Başkan Tolga Tosun, Ramazan Narin Ve Bandırma'nın Gerçek G..

Av. TOLGA TOSUN, RAMAZAN NARİN

VE BANDIRMA’NIN GERÇEK GÜNDEMİ

Yazının başında öncelikle samimiyetimi açıkça belirteyim.

Bilinmesini istiyorum ki amacım asla kısır polemik yaratmak değil. Bunu bütün içtenliğimle ifade ediyorum. Bu niyetimi belirttikten sonra Sayın Ramazan Narin’in Belediye Başkanı Av. Tolga Tosun’la yaptığı röportaja döneyim. Röportajı okuyunca “dedim ki ben ne büyük haksızlık etmişim, ne çok kul hakkına girip Tolga Tosun’u eleştirmişim” diye düşünmeye başladım. Meğer Tolga Tosun bizden daha çok çevreci, genelde Güney Marmara’yı özelde Bandırma, Erdek, Gönen, Manyas ve Biga’yı katledecek Güney Marmara OSB’yi bizden daha fazla muhalefet ediyormuş. Anladığım kadarıyla Sayın Hocamda ikna olmuş. Olabilir, saygı duyuyorum. Tartışmalar bunun için yapılır. Şimdi gelelim öze. En hafifinden başlayayım. Her şey doğru olsa bile tesisin yapılacağı bölge “marjinal” olsa bile bir tarım alanıdır. Tüm canlılığın yaşamını sağlayan tarım alanlarının “sanayileşme ve iş alanı yaratma” adı altında talan edilmesine şiddetle karşıyım. Bütün bunlar yapılırken ve gerekçeler açıklanırken “aslan sosyal demokrat” bir başkanın vahşi neo liberal politikaların sözcülüğünü yapıp şirin göstermesini de Rotaryen etki olarak değerlendiriyorum.

Bagfaş’dan başlayalım. Derdim kim daha çok çevreci, kim daha çok yazdı çizdi değil. Yıllar önceydi. Rahmetli Kadir Galip Aytürk’e ait olan Bandırma Haber Net’te, Bagfaş ve Şirin Çavuş’a yapılacak termik santrallerle ilgili yazmaya başladım. Bagfaş’ın Manyas Gölünden soğutma suyu aldığını, gölün Ramsar Sözleşmesine dahil olduğunu defalarca yazdım. Bagfaş’ın soğutma suyu hattının Merinos arazisinden geçtiğini ama yıllardır Merinos’a vermesi gereken suyu vermediğini, (Merinos Yöneticilerinin ihmali veya bilgisizliği de olabilir) son iki yılın bir yılını su verip daha sonra soğutma suyunun yetmediği için Merinos Çiftliğinin gübre ihtiyacını Bagfaş’ın bedelsiz verdiğini sanırım pek çok Bandırmalı bilmez. Başta Bagfaş olmak üzere körfezde yaratılan kirliliğin ve su sıcaklığının sonucu olarak yaklaşık on yıl önce Bandırma Körfezinin hassas bölge ilan edildiğini, körfez de çift başlı türlerin görüldüğünü bir kez daha hatırlatayım. Yine Körfezdeki kirlilik sonucu Koyunculuk Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Su Ürünleri bölümünde çalışan bir araştırmacının tamamen kendi olanak ve çabalarıyla balık türleri üzerinde literatüre geçen 3-4 tane parazit tespit ettiğini kimse bilmez. Çünkü bu çalışmaları yapan bilim insanına, bir dönem Fetö’cü ve sonrasında Ohal Müdürü ve saz arkadaşları tarafından sürekli mobing uygulanmış sesini duyuramamış, kendi halinde yaşayan bir bilim insanıdır.

Bunların konuyla ne ilgisi var? Şimdi hemen ona geleyim. Yasal olarak Bandırma Belediyesinin Bagfaş’ın denetimi konusunda bir gücü olmayabilir. Veya sınırlı olabilir. Peki, 150 bin nüfuslu bir şehrin belediye başkanı bu sorunu en azından Bandırmalılar’ın bilmesi adına hiç mi bir şey yapamazdı? Genelevin yıkılışında canlı yayın yapan, ilan panolarını afişlerle donatan bir başkan kamuoyunu bilgilendirecek ve arkasına alacak bir yöntem geliştiremez miydi? Sayın Başkanın basın danışmanı, sosyal medya hesaplarını yöneten bir kişi yok mudur? Şimdi kalkıp da bizim denetim yetkimiz yok demek kadar saçma bir gerekçe olabilir mi? Sayın İmamoğlu’nun Kanal İstanbul’u durdurmak gibi bir yetkisi var mı? Sunulan gerekçe bir vicdan rahatlatma ve fincancı katırlarını ürkütmeden yapılan politikaların savunuculuğudur.

