Ben senin, Sen benim, mutsuzluğumu anlarsın !

 

 

Ben senin, sen benim mutsuzluğumu anlarsın ?

 Çünkü aynı trende gidiyoruz.

 Neden diye sorarsanız anlatacağım. Bana hak vereceksiniz çünkü sizde benim gibisiniz biliyorum.
**
Artık hepimiz mutluluğu tüketimde arıyoruz.  Tüketim çılgını bir toplum olduk ve bizi bizden koparan  düzenimiz düzelteceğine bozan Teknoloji. Alışveriş tutkusu uyuşturucudan beter oldu. Manyaklar gii çarşılarda pazarlarda AVM lerde kendini morfinleyen bir kitle olduk.
  Olmayan paramızı harcıyoruz  nedeni Bankalar .Taaaa eskilere gidelim 1980'li yıllar ve eskiye.. O zamanlar Bankalar da herkese kredi kartı yoktu ,American Express kartını filmlerde görürdük. Tüketici kredisini  de herkese vermezler  verselerde  biraz zor alırdın.
 Senet kırdırma vardı üç aylık senet kırdırıyordun üç ay geldiğinde ödemezsen   üç ay daha senet kırdırıyordun borç iki katına çıkıyordu. İlginçtir  bankalar  hep tasarrufa önem veriyordu ,reklamlarda paranızı getirin diyordu şimdi gelin size para verelim harcayın diyorlar.  Çocuklara hesap açtırıyorlardı  eskiden tasarrufa alışsınlar diye birde kumbara veriyorlardı doldu mu götürüyordun bankaya açıyorlar sayıyorlar hesaba geçiriyorlardı paraları.Tasarruf kutsaldı. Şimdi neden tersi oldu? Ne değişti.
Şimdi olmayan paranızla tüketin daha çok tüketin daha çok borçlanın faiz ödeyin elinizde avucunuzda ne var ne yok harcayın üç otuz kuruş maaşınızı alın  AVM lere gelin renkli ışıklarla gizli kokularla tuzakladığımız vitrinlerden içeri girin diyorlar. Bu uyuşturucudan beter bir hastalık. Tüketim hastalığı. Şimdiki gibi internet telefon yoktu ev telefonu bile yok denecek kadar azdı,paraMIZ VARDI ESKİDEN.  Ama alacak mal yoktu,sigarayı bile kuyrukla alıyorduk,paketi 3 kişi paylaşıp mutlu oluyorduk dayanışma vardı. Komşunun kapısını çalıp çay ve şeker isteyebiliyorduk.
İnsanlık vardı, mutluluk vardı,saygı vardı,sevgi vardı,neşe vardı,yalan dolan ELBETTE AMA hainlik bu derece  yoktu  insanlar mutluydu, televizyon öncesi  dışarı çıkılır  gezilir dolaşılır sohbetler edilir  geri gelinirdi  neşeliydik  muhabbet vardı. 
**
Bir insan ağlamak için sinemaya gidermi hiç, o zamanlar ağlamak için Türkan'lı Hülya'lı afişli  sinemaya gidilirdi, sinemalar dolup taşardı,şimdi insanlar ağlak filmleri tercih etmiyor gülmek için sinemaya gidiyor. Çünkü sistem insanların gazını böyle alıyor.
Kudurmuş kapitalizim çağı bakın bize neler dayatıyor.
 İş yerinden üç otuz para maaşını almak için bankaya hesap açmak zorundasın. Bankaya hesabı açtınmı yani  elini verdin mi kolunu da bacağını da kaptırdın demektir. İstesende istemesen de  Kredi kartı anında geliyor . Sormadan emeklilik programınada alıyorlar diyeceğim inanmayacaksınız ama bunu da nasılsa yapıyorlar yani  seni batırmak icin, iyice sisteme köle yapmak için  paranı almak için ne gerekiyorsa yapıyorlar. 
