Başka Bir Tarım ve Belediye

BAŞKA BİR TARIM VE BELEDİYE
Covit-19’un neden olduğu olumsuzlukların karşısından kısa dönemde telafi edilemeyecek en büyük yıkım tarım sektöründe olacaktır. Tarım sektöründe olacaktır çünkü Türkiye’de açıklanan önlem paketlerinin içerisinde tarıma yönelik destekler satır arasında ve en fazla 2-3 kalemde görülüyor. Hükümetin son dönemde tarıma yönelik ödemeleri ek bir destek olarak görülmemelidir. Bu ödemeler zaten üreticinin hak ettiği ama bir türlü alamadığı desteklemelerdi. Yani Tarıma yönelik desteklerde yeni bir şey yok. Bir iki kalemde ağızlara bir parmak bal sürercesine açıklamalardır. Önlemler ise dostlar alışverişte görsün hesabından öteye geçmiyor. İçinde bulunduğumuz günler ve önümüzdeki bir ay ülke tarımının ve 2021 yılı gıda stoğunun kaderini belirleyecek. Hane halklarının değişen tüketim alışkanlığı, önünü göremeyen tüccarın fırsatçılığı ve hükümetin tarım sektörünü piyasa koşullarına terk edişi yaşanabilecek sıkıntıların öncüsü gibi görünmekte.
Bu durumda ne yapmalı?
Tarım sektöründeki sayısal örgüt çokluğuna rağmen işlevsiz ve niteliksiz oluşu çiftçiyi yalnız bırakmaktadır. Hükümetin tarımı gözden çıkardığını zaten biliyoruz. Bu koşullarda görev sosyal demokrat belediyelere düşüyor.
Bandırma Belediyesi ne yapabilir? Detaylandırmak çok uzun olacağından dolayı ana başlıklar halinde ve kısa açıklamalarla ifade edeceğim.
Bu günler yazlık ürünlerin ekim dönemi. Çok büyük bir kesimin tohum ve gübre ihtiyacını temin etmiş olması büyük olasılık. Kalan kesimde aile çiftçiliği yapan ve büyük oranda ekonomik sıkıntıdan dolayı temel girdilerini son güne bırakan çiftçilerdir. Bunların en başta tohum olmak üzere temel girdilerin temini sağlanabilir. Bu iş için Belediyenin kontrolünde olan adını ister kooperatif ister belediye iştiraki olan bir şirketle tohum, ilaç ve gübre ihtiyacı karşılanabilir. Geri dönüşü garantiye almak adına yetiştirilecek ürün teminat olarak alınabilir. Ürün fiyatlandırması Bandırma Ticaret Borsasında o gün işlem gören en yüksek fiyat olarak belirtilebilir. Eminim bu öneride kafalardaki ilk soru o kadar tohum, gübre ve ilacı almak için parayı nereden bulacağız? Bir kuruş nakit bulmayacaksınız. İhtiyacınız da yok. Bütün şirketler 3-6-9 ay vadeli olmak üzere ürün satıyor. Hele ki sattığı ürün bedelinin geri dönüşünü garantiye alıyorsa vadeyi hiç dert etmiyor. Burada bütün sorun bu organizasyonu yapmak isteyen iradenin olması ve özveriyle çalışacak 1-2 idealist personel temini.
Bu girişim geniş kesime ulaşmasa da bir başlangıç olabilir ve bence olmalıdır. Belediye demek sadece yol yapmak, temizlik hizmetlerini yerine getirmek değildir. Hele günümüz koşullarında Belediyeler sınırları zorlamalı ve aşmalıdır.
Bir adım sonrasında girdi bedeli olarak alınan ürünlerin işlenmeden satılabilecek olanları ilçede son derece başarılı ve yaygın olan Eğitimciler Tüketim Kooperatifi ve diğer zincir marketler aracılığıyla pazarlanabilir. Hatta bir adım daha öteye gidip üç büyükşehirle iletişim kurulup işbirliği olanakları mutlaka bulunacaktır.
Model siyasal müdahalelerden, rant elde etmekten ve arpalık olarak görülmekten uzak tutulabilirse ilerleyen dönemde hayvancılığın en temel girdisi olan yem temin etme ve elde edilen hayvansal ürünlerin pazarlanmasında üreticiye büyük bir rahatlık kazandıracaktır.
Bölge itibariyle, her ne kadar unluk buğday ekimi yapıyor olsak da, hasat edilen ürünün yaklaşık %40-50’si yemlik olarak değerlendirilmektedir. Buradan hareketle üreticinin hububatı değerinde alınarak herhangi bir fabrikada fason olarak yem üretimi sağlanabilir. Yine hayvancılık işletmelerinin yem maliyetini düşürecek ve mera alanlarının talan edilmesini önleyecek mera ıslah projeleriyle kırsal mahallelere çok büyük katkı sağlamış olacaktır.
Son bir örnek verdikten sonra toparlamak istiyorum. Bandırma’nın 32 tane kırsal mahallesi var. Her mahalleden güveni kazanılan üreticilerden 500 dekarlık buğday alanının ürün satışıyla ilgili yetki alınsa toplam 16 bin dekar eder. Verimi en azdan 300 kg/da hesapladığımızda 4.800 ton buğday demektir. Elinde 4.800 ton buğdayı olan bir çiftçi, tüccar veya kooperatifin pazarlık gücünü siz hesaplayın. Bu aynı zamanda sanayicinin de işine gelir. Aracı yok ve garanti ürün.
Örnekler ve ürünler çoğaltılabilir. Ceviz fidanı ve fırsatları değerlendirlebilir.
Bugün en büyük eksiğimiz güven ve iyi niyet sorunudur. Eğer bu iki sorun çözülebilirse bu coğrafyada dayanışmanın, işbirliğinin ve örgütlenmenin önemi tekrar ortaya konabileceği gibi başka bir modelin olduğu görülecektir. Tek eksik güven, irade ve içtenlik. Bunu da eskiden Şehr-i Emin adı verilen Belediye Başkanı sağlayabilir.
Şimdi bir deli olarak kuyuya bir taş attım. Bu taşı düşünecek akıllı var mı yok mu göreceğiz.

16.04.2020