Bitkisel Hayat

Bir gazeteci, faiz indirimi politikasının nedenlerini merak etmiş ve Cumhurbaşkanlığı’ndaki üst düzey kaynaklarına “Neden faiz indiriliyor,” diye sormuş.

Faizin indirilmesine,

Türkiye’de ekonominin büyüyor olması, bu büyümenin yıl sonunda çift rakamlara ulaşacak beklentisi; ihracat rakamlarındaki artış ve dünya ekonomisindeki sorunlar ele alınarak karar verilmiş.

Faizlerin inmesiyle:

  • Yatırımların artması,
  • İşsizlik oranlarının azalması,
  • Alt gelir gruplarında rahatlama bekleniyormuş.

Gazeteci, aldığı cevaplardan:

‘Ortaya çıkan faturanın farkında olduklarını, sonuçların göğüsleneceğini ve acı reçetenin uygulanacağını’ anlamış ve köşesine taşımış.

**

Faiz indirimini, bağımsız Merkez Bankası yaptığına göre “Neden saraya sormuş,” diye merak edenlerin ‘NEOPARTİMONYAL SULTANİZM’ tanımını bir an için hatırlamadıklarını var sayalım…

**

Birçok ekonomist, faizlerin indirilmesiyle:

Milli paramızın döviz karşısında erimesi sonucunda ara malların pahalanacağını,

ihracatın beklenen kadar artmayacağını,

yatırım beklentisinin sorunları çözecek seviyeye çıkmayabileceğini belirtiyor.

Ve

Ülkemizde üretilen malların uluslararası pazarda cazip olacağı,

ihracatın artmasıyla dövizin bollanacağı,

bol dövizin enflasyonu düşüreceği beklentisini ise gerçekçi bulmuyor.

Tam tersine:

  • Benzin, motorin, LPG fiyatları artacak; artan nakliye giderleri her ürüne yansıyacak,
  • Doğalgaz pahalanacak; elektrik, aydınlanma ve ısınma giderleri el yakacak,
  • Sabit ve dar gelirli, temel ihtiyaç maddelerini almakta zorlanacak,
  • Esnaf, sattığı malı yerine koyamama korkusu yaşayacak,

-Tarımsal üretim düşecek,

  • Sanayici; zorlanacak, maliyetler artacak, yola daha az çalışanla devam etmek isteyecek,
  • İşsizlik oranları yükselecek ve

Enflasyon artacak tezini savunuyorlar.

**

Bilirsiniz:

Enflasyon, paranın satın alma gücünü düşüren hayat pahallılığı olarak tarif ediliyor.

Enflasyon arttıkça gelir dağılımındaki denge bozuluyor, ekonomik büyüme azalıyor, üretim ve verimlilik düşerken bir belirsizlik durumu ortaya çıktığından dolar yükseliyor.

Yaşayarak öğrendiğimiz gerçek:

128 milyar dolar “ve çok daha fazlası ekonominin aktörleri ve vatandaşımız arasında dolaşıma girmiş” ancak Türk Lirası’nın değerindeki düşüş durdurulamamış ve enflasyonun düşürülememiş olduğudur.

Kötümser olmadan, umudumuzu yitirmeden gülümseyerek devam edelim:

Fıkra bu ya…

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, Rusya Ekonomi Bakanı Maksim Oreşkin ve siz bu yazıyı okurken hala o sandalyede oturuyorsa Maliye Bakanımız Lütfi Elvan şeytan ile buluşmuşlar.

Her biri şeytana bir soru soracak, şeytan da sorunun ne zaman gerçekleşeceğini söyleyecekmiş.

İlk soruyu Janet Yellen sormuş,

  • Amerika, dünyanın en güçlü ekonomilerinden biri ama her yönden ne zaman dünyanın hakimi olacak?

Şeytan cevap vermiş,

  • Elli yıl sonra.

Yellen ağlamaya başlamış, “Ben göremeyeceğim, ben göremeyeceğim…”

İkinci soruyu Maksim Oreşkin sormuş,

  • Rusya, dünyanın petrol, doğalgaz ve metal fiyatlarını ne zaman tek başına belirliyor olacak?

Şeytan cevap vermiş,

  • Altmış yıl sonra.

Oreşkin ağlamaya başlamış, “Ben göremeyeceğim, ben göremeyeceğim…”

Üçüncü soruyu Lütfi Elvan sormuş,

  • Türkiye’de enflasyon ne zaman bitecek?

Şeytan, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamış,

  • Ben göremeyeceğim, ben göremeyeceğim…

**

Kıssadan hisse:

Hiç birimiz istemeyiz ama dış borçlar; dövize endekslenmiş garantili yol, köprü, havaalanı, hastane ödemeleri; ayağımızı yorganımıza göre uzatamama, itibardan tasarruf edememe gibi nedenlerle, ekonomimiz de tıpkı bir bedensel hastalığın geç farkına varılmasında olduğu gibi önce yatalak sonra yoğun bakımlık olabilir, hatta BİTKİSEL HAYATA girebilir.

2011-2021/SÜHA ORAL/BANDIRMA

27
A+
A-
REKLAM ALANI