Bizans'ın Son Yıllarında Balıkesir

BİZANS'IN SON YILLARINDA BALIKESİR YÖRESİ

Prof.Dr.Zeynep Mercangöz 

Batı Anadolu Beylikleri Sempozyumu -Balıkesir Üniversitesi -2004

Akhyraous,Mali Kısra , Akhara ,Bali-Kesri, Palaeo-Castro, Poli Castro,Balık  Hisar,Baluk Hissar,BALIKESİR

 Batı Anadolu Beyliklerini  konu alan bu sempozyumdaki  bildirimizde Balıkesir ve diğerinin Anadolu'nun Türkleşmesinden önceki Bizans yaşantısıyla, bir kültür Mirasının tanıtılması amaçlanmıştır 
1 Ancak burada - Hristiyanlık tarihinin Batı Anadolu'nun ortaçağ tarihinin bir parçası olduğunu hatırlatmalıyız. 2. Ve bu bağlamda ilin Bizans çağındaki tarihi coğrafyasına  3 bu konudaki ve kültür tarihiyle ilgili yayınları da aşağıda nakletmekteyi 4 Balıkesir  Bizans dönemine geçmeden önce, kentin isminin üzerinde durmak isterim: Şihab-al Din ebul Abbas (1301-1349) ya da tarihçiler arasındaki yaygın adıyla Şehabeddin Umari veya Ömeri Mesalik-ül Ebsar'mda bukentten “Karasioğlu Demirhan  ili Mali Kısra
 veya Akhara
 ”Şeklinde bahseder * 4 5. Akhara adının biraz ilerde tanıtacağımız Akhyraous'tan geldiğimiz oldudüşünebiliriz. Bu durumda Akhyraus'un, 1300'lerin başında Türklerin eline geçmesinden bir süre sonra, Mali Kısra gibi bir adla anılması düşündürücüdür. Yaklaşık aynı zamanda, ünlü Fas'lı Gezgin İbn-i Batuta'nm(1304-1369 ya da 1377) da burasını Bali-Kesri şeklinde andığını görmekteyiz 6 .Belki bu yazılışlardan yola çıkarak W. Ramsay Balıkesir adının eskiden Balık  Hisar Ulaşılacağı söylendi 7
.

Araştırmacılar buradan kentte var olan eski bir Hisarı yani kaleyi kabullenir. Nitekim FW Hasluck erken Haritalarda Balıkesir'in Palaeo-Castro olarak gösterilmesine karşı zamanla Baluk Hissar(yani balık kale) şeklinde geliştiğinden bahsederek, 1545 civarına tarihliGastaldi'nin türü kaynak verir. Biz araştırdık ancak söz konusu haritada Palaeo-Castro yerine Poli Castro yazısını gördük. Tarayabildiğimizkadarıylada bazı eski haritalarda Poli Castro'ya yer verilmişti  8  Biraz daha geçTarih, 1774 tarihli Giovanni Antonio'nun gazetesi Kara Dağ'ın hemenyanında Balık Esri'yi görmekteyiz. Burada, FW Hasluck'un ifade ettiği gibikentin adının “balık kale”9  anlamından kuşku duyduğumu belirtmek isterim ve Balık   Eski Türklerde şehir anlamında yazı olduğunu belirtelim 10 .Dolaysıyla bu anlamdan bir kale (hisar) kenti anlamamız düşünmekteyim. Ben haritalarda gösterim poli Grekçe eski anlamındaki Paleo yerine yazılmıştı düşünmekteyim. Buradan özellikle Batıkların, Pars Tuğlacı'nın Osmanlı Şehirleri adlı kitabında da yergibi, Balıkesir'i eskiden Paleo-Kastro olarak adlandırdıklarını söyleyebiliriz 11. Bugün Balıkesir'de herhangi bir kalenin bulunmayışı nedeniyle ve ilk kaynağımız Umari'ye dayanarak söz konusu bu kalenin, çok fazlau zakta olmayan Akhara yani Akhyraous kalesini söylemek yanlı şolmayacaktır. Bu durumda bugünkü Balıkesir'in Türklerin ellerine geçmesinden sonra Akhyraous'un bir banliyösünde geliştiğini düşünebiliriz.Gerçekten de  Akhyraous Balıkesir ile özdeştirilen bir kenttir ve W.Ramsay'e göre ya Hadrianotherai'a Bizans'ın verdiği isim ya da başka bir komşu bir yerleşim idi 12 . Mysia'da güncelde araştırmacılarca onun Makestos nehrine bakan bir İhvan bulunduğu yer ve Bugünkü Balıkesir'in hatıra olduğu kabul yapılmaktadır. Burası Bizans kaynaklarında ilk kez 812 yılında StudiosluTheodoros tarafından bir köy olarak anılır. Ancak 1139'da II. Ioannes KomnenosTarafından, destek ve yolların güvenliğini sağlamak üzere tahkim edilince önemli bir hale gelmiş görünmektedir 13. Aynı Ülkede Aynı Ülkede merkezi olarak da belirir. AkhyraouS 1214 yılında Nymphaion Antlaşmasıyla Latinlere bırakılmışsa da, Laskarislerin önemli bir kalesi idi 14  1282'de VIII. Mikhael Palaialogos tarafından güçlendirilmesi onun 1302'deTürklerin eline geçmesini engelleyememiştir. 1304'te Katalanlar Bizanslılar adına burasını almışlarsa kısa bir süre sonra kent Karasilere geri dönmüştür 

