Bedenimiz Coğrafyamızdır..

BEDENİMİZ COĞRAFYAMIZDIR

İdris Erdoğdu 

 İnsan bedeni, kendi coğrafyasıdır. İnsan bedeninin kimi yerleri özgürlük adasıyken,  kimi yerleri de Kara Afrika’sı,  bin beş yüzler Amerika’sı, bin sekiz yüzler Hindistan’ı ya da günümüz Ortadoğu’su gibidir. Bütün uğraşını enerjisini oraya aktarırken aslında oradan aldığı enerjiyle beslenir.
 Gözüyle görmez, görmediği için başkalarının göremediğini de düşünerek hareket eder. Çünkü inanır ve bilir ki; herkesin gözünün önünde olan ama görmek istemediği yerde gizli saklı bir takım işler yapılır. Bir nevi suç ortaklığı ya da suskunluk yemini gibidir.  Görünmez coğrafyalarda olan bitenlere suskun kalınması kötülüğün ittifakıdır.
 İnsan coğrafyasının bu en gizemli yeri sırtıdır.
Sırt sırta veririz- Dayanışırız
Sırtımızı döneriz- Umursamayız
Sırtına bineriz- Faydalanırız
Sırtını kaşırız – Yardımcı oluruz
Sırtından ineriz- Rahatlatırız
Sırtından bıçaklarız- İhanet ederiz
Sırtında gezeriz –Risk alırız
 Sırtına yükleriz- Suçlarız
Sırtla ilgili başka deyim var mı? Benim bulabildiklerim bu kadar. Birincisi hariç-ki onun da gizli olarak vardır- bütün deyimler olumsuz anlam içermekteler. Eylem hep bir diğeri üzerinde ifade edilmekte. Dolayısıyla fiili gerçekleştirenin sorumluğundan kurtulması için her zaman bir açık kapı var. Çünkü olayın gerçekleştiği yer başkasının coğrafyası, “orada” “uzakta”, bizim dışımızda olan bir şeyden nasıl sorumlu olabiliriz ki!
Eylemin başka coğrafyada olması size rahatlık, kimi zamanda üstünlük duygusu bile yaşatır.  Çünkü sizin haksız fiilinizden dolayı yaşanan olumsuzluk, yine siz vazgeçtiğiniz için sonlanmıştır. Sırtından inerek rahatlatmışsınızdır, sırtını kaşıyarak yardımcı olmuşsunuzdur. Artık sırtından geçinmekten vazgeçmişsinizdir. 
 Küresel salgınla birlikte; herkes başkasının sırtını bırakıp kendi sırtını kontrol etmeye başlayınca gördük ki bizim bedenimiz üzerinden biçimlendirilen yanlış bir dil ve yanlış bir bilinç var. Bu dil ve bilinç bizi esir alarak zihnimizi bulandırıyor. Birileri bulanık sularda rahatça avlanmaya devam ediyor.
Atmosferdeki kirlilik temizlenince Himalayalar’ın zirvesi ilk defa Hindistan’ın en uzak köşelerinden, binlerce kilometre öteden çıplak gözle görülüyor. Hâlbuki Himalayalar milyonlarca yıldır orada. Bir sis perdesi koca bir dağı yutuyorsa kim bilir daha başka neleri yutmuştur.
Rüzgâr sisi dağıtınca, Amerika’ da karanlıklar içinde parlayan ışığın Empire States binasından değil, boğazına basılan bir siyahın dişlerinden olduğu fark edildi.

Sis dağılıyor!
Sırt sırta verelim mi? Bakın, dikkatli bakın, Uludağ’dan bakınca Ağrı Dağı görünüyor.
Görünüyor mu? 
Ne dersiniz?

İDRİS ERDOĞDU- EĞİTİM-SEN ÜYESİ

03-08-2021 / BANDIRMA