Bu deneyimin aktarılma amacı, geçtiğimiz günlerde EMEĞİN GÜCÜ sayfasında paylaşılan bir Video’da üniformalı bir kişi tarafından atık kağıt toplayan bir çocuğun tokatlanması görüntüleri ve ve altına yapılan yorumlardır.
Yıl 1975-1976. Yer, Bandırma’da kurulu bulunan ETİBANK Asitborik Boraks Sülfürikasit İşletmeleri.
Fabrikalarda çalışan işçiler, Petrol-İş Sendikası’nın üyesi ve özellikle Petrol-İş üst yönetimi ve
Bandırma’daki Şube’nin hak ve menfaatlerinin korunması noktasında rahatsızlar. O yıllar, sınıf ve kitle sendikal bakış açısının serpilip geliştiği, mücadeleci bir örgütlenme anlayışının gündemde olduğu yıllar. Etibank işçileri de bu mücadele anlayışının dışında kalmayarak, DİSK’e bağlı Kimya-İş Sendikası’nda örgütlenme kararı vererek adım atıyorlar.
Örgütlenme önce Sülfürikasit fabrikasında başlıyor. Kısa sürede 350 işçinin çalıştığı işyerinde 325 işçi Noter’de Petrol-İş’ten istifa edip Kimya-İş Sendikası’na üye oluyorlar. Sendika çoğunluk tespiti için Çalışma Bakanlığı’na başvurarak tespit istiyor. Tespit, Etibank’ın işletme statüsünde bulunduğundan söz ederek Kimya-İş Sendikası’nın Sülfürikasit Fabrikasındaki üye sayısının işletmelerde çalışan işçi sayısının çoğunluğunu sağlayamadığını belirtiyor.
Bu gelişme üzerine Sülfürükasit işçileri ve sendika diğer fabrikalarda çalışan işçilerin örgütlenmesine girişiyorlar. O yıllar Demirel’in iktidar da olduğu ve kamuya ait işyerlerine, DİSK ve bağlı sendikaların sokulmama kararının uygulamada olduğu yıllar.
Etibank’ta da baskı ve tehditler ağır basıyor ve Sendikal Örgütlenme sürece yayılıyor ve tamamlanamıyor.
İktidar ile işletme yetkilileri boş durmuyor, örgütlenmenin tamamen dağıtılıp yok edilmesi adına Sülfürikasit Fabrikasında baskıları arttırarak örgütlenmeyi sonlandırmaya yöneliyor. İşçiler bu gelişmelere karşı yapılması gerekeni yaparak Fabrikada Şalterleri indirip Direniş başlatıyor.
İktidar ve İşletme yönetimi bu kararlılığı kırmak için 25 öncü işçinin iş akdini fesih ederek cevap veriyor.
Direniş 13 gün fabrika önünde kurulan çadırlarda ve kentin sokaklarında caddelerinde sürdürüldü.
Ancak örgütlenmenin başarılmasına yetmedi yetemedi. Baskı Tehdit Şiddet egemen oldu ve bir sabaha karşı operasyonuyla Direniş çadırları sökülerek, Direniş sonlandırıldı. Ardında alınması gereken dersler ve deneyimler bırakarak.
En başta belirttiğimiz videoda ki şiddet uygulaması nedeniyle, bu deneyimi paylaştığımızı söylemiştik.
Sendikal Örgütlenme Günleri ve 13 günlük Direniş boyunca, iktidarın şiddet uygulamalarına karşı işçilerin kentin her noktasında sergilediği yaratıcı karşı duruş ve halkın tepkisi bugün hala daha belleklerdedir.
Bilinçli ve örgütlü karşı duruşlar, her türlü şiddet uygulamasını geriletmenin yoludur diyoruz ve
yaşamını yitirerek bugün aramızda olamayan işçi arkadaşlarımızı saygıyla anıyoruz.
22-02-2024/ SEBAHATTİN PRAVADILI