15 .FW Hasluck'm önerisinden sonra bugün , Pamukçu kalıntısının Akhyraous olduğu konusunda anlaşmış görünmektedirler (Resim l)16
. 1910'larda burası Hoca Kalesi olarak tanınıyorduve üzerinde bulunan tepeyi U şeklinde dolanan akarsuya da Hoca Deresi denilmekteydi. Bugün Koca Dere veya Kille çayı olarak bilinen bu nehir, genelde Simav çayı denen eski Makestos nehrinin bir koludur.Kale, Balıkesir'in 13 km. güneyindeki eski Eftele (L. Robert'e göre Pteleia) köyü, bugünkü Pamukçu bucağının yaklaşık 5 km. birlikte,İkizcetepeler olarak bilinen bir tepenin uzerinde yer almaktadır. Koca Dereeskiden tepenin etrafını dolanarak akmakta iken, 1980'lerde kalenin hemeneteklerine konumlandırılan bir baraj inşaatıyla, bu derenin yatağı değiştirilmiştir(Resim 2). Bugün artık kaleyi dolanmaz Makestos, adeta by-pass yapmakönündeki ortaçağ yolunu izler. Bu arada güneybatı köşesi ile kalenin çokSelimiye köyü barajın suları altında kalmıştır. Köy daha güneye,nehrin yamacının üst kısımlarına taşınmıştır. Ne yazık ki 19. yüzyıldan beriyabancıların araştırmalardan habersiz olarak, kalenin dışındaaraştırılmadan sonra anlaşılmış görünmektedir. Zira kalenin tescili1993'de yapılmış ve 1994'te barajın vaziyet planı Koruma kurulunaonaylatılmıştır. Bu son düzenlemelerle ve özellikle İzmir yolunun şimdikiKanalı nedeniyle Pamukçu bucağının kale ile olan bağlantısı kesilmiştir. 'Bulunduğu tepenin şekline göre, kuzeyden güneye genişleyerek koparmakkale, kuzeydoğu yönünden nehrin koruması altında bu kesimde kaledaha az burçla tahkim edilmiş görünmektedir  17. Bugün bu kesimde duvarlaroldukça kötü durumdadır; adeta iç ve dış kabuklarından soyularak iç dolgusu doğanın tahribatına bırakılmıştır. Buna karşılık iyi iyi korunmuş olankuzeybatı yüzünde güçlü ve devasa yuvarlak burçları görmekteyiz (Resim 3).Çünkü bu kesimde kalenin ortaçağdaki yola bakan duvarları ve kalenin Kullanımı bulunuyordu. Bu Direkt ikisi oldukça iyi durumda yaklaşık s ol yuvarlak burçmevcuttur. Kalenin uzaktan biründe de dikkati çeken bu yuvarlakgeçmişte Akhyraous'un araştırma makaleleri niteliktedir 
18.Kesme taşlar kaba yonu olanlarla düzgün sıralar halinde örülüp aralarına yatayveya dikey tuğlalar yerleştirilmiştir. O zaman tahkim eden ve günümüzdediğerlerine göre iyi korunmuş iki yuvarlak burçta, diğerlerine göre iyi korunmuşdüzgün kesme taşlar, yer yer enine ve boyuna tuğlalarlaçerçevelenmiş ve boşluklarda tuğlalarla veya yatay dikey zikzaklar şeklindesüslemelere de yer verilmiştir (Resim 4). C. Foss'un detayyla üzerinde durduğu bu Motifçi ve duvarlardaki inşaat tarzı, Akhyraous Kalesi ile birlikte bölgedeki pek çok lahana için ayırt etmek edici üslupsal özellik oluşturmaktadır 19. Duvarlardakikesme taşları olasılıkla devşirme yani önceki yapılardan toplanıpmermer vb bloklardır.Balıkesir'den yaklaşık 37 km. ihtiyaç Bigadiç'in hemen arkasındagörkemli bir kale vardır. Îstanbul-İzmir arasındaki ana yol üzerinde yer almasınadayanılarak, geçmişte kuzeyden gelip Kaikos (Bakırçay) vadisine inen ana yolun buradan geçtiği varsayılmıştı. Bu vesile bir ara bu Kalenin Akhyraous Kalesiolduğu için benimsenmişti. Bugün onun Akhyraous olmadığını biliyoruz. C.Foss'a göre Komnenoslar zamanında en az onun kadar önemi olan başka bir güzergahı denetleyen bir noktadaki başka bir Kaledir . Çünkü çünkü buradan Synaos(Simav) ve yukarı Frigya'dan Makestos ovası ve nehrine geçilip, oradan daMysia düzlüklerine ulaşılmaktaydı. Bu özellikle 1112'de gerçekleşen bir akında görüldüğü için, Türk atakları için oldukça elverişliydi. Bu vesile deönemle tahkim edilmiştir. Araştırmacı kentin ortaçağdaki adının, şimdikiBigadiç'in türediği
Pegadia  olduğunu belirterek, 9. yüzyıldaki bir metinde adının Geçmişte Pegadia'nm için hiçbir bilgi bulunmuyor.Kasabanın, doğuda yaslandığı tepenin üzerinde yer alan Bigadiç kalesioldukça kötü durumdadır (Resim 5, 6). Yine de dokuz burcun görülebildiğikalenin duvarları ve burçlar, yöredeki tüm diğer kaleler gibi iç ve dış yüzlereŞişmiş büyük taşlar konulup, içi harçla karıştırılmış molozla doldurularakörülmüştür. Muhtemelen korunabilmiş burçların cephesinde, muhtemelen eskiyapılardan devşirilmiş düzgün kesme taş blokları, biraz düzgün sıralar halinde  ve yer yer tuğlalarla çerçevelenerek kullanılmaktadır (Resim 7). Taşların geneldeyatay ve dikey tuğla dizileri ile çevrelenmesi Bizans mimarisinde çok görülebilir veyabancıların
emaye işi dedikleri bu inşa tarzına “çerçeveli teknik”demekteyim (Resim 8). C.Foss böylesi duvarların Komnenos dönemine ait surlarınayırt edici bir özelliği olduğunu belirtmektedir. Ona göre bu kale Akhyraous ileözdeştirilen İkizcetepeler'deki kaleden biraz daha küçüktür. Pegadia kalesiAkhyraous ile birlikte, Batı Anadolu'nun barış içinde olduğu bir zamanda, bölgedeki Bizanlar idaresinin yaşatılması, tanıtımlarla yolların durum ''II. Ioannes Komnenos (1118-1143) zamanında yapılmıştır '.Balıkesir'in ortaçağ geçmişinde en çok yanıt aranan konu, çevrilmiş çokkuruluş efsanesiyle geleceke ününü korumuş bir eski yerleşim olan Hadrianotherai ile ilişkisidir 

1. L. Robert onun şimdiki  stadyumun Daha fazla sorulmayacak söylemiştir. Efsaneye göre, imparator Hadrianos başarılı bir av Partisinin arkasından bu Kenti kurar. İmparatorun sikkelerinin bazısının uzerinde bir ayı başının da bu Avın anısını taşıdığı söylenir. W.Ramsay, Bizans belgelerinde Hadrianotherai'ın Kyzikos'a bağlı bir piskoposlukolarak varlığına işaret eder. Ancak ona göre bu kent daha sonraları yeriniAkhyraous'a bırakmış görünmektedir.Kuruluş efsanesi ve eski tarih kayıtlarında yer alması nedeniyle,Hadrianotherai'm bir Geç Roma / Erken Hristiyan kenti olarak anıtsal mimari kalıntılara sahip olması düşünmekteyim. Balıkesir Kuvayi MilliyeMüzesi Müdürü Neriman Özaydm'm Kayıtlı Göre, Bugün il merkezineyakın üç yerdeki kimi kalıntılar bu kente çocuklarda veri sunabilir. Bunlardan birisi,çimento fabrikası yok Akçaköy (eski Kesirven); burada sütun sütun parçaları, sırlı Bizans seramiği ve baskılı tuğlalar görülmüş. Diğer bir yerleşim de 6
Üçpmar köyü ki köyde bazı evlerin bloklar bulunmuş. Üçüncü bir yerise Balıkesir'in Bahçelievler semtinde yeni yapılmış siteler arasındaki Karatepe'dir. Buradan da bir Bizans sikkesiyle bazı seramik parçalan gelmişti.Doğrusu tüm bu ayrıntılı incelemelerin yapılması ve buluntuların yeniden inceliyor.Bugün ilin ilçesinin bir köyü olan ve ilden pek uzak olmayan Ovabayındır   köyündeki bir kale tarafımdan Hadrianotherai olarak 20 21 önerilmektedir (Resim 9). İlkçağın zengin kültürlerini barındıran görkemli bir Höyük uzerinde yer alan bu Kaleden bugün yalnız ikisi daha iyice üç burçkalmıştır (Resim 11). Duvar tekniğine göre Komnenosların diğer yapılarından biraz daha erken gibi görünen lahana yine Makestos nehrin hakim bir bir bulunmaktadır. Bir zamanlar FW Hasluck'ın Höyükten bulduğunu ifade yaptığı bronz Asklepios heykelciğini de burasının öneminin altını çizmek için Anmakisterim.Diğer yandan

Edremit'e 18. km. iblis Ovacık köyü de içerdiği Bizans kalesiyle ve geçmiş geçmiş kimi küçük buluntularla dikkat çekicidirve bu bağlamda araştırılması gerekmektedir. Kuva-yi Milliye Müzesi müdürü Neriman Özaydm bugün müze deposunda bulunan bazı Küçük buluntuların buradan ben bildirdi ki ... arasında bronz bir Bizanlar kandili tıbbialetler ve belki Roma dönemine ait bir küçük heykelcik de vardır ““.13. yüzyılda Batı Anadolu haritası, tarihi bugün kavranılması zor bir tablo sergiler. Bu karmaşık haritada Balıkesir ve bilinin ona zaman önemli bir rolu var. M. Angold'a göre, Laskarisler olarak tanıdığımız, Nikaia(İznik) imparatorluğunun toprakları kuzeyde Nikaia, Proussa (Bursa), Nikomedia(İzmit) ve Pontus Elerakleası (Karadeniz Ereğlisi) gibi tahkimatlı kentlerle,yönetsel merkezi Nymphaion'un güneydeki kentler olmak üzerenerdeyse iki yarıdan oluşmaktaydı. Bu iki yarı Akhyraous yoluyla birbiriyle bağlantılıydı. Ancak bu Kent 1214'deki Nymphaion antlaşmasıyla, aralarındaAttramyttion'un da (Burhaniye) bulunduğu kuzeybatıdaki diğer yerleşimlerle birlikte Latinlerin elinde kalınca Laskaris devleti 'iki eşit Parçaya bölünmüş olduve bu iki yarı arasındaki iletişim, ya Olympos (Üludağ) üzerinden doğrudan veyamuhtemelen Latin egemenliğindeki topraklar üzerinden sağlandı.Dolaysıyla Batı Anadolu'daki ulaşım sistemi, ne kuzeybatı Anadolu'nunne de Bizans başkenti Konstantinopolis'in Latinlerin eline geçmesinden fazlaetkilenmiş görünmüyordu. Ama Anadolu'nun büyük bir kısmı Selçuklularda kalınca, Konstantinopolis ile Anadolu arasındaki ana ulaşımeye düşüyor.Menderes vadisiyle ve Ephesos ile bağlantılı olan, Selçuklu sınırındaki Sardes,Philadelphia ve Tripolis kentleri arasında kopuşlar bir ana yol vardı ki bu yolSmyrna ve Magnesia yolları ile bağlantılıydı. Nymphaion, Ioannes Vatatzes veTheodoros Laskaris'in Avrupa seferleri için çok iyi Konumdaydı. Lampsakos ve  22 23  Hellospontos'a Pergamon (Bergama) ve Attramyttion kıyıdan veyaKavallares denilen bir kale ile korunan Kalamos yolundan ulaşılmaktaydı. BuLaskarisler zamanında önemli bir güzergah haline geldi. Kalamos, o günkü ulaşımkoşullarıyla, ^ Nymphaion, Sardes ve Akhyraous'tan bir günlük tazminat bulunuyordu
24. Araştırmacılar Kalamos'un Soma ve Kırkağaç'ın hemen kuzeydoğusundaki Gelembe kabul edildiğini ederler.Tarihi olaylar Balıkesir ilinin ortaçağda kuzey-güney vedoğu-batı yönlerde kopru çok yol güzergahına sahip göstermeleriolmaması önemli. Bölgede kimi zaman bu eski ulaşım ağının mirasları Örneklerde çocuklarda izler görülmektedir. Nitekim Z. Özdemir Pamukçu ilemuhtemelen ortaçağa ait iki yoldan bahisle,Akyraous'un konumlandırıldığı kalenin notu, halk arasında namrık yoluolarak da kullanılabilir eski kervan yollarına işaret etmektedir  25 . Yollardan ilkiPamukçu'nun dışında bulunan Bandırma yönünden Balıkesir başlayarak,Kesirven, Pamukçu ovası, Koşuyolu, Körkuyu, Leblebci Taşı, Gaşamak veTürkali köyünden geçerek Bergama'ya uzanır. Diğeri ise aynı istikametteGavurçah, Değirmen (Makine), Ağa Kırı, Ayvaz ve Buzağılı Çeşmesi hattınıizleyerek kasabanın ilerleyen yoldur. Araştırmacı 10 metrelik yolunüzerinin "namrık döşeme" denilen büyük taşlarla kaplı olduğunu belirtiyor.

