşmayı seçti. Demokrasi yok, hak arama hakkın yok. Çin’de yönetim konseyi tabandan tavana gelen süreçle oluşur. Bildiğimiz Demokrasi ve Demokratik seçimler yok. Böyle bir gereksinime zaten ihtiyaç duymaz. Küresel şirketlerin ÇİN tercihinin temel nedenidir . Çin MAO ‘nun ortodoks marksist yöntemleriyle Sovyetler benzeri tıkandığı anda Küresel sermaye sessiz sedasız geldi Çin’e ve tüm üretim teknolojisini taşıdı. 24 saat çalışanların mızıkçılık yapamadığı kesintisiz üretim. Yüzlerce örneği var bizim organizelerde. Bir örneğini Bandırma Organize Sanayinde yaşıyoruz. ÇİN TİPİ ÜRETİM. Sendika bahane, parçabaşı üretim, sekiz saatte sayıyı yakalayamazsan “nazikçe” izine gönderiliyorsun .
Gönderdiler !..
Sendikalar haksız ve insafsız çıkartmalar karşısında eylem mi yaptı dediniz? Güldürmeyin beni . Böyle göstermelik eylemsellik olmaz!
Ne dedik Çin dünya ya model öneriyor ve dünya ekonomisinin merkezi . Türkiye ara bölgede .
7-
128 Milyar komedisi ile ilgili gündemi izliyorum. Ana Muhalefet yine “Sözcü” tarzı kampanya ile eleştireyim derken iktidara buyur bir gol daha at diye şahane bir pas attı. Orada ekonomist yok mu . İktisatta bilanço diye bir kavram var aktif pasif. Bir tarafta rakamsal hareket varsa diğer tarafta karşılığı olur. Başlığı ne olursa bir şey olur. Buhar olmaz. Döviz işleri vatandaşın bankaya gidip dolar bozdurma gibi değildir. Satılır TL alınır alınır TL verilir, buhar olmaz. Dünya korona krizinde ödemeler dövizle giren kalemler ekside. Kısaca hükümetin mazereti var. Yazık tırlar dolusu afişlere pankartlara hazine desteğinden partiye verilen paralara “astır indir” harcanan para ve emeğe . Oysa covid bahanesiyle yaşam alanları bilimsel değil siyasi nedenlerle kısıtlanan kitlelerin çığlığına sesine el verseler, zincir marketlere mahküm edilen vatandaşın her gün değişen raf fiyatlarına odaklansalar muhalefet sahici olacak.

17-04-2021/BANDIRMA

6
A+
A-
REKLAM ALANI