1977-78-79-80-83-89 Başkanlıklar yaptım ve 1994 mahalli seçimlerinde, ben de BAŞKAN adayıydım da, hatta sloganım : ‘ BANDIRMA İÇİN ADAYLIĞIMI DEĞİL YÜREĞİMİ KOYDUM’ şeklindeydi !
Ne yürekmiş bee Burdaki yürekliliği, başka türlü değerlendirenler olmuşsa da, ironi… BANDIRMAYA BELEDİYE BAŞKANI olmak, yürek ister şeklindeydi…Öyle ya, 100.000 kişiye yüreğinizi açacak ve 100.000 kişiyi hemşehrilik derecesinde eşit sevecektiniz ! Yüreğinize sığdıracaktınız !
BAŞKAN, lügatlarda ; devlet-özel…herhangi bir organizasyon veya oluşumun veya sivil toplum kuruluşunun başındaki yöneticiye deniyormuş ! Başkanım, başkanım…güzel bir hitap değil mi ?
Balıkesir ve Bandırma daki siyasi başkanlar üzerinden gireceğim konuya… B.Ş Belediye Başkanı Yücel YILMAZ, Bandırma Belediye Başkanı Tolga TOSUN,
BALIKESİR Merkezdeki AKP İl Başkanı Ekrem BAŞARAN, CHP İl Başkanı Serkan SARI, İYİ Parti İl Başkanı Özlem URAL, MHP İl Başkanı E.Gökay YÜKSEL….
BANDIRMA İlçesindeki AKP İlçe Başkanı Mehmet Doğan, CHP İlçe Başkanı Selim PANÇ, İYİ Parti İlçe Başkanı N.S, MHP İlçe Başkanı Bekir BOZKURT… Sizleri tenzih ederim diyecektim, vazgeçtim. Tenzih etmiyorum. İsteyen başkan… isteyen başkan adayları, aşağıda yazacaklarımı üzerine alabilir.
BAŞKANLIK, önce lider ve önder olmayı, sahip olmayı gerektirir. Temsiliyet yeteneği ve becerisi olmayı gerektirir. Önde yürümeyi gerektirir. Başkan, kapalı kapıların arkasındaki, perde arkasındaki değil, her zaman önde ve görünen olandır.Mangal gibi yüreği olacak da, mangalın kastında başkanlığını yaptığı topluluğun hepsine eşit mesafede ve eşit sevgide olacak. Başkanı seçenlerin başkana saygısı mecburidir de, sevgisi mecburi değildir. O yüzden Başkan kendisini sevmeyenleri de sevebilecek, yürek genişliğinde olacak yani…
Dün, Kristal Cafede oturduğum CHP li arkadaşlarımla siyaset yaparken, BAŞKANLIK konusunda münazara ettik biraz da, ben BAŞKANIM dediklerinize dikkat edin, sizi temsil etmiyor olabilir falan dedim. Eve geldiğimde de bir arkadaşım, Bandırma CHP İlçe başkanının, kendi soyadını taşıyan yeğeninin Bandırma GELECEK PARTİSİ ne geçtiğini ve orda yöneticilik görevi aldığına dair, bir haberi paylaştı benimle…Ben de….bugün tencereyi kaynattık, kapak ta geldi dedim !
BAŞKANLIK, başkanı olduğunuz fikrin, icraatın ve o fikre destek veren mensuplarınıza SAHİP olmayı gerektirir önce. Öyle ya, başkanı olduğun yerden birileri ayrılacak ve karşı saflara geçecek ? Bu neye benziyor, komutanı olduğunuz askeri birlikten askeriniz kaçıp, savaştığınız düşmanın safına geçiyor üstelik silahını da götürerek ! Komutan burda sorgulanır mı ? Elbette sorgulanır.
DİĞER BİR ZAAFİYET İSE ; başkanı olduğunuz fikriyatı öncelikle aile efradınıza ve yakın çevrenize kabul ettireceksiniz ve orda fire vermeyeceksiniz ki, BAŞKAN olabilesiniz. Alparslan TÜRKEŞ in sağ ve MHP nin başında genel Başkan olduğunu düşünün mesela. Oğlu Yıldırım TUĞRUL TÜRKEŞ ile küçük oğlu KUTALMIŞ TÜRKEŞ in, AKP de milletvekili olduğunu düşünün mesela ! Buna, size inananlar rıza gösterebilir mi ? Yaaa baba TÜRKEŞ rıza gösterir miydi acaba ? Yani en basitinden BAŞKANLIK yoluna çıkanların arkasında ailesi olacak arkadaş. Olmuyorsa, ya o başkan olmayacak… ya da ihanet eden efrad, bedelini ödeyecek !
