Dalkavuk,Soytarı ve Yalaka

DALKAVUK, SOYTARI VE YALAKA
“Eskiden ne denirdi:
Dalkavuk..
Soytarı..
Dönem değişti, artık ne dalkavuk kullanılıyor, ne soytarı; yalaka sözcüğü geçerli oldu...
Dalkavuk Doğu’nun ürünüdür. Soytarı Batı’nın. Her ikisi de eski çağlardan beri kurumsallaşmıştır. Kralın soytarısı neredeyse sarayda özel yeri olan biridir, protokolün hem içindedir, hem dışında. Soytarı kimi zaman efendisini bile iğneler, Batı dünyasının hoşgörü kuyusundan çıkrıkla çekebildiği yergileri dile getirir. Herkes de der ki:
- Soytarı soytarılığını yapıyor...
Dalkavuk ise Doğu’ya özgüdür, işi gücü ‘evet efendim, sepet efendim’ havası içinde maskaralık yapmak, efendisini güldürmek, şaklabanlık türetmektir. Dalkavuk soytarıdan da beter bir kimliği simgeler. 
Peki, yalaka kimdir? Sözlükler yalakalaşmayı utanma duygusunu yitirerek ‘dalkavuklaşmak’ diye tanımlıyorlar. Bugünkü Türkiye’de artık dalkavuk ile soytarı sözcükleri unutuldu. 
Ya bugün?” diye devam eden yazı üstat İlhan Selçuk’a ait. 
Bugünleri daha iyi anlatabilecek bir zekâ düzeyine sahip olmadığım için İlhan Selçuk’a sığınıp unutanlar için de bir hatırlatma yapmış olayım. 
Ya bugün? İle devam edelim. 
Bugün bilindiği gibi körler sağırlar birbirini ağırlar örneği Patagonya’nın Belediye Binasında bir “müsilaj” toplantısı yapıldı. Toplantıda kimler vardı? Patagonya’nın vicdanı yoktu. Patagonya’yı temsil ettiğini düşünen bir avuç dalkavuk sürüsü vardı. Dolayısıyla dalkavuklar dalkavukluğunu yapıp, Uzun abilerinin istediklerini yaptılar. Uzun abilerine yamanıp yalakalıkta yarışanları say say bitiremezsin. Yalakalıkları, kendi omurgasızlığı olanların yaptıkları beni ilgilