Bu Kent,Bu Ülke İçin Konuşanlar

BU ÜLKE ve BU KENT İÇİN KONUŞANLAR

Garip bir toplumuz vesselam.

Garipliklerimiz saymakla bitmez. Gündelik yaşamda, evde, işte hayatın her alanında saymakla bitmez. Toplumumuz balık hafızalı. Çabuk unutuyor. Yandaş basın bu memleketin anasını ağlatanlara cilalayıp boyayıp tekrar umut olarak sunuyor. Biraz vicdanı olup susması gerekenler en çok konuşuyor. Yerel siyasette de böyle, genel siyasette de. Demek ki bütün mesele koltuk. Popo o koltuğa bir kez değmeye görsün. Bir defa değdi mi aklıda, vicdanı da tüm benliği ele geçiriyor.

Örnek mi? Hadi önce genelden örnek vereyim. Gül-Davutoğlu-Babacan

17 yıllık AKP iktidarının son üç yılı hariç merkezindeki isimler. Bugün memleket baştan sona ekonomik, sosyal ve siyasal bir çöküntü içerisindeyse RTE’ ye kayıtsız şartsız teslim olan bu kadroların sayesindedir. Bugün Türkiye tüm dünyada yalnızlaşmışsa başta Davutoğlu ve Gül’ ün teslimiyeti sonucudur. IMF ye bağlı değiliz diye övünenler Arap sermayesinin ve sıcak paranın kulu kölesi oluyorsa sadece Damat Berat’ ın değil Babacan’ ın da suçudur. Ekonomi Damat Berat’a silah sanayi Damat Selçuk’ a teslim edildiyse 50 milyon dolar için tank palet fabrikası Katar’a satılıyorsa 17 yıllık süreçte çaycısından, Başbakanına kadar Akp kadrosu içinde yer alan kimse masum değildir. Fetö ‘ yü söylemiyorum bile. O yüzden şimdi meydana çıkmışlar demokrasiden, özgürlükten, vicdandan doğruluktan bahsediyorlar. “Geç bunları anam babam geç bunları. “ Eskiden yediğiniz hurmalar bir gün bir yerlerinizi tırmalar. Bunun kaçışı yok.

Gelelim yerel örneğe.

Malum su ve ulaşım zammı Bandırma‘nın ana gündemi oldu.. Elbette böylesi bir haksiz gelir dağılımı zülmü altında inleyen yoksul halka karşı hiç bir zammı savunmak mümkün değildir.

Ancak böylesi bir durumda baktığımızda en son konuşması gerekenler yine en önde ve en çok konuşuyor. Sayın Mirza bir dönem Başkan Yardımcılığı bir dönemde Başkanlık yaptı. Elbette hizmetleri olmuştur. Ancak “attığın taş ürküttüğün kurbağaya değmeli”. Nasıl mı? Anlatmaya çalışayım. Sedat Pekel döneminde projelendirilen ve finansmanı sağlanan  kapalı pazar yeri dışında Bandırma ‘da özellikle yoksul halka dokunan hangi uygulamalarınız bulunmakta? Çocuk parkı sayısını arttırdın. Teşekkür ediyorum. Asfaltlama yaptın sağol. 100-150 ailenin faydalandığı hobi bahçesi yaptın. O aileler teşekkür etsin. Ha hakkını vereyim General Balcı Çamlığı nı kazandırdın. Güneş enerjisi deme!.. Beş yıl sonra tüm paneller yenilenecek. Yani başa baş çıkıyor.

Peki sayın Mirza bütün bunları yaparken Belediye’ ye ait kaç tane gayrimenkul satışı yaptın? Grand Asya’ daki hisselerden tutun daha başka hangi satışları yaptın ne kadar gelir elde ettin? Tekel Meydanındaki otoparkı hangi tarihte kiraya verip taksi durağının yanına çay bahçesi yapımını 49 yıllığına kime, kaça kiraladın? Sözde Belediye ait yüzme havuzu projesi için ne kadar bir harcama yaptın? Bora Öziş ve Ahmet Kırcı’ ya işletme hakkını kaç paraya verdin? Sayın Mirza o havuza hiçbir orta ve dar gelirli çocuk gidemiyor. Hiçbir orta ve dar gelirli aile oradaki tesiste oturup çay kahve içmiyor, içemiyor.

Son bir soru. Özellikle aday olamayacağınız kesinleştikten sonra belediyeye kaç işçi aldınız? Beş yıl içerisinde işçi alımlarında etrafınızdaki dar kadronun yönlendirmesi dışında hangi kriterleri esas aldınız? Adama göre iş mi yoksa işe göre adam mı seçtiniz?

Son bir sözüm de mevcut belediye yönetimine. AKP'den devralınan bütün belediyeler çarşaf çarşaf gelir gider durumunu belediye duvarlarına astılar. Böylece halk nelerin yapılıp nelerin yapılamayacağını kafasında biçimlendirdi. Siz neden mevcut durumu Bandırma halkıyla paylaşmıyorsunuz? Bol gülücüklü şölen sofralarında resim verirken sizi seviyorum Bandırma derken sizi garip bir  hüzünle izleyen bu halk sizi Büyükşehire teslimiyet için seçmedi. Bu halk sizi hizmet için özellikle de yoksul halka hizmet yapılması için seçti. Süslü bol bütçeli festivallerden önce yoksul mahalleler sizi bekliyor.

Çok uzatmaya gerek yok. Her bireyin herkesi eleştirme hakkı vardır. Ancak bu hak kullanılırken kişi önce kendi uygulamalarına bakmalı. Yani “dinimi söven bari müslüman olmalı”. Aksi durumda inandırıcılığı kalmıyor. Bu hakka sahip olabilmesi için de çıkıp halkın önünde özeleştiride bulunmalı. Siyasette dönen ayak oyunlarını ben bilmem. Bu oyunların hepsi koltuk-popo odaklı olduğu için insan başkalarını suçlamaktan çekinmiyor. Kimseyi suçlamadan yok önseçim yok nabız yoklaması gibi demagojik argümanlara sığınmadan önce öz eleştiri lütfen.

Demokrasinin hiç bir partide dolayısıyla bu ülkede işlemediğini en önce siyasetçiler biliyor. Ne zaman işlemeyen demokrasi onlara zarar verince bağırıp çağırmaya başlıyor.

Peki bu yoksul halk kime bağırıp çağırsın ?

CEVDET AYAN- BANDIRMA -01-08-2019