TEMSİLİYET…Başkan, temsil edecek arkadaş ? Bir partideki il-ilçe başkanı önce genel başkanını, sonra partisinin ilkelerini, sonra da oy verenleri, destek verenleri temsil edecek ! Temsil edemediğini düşündüğü an ise, çekip gidecek arkadaş ! Temsiliyette zaaf olmaz, taviz hiç olmaz.
Şimdi, Türkiye de en üstteki Genel Başkanlardan, en alttaki ilçe belde başkanlarına kadar herkeste olmasa bile birçoğunda zafiyet var. Her zaman ihanet edip karşı safa geçme ihtimalleri var veya sahip olamama zaafiyetleri var. Yani BAŞKAN, Başkanım dediklerimizi liyakatına göre, kariyerine göre belirleyemiyoruz. Bunda, ihanet eden, ordusunu dağıtan başkan kadar, o başkanı oraya getirenler de suçlu. Halkımız, yarın ensesine tokat atabileceği başkan istiyor önce. İşini yaptırabileceği, kullanabileceği başkan istiyor önce…Başkanlarda bunu bildiği için onlar da altını, kullanabilecekleri adamlarla dolduruyorlar ister istemez!
Bir başkan düşünün ki ; taraftarları-destek verenleri, mutlaka bir çıkar umuduyla bunu yapıyorlar. Gerçi çıkarlar burda karşılıklı tabii. Başkanlarda, çıkar umuduyla karşısına alıyor onları…Ama kimse YETERLİLİK ve LİYAKATI, düşünmüyor ! Arkadaş, bu başkan beni-bizi temsil edebilir mi ? Bunu soran da yok, test eden de yok. BİAT kültürü, almış yürümüş. Aman efendim, tamam efendim, emredersin diyen alt yapı ve üstyapılar oluşmuş. Ön iliklemek, ayakta durmak, ayağa kalkmak v.s… meziyet olmuş yani !
Şimdi, herkes bulunduğu yerdeki BAŞKANLARINI bir düşünsün ve süzgeçten geçirsin. Kriterlere uydu mu başkanlarınız ? Siz sevmeseniz de o sizi sevebiliyor mu ? Sizi temsil kaabiliyeti var mı ? Temsilinizi istediğiniz fikriyat için eli kalem tutup 2 sayfa bir makale yazabiliyor mu ? Veya önüne mikrofon gelince, fikriyatınız hakkında 3-5 kelam yapıp, ikna edebiliyor mu ? Size SAHİP çıkabiliyor mu ? (Sahip arama güdüsü genetiktir ve hepimiz sahibimizi ararız az veya çok.) gibi gibi…
Yoksa, kul ve ümmet kültüründen olup ta siz de ; PADİŞAHIM ÇOK YAŞA ! deyip, başkanın etrafında konuşlanıp, kendi filmlerinizi orda mı çeviriyorsunuz ?
Silah gücüyle diktatör (SADDAM) veya parasal gücüyle (TURUMP) BAŞKAN olanlar da var ve onlara başkanımm, başkanımmm diye el etek öpenler de var tabii. Bu tipler, il-ilçe başkanlarından tutun da, BAŞKAN sıfatı verilen bütün kurum kuruluş ve topluluklarda hep var. Yahuuu adamın parası var, isminin önünde profosör, doktor, komutan, işadamı gibi sıfatlar varsa olay bitiyor. Ama bu adamlar bırakın davanıza sahip olmayı, size sahip olmayı…kendisine bile sahip olamayıp bir bakıyorsunuz düşman safında oluveriyorlar yaaa, yemeyin de yanında yatın bu başkanların !
Burcumun özelliği midir, nogaytürklüğümün özelliği midir bilemem…Bugüne kadar, sınıf, okul, dernek, yurt, vakıf, parti gibi yerlerde (hep) BAŞKANLIK yaptım da, aykırılığımdan… ikinci adam hiç olamadım mesela.
