Cafer bir aile dostumuz. Kendisinden on gündür haber alamıyoruz. Eve uğramıyormuş.Telefonu kapalı. Gidebileceği her yere uğradık. Sorduk soruşturduk. En son bir arkadaşının düğününe gitmiş. Bir arkadaşında da kalmış o gece. Sabaha dek sohbet etmişler. Daha doğrusu arkadaşı ona sade kahve pişirmiş, balkonda battaniyeye sarınıp saatlerce kendine gelmesini beklemiş. Zorla soğuk suyun altına sokmuş ve sonunda yatırmış. Cafer’in son sözü (Hadi yaaa! Yapma yaaa! Eyvah, eyvah !) olmuş. Onu yatırıp işe gitmek üzere evden çıkmış İzzet. Akşam geldiğinde evde bulamamış. Hatta ne halde olduğunu öğrenmek için birkaç kez telefonla aramış. Cafer’in telefonu kapalıymış.
Biz önce polise haber vermeyi düşündük ama o gece olanları öğrenince durumu az çok anladık.
Cafer utanıyor ortaya çıkmaya!
Çünkü, eğlence ve içkiye düşkünlüğü onu bu defa iyice zora sokmuş. Sağ olsun tam bir muhabbet adamıdır. Bir söyler, bin güldürür. Hele bir de üç beş kadeh attıysa? O gece üç beş kadehle kalmamış anlaşılan. Orkestrayı susturup almış mikronu eline.( Gesi Bağlarını)söylemeye çalışmış aklınca, dinleyenler hintçe şarkı söylüyor sanmışlar. Elinden zor almışlarsa da mikrofonu , o oturduğu yerde uzun süre bağırıp söylenmiş. Sonra direk dansı yapmaya kalkmış; konuklar gülmekten kan ter içinde kalmışlar. Kapmış kayınpederin koltuk değneğini. Çoluk çocuğa maskara olmuş. Salon görevlileri dışarı çıkartmaya çalışmışlar ama Cafer gençliğinde çok boks yaptı. Boylu boslu, güçlü kuvvetli adam, elinde de kalın bir sopa. Kimse cesaret edip yaklaşamamış yanına. En son kendini damat sanınca ipler kopmuş . Damadı bir yumrukta devirip gelinin beline sarılınca, davetliler hep birlikte çullanmışlar üstüne, bindirmişler bir taksiye göndermişler evine.. Ama o yolda ne geldiyse aklına, arkadaşı İzzet’in evine gitmiş.
İzzet sabaha dek uğraşmış ayıltmak için. Gerisini o da bilmiyor. (Kaç gündür içki kokusu çıkmıyor evden.) diye sızlanıyor.
Cafer! Çık ortaya ne cehenneme saklandıysan!
Gören bilen varsa ailesine haber verin lütfen.
Bir çift sözüm de içki içen, içki sevenlere var; içki dünyada yaygın bir kültür şeklidir. Öyle sadece kafa bulmak için içilmez. Doğru ölçüde, kurallarına uygun içilirse, batıya özgü bir davranıştır, hoş görülebilir. İnsanları yaklaştırır, muhabetti koyulaştırır. Ortamın gereği neşeyse neşe, dramsa dram. Vücut gevşer, rahatlar. Bütün bunların oluşması için şart olmamakla beraber, eğer ille de içmek istiyorsanız; bu kültürün aslını öğrenin, efendice için, ölçünüzü bilin ve ortama uygun davranın.
Cafer gibi günlerce saklanmak zorunda kalmayın.
Cafer çık ortaya!!
ULVİYE KARA AKCOŞ