Hayat koşuşturmaca..
Bir oraya bir buraya…
Sonunda nereye varacağımızı tam bilemiyoruz.
Günlük, aylık, yıllık planlar yapsak da işler beklediğiniz gibi olmuyor.
Yaşadığınız yerin sosyo ekonomik ortamı geleceğinizi belirliyor ya da belirsizleştiriyor.
Bu belirsizlik ormanında mutluluklar da anlık ve kısa sürüyor.
Hayata pozitif bakabiliyorsanız mutlu anlarınız geometrik olarak artıyor.
Hep mutlu olmak mümkün değil.
Hayat koşuşturmaca..
Her durma durağanlığa atılan bir adım.
Hareket biterse, durağanlık süreklileşir, hayat biter.
Özgürlüklerimiz kısıtlı.
Yaşamda sınırsız özgürlük yok.
Roller belli, metinler yazılmış. İzleyiciler ve oyuncular hazır. Oyun bitene kadar, dekorlara zarar vermemeye çalışarak rolünüzü oynuyorsunuz ya da izliyorsunuz.
İzleyici olmaktansa, paradigmanın dışına çıkmak isterim.
Hayat koşuşturmaca..
Hızla akıyor zaman..
Günler, haftalar, aylar ve yıllar birbirini kovalıyor.
İnsan doğuyor, büyüyor, iş, eş, çocuk derken geçip gidiyor hayat.
Düşündükleriniz ve yaşadıklarınız tutarlı olsun diye çabalıyorsunuz.
Olmuyor.
İstediğiniz gibi olmuyor.
Ama yine hep aynı hikaye : “Gündem yoğun. Bugün çok yoğunuz.”
Yoğunluk tutsağıyız.
Dünyanın yaşayan en yaşlı insanı, uzun yaşamın sırrının “gülümsemek” olduğunu söylemiş.
Bir an durup kendini izle, koşuşturmanı izle.
Kısa molalar vermeye başlamanın zamanıdır.
Aşkın Kurt/Bandırma/06-02-2020