Balıkesir'in diğer, yukarıdakiler ile doğru bir başka kale,Susurluk'a yaklaşık 5 km. bulunan  Sultan Çayırı denilen yerdedir. C.Foss'un makalesinde tanıtılan bu küçük kale de benzer şekilde KomnenoslarDönemde Türk akınlarına yönelik duvar örülmüşti. Eski adı saptanamamış bu savunma yapısı, Propontis'ten Kaikos ve Hermos vadilerineinen ana yol güzergahında; Makestos nehrinin geçit verdiği bir noktasınıkorumaktaydı. Burada bir Roma köprüsünün kimi kalıntıları da bulunmaktadır.eden haritalarda burasının adı Balat'ivc  ki bu adın Blaudos'dan geldiğine karşı bir de işaretler var. Blaudos adına Kilise kayıtlarında rastlayamadık ama, 4.-15.yüzyıllarda Bizans Çağı kilise organizasyonunu gösteren haritada (TAVO) burada bir Piskoposluk merkezi   Olan
Adrianeia  yer alır 31. W. Ramsay bu adınHadrianotherai ile benzerliği ile aynı anda ve birlikte Hellespontos eyaletilistelerinde yer alması uzun uzun durur, Bithynia listelerinde geçenAndrianoi (Orhaneli) ile karışıp karışmadığı konusunu tartışır 
32. Muhtemelen butereddüt, Hellespontos'daki Adrianeia'ın şimdi olduğu gibi Bithynia sınırına yakınlığından kaynaklanmaktadır.

Kanımızca, listelerde meclisine onukatılan din adamlarının ikisinden farklı statüde farklı kişiler olmalarının dagösterdiği gibi, bunlar ayrı piskoposluklardı.Burada Hellespontos eyaletinden de bahsetmek yerinde olacaktır:Başlangıçta Geç Roma'nm Asia eyaletinin bir parçası olan, yeni bir eyaleti idi.Propontis'in (Marmara Denizinin) hemen hemen kuzeybatı Anadolutopraklarını seçme bu eyalet, Doğuda Bithynia, güneyde Asia, Lydia ve Phyrigia eyaletleri ile komşuydu. 535'den önce Bizans imparatorluğunundoğusundaki şehirlerin coğrafi kayıtlarını yapan Hierokles'in listelerinde, başkentiKyzikos olan Hellespontos eyaletine de yer verilmişti ve burada 30 şehir bulunuyordu. 1204'te Venedikliler bu eyaletin topraklarım kontrolleri altın almışlarsa da 1235'te III. Ioannes Vatatzes bölgeyi geri alır. Buraları 14. yüzyıldaTürklerin eline geçer. Ancak gerçekte söz konusu bu sivil eyalet 7. yüzyıldakaybolmuş ve Hellespontos adı kilise organizasyonu altında bir Piskoposluk bölgesi olarak tüm Bizanlar çağında Yaşamaya devam yani.

Kyzikos ise bu kilise teşkilatı içinde, diğer bütün piskoposlukların bağlı olduğu bir Başpiskoposluk var.
Kyzikos kentinin kalıntıları bugün Balıkesir'inErdek ilçesinin Belkıs köyündedir. Diokletianus (284-305) 4. yüzyılda Kyzikos'uHellespontos eyaletinin başkenti yaptıktan sonra Roma ordusunun karargahı veimparatorluk darphanesi burada konjumlanmıştı. 671-678 yıllarında Araplarınkenti işgal etmelerinin ardından II. Iustinianos (685-695) kenti onarttıktan sonra688'te Kıbrıslıları buraya yerleştirmiştir. Bu yüzden burası bir ara NeaIoustinianoupolis adını almış. 1090'da ve 1113'te kısa aralıklarla Türklerin elinegeçmişse de 1206'da kenti alan Latinler yeniden imar etmişler ama 1225 yılında Laskarisler kenti almışlardır. 1303-1304'de Katalanların Bizanslılar için yaptıkları seferlerde karargahı olmuş. Ancak 1333'te Orhan Gazi tarafından alınmıştır. Kyzikos, kaynakların sayısız manastırının olduğunu söylediği Hellespontos eyaletinin başpiskoposluğu rağmen, antik kentte gerçekleşen arkeolojik kazılar Bizans dönemine karşılaştırmalı veri sunmuştur. Bunlardan kentin surlarına ait görünen kimi burçların dışında Bizans nekropolü derleme kazılmıştır 
33. Bu nedenledir ki bu kentin ortaçağı yeterince araştırılmamıştır.

Balıkesir'de araştırmalar yaparken, Kuva-yi Milliye Müzesi müdürü Neriman Özaydın, lin kültür tarihinin kanıtları olacak bazı eserleri göstermeknezaketinde bulunmuşlardı. Bir medyanın Bizans sikkesi, posta mühürü, kandil vbküçük eserlerle kimi taş eserler üzerinde hızlı gözlemlerimiz, müzede ciddi veAyrıntılı araştırmaların yapılması gerektiğinde ortaya çıktı. Mısırarasında bir bronz kandil (Resim 11) ile kemer tokası (Resim 12,13) ​​ve üzerinde bir Aziz tasvirinin yer yapılanlar Tören haçına çocuklarda Parçaya burada yer veriyoruz(Resim 14,15). Gördüklerimiz arasında olan çok çeşitli Bizans paralarınınhemen hepsi  Follis denilen bakır sikkelerden oluşmaktaydı (Resim 16). Mısırarasında bir tanesi, belki Anastasius (491-518) zamanına ait içindenomi, oldukça erken idi. Pek yakında anonim olan bakır sikkeler tarihisıralamayla, II. Iustin (565-578), Phokas (602-610), VI. Leon (886-912), I.Romanos Lekapenos (920-949), I. Ioannes Çimizkes (969-976), IV. Mikhail(1034-1041), IV. Romanos Diogenos (1068-1071), VII. Mikhail Doukas (1071-1078) zamanlarına ve Komnenoslar dönemine tarihlenebildiler. Phokas zamanınaait sikke Nikomedia darplıdır. Olasılıkla IV. Mikhail'e tarihlenen üç sikke ile VII.Mikhail Doukas'a ait iki sikkenin başka çoğunluğu mevcut ve pek iyiResimli olmayan dokuz Komnenos parasından I. Manuel Komnenos (1143-1180) zamanına ait yalnız biri okunabilmiştir. Burada kısa bir incelememiziaktardığımız bu buluntular üzerinde sağlıklı bir nümizmatik inceleme zorunludur.Ama yine de bu küçük çalışma ile Balıkesir ilinin Bizansiskanı görülebilmiş; muhtemelen Komnenos döneminde bölgedeki savunmaağının bir sonucu olan, güvenli ve eğlenceli yaşamın anlaşılmıştır.Diğer yandan tarihi kaynakların bildirdiği Laskarisler zamanının bölgesibuzdolabında buzdolabında olasılıkla, müzede ve ilde yapılacakayrıntılı çalışmalarla sağlanacaktır.Müzedeki dikkat çekici küçük eserler arasında Bizans dönemine ait kurşunmühürler de vardı. Pek çok mühürledikleri belge veya paketlerin kordon ya datelleri nedeniyle ikiye bölünmüş, ancak ancak temizlendikten sonra ne olurmonoğramlılar, yazıtlılar arasında anlaşılacak olan kurşun mühürler arasında (Resim 17) veaz sayıda figürlü örnekler bulunmaktaydı. Genelde kurşun mühürler, bağlama işi bittikten sonra sonra iki ucu bir araya getirilip düğümlenmiş ve sonradan bir kurşun parçası on Geçirilip tekrar düğümlenmiş kordonların Ucunda bulunurlar ve bubittikten sonra kurşun üzerine ilgili kişiyi yazıt, figür gibiseslerin darp edilmesiyle elde edilirler 

