Bir Kitabın Mucize Serüveni

Yıllar önce, acemi duygularımın ürünü şiirlerimi, bir matbaada fotokopi ile çoğaltıp, kitap gibi düzenleyerek, "Gönlümün Gördüğü" kapak ismi ile çoğaltıp , dostlarıma, arkadaşlarıma ve akrabalarıma hatıra olarak armağan etmiştim.. Herkes de değer verip yıllarca kütüphanelerinin en güzel yerinde özenle sakladı.

Bunlardan biri de çok sevgili kardeşimin kızı..
Bir gece telefon açtı ,coşkulu, heyecanlı ve şaşkın bir sesle anlatmaya başladı sevgili yeğenim.
"Teyzeciğim bu akşam neler oldu bilsen, ben buna mucize diyorum, hani sen yıllar önce bir şiir kitabı hazırlamış dağıtmıştın ya, bana da vermiştin. ? ..eee tamam, sen de onu özenle kitap rafında saklıyordun, her gelişimde birlikte bakardık...
"Kitabın ilk sayfasına da çok özel bir hitapla yazmıştın benim ismime.."

Buraya kadar güzel de neden böyle şaşkın ve heyecanlı diye merakla bekliyorum.. Devam etti,., Şimdi şaşkınlık sırası bana geldi,
"Burada bir arkadaşım var gece bu saatte telefon etti,  bak elimde bir şiir kitabı var, senin adına imzalanmış, senin Sevil Ağtaş diye bir Teyzen var mı ? " diye sordu.." Tabii yeğenim şok.

" Ama nasıl olur, sende olması imkansız, yıllardır bende kitap rafımda... içi yazılı olmasa belki bir yerden buldu denebilir belki." derken hemen kitabın resmini çekip gönderiyor .

" Ama sana nasıl ulaşmış olabilir, uzun zamandır gelmedin bize, hani belki okumak için verdim de unuttum diyelim. inanmak zor..."

.Kız arkadaşı olayı anlatmaya devam etmiş. " Okumayı ve kitap almayı çok sevdiğim için, ben her cuma Kadıköy pazarına gider, oradaki ikinci el Kitap sergisine mutlaka uğrar bir şeyler alırım. Bu gün de bu kitabı aldım geldim. Evde içini okuyunca, senin ismin ve özgeçmişindeki aile bilgileri hemen seni çağrıştırdı ve seni aradım.. "
" Evet ama bu kitap nasıl o kitap sergisine gitmiş olabilir. ?.
Özenle rafta saklanan kitap.. ?

**

Geçen hafta ahşap kitap rafının rengini değiştirmek için boşaltıp yeniden boyayıp yerleştirmiş, konularına göre herkes yerine yerleşmiş yeğenim.
En alt rafta da, çocukların , gündemi geçmiş okul ders kitapları ihtiyacı olanlara verilmek üzere ayrılmış, kapıcıya verilecek. İş bitince yerler silinirken de vileda suyunun bir kısmı bu kitaplara dökülüvermiş.,
Zaten kapıcıya verilmek üzere hazır duran bu kitaplar bir poşetle kapı önüne bırakılmış,

Kapıcı bunları almış, kağıt ve kitap toplayan arkadaşına vermiş, o kağıt toplayan da kitaplara çok değer verdiğinden geri dönüşüme vermeye kıyamamış, ikinci el kitap satan arkadaşına vermiş.
Böylece bu maceralı kitap yolculuğu Kadıköy pazarına ulaşmış , o kitapsever kızımız da o kitabı görüp almış.

**

Çok inanılmaz bir serüven değil mi ? Ben hemen verilen mesajı aldım ve tamam, güzel yeğenim, sen o arkadaşına benim telefonumu ver, beni arasın. Onun bir sorunu olabilir, dedim.Konuşur anlarız. Benimle konuşunca insanlar ferahlıyor ve daha sakin düşünüp sorunlarına çözüm buluyorlar. NLP. İletişim. Yaşam Koçu gibi kurslara katıldığım için bilimsel yönü de var biraz konuşmalarımın. Yeğenim hemen ekledi, "aaa o kadar çok ki derdi, o kendisi anlatır artık" dedi ve kapattık telefonu.

Ertesi gün bu mucize kitap yolculuğunun sahibi kızımız aradı,

Pandemi nedeniyle işini kaybetmiş, annesi ile birlikte oturduğu için, annenin babadan aldığı emekli maaşı ile az da olsa ayakta kalmışlar da iki ay önce annesi de ölmüş. Maaşı varken güvenip bankadan çektiği kredi taksitleri ödeyememiş duruma gelmiş. böylece,,,
(  önceki yıl yaptığı talihsiz evlilikte de bu arada bitmiş.)

Dahası da var. Bir süre öne, çok yakın çok sevdiği bir arkadaşına yüklü bir miktar Borç Para vermiş, o kız da işten atılınca geri ödeyememiş tabii.. Bu duygusal, iyi kalpli kızımız da istemeye çekinmiş ..
Olumsuzluklar üst üste olunca çok bunalmış.. Bunları dinleyince kitabın neden bunca maceralı yollardan ona ulaştığını daha iyi anladım.
Tamam güzel kızım dedim, her derdin bir çaresi , her yokuşun bir inişi vardır gibi moral verici konuşmalar yaptık. İki gün uzun telefon konuşmaların sonunda sorunları çözmeye başladık.

Utanıp da isteyemediği, iyi gününde borç olarak verdiği paraları, yaşadıklarını anlatıp, başka bir yakınından bulup bana vermelisin diye, incitmeden, istemeyi başardı. O arkadaşı da durumunu öğrenince ,iki gün içinde başka yakınlarından temin edip, hemen getirip verdi borcunu. . Böylece bu kızımız da bankaya olan borcunu ödeyip icra gelecek korkusundan kurtuldu. Morali düzelmeye başladı.

Olumlu ve sakin konuşmalarla kısa zamanda normal sağlığına ve eski yaşamına geri döndü.
Rahmetli babasından kalan , ölene kadar annesinin almakta olduğu maaşı da kendi adına bağlattı. Kimseye muhtaç olmadan yaşayabilme noktasına geldi.

Bu Pandemi ortamında yeni bir iş bulması biraz zor , henüz iş bulamadı ama umarım ilerleyen zamanlarda bir iş bulma imkanı da olur. Çok çalışkan, akıllı ve deneyimli, Emekli olabilmek için sadece iki yıl daha çalışması gerekiyormuş.
Ben umutluyum , yakında bir iş de bulursa, ben de onun kadar mutlu olacağım.

Ne güzel şey böyle olağan üstü olaylarla karşılaşmak, mutlu tesadüflerle başlayan mutlu sonlara ulaşmak.
Bunlara tesadüf veya şans diyoruz ama sanırım hiç bir şey o kadar basit değil, " Sebepsiz Yaprak Kıpırdamaz" deriz ya kul sıkışmayınca hızır yetişmezmiş.. aslında bizim göremediğimiz bir proje hayatımızı yönlendiriyor olabilir.
.Çevrenize bakın ne çok böyle mucize rastlantılar yaşanmıştır.

Hayatınızda her zaman böyle güzel mucizeler olsun. Bütün sorunlarınızda çözüm üretecek birileri hep karşınza çıksın.
Sağlık huzur ve mutluluk hayatınızdan eksik olasın.

Mucize tesadüfler yaşayıp mutlu sonlara ulaşmanız dileği ile...

SEVİL AĞTAŞ   /02-04-2021/BANDIRMA