Neymiş efendim AKP iktidarı cezalandırıyormuş Bunu bilmeyen yok. Kaçıncı dönemidir bilmiyorum ama Sayın Yılmaz Büyükerşen’in yarattığı Eskişehir’e gidin bakın. Üstelik meclis çoğunluğu da yok. Sayın Büyükerşen’le resim çektirmenin ötesinde bir derinliğiniz olsaydı mazeret diye söylemezdiniz.

Bandırma Belediyesi OSB’ye ortak değilmiş. Sadece Mütevelli Heyetindeymiş. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi mütevelli heyetinde değilmiş. Bu ne şimdi? “Bak biz onlardan daha etkiniz onları almadılar bizi aldılar” diye böbürlenme midir? Güney Marmara’da uygulanacak talan ve yıkım politikasının yerel sözcülüğünü biz yapacağız demek mi? Yok ÇED raporu yok bilme ne kimya ayrılmış falan filan. Bunlar sadece kafa karışıklığı yaratan cümleler. Soru net; Ağır Metal Organize Sanayisinin kurulmasına karşı mısınız değil misiniz?

Sayın Başkanın söylediklerine göre mikrofonu defalarca kesilmesine rağmen muhalefet şerhi koymuş. Koyduğu muhalefet şerhlerini çıkıp bir anlatsa da bilgilensek. Örneğin kamulaştırma için ilçe mülki amirinin arazi sahiplerine telkinde bulunduğu, aba altından sopa gösterildiği söyleniyor. Bu konuda Av. Tolga Tosun nasıl bir şerh koydu acaba? Genelevin yıkılışını ilan panolarından duyuran Sayın Tosun şerhleri ve muhalefet ettiği konuları yazıp panolara taşısaydı da hiç olmazsa biz de hakkını teslim etseydik.

Sayın Başkan 2 yıllık icraatlarını anlatmış. 18 yıllık AKP hükümeti de de köprü yaptık, yol yaptık, havaalanı yaptık diye övünüyor. Hatta bunları yaparken 128 milyar doları kullandığını söylüyor. Şimdi bizim başkan da Belediyeye ait arazileri satarak projelerini hayata geçireceğini söylüyor. Sosyal belediyecilik

olarak ne yaptın? Bize bunları anlat. Kapıdağ talan edilirken, Güney Marmara’nın katline ferman çıkarılırken hangi eylemde bulundun?

Başkan, 1/50000 Bütünleşik Kıyı Alanları Planını, plan açıklanmadan bir gün önce öğrenmesine ne diyor?

Kendi bilgisi dışında hazırlanmış bu planla ilgili, hala kamuoyuna neden bir tek açıklama yapmıyor?

Edincik Merasına taş ocağı istemeyen Başkan, mera mülkiyeti ile ilgili neden pazarlığa oturdu mu? Pazarlık yaptıysa Neyin karşılığı, kimin malını kime satmak için pazarlık yaptı?

Edincik’e yapılması ön görülen limanla ilgili   Edincik halkıyla neden bir toplantı yapmıyor?

1/100000 planla ilgili olarak sürekli geçmiş dönemde ki başkana top atıyor. Bir önceki dönemde Meclis Üyesi olan Sayın Tosun Meclis Toplantılarında hangi eleştiriyi getirdi, hangi muhalefet şerhini koydu? Bu planlamalara yönelik bir konuşma yaptı mı?

Son olarak gündemde olan Belediye şantiyesinin satışını da panolardan duyuracak mı?

Bilmiyor olabilirim. Anlat ki tüm Bandırma duysun. Sosyal Belediyecilik için Mansur Yavaş’la resim çekilirken sorsaydın sana yol gösterirdi. Kırsal mahallelerdeki üreticiler artan maliyetler dolayısıyla perişan bir halde. Üstüne üstlük üç kuruşa sattıkları ürün bedellerini zamanında veya hiç alamamakta. Bunların çözümüne yönelik hiç kafa yordunuz mu? Uğraşmayın zaten. Arayın Tunç Soyer’e size anlatsın. Çiçek yetiştirmekle sosyal ve üreten belediye olunmuyor.

2.200 m² e üzerinde kurulması planlanan OSB’nin 40 milyon m² lik alana yayılacağını hepimiz biliyoruz. Gerçekleri saklamanın hiçbir anlamı yok.

Buraya kadar söyleyeceklerim Sayın Av. Tolga Tosun’un açıklamalarına yönelikti. Bir cümle de Sayın Ramazan Narin’e söylemeden geçemeyeceğim. Başta çevre konusu olmak üzere tüm haksızlıklara karşı duruşunu bilmesem çıkar ilişkisi arardım. Röportajı yorumsuz yayınlamanı anlıyorum. Ama böyle bir güzelleme yapmanı anlayamıyorum. Sen ki her türlü haksızlığa karşı duran “ülkücü gominist”sin.

Habercilikse eyvallah ama başka bir şeyse çok yazık.

19-06-2021- BANDIRMA - CEVDET AYAN