4. Balıkesir'deki Kuva-i Milliye Müzesidepundaki posta mühürlerinden biri geçici derleme, ön ve arkayüzündeki figürler nedeniyle dikkatimizi çekti (Resiml8). Bu yarım mührün biryüzünde İsa lir benzeri arkalığı olan bir tahtta oturmaktaydı. Diğer yüzde ise,34 ayakta gösterilmiş sol elinde bir globus (küre tutan ve lorosu)atkısı) sol kolundan sarkmış olarak, bir imparator tasvir edilmişti. Kırık olangöremediğimiz tarafta, muhtemelen ayaktaki bir başka figür imparatorun basmadoğru elini uzatmıştı
35 Nitekim sikkeler ve mühürler üzerinde İsa'nın veyaMeryem'in imparatorları taçlandırmaları bir özelliktir. Bu kurşun mühürüstünde tasvirler paralarla, X. Konstantinos Doukas (1059-1067) 'in sikkeleriyle tıp aynı görülmüştür 
36 37. Dolaysıyla bu yarımmührün bir imparatora ait olması onu hayli önemli kılar.Diğer yandan yine aynı müzede, depodaki bazı Bizans taş eserinden erkendöneme ait yemek tarifi bitkisel bezemeli sütun başlığı (Resim 19) ile kuşlu alacaklı başlığının (Resim 20) fotoğraflarına da - Bizanlar tarihinin bir diğer belgeleri olarak yer vermek.Günümüzde tüm Türkiye'de olduğu gibi Balıkesir ve sayfaları de sık sıkdeğişen yerlerin, kentlerin, köylerin, ovaların, dağların vs geçmişle ilgili bağlarını koparmaktadır. Kim bilir belki de, burada Güzel köklü Isimin yanı sıra pek çok Türkmen gelenekli veya Oğuzlardan gelen adlandırmalar da yitipgitmiştir. Böyle bir isim değişimini Balıkesir'in güneyindeki Savaştepe'de degörüyoruz. Bazı eski haritalarda da geçtiği üzere bir zamanlar
Giresun  olarakbu yer, aslında tüm Bizans çağında piskoposluk olarak var olmuş Kerassai kentidir. Zamanla bu isim Giresun'a dönüşmüş olmalıdır. Şimdikiyerleşime yaklaşık 5 km. inşaat inşaatında bulunan kale kalıntısıyla,çevredeki kilise kalıntıları ve özellikle Belediye parkının duvarındaBizans dönemine ait iki taş eserin tarihi geçmişinin sessiz tanıklarıdır.Taşlardan belli olan kırık olan birisinde, bir tavus kuşu görülmektedir. Bizanlarsanatında yaygın olarak kullanılan ve sembolik anlatımları olan böylesisahnelerde tavuslar genellikle bir vazo ya da bir kaba göre karşılıklı simetrikyerleştirilir. "Kez bu orta motif bir haçtır. Burada ortadaki motif ve diğertavus kuşu mevcut değildir. Ancak izlerden ortada bir vazodan çok, belki Hz.İsa'yı sembolize eden bir haçın içinde anlıyor. Balıkesir'de Kuva-iMilliye Müzesi bahçesindeki benzer sahneli kırık bir levha Savaştepe'deki örneğiakla getirmektedir. Bu levhada da, ortada bulunan monogram (yani kısaltılmış birad) içeren bir madalyona göre simetrik tavus kuşları bulunuyordu (Resim 21).Bugün sağdaki tavus kuşunun ancak yere uzanmış başını görebilmekteyiz. Savaştepe Belediye parkındaki diğer levha üzerinde ise, ortadaki düğüm motifiyleikiye bölünmüş düzlemlerde yine Bizans sanatında çok uygulanabilir vegeometrik kabartmalar dikkati çeker. Bu taşlar Bizans mimarisinde iki mekanı birbirlerinden Ayıran Korkuluk levhalarıdır. Diğer yandan Savaştepe'nin Bizanlartarihi ile ilgili tartışmaların ve ilçe ile ilgili çalışmalar araştırmalarınınsürdürülmesi gereken belirtmek isteriz. Burada bir diğer tartışmaya açmakistediğimiz konu ise, Savaştepe'nin eski adı ve Bizans çağının önemli birYerleşimi olan Kerassai'in Karasi yakınlığı nedeniyle, bu adın Bizansolabileceğinden kuşkumuzdur. Doğrusu Karasi veya Kara İsaBey'den geldiği varsayılan Karasi Beyliği ile ilgili yayınlarda da bu adın kökenihakkında aydınlatıcı araç ulaşamadık 
38. Bu bağlamda önerimiz, özellikle TürkTarihi araştırmacıların tartışmaları ve ayrıntılı çalışmaların katılacakdüşünmekteyiz.38 Karasi Beyliği hakkında ayrıntılı ve son bir yayında krşl. Z. Günal-Öden, Karasi Beyliği, Ankara 1999.61