 Kanunlarda onlardan yana DİYECEĞİM BİLİYORUM GÜLECEKSİNİZ ÇÜNKÜ KANUNLARI DA YAPAN ONLAR. Sakın olaki arkanız da kanun var devlet var asla güvenmeyin.  Hal böyle olunca nasılsa banka veriyor  bir bildikleri var altından kalkarım diye kredileri de bir güzel alıp yiyorsunzu. Allahım ne çok arkadaşım intihar eşiğine geldi ne de olsa gururlu çocuklar o kartı bu karta takla attırayım derken taklaya geldiler çıkmaza girdiler.
 Beş sene on senelik geleceğinizi bankaya ipotek ediyorsun, parayı ne yapıyorsun, iki  bin liralık cep telefonu, 3 bin liralık laPtop hemde alilece eşinize çocuğunuza hiç bitmeyecekmiş gibi öde öde bitmez taksitlerle  araba alıyorsun  kapıda bekliyor ne kullanacak vakit var ne de yakıtını alacak kredi limiti. 
Hükümet evsizlere  mutlaka bir peşin isterde TOKİ den ev veriyor  taksitle,  tatile gidiyorsun taksitle , evde mis gibi hazırlayacağını yemek yerine AVM lerde  dünyanın parasını ambalaj parası diye  verdiğin  hormonlu yiyecekler yiyorsun  taksitle ,   taksitle çünkü herşey var bolluk var,bir süre  dilediğince yaşıyosun ammaa aylık ödemeler geldimi  kredi kartı varsa borç çıkıyor iki katına öde ödeye bilirsen ödeyemedin mi? Hala ümit var.  Bizde alile kavramı eskisi gibi dayanışma kalmasa da henüz  devam ediyor , babana annene dedene  tatlı masallar anlatıp gönlünü alıyor onlar üzerinden yeni krediler  çektiriyosun hatta akrabana arkadaşına  da sarkıyorsun.
Ne arkadaşlıklar bozuldu ne akrabalar gördüm kanlı bıçaklı oldu. Her şey ekonomik boşuna dememişler.  Kefil olmadın mı dostluk bitti.  Olsanda  para bitti mi yine bitti. Peki  gençliğimize ne demeli. Kimse berberde terzide  sanayi de çıraklık yapıp hem meslek hem harçlık çıkarma derdinde değil. Çalıştıramazsın gururlarına dokunur  arkadaşlarında ıphone varsa en azından samsungun son modelini alacaksın olmayan paranla. Çünkü mutsuzluklarını sen anlarsın.
Çalışmayı üretmeyi değil tüketmeyi çok seven gençlik ser sefil olacak sürününecekler buna adım gibi eminim çalışma yok yime içme gezmeyi tozmayı çok bilen seven bir gençlik, yazık olacak bu gençlere bence, iş yok  diyene inanmayın iş var ama çalışacak  takat yok  olsa da hep masa başı iş istemenin nedeni sabahtan akşama telefonda oynaşmak için. Yürüken bile eller çalışır gözler ekranda.  Dünyanın en son mucizesi bedava bilgi kaynağı interneti  öğrenmek bilgi sahibi olmak ve bilgi paylaşmak yerine  iş olarak değil kız tavlama olarak saçma sapan sözleri  iletmek için kullanırlar buna büyüklerde dahildir  sonuçta çocukluğunu yaşamamış bir kitleyiz değil mi ?  Gidişat çok kötü nereye kadar gider bilmem artık.
*
Türkiye'nin nereye  gittiğine dair geleceği görmek isterseniz   yediden yetmişe özendiğimiz yaşam biçimi olarak örnek aldığımız  Amerika Birleşik Devletlerinde ki sıradan yaşamlara  gerçekçi bir ayna tutan  ekonomik ve sosyal halini yansıtan  ilginç film  ''BORSAYA SALDIRI'' Flimini  görün derim. Ben aslında anlatacaktım  daldım gitti en iyisi gidin seyredin.

HAYRETTİN İLDAM- BANDIRMA 24-12-2015