Bence Bandırma, Güney Marmara’nın İncisi falan değil, bilinçli yapılan imar hatalarıyla beton yığını, ruhsuz bir Frankeştayn’dan başka bir şey değildir. Bu kentin bu duruma gelmesini var eden geçmiş dönemlerin belediye başkanları ile belediye meclisleridir.
Doğma büyüme bir Bandırmalı olarak, çocukluğumdan gençliğime ve sonrası, bu kentin nasıl bir rezil evrim geçirdiğini yaşayarak izledim. Önce güzelim sahili dolduran saçma sapan bir limanla denizin katledilişini; ardından cennet bahçeleri bulunan saray yavrusu yapıların kat karşılığı, inşaatla yakından uzaktan ilgisi bulunmayan, müteahhit dahi olmayan sözde kişilere, kat karşılığı verilişini; bir taşıtın bile zar zor geçebileceği yollara, estetikten uzak ucube apartmanların gökdelen gibi dikilişini; yeşil alanların betona çevrilişini; çevreye zehir gibi serpilerek, ‘Ekonomiye katkısı olacak’ diye övüne övüne inadına mantar gibi dizilen sanayi kuruluşlarını; en verimli tarımsal arazilerin tek tek yok edildiğini; bilinçli bir şekilde kentin göbeğindeki, caddeler ve sokaklardaki asırlık ağaçların kökten toplu imha edilişini; kentin kendine has burjuva kültürünün silinip atıldığını; ticaretin ve sanatın adım adım yozlaştırıldığını bir bir film gibi izledim.
Tek bir merkeze yığılıp tıkılan altyapısız ucube bir kent için, bundan sonra yapılacak bir şey yok, ancak yapılanlar faydası bulunmayan bir makyaj olur.
Ölüm döşeğinde aspirin tedavisi uygulanan bir hasta gibi zavallı Bandırma.
Balıkesir’in çift topuğunun altında ezilen bir garip Bandırma.
Büyük Şehir hikâyesiyle kolu kanadı kırılıp kuşa çevrilerek tüm yetkileri elinden alınmış bir mahalle muhtarlığına çevrilen koca bir mahalle, Bandırma.
Bundan sonrası da, gelecekteki daha zor günlerin hep harmanlanacağı hastalıklı bir Bandırma.
Bandırma’nın caddeleri, meydanları, sahilleri Balıkesir Büyük Şehir Belediyesi’in, tek bir rantı, geliri bulunmayan mahallelerin sokakları ise zavallı Bandırma Belediyesi’nin. Tüm gelir getiren hizmetlerin kıyak rantı Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin kasasına giriyor; önemli hizmetler, rant elde edilemeyen, kaynakları kurutulmuş gelirsiz Bandırma Belediyesi’nin kasasından çıkıyor. . Bir süredir gelen su faturalarında artık ilçe belediyeye aktarılan bir gelirin de yazıldığını göremiyorum. Yazılsa bile tuz parasıdır.Buna göre kısıtlı, sınırlı bir bütçeyle Bandırma Belediyesi, bu kente ne kadar hizmet verebilir ki, Başkan Tosun ne yapsın?
Şu sıralar sosyal medyada Bandırma Belediye Başkanı Tolga Tosun’a haksız saldırılar var. Başkan Tosun bir şanssızlık yaşadı; çünkü başkanlık koltuğuna oturur oturmaz, ilk acemiliğini üstünden atıp, yaptığı işi yeni yeni tecrübe edinirken, tüm dünyada kasırga gibi esip gürleyen covid 19 gibi bir ölümcül virusun gazabına geldi. Bandırma Belediyesi, Balıkesir Büyük Şehir Belediyesi’nin topuklarının altında ezilirken, corona’nın tüm ülke genelinde uygulanan kapanma günlerinde çaresiz kaldı. Sınırlı personelin kısaltılmış iş saatlerinde bu iş gücüyle ne kadar hizmet verebilecekti ki? Gene o kısıtlı zamanlarda gözle görülen ya da görülmeyen verilen o hizmetleri göz ardı ederek Başkan Tosun’a saldırmak, ucuz hesaplardan başka bir şey değildir. Sosyal medyadan saldıran kişilere bakıyorum; kendi, çocuğu, yakını belediyede işe alınmamış, şahsi işi görülmemiş v.d. Kısacası bunlar, rant isteyenlerin ve rantı kesilenlerin kişisel saldırıları. Bakın; bu kişilerin istekleri yerine getirilmiş olsaydı, hepsinin dudakları fermuarla kapalı olurdu ya da Başkan Tosun’u göklere çıkarıp, sığdıracak yer bulamazlardı.
Geçmiş dönemlerin yerel yönetimlerince korkunç bir ucubeye çevrilmiş, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin abanıp preslediği, gelirlerinin elinden alındığı bir Bandırma için, Başkan Tosun, elindeki gelirlerle ne kadar hizmet üretebilecek ki?
Başkan Tosun’un önünde yıllar var; az değil, yaklaşık iki buçuk yıl. Mutlaka yapmak istediği projelerini bu zaman içine sığdıracaktır. Bu zaman içinde yapması da gerekiyor.
Biz doğru yapılan hizmetleri takdir edeceğiz, doğru olmayanları da buradan eleştireceğiz.
18-12-2021/SEDAT KUTBEK