Bandırma’ya Ne Oldu?

Pirenlik kırı gidemeyeceğimiz kadar uzaktı.

Aşağı istasyon da uzaktı ama, gidebiliyorduk

Hıdrellez günlerinde kaynamış yumurta, yaprak sarma, sigara böreği ve pişmeye hazır köfte dolu sepetlerimiz, tüplerimiz, su bidonlarımızla konvoylar halinde Ziraat Bahçesine yürürdük.

Ben demiyorum,

Mahir Ünsal Eriş diyor:

“Ne güzel yerdi bu Bandırma, anasını bellediler şimdi. Ağaçlar vardı sahilde, az oturmadık altlarında. Sovyet anıt mezarları gibi olmuş şimdi kordon boyu, meydan. Her yer taş, beton.”

At kuyruğuna kelebek konmuş görüntüsü veren ruhsuz meydanı daha önce de yazmıştım.

Çocukların rahat gezinemediği, iri sokak köpeklerinin cirit attığı meydan hala orada duruyor ve güvercinler hala uğramıyor.

Güzelim Bandırma’ya ne oldu ?

Deniz kıyısında yana yana sıralanan ortası ağaçlı çay bahçeleri şimdi neredeler?

Şehir planlamacılığından nasibini almayan çarpık gelişmeyi, beton taşlarla döşenmiş dalgalı, eğri büğrü, çiçek bozuğu yüzlü yolları Bandırma’lı hak ediyor mu?

Sorumlu kim?

“Sana Belediye baksın” kolaycılığı yetmez.

Sistem arızası var.

Taşra egemenlerince üstü kapalı kaplarda demlenen müesses nizamın kuşattığı politikacılar, müteahhitler, mimarlar ve oy verenler olarak hesap sormadığımız için hepimiz sorumluyuz.

Yürüme mesafelerimiz azaldı, Korozman’a bile yürüyerek gidemiyoruz.

Zaman da çabuk geçiyor nedense.

Hiç bir yere gitmemize gerek yok. Bandırma on tane katil fay hattının ortasında olsa da sert zeminde ve tepeler üzerinde kurulmuş.

Belki Bursa’ya gideriz 2021’de, Bandırma – Bursa treniyle.

Hattın yarısını tamamlamışlar bile.

Geçiyor zaman, anlamıyor insan, aman aman.

Aşkın Kurt -21-02-2020/BANDIRMA

24
A+
A-
REKLAM ALANI