DİPNOTLAR

325 yılında Nikaia'da (İznik'te) toplanan birinci ökümenik konsil, I. Konstantinos (324-337)İçinde, Roma imparatorluğunun Hristiyanlaştığmm bir kanıtı olması önemli. Budönüm I. Iustinianus (527-565) döneminin sonlarına kadar Batı Anadolu bölgesi tümüyle Bizansidaresinde ve barış içindedir. Bu yüzyıllarda Milet (Palatia / Balat), Efes(Altolougo / Ayasuluk / Selçuk), Pergamon (Bergama) gibi yerleşimler önem kazanmıştır. 7. yüzyılın Başlarında 602'de şu ve 628'de Heraklios'un (610-641) zaferiyle oğul Bulan Sasani saldırılarısonucu Anadolu'da Bizans otoritesinin sarsıldığı görülür. Gerçekte İran'la olan savaşlarAzerbaycan ve Iraktan İstanbul'a kadar tüm Anadolu'nun yanı sıra, Kafkasya'da ve hattaHabeşistan'da da tüm hızıyla olabilir.Herakleos Hanedanı (608-711) döneminden başlayarak Araplar, Bizans'ın elinde bulunan Suriye,Filistin ve Mısır'ı ele geçirdikten sonra, Anadolu'da yaklaşık iki boyunca devam edecek birsorun saldırılara başlarlar. Arap orduları 674-678 ve 716 da iki kez Konstantinopolis(İstanbul) önlerine gelirler ve şehri kuşatırlar., 656 da Halife Osman'ın (644-656) öldürülmesiyleortaya çıkan Arap iç savaşı sonucu akınlar kısa bir süre kesilir. Bu arada Bizans devleti çok tahripolan eyaletlerini yeniden kurmak için fırsat'bulur. İç savaştan sonra kısa sürede kendini toplayanAraplar 672'de hilafet donanmasının bir filosuyla Smyrne'yi (İzmir'i) alarak yeniden atanlara başlarlar.Yaklaşık 8.-9. yüzyıllar boyunca devam eden Arap atanları, Bizans imparatorluğunda topografik,demografik ve çevresel çeşitli farklılığa neden olmuştur. Nüfus çok iyi tahkim edilmişkentlerde ve kalelerin perdelenmiş kesimde yoğunlaşır. Geç Antik DönemeçlerKonstantinopolis'ten doğuya giden ticaret yolu merkezler askeri yollar üzerine kayar.Bunun yanı sıra Arap işgal etmek Anadolu'daki idari bölünme üzerinde de yıkmak. Herakleosdöneminde Anadolu, otoritenin generallerle (Strategoslarla) sağlandığı
temalar  adı verilen askerieyaletlere bölünmüştü. Bugünkü Balıkesir ili, o günlerde günlerde Opsikion ve sınıfThrakesion theması içinde yer almaktaydı. Aynı yüzyıllarda, Bizans tarihinde bir bunalım devriolarak nitelendirilen İkonaklasmus (ikona ya da tasvir kırıcılığı) dönemi (717-843) Bizansidaresinde artan kargaşa ile Arap atanlarına adeta yardım değişim.Makedonya sülalesi (867-1056) döneminde Arap atanları özellikle 9. Yüzyılda devamgenelde bu dönem büyük kentlerdeki tahriplerin onanldığı, barış ve birliğin sağlandığı bir dönemdir. Tarihçiler Makedonya Hanedanını, Iustinianos zamanından sonra ilk kez, Bizans istilasına sahne olur. I. Aleksios Komnenos'un (1081-1118) tahta geçişiyle bir yandan devletinotoritesi yeniden kurulmaya çalışılmış; diğer yandan da Bizans'la Selçuklular arasında biryakınlaşma sağlanmıştır. Ama yine de 1080 yılında, başkent Konstantinopolis'ten pek uzakolmayan Nikaia (İznik) Selçuklular tarafından alınır ve Bizans'ın tüm gayretlerine rağmen BatıAnadolu'da bağımsız Türkmen beylikleri kurulur. Bagajların önemlisi, bir donanma ile kısasürede tüm Ege denizine hakim olan ve İzmir'i başkent yapan, Batıkların korsan olaraknitelendirdikleri Emir Çaka'nın Beyliğidir. Ancak bu beyliğin ömrü pek uzun sürmez; ÇakaBey'in 1092'de, hem de kendi damadı olan, İznik Selçuklu Sultanı Kılıç Arslan tarafındandramatik bir şekilde Abydos'da öldürülmesi, Bizans devletine rahat nefes aldırmıştır. Bununla birlikte Batı Anadolu'daki Türk gücünün önü 1096'daki BEN. Haçlı seferiyle kesilmiş; 1.Aleksios'ungenerali Doukas Türklerin elindeki İzmir, Ayasuluk, Şart (Sardes) ve Alaşehir'i (Philadelphia'yı)geri almıştır safra. Ne var ki kısa bir süre önce Latinlerin İznik'i işgal etmeleri ve 1176 yılında I.Manuel Komnenos'un (1143-1180) Myriokephalon'da Türklere yenilmesi, Batı Anadolu'da bağımsız Türkmen Beylikl erinin ikinci kez kurulmal arına ve gelişmelerine neden ol du.1204 yılında, kendini savunamayacak kadar zayıf düşen Bizans imparatorluğunun durumu fırsat bilinerek, IV. Haçlı Seferi sırasında Latinler Konstantinopolis'i işgal eder. Bu İngilizce tahta bulunan111. Aleksios Komnenos (1195-1204) bir grup aristokrat ile Anadolu'ya kaçar. III. Aleksios'unordusunda kumandan iken kızı Arma Angelina ile evlenerek
despotes  ünvanım almış olanTheodoros Laskaris (1204-1222) sonraki olayları akıllıca değerlendirerek, Anadolu Bizanstarihinde kendi adıyla anılacak olan ve Büyük Bizans imparatorluğunun ardılı bir devlet kurar.Laskarisler kuruluşlarından itibaren gereklerini kabul ettirmek gerekse topraklannıgenişletmek için sık sık Latinlerle savaşmak zorunda kalmışlardır. İlk büyük çarpışma 15 Ekim121 l'de Marmara müzesi Ryndakos nehri (Orhaneli Çayı) yemek olur ve Latin imparatoruFlanderli Heinrich galip gelerek Pergamon ve Nymphaion'a (Kemalpaşa'ya) kadar iner. Savaşıkaybetmelerine rağmen, yaklaşık dokuz ay sonra 13 Haziran 1212'de Nymphaion'da yapılanantlaşmada Laskarislerin kayıplan çok büyük değildir; istenen sınırlarının kesinlerinin olarakonların lehine olmuştur. Buna göre Attramytion'a kadar olan Kuzeybatı Anadolu topraklanLatinlere; Batı Anadoluda Milas ve Denizli'nin kuzeyini içine alan topraklar Laskarisler'e bırakılmıştır.Theodoros Laskaris'ten sonra tahta geçen damadı IH. Ioannes Vatatzes ilk zaferini 1225 yılındaPoimanenon'da (Manyas yakını)Latinlere karşı kazanmıştır. Tarihçiler, Vatatzes'in,kayınpederinin 1211 yılındaki yenilgisinin öcünü aldığım belirtirler. Savaştan sonra Latinceimparatoru Robert de Courtenay (1221-1228) ile yapılan antlaşmada, bu kez Latinlere yalnızİstanbul'un karşısındaki Anadolu kıyıları ile Nikomedia (İzmit) bırakılmıştır.Selçuklu Sultanı 1. Alaeddin Keykubad'ın 1237 yılında ölmesi ve 1240 yılındaki Baba İshakSelçuklulann otoritesini sarsar ayaklanması. Bu durumdan yararlanan Moğollar (İlhanlılar) 1242yılında Erzurum'u ele geçirip 1243 Kösedağ savaşında Selçukluları yenilgiye uğratıp hızlaAnadolu'yu yeniler. Bu olaylar yaşanırken, İznik Bizans Devletinin başındaki III.Vatatzes'in, Moğolların önünden kaçan Kumanlan Trakya, Makedonya ve Büyük Menderes boylanndaki sınırlara yerleştirmesi, onun imparatorluğu sırasında akılcı siyasetinin birgöstergesidir. Çünkü böylelikle Bizans sınırlan kendiliğinden güvencealtına alınmış olacakü.Bizans tarihinde imparatorluğun gerçek bir mirasçısı gibi düşünülen İznik Bizans Devleti'nin,kendine özgü başka bir siyaseti daha vardı: İlk kez 7. yüzyılda Herakleos sırasındathema sisteminin 11. yüzyıla kadar yavaş yavaş çözülüp, 12. yüzyıldaki kimi yeni düzenlemelereama tamamen çöküşünün ardından, Laskarislerin hiçbir zaman themalarla idare sisteminikullanmamaları önemlidir. Onlardan sonra da bu terim imparatorluğun için dek yalnız yönetselhazine birimlerini ifade eden bir sözcük olarak yaşamıştır.
 Balıkesir ili, ilk çağda kuzeybatı Anadoluda yer alan Mysia coğrafi bölgesi ile hemen hemen aymtopraklan paylaşmaktaydı. Propontis'ten kapıdağ yarımadası ve önündeki adalarla (Marmaradenizinden) Kaikos (Bakırcay) vadisinin kuzeyine, batıda Aisepos (Gönen çayı) ve AdremyttenosKolpos'tan (Edremit körfezinden) Makestos'u (Simav çayını) içine yaklaşık Rhyndakos'a alarak (Orhaneli Çayına) kadar kopuklar bu topraklar, Bizans tarihi topografyasında Hellespontoseyaletinin doğusunu oluşturuyordu. Bizans İmparatorluğunun 7. yüzyılda thema denilen askeri Opsikion themasmda, küçük bir kısmı da toprakların kurulduğu ilk topraklannmThrakesion onların içinde kaldı. 12. yüzyılda I. Manuel Komnenos'un yenidendüzenlediği ve başkenti Attramyttion olan Neokastron themasma dahil oldu.

