Bir kez daha emekliler üzerine..

Ekonomimiz büyürken, bizim aylıklar küçülüyor, alım gücü düşüyor neden diye sormadan, sorgulamadan!
Yoksulluktan, sosyal kültürel yaşamın dışına atılmaktan!
İhmal edilmekten, şiddete uğramaktan, yük sayılmaktan!
Muhtaç olmak korkusundan!
Ayrımcılığa uğramaktan! çaresiz kalmaktan!
Kurtulamayız!
Türkiye Ekonomisini yıllardır küresel kapitalist politikalara uydurmak için yeniden yapılandırdılar, değiştirip dönüştürdüler. Bu süreçte çalışma yaşamını esnek kuralsız güvencesiz hale getirerek işçileri köleleştirdiler. Emekliliği de esnek kuralsız güvencesiz hale getirdiler.
Sermayenin isteği üzerine 1994 yılında Uluslararası finans kuruluşlarından şartlı kredi alındı. Emeklilik primlerini fona devredip borsaya yatırdı. Kazanılmış emeklilik ve sağlık haklarına el koydu. Devlet toplumsal sorumluluğundan vazgeçti.
Hukuk geriye doğru işletildi. 1 Ekim 2008 de Sosyal Güvenlik Reformu yapıldı. Emeklilerin kazanılmış haklarına el kondu. Emekliler yoksullaştırıldı. Emekli olmak zor. Emekli yaşamak güç oldu.
Oysa biz emekliler ülkenin dört bir yanında çeşitli işlerde çalıştık. Devletin belirlediği koşulları yerine getirdik ve emekli olduk. Çalıştığımız sürenin, ödediğimiz primlerin karşılığı olarak ekonomik güvencesi olan aylık. İhtiyacımız kadar erişilebilir-güvenli-ücretsiz sağlık hizmeti hakkı kazanmıştık. Bütün kazanılmış haklarımıza el kondu. Ve açlık sınırının altında aylıklarla yaşamak zorunda bırakıldık. Uluslararası finans kuruluşlarından alınan şartlı kredilerin faturası da bizlere ödetildi.
Ülkeyi yöneten siyasiler varlıklarını küresel kapitalistlere borçlular. Bütün kaynaklar sermayeye diyorlar. Toplumsal yaşamı değil sermaye birikimini garanti etmeyi hedefliyorlar. Sosyal Güvenlik Reformu yapmamış olsalardı. Yani aylık bağlama oranı ve yöntemi değiştirilmemiş olsaydı. En düşük emekli aylığı 12 bin TL.olurdu. Bu sözde reform emeklilere ihanetin öbür adıdır. Aylıklarımıza yapılan zamlar, sözde iyileştirmeler günü bile kurtarmıyor.
Sorunlarımızın nedeni iktidarların siyasi tercihidir! Hayat pahalılığı, yoksulluk işçi sınıfına, emeklilik haklarına inanılmaz saldırının ve sınıf sömürüsünün bir sonucudur.
Emekli Arkadaş!
İktidarların demokrasi anlayışı çözüm değil sorun üretiyor!
Seçimler demokrasinin vazgeçilmezidir ve temel gereklerinden biridir. Ama söylendiği gibi seçimler demokrasinin son noktası değildir, demokrasinin başlangıç noktasıdır. Ülkemizde seçimler demokrasinin kalitesini yükseltmek ve korumak için yeterli değildir. Çözüm örgütlü mücadelede gerçek demokrasidedir!
Kolektif akıl ve bilinçle reklam ve rekabeti reddederek! Hak ve gerçekliğe dayalı bir mücadele anlayışı temelinde örgütlenerek gücümüzü toplayabilir. Sorunlarımızın çözümü için sonuç alıcı adımlar atabiliriz. Emeğimize hakkımıza hukukumuza sahip çıkabiliriz.
Yok sayılmaya karşı var olmak için!
Özgür eşit onurlu bir toplumsal yaşam için!
Olması gereken tek şey,
Örgütlü mücadele..

02-05-2023

Yayınlama: 02.06.2023
1
A+
A-
REKLAM ALANI