Gülümseyin diye söylüyorum. Bandırma da GÜMÇED diye bir çevre derneği var, başkanı da arkadaşım. Bir günü, 3 kişi gittik ziyaretine ve üye de olalım dedik. Ama ben orda ağzımdan kaçırdım. Bak başkan, kongre de yakınmış, üye yapacaksın ama yarın kongrede, sana rakip çıkabilirim dedim. Demeseymişim, bilmiyorum, bizi üye bile yapmamış BAŞKAN Kongresini bizsiz yaptı. Yani BAŞKANLIK niyeti olanlar, asla önceden niyetlerini, deşifre etmesinler. Başını, baştan göstermesinler !
Siz siz olun, BAŞKANLARA, BAŞKAN diye hitap edin ama… kolay kolay BAŞKAN-IM diye hitap etmeyin. Bu hitabet, sizi küçültür, başkanı haketmeden yükseltir. Başkanlığa gelişiniz değil, gidişiniz MUHTEŞEM olmalı ! 3 Koyunu güdemeyeni de başkan yapmayın arkadaş! 3 koyunla meraya çıkıp, akşamında 2 koyunla dönen başkan da, başkan olmamalı. Başkan toplumuna BİAT etmiyorsa, siz de başkana, biat eden olmayın ! 10/11/2020 NOGAYTÜRK
______BENİM BAŞKANLIK ANAYASAM !______
BİLGE KAĞAN YAZITI; BİLİNEN EN ESKİ TÜRK ANAYASASI…
(İslamiyetin kabulünden önce) “Bilge Kağan Yazıtı, Orhun Irmağı yakınları, Moğolistan
10-11-2020/ BANDIRMA / RAMAZAN NARİN
NOT.
Yorumlardan …
Nuri Sezgin..
BEN DE SEÇİMLE GELMİŞ BAŞKAN YARDIMCISIYDIM BĪR ZAMANLAR…
Nerde öyle başkanlar? Bende DSP Gölcük ilçe başkanlığında seçilmiş başkan yardımcılığı yaptım. Basın sözcüsü idim. İki yıl dan fazla. Başkan kendi konuştu hep. Bir kere bile basın önüne çıkamadım. Biz sadece büronun giderlerini ödedik. Beleşcilere çay demledik hizmet ettik. Her hafta bir gün büroda nöbet tuttum. Sırayla. Cuma yoplantıları yaptık. Bol bol konuştuk. Ne mi konuştuk? Aidatlar ödenmiyor, para, para para… çiçek parası su elektrik internet telefon, trmizlik maddeleri, Çay, şeker, vs. Öde babam öde… Hal buki ne ulvi düşüncelerim vardı… seçim arefesinde çarşı pazar gezdik. Esnafın dertlerini dinledik. Zaten hep aynı beyaaa… klişe sözler… Koca koca ajandalara notlar aldık. Bizim genel başkan, Masum Türker miydi neydi? Seçim olacak adamdan tık yok… yav bir kere miting yapsın bari dedim. Direttim. Büroyu cuma akşamı titrettim. Ramazanda iftar vaktine yakın Eski şehir odun pazarında miting yapılacak dediler. Gölcükten otobus tuttuk. Ohhh oynaya gule bende ailemide aldım yanıma, ( zaten çoğu bayan – bay bunun için geliyor ya neyse) yola düştük millet oruçlu. Sandeviç neyin dağıttık. Yolda otobusun arka teker patladı. Neyde vardık oraya Tam otobüsün üstüne çıktı Genel başkan biz alkışladık. 500 kişi falan toplanmış.. Eskişehit Bl bask Büyükerşen de otobusun üstünde. Tam konuşma başlayacakken bir yağmur koyverdiki sorma… Neyse Bizim Mahzun. Birşeyler geveledi. Büyükerşen de kasket salladı. Çok insan bunları göremedi çünkü mubarek bir koyverdi ki yağmuru. Kaçtık kaçıştık. Miting bitti. Gene şarki türkü gencler otobusun karidorunda oynuyor. Geldik Gölcüğe. Seçim mi? Tabi hüsran. Bende istifa ettim zaten. Masraf, masraf… Bayram günleri Atatürk büstüne çelenk koyduk, ileri gelen protokollere hoş geldin beş gittin ziyaretleri yaptik. Çiçekler yaptırdık. Ve de hep aidat konusunu işledik durduk yani. VATAN İÇİN, MİLLET İÇİN. Taşın altına elimi koyduydum bende…
Ramazan Narin 11/11/2020 – 00:18