Anadolu'nun doğrudan Bizans tarihi coğrafyasını konu alan ilk yayın W. Ramsay'e aittir veKaynaşmanın kaynakları eski kalıntıları coğrafyasına oturtmaya çalışması, araştırmak bağlamdaki tür hareket gibi görünmektedir. Sikkeler, 530'larda Kaleme aldı Hierokles Listelerve kilise meclisi ile pek çok eski kaynak ve yayın ünlü arkeologun dayanaklarıdır. Onun1890'da yayınladığı
 Küçük Asyanın Tarihsel Coğrafyası (The Tarihi Coğrafya nın-nin Asya Minör)  adlı kitabım, 1891'de Alman meslektaşı W. Tomoschek'in aynı bağlamdaki  Küçük  Asya 'nın Ortaçağ Tarihi (Zur Historischen von Kleinasien)
kitabı izler. Aynı zamanda H. Kiepert, bu kez haritalarda-öncelikli Batı Anadolu için-eski yerleşimlere, lahana Manastır vb anıtsalişaretlere bakarak bu işi yapar. A. Philippson 1910-13'de Batı Anadolu ile ilgili paftalarıcoğrafya bilgilerini zenginleştirip yayınlamıştır. Tüm bu çalışmalarda Balıkesir veYaşine ulaşmaktayız. Ama özellikle FWHasluck'um, 1910'larda Cyzicus kitabı, önceki araştırmalar ışığında ve hatta zamanzaman sesleri tartışmalı bir sırada, Bugünkü Balıkesir ilde içinde kalan pek çokeski yerleşim ve kalıntı gününü çıkarmıştır. Yazar eserinde gerçekleştirdiği yüzeyAraştırmalarını yine kaynak verileriy araştırmaktadır. Burada anılması gereken son bir yayın ise,C. Foss'un Anadolu'nun Türkleşmesinin Bizans'ın arifesinde kurmaya çalıştığı savunma ağınıanlatan makalesidir. İlk bakışta Anadolu ortaçağ öğrenim önyargılı yaklaştığı izlenimi uyandıranaraştırmacının bu çalışması, içinde tarih bilgilerinin yanında kalelerin tasvirleri için sanat araştırmacının bu çalışmasıtarihi neden önemlidir. C. Foss bir tür Komnenos dönemi kalelerinin üslupsaldeğerlendirmesini yaptı bu makalesinde, Balıkesir ilindeki iki kaleye de ayrıntıyla yer verir.Burada anılan ve ayrıca bölge ile ilgili birkaç yayın için bkz. FW Hasluck, Cyzicus,
 Cambridge 1910; L. Robert, Villes d'Asie Madeni, Paris 1962; M. Angold,
 Bir Bizans Sürgündeki Hükümet: Niceae Lascarids Altında Hükümet ve Toplum (1204-1261), Oxford 1975; G, Ostrogorsky,  Bizanlar Devleti Tarihi, çev. F. Işıltan, Ankara 1981; C, Foss, "TheKüçük Asya'nın Türklere Karşı Savunması ”
Yunan Ortodoks Teolojik İnceleme 27 (1982),145-205, öz. 161-166; B. Umar,
 Mysia,  İstanbul 1984; Oxford Bizans Sözlüğü,
 I-IIIvo 1., Washington 1991; B. Umar,
 İbn-i Batuta ile ilgili bir aktarma için bkz. İsmail Hakkı (Uzunçarşılı) Karasi Vilayeti Tarihçesi,İstanbul 1925, s. 87.
 WM Ramsay,  Anadolu'nun Tarihi Coğrafyası, çev. M. Pektaş, İstanbul 1960, s. 168.

Bunlardan birisi de 1659 tarihli Cluvar Philip'in haritasıydı. Olasılıkla poli  sözcüğü Yunancaeski demek olan Palaeo veya  Palaio yerine yazılıtı. Yine olasılıkla bu yanlışlık birharitadan diğerine taşındı. Bunun yanında pek çok haritada-1697 tarihli Allard Corel'in, 1698 tarihli Giacomo nun haritalarında olduğu gibi-eski kent anlamındaki Palaiapolis  görülmektedir.
 Fish-Castle ”için bkz.  FW Hasluck,yaşs. 90.Bu konudaki bilgileri ve İbn-i Batuta ve Şihab-al Din veya Şehabeddin Umari'ye ulaşmamızdayardımları olan tarihçiAydoğanDemir'e teşekkür ederim.P. Tuğlacı,
Osmanlı Şehirleri, İstanbul 1985, s. 43."WM Ramsay,yaş,s. 168.YAeYViTı \ W VariYüı Ynzams Y> e \ ge \ efmde geçen
 ProVıncıa Acheraıı ya âa ProVıncıa Acherari
 isimlerinden de anlaşılacağı üzere, bir ara bulundu eyalete kullanılacak kadar yıldızı eşitlenmiştir. Bu vesile olsa gerek Önceleri Kyzikos Metropolitliği altında bir Piskoposluk iken,12. yüzyıl sonlarında başpiskoposluk olmuştur.1204-1220 yıllarında bir süre Latin egemenliğinde kalmış olan Akhyraous Batılılarcaveya Sykheron olarak adlandırılmıştı ve bulunduğu vadiye de Batılılar
Vali Ascratana'dır  demişlerdi. Akhyraous için pek çok yayının yanı sıra bkz. WM Ramsay, Anadolu'nun Tarihi Coğrafyası,  çev. M. Pektaş, İstanbul 1960, 82, 139, 168-169, 174, 181; S. Vryonis,
DüşüşOrtaçağ Helenizminin Londra 1971, s. 131,217; M. Angold, Sürgündeki Bir Bizans Hükümeti:

iceae Lascarids Altında Hükümet ve Toplum (1204-1261),
 Oxford 1975, s. 111-112; ;C, Foss, "Küçük Asya'nın Türklere Karşı Savunması"
Yunan Ortodoks Teolojik İnceleme
 27 (1982), 145-205, öz. 161-166.Katalanlann Batı Anadolu'daki hareketlerine boyama son ve ayrıntılı bir makale bu yayında yeras. Bkz. Doç. Dr. M. Ersan, "Katalanlann Anadolu'daki Faaliyetleri: 1304"
16 FW Hasluck,Cyzicus,Cambridge 1910, s. 90; L. Robert,Villes d'Asie Madeni,Paris 1962 s.385; B. Umar,Mysia,İstanbul 1984, s.40. Diğer yandan İslâm Ansiklopedisi,
 14. cilt (İstanbul1961), s. 278'da “Balıkesir civannda ilk varsayılan adı geçen belde Achirous olup, şimdiki şehirden 25km. kadar şarkta bulunan Kepsut'un yerinde olduğu tahmin edilmektedir. Bu mevkii sonradanHadrianutherai (Hadrianus'un müstahkem beldesi) kuruldu ki, Kepsut'un 5 km. şarkındakiBeyköy'ünde bulunan harabelelin buna ait olduğu zannedilmektedir. ” şeklindeki.bilgi 1895'deki bir yayma dayanmaktadır ama bu Önerme F. W. Hasluck (yaş, s. 91) tarafından 1910'lardaeleştirilmişti.
17
 C. Foss kaynaklara dayalı olarak Akhyraous kalesinin, bugün Bursa il imalatında Lopadion(Ulubat) kalesiyle birlikte, II. Ioannes Komnenos (118-1143) inşa edildiğini belirtti.Araştırmacıya göre kalenin Makestos nehriyle, Propontis'ten Mysia ovasını geçerek Lydia veİoania'ya ulaşan yol güzergahına hakimiyeti, geçmişte ayrıntılı incelendiğinde Araştırmacılarca genelde Balıkesir'in bulunduğu yerde konumlandırılmış olan bu kent FWHasluck'a göre. Balıkesir'in tıpkı Bandırma ve Bursa'dan Soma'ya giden yolun ortasında olmasıgibi, Kyzikus ve Miletopolis'ten Pergamon'a giden yolun ortasında idi. Krşl. FW Hasluck,kalıntıların yanında özellikle kale kalıntıları ve zengin taş eserler vardır. Bu zengin kültürvarlıkları geçmişte Munro'nun Hadrianotherai ve Akhyraus'u Bigadiç ve aramasınıhaklı çıkarır niteliktedir. Burada bir kez daha Hadrianotherai'm bir Geç Roma / Erken Hristiyankenti olarak anıtsal kalıntılara sahip olduğunu hatırlatarak, daha niceAraştırmalarının araştırılmasını diliyoruz. Diğer yandan bugün Bigadiç'te yenifarklı bir müzede çeşitli küçük eserlerin yanında Bizans döneminden bir haç ucuyla birtütsü kabı da ayin eşyaları olarak dikkatimizi çekti.

35Bu sahne genelde İsa'nın taçlandırdığı imparatorları akla getirir. Ne var ki burada taçlandıranfigürün görünen halesi sade onun İsa olması mümkün değildir. Bu onuMeryem olarak nitelendirdik.36 Krşl. P. Grierson,
 Bizans Paraları, Bölüm 2 Washington 1993, PI. LXIV, 2, 4.37
 Savaştepe Belediye Parkı duvarlanndaki mermer levhaların bir çizimi için bkz. S. Kılıç, “BaşkaBir Giresun ”
 Kıyı Kültürü ve Sanat Dergisi
 154 (Ocak 1999), s. 28-29. Ancak bu yayında Bizanseseri olan söz konusu konusu Karasi Beyliği Dönemi (?) ne ait olduğunun belirtilmesi büyük birhatadır. Bu yazıda Türk Ansiklopedisi kaynak gösterilerek 1934'de resmi olarak Giresun'unSavaştepe Adım Adım, ancak Nutuk'taki 187 sayılı belge ile 30 Kasım 1919 tarihli telgrafta buadın geçtiği belirtilmiştir. Bu bağlamda yani ilçenin Giresun olan adının Atatürk'ün teklifiyle10.19.1934 tarihinde TBMM tarafından Savaştepe'ye dönüştürülmesi konusunda ayrıca TürkiyeCumhuriyeti'in 75. Yılında Balıkesir, Balıkesir Valilliği 1999, s. 302 de bakılabilinir

Profesör Doktor. Zeynep MERCANGÖZ

BALIKESİR ÜNİVERSTESİ REKTÖRLÜĞÜ- BATI ANADOLU BEYLİKLERİ SEMPOZYUMU BİLDİRİLER - 2004

 

****

25-01-2021