Evet ortada açık bir başarısızlık var. Sancaktepe yenilgisinden ve Bandırmaspor’un gruplardan elenmesi yaklaşık 800 bin TL gelir kaybından sonra eleştirilerin yükselmesi ilaveten sosyal medyada Facebook’ta paylaşımları anlayışla karşılamak gerek.
Ancak özellikle zor zamanda seyircinin bu kadar duyarsız kalması da ayıp bir şey.. İnanın Sancaktepe kupa maçında sayıyla bir elin parmakları kadar olan misafir taraftar sloganlarına katlandık üstelikte bitime az bir süre kala galip durumda iken!. Sonuçta anlamsız gereksiz bir faul akabinde yapılan ortada 3 kişinin sıfır markaj durumunda bırakılmasıyla yenen golden sonra penaltı atışlarında kalecinin sonucu değiştirme çabasını umursamayan arkadaşlarını da izleselerdi taraftarlar keşke . İsmail Hoca’nın çırpınışlarını da . Ve İsmail Hoca basın toplantısında “garip şeyler oluyor ” dedi.
Futbol dünyasında özellikle bu coğrafya da daha da geçerli bir gelenektir. Başarısızsan feriştah olsan kalma şansın yok. Gidersin. Bir Arsene Wenger olamazsın. Wenger 1996 dan bu yana Arsenal’de . Başarılıda oluyor başarısız da. Fransız olduğu halde İngiltere ‘de çalışıyor. Ama ora kültürü kaldırıyor işte . Bu topraklarda Wenger’e de katlanmazlardı çünkü . Ne kadar çırpınsan geceni gündüze katsan çaba göstersen bazen işler ters gider ..”Murph Kuralları”futbol dünyasında da geçerlidir. Futbol melekleri denen aforizma efsane değildir bazen topun canı seni istemez, istemeyecektir. Öyle olmasa Atabey son dört maçta 23 net pozisyonundan birini değil hepsini gol yapabilecek yetenekte olduğu kuşkusuzdu, ama olmadı.
Teknik heyetin bir dediğini iki etmeyen tam destekle arkasında duran bir yönetim olduğu halde , çatlak ses çıkmadığı halde işler yolunda gitmiyorsa. Bu durumda yapılacak şey şansı fazla zorlamamak helalleşmek ve başarı dilemektir.
Bugün her kafadan başarıszlık nedenlerine dair ahkam kesilecektir,orda burda karnından konuşulacak saçmalıklar dile getirilecektir. Oysa zaten yanlışlar çok önceden dile getirildi yazıldı konuşuldu. Menecerlerin dolduruşuna geldik çok açık. 2.Ligde şampiyon olmuş tamamı birbirini tanıyan azıyla çoğuyla her birinin farklı sevdirmiş kızdırmış ama kanıksanmış yetenekleriyle seyicisiyle kaynaşmış bütünleşmiş bir kadronun yetersizlik suçlamasıyla darmadağın edilmesi affedilecek bir hata değildi.
Bu bize göre hata olsa da futbol dünyasının içinde yıllarını vermiş tecrübelerin bir bildiği vardır beklentisinde iken çok kötü takımlarla karşılaştık ve çok kötü yenildik. Şanssızdık, hakemler gerçekten taktir hatalarını sürekli aleyhimize kullandı öyle idi böyle idi … mazeret bulursun. Ama artık gemi su almaya başladı. 4 futbolcunun kadro dışı bırakılması öncesinde de takım kötüydü değişen bir şey olmadı daha kötü oldu.Paralar çöpe gitti .
İsmail Ertekin sıkıntıların geçici olduğunu Bandırmaspor’un kesinlikle küme düşme diye bir sorunu olmayacağını ısrarla iddia ediyor birebir görüşmemizde de bu iddiasını tekrarladı. TFF 1.Ligde bazı takımlara verilen puan silme ve cezaları ne kadar avantaj olabilir?. Bandırma yıllarca verdiği amansız mücadele bir ilçe takımın katlanamayacağı büyük bütçeler sonunda 1. Lige çıkmışken ve tüm sporseverler Akhisar ve Alanya’nın göstermiş olduğu başarının benzerinin gerçekleşeceği beklentisi içinde gelecek yıllarını ipotek etmişken iken. Böylesine bir küme düşme korkusuna girmesi kitlesel bir paranoya üretecektir. Bu da normaldir. Kişisel değildir.
Bu nedenle ortada bariz onca emek varken profesyonellik dışı olumsuzluklar da dile getirilecektir. Çünkü futbol sadece futbol değildir. Başarının ya da başarısızlığın etkileneceği siyasi dünya vardır,ekonomik çıkarlar vardır ,egolar vardır. Özellikle hakkım yendi şöyleydi böyleydi bunlar hikaye..Gerçek olansa daha acı.
Bu kadronun başarılı olması gerçekten mucize olur. Çünkü eksik maça çıkıyoruz. Örnek Costa ‘yı verebilirim. Karakteri iyidir iyi çocuktur ,gayret ediyor şudur budur ama koşamıyor kardeşim. Brezilya liginde burası gibi mücadele ve koşu yok. Burası farklı. Sadece seyrederek eşlik ederek bir iki güzel pasla maçı bitiremezsin . Feridun veya Alex gibi bir iki dripling saçma sapan ortadan sonra saklanmakla da olmaz. Bursa’dan gelen genç arkadaşları üzmek istemiyorum ama hazır değiller. Bandırmaspor oyuncu hazırlama kurumu değil. Topu en kısa sürede en uygun yere gönderemiyorsan çabukluğun çalım atma sevdasına kapılırsa olmuyor.Topu istediğini belli etmez gizlenirsen olmuyor .Yukardan net gözüküyor. Tek tek isimler üzerinde durmak istemiyorum çünkü geçtiğimiz yıl şampiyonluk yolunda yüreğiyle oynayanları izlediğim için şimdi içim daralıyor.
Lafı uzatmadan asıl meseleye gelmek istiyorum. Bence sorunun temel kaynağı bir Sportif Direktörlük görevinin gerek yok diye ihmal edilmesi gözardı edilmesi . Özellikle yeni bir takım oluşturuluyorsa mutlak en büyük görev futbolcuların arasında uyumu arkadaşlığı kader ortaklığı yardımlaşmayı birbirine güvenmeyi rasyonel düşünmeyi aşılayacak bir kişinin gerekliliği. Futbolda adı konmamış bir kanundur bu. Buna bağlı olarak yapılacak revizyonun mutlaka sportif direktörün bilgisi dahilinde gerçekleşmesi şarttır.
Burada Sportif Direktörün nitelikleri çok önemli. Öncelikle bu arkadaş her kimse, kim olacaksa öncelikli bir takım kriterlere sahip olması gerekiyor. Bu kriterlerin en başında futbolun içinden gelmesi şart artı ; tüm klasikleri okumuş, satranç veya briç bilen ,Freud,Nietczhe gibi filozoflar başta olmak üzere tüm düşünce tarihini kavramış yaşamın içinden kısaca insanı tanıyan bir kişi olması gerekir. Futbolu gazete manşetlerinden değil sürekli dinamik bir değişim içinde olan Futbol dünyasının mutfağında arka sokaklarında ne olup bitiyorsa gerek yerli gerek yabancı kaynaklardan sosyal medyadan takip eden biri olması gerekir. Kısaca Homo Sapiens dediğimiz “zeki insan”ın ne olduğunu bilen birisi gerekir. Anadolu takımlarını geze geze kanını emen o kadar “Zeki İnsan” var ki ? Onları gözünden tanıyacaksın.! Altlarında Porche ile dolaşıp 40 dakika oyun oynana yeşil sahada nal toplamayacaksın. Aldığın alacağın paranın hakkını ananın ak sütü gibi helal ettireceksin. Bandırma veya benzer yerlere bunlardan asla katkı beklemeyin. Direktörün İyi bir insan olması gerekmez çalışkan olması da idmanları dersleri sıkı takip etmesi de gerekmez. Onun görevi değildir kadroda kim olacak taktik vesaire hiç değildir karışamaz . O işler Teknik heyetin işi. Ama sahaya kim çıkyorsa yüreğini koyup koymadığı elinden gelenin fazlasını verip vermediği onun mesuliyetidir.
Tabii ki olması gereken en önemli bir kriter menejerler futbolcu simsarlarıyla hiç bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde organik bağın olmayacak. Teklif getirmeye bile cesaretleri olmayacaktır. Böyle biri var mı bu dünyada derseniz . Çok yok. Olsaydı maddi sıkıntılar içinde çırpınan bunca Anadolu takımının başına felaketler gelmezdi.
Ama az da olsa var.
Bandırma’da da var bir iki tane.