Cinsel Açlık!

Sabahın köründe Bandırma’ya geldim. Bol sarımsaklı kelle paça çorbamı içtim. Kafa dinlerim diye sendika lokaline gittim, sigaramı yakıp çay söyledim…

4 kişi geldi yan masaya, içlerinden biri aman allahım evlerden ırak. Elalem göt ishali olur bu arkadaş ağız ishali olmuş. Hiç durmadan, mütemadiyen car car konuştu sabah sabah beynimi zikti!

Oğlu spor salonunda ağırlık çalışıp üçgen vücut yapmış. Bu arkadaşın oğlu çok yakışıklı imiş, tüm kızlar etrafında pervane imiş, mış mış mış kafamı ütüledi…

Yanındaki 3 kişi gıkını çıkarmadan dinliyor, bu muhterem makinalı tüfek gibi saydırmaya devam ediyor. Oğluna 23 bine Yamaha marka motor almış. Oğlan motorun arkasına her gün değişik manita atıp götürüyormuş, sarışını esmeri kumralı, renk renk desen desen…
Kızların hepsi cillop gibiymiş, afet-i devranmış, bir içim suymuş.

Daha da ileri gidip evdeki hanımıyla oynaşmasını, yaptığı hovardalık mevzularını, ve yatak odası fantezilerini anlatmaya başlayınca biz bu arkadaşın kıçında kaç tane kıl olduğunu öğrenmiş olduk.

İçlerinden ikisi daha fazla dayanamayıp mazeret bildirip masadan kalktı. Ben de “afedersiniz ama sizi dinlemek zorunda mıyım” deyince bu arkadaş ters ters baktı.
Derin bir sessizlik oluştu…
2 dakika sonra kalktı ve toz kaldırmadan uzayıp gitti.

Arkasından “Ey allahım çeşit çeşit kullarını …….” dedim fütursuzca..


BİZ OLMAYIZ ARKADAŞ!

Az önce Alpay Şentürk kardeşimin dükkanının önünde oturduk kahve içiyoruz.
Önümüzden 30-35 yaşlarında ANNE vasfını taşıyan bir kadın 3 yaşındaki kızının elinden tutarak önümüzden geçerken elindeki su şişesini pişkince yere attı.
Söylenip durdum ben bu ablaya…
Duydu, duyduğu halde cevap vermeden uzaklaştı.
Bu 1…
İkinci olay bundan 10 dakika sonra gözümüzün önünde gerçekleşti.
Bu sefer önümüzden 4 sarışın Almanya vatandaşı abla hararetli bir şekilde “können, mir zagen, machen, gehen nicht gegangen” diyerekten geçerken elindeki peçeteyi çöp kutusuna attı.

Gülümsedim ben bu ablaya, ve yarım yamalak kafa göz yararak, recepten hallice yabancı dilimle “Trinks du coffee bitte please” felan dedim.
Abla da bana gülümsedi…
“Danke schön” dedi ve zannedersem “teşekkür ederim vaktimiz yok” türünde bi’şeyler dedi.

Yeminlen kalbimde kötülük yok, ben bu ablaya aşık oldum. Aramızda tarif edemediğim müthiş bir enerji, sinerji, ulvi bir durum vukuu buldu.
O an ben bu sarışın Alman ablaya sarılıp öpmemek için kendimi zor tuttum.

Yahu adamlarda kültüre bakar mısınız!
“Burası benim ülkem değil, bana ne, şeyimde bile olmaz” deyip o kadın elindeki çöpü pekâlâ yere atabilirdi.
Ama atmadı…

Açık ve net söylüyorum.
Bana tahsil hayatım boyunca Almanca veya İngilizce öğretme becerisi gösteremeyen eğitim sistemine küfürler ettim.

Ich liebe dich,
Seni seviyorum Helga Abla…

HASAN TOPUZ- AŞAĞI YAPICI KÖYÜ -ERDEK 28-07-2019

Yayınlama: 29.07.2019
0
A+
A-
REKLAM ALANI