Bandırmaspor Hak Etmedi

Eskişehirspor bizi yendi ve hedeflediği şampiyonluğa yelken açtı.
Biz yenildik ve 25 yıl sonra ulaştığımız 1. Ligden düşme potasına yerleştik.
Öncelikle Eskişehirspor 'u ve centilmen taraftarlarını tebrik ediyorum. Geldiler Bandırma'yı gezdiler yediler içtiler esnafımıza döviz kazandırdılar. İzin verilen sayıda Stada gelerek muhteşem şovlarını yaptılar ve 3 puanı kapıp giderek güzel bir hafta sonu yaşadılar. Futbol rekabetinin aslında kentler arası  düşmanlığa değil dostluk dayanışma ilişkilerine nasıl katkısı olabileceğinin örneği yaşandı.
Ama futbol olarak sahada  3 puanı hak etmedi Eskişehirspor. Ya da biz yenilgiyi hak etmedik. 
Yusuf Şimşek Antalya kampı ve verilen arada takımı iyi kurmuş ve motive etmiş. Bir topa 3 kişinin saldırdığını kaybettiği topu almak için inatla dirençle kovalandığını ilk kez bu maçta gördüm . Gerçekten verdikleri mücadele için kutluyorum. EĞER DÜŞME HATTINDA OLMASAYDIK sonuç yenilgi olsa da alkışlanacak mücadele verdiler.. Ama her şey güzel giderken Yusuf Şimşek yine şeytana uydu ve teorik olarak doğru pratikte olmayacak işi yaptı. Doğan'ı çıkardı Yiğit'ialdı.
Evet düşünce doğruydu yorulan Eskişehir defansının arkasına atılacak toplarda sağ kulvarda  Yiğit'in dripling yeteneğiyle pozisyon üretebilebilirdi. Ama  Atabey'in yanında bir oraya bir buraya pres yaparak rakibin oyununu bozan 3.bölgeden ileriye  tek gol şansımız Doğan çıktı. Denge bozuldu. Ve Eskişehir o dakikalarda inanılmaz bir gol kaçırdı. Şans meleği bizden yana dedik.
YUSUF hocanın anlayamadığı bunca futbolculuk yıllarından sonra bile hissedemediği bir şey vardı.Yiğit kafasında Bandırmaspor'u bitirmişti. Tribünden o kadar net belli oluyor maalesef ve soyunma odasında hırsından ağladığı haberi geldi. Keşke o hırs sahada olabilseydi.
Düşünün seksen dakika korakor mücadele etmiş arkadaşlarına bırakın destek vermeyi Sertaç kendi kulvarını bırakıp onun topunu kovaladı.  Kaybedilen hiçbir topa koşmak destek vermek içinden gelmedi. Tabiiki taraftar hemen tepki gösterdi.  
 Mustafa Denizli Hoca karşılaşmayı baştan sona kadar kulübenin önünde  kendisine ait çizginin önünde dimdik durarak endişeyle ve sessizce sahayı izledi.
Sade bu duruşu bile hakemi etkilemeyi başardı ve taktir hakkı gerekmeksizin Doğan'ın mutlak penaltısına orta hakem Özgür Yankaya  düdük çalamadı.
Mustafa Hoca'nın  sadece duruşu yetti.
Çünkü biz küçük bir ilçe takımıydık. Eskişehir ise Eskişehir işte.
Evet çokça itiraf ettiğimiz gibi sezona yanlış transfer politikası ile başladık . Yönetim  özveriyle toparlanmak için büyük çaba sarfetti ,öyle oldu böyle oldu ama şu çok açık ki.
PEK ÇOK MAÇI HAKEMLERİN bu küçümseyici  olumsuz bakış açısı  yüzünden kaybettik.
Bu sezon tüm maçlarımıza bakın en az 11 maç adalet dağıtması gereken hakemlerin bu adaletsiz tavrı yüzünden kaybedilmiştir.
Bu mazeret değil.
Bu şu demek.
Bandırma her ne  kadar 50 yıllık bir kulüp olsa da buraya gelenlerin hemen hepsinin ortak kanaati tesisleşmede sınıfta kalmış bir kent. Balıkesir'in  idari anlamda altında olması Bandırmanın kasten ve ihanet derecesinde itilmişliğine yol açmış birkent. Bu görüntüye Hakemlerin etkilenmemesi ön yargılı olmaması olanaksız. Bu  İLKEL ve YAMA stadla Süper LİGE Mİ ÇIKACAKTIK ! 
Her yerde mükemmel stadlar ailelerinde çoluğuyla çocuğuyla gidebileceği yiyecek içecek tüketebileceği konforlu   ortamlar var. Bize bakıyorsunuz GulaG takım adaları ortamı ve kale arkalarımız hala taş duvar  yığma toprak. Canlı yayınlarda bile ürkütücü bir çirkinlik. Görüntüsüyle bile bizi  misafirlerimize aşağılatan bir görüntü.

Bu tamamiyle Bandırmaya hizmeti yatırımı getirtmeyen siyasilerin suçu. Bandırma yı temsil edenlerin beceriksizliği. Özellikle on yıllardır sağ iktidarların Bandırma'yı sinsice cezalandırma yaklaşımı. Seçimi kazandıktan sonra kendilerini seçen kentine bir dönüp bakmaktan imtina edecek kadar duyarsızlık adına hainlikleri bugünkü perişanlığımızın nedenidir.
Mustafa  Denizli Hoca sadece ayakta durarak poz vererek Hakemi etkilediği kesin düşüncemdir.
Yankaya düdüğü çalamadı.
Bu teselli mazereti tabii ki değil BANDIRMASPOR  iyi direndi   ve maçı koparacak çok sayıda pozisyon teke tek yakaladı. Ama golcülük başka bir şey. İşte  Semih yakaladığı ilk pozisyonda topu gerektiği yere bıraktı. 
Üstün ise kargalara vurdu.
Etrafımda ki herkes şans adına yığınla isyan etti.
Futbolda şansın olduğuna şans melekleri olduğuna inanırım zaman zaman kanıtlayacak işler oluyor ama Takunyacıoğlu da aksini savunur hep. "Yok öyle bir numara" der.
Ona da rahmetli Turan Hoca söylemiş. Demiş ki ;"Futbolda şans yoktur .Eğer top direğe çarptıysa sen o topu direğin içine vuracak yeteneğin olmadığı içindir.
 Eğer altıpasta  vurduğun top kaleciye çarptıysa mutlak gol auta gittiyse fizik kurallarıyla ayağının topa vuracağı açıyı tutturamadığın içindir.Kısaca  şans değildir yeteneksizliktir.
Dünkü maça baktığımda şans inancım da sarsıldı.

 

MEHMET LEVENTOĞLU