Koronabelası karantinasına köyde yakalandığım iyi oldu. Hatıralarımla buluştum. Çocukluğumun geçtiği Muradiye ile ilgili çoğunlukta ve tabii ki sinemayla.
Sinema Aşkım ve Hayrettin Abim…!!
Herşeyden önce benim sinemaya tutkunluğumun nedeni Amcamın oğlu Hayrettin abimdir. Daha ozamanlar ilk okula bile gitmiyordum sanırım. Muhtemelen 6 veya 7 yaşlarında…
Köyüm Muradiye’ye yeni elektirik gelmiş. Hatta bizim avlu, evler köyün tam ortasındadır. Köy meydanında trafonun olduğu direkte bir lamba vardı gece hep o ışığa baktığımı hatırlıyorum.
Gece evlerimizde gaz lambaları vardı ve köyde yanan tek o lamba meydanı aydınlatıyordu.
**
Köy kahvesine hergün yakın köy Kepekler’den Ahmet abi, lakabı Hipili Ahmet. Sinema makinesini apollarını ,arka tekerlekleri içe kıvrıklığı meşhur efsane kamyonet Skodasıyla getirirdi . Gemiye benzetirdim kamyoneti denizde de giderdi çocuk aklımla.
Köy kahvesine sinema afişlerini cama asardı Hipi Ahmet ve sırayla her gece birini oynatırdı. Ne hizmet !. Daha sonra Susurluk’tan Bedri Hoca sinema filmlerini getirmeye başladı Bedri hocanın fotoğraf dükkanı vardı Susurluk’ta onda ayrıca küçük jeneratör de vardı, köye elektrik gelmiştigelmesine ya..sık sık kesilirdi. Kesilmese de ampüllerin telleri nar gibi kızarır kendini aydınlatırdı.
Akşam sinema başlamadan Hayrettin abim gelir, beni evden uyku sersemi olsam da alır kucağına sinemaya götürürdü.
Sinemayı bana öğreten sinema hastası olmama sebep işte rahmetli Hayrettin abimdir. Daha sonra Bedri hoca ile Ahmet abim bırakınca , Rahmetli Eniştem Ahmet Bozcan köye sinema getirdi evinin yanına da özel sinema salonu yaptı. Yaz günleri yan avlusunda yazlık sinema oynatırdı. Film afişlerini de köy meydanında bizim bakkal dükkanın duvarına asarlardı. Koca bir gün köyün çocukları afişlerin önünde dakikalarca durur hayal kurar afişlerdeki yeşilçam artislerine gıptayla bakarak onlar gibi olmak ister onların yaptığını yapardık. Hatta köy kenarına çıkar sinemacılık oynardık. Işıklar sönünce seyrettiğimiz filmin içine girer, Atçalı Kel Mehmet Efe olurduk, okyanusların korsanı olurduk, kovboyluk favorimizdi. Malkoçoğlu, Karaoğlan, Tarkan’la kahpe bizansa kılıç salardık. . Herkül ve Masis gibi güçlü olmaktı hayalimiz. Hiç unutmam kışın Yılmaz Köksal’ın oynadığı Alaaddin’in Sihirli Lambası film gelmişti Elektirikler üç gün gelmeyince oynamadan film geri gitmişti ağlamıştım, Muradiye’den Paris, Roma, Londra, Newyork’u seyrederdik..Şimdi çocuklara hayal kurma şansı bile bırakmadılar.
**
Ortaokula Susurluk’ta başladım. Tabii ki yurtta kalcaz. Altınbaş Erkek öğrenci yurduna geldim ki baktım yurdun tam karşısında tabela : Zevk Sineması.
Sahibi Kudret Bölükoğlu idi hatta sonrasında Anavatan partisinden Susurluk Milletvekili de olmuştu. Ders hak getire şu film çok güzel bu film komik aklımız fikrimiz sinema. Bazen konserler oluyordu kimler gelmedi ki zevk sinemasına. Yeşilçam artislerinin çoğunu canlı gördüm. Konserlere girecek para olmadığı için dışarıdan üst katta makine dairesinin yanındaki camdan tırmanır içeriye girerdik.
**
Okulu bitirince köye geldim. Bir kahvehane açtım. Sinema geceleri bitmişti. Televizyon çıkmıştı. O zamanlarda televizyonlarda videolar revaçtaydı ve bu defa film kastleri koyardık kahve dolar taşardı aynı sinema salonlarındaki gibi. Kasetleri her haftada bir gün Bandırma’ya gidip alıyordum. O zamanlar kasetçilik plakçılık revaçta her köşe başı kasetçi. Film kasetleri satan dükanlar çoktu, her yerden alıyordum haftada en az 15 kaset . Sinemalar gibi sadece gece değil kahvelerde devamlı film oynuyordu. Hatta köylüm film izlemekten damdaki hayvanına, tarlasında ki ekine doğru dürüst bakamıyor işine gidemiyordu kahveden şikayetçi olanlar kim tahmin edersiniz. Yeşilçam filmleri bir başkaydı. Türkçe’nin güzelliğini o filmlerle yaşadık. Kadınlarda Jehan Mahfi Ayral’ın Erkeklerde Kamuran Usluer ,Hayri Esen o insanın içine işleyen muhteşem dublajıyla hayat verdiği meşhur artistler. Gönül Yazar’ın kardeşi olduğunu sonradan öğrendiğimiz Belkıs Özener’in unutulmaz Yeşilçam filmleri şarkıları..Artık onlar gibi film de yapılmaz şarkılarda bestelenmez,seyreden de olmaz..
İşte böyle idi benim sinemalarım, sinema aşkım tabii ki daha anlatılacak çok şey var ilk çapkınlıklarım şimdilik bu kadar dedim .Benim ”SİNEMA AŞKIM” içimden geldi.
25-04-2020/HAYRETTİN İLDAM/ MURADİYE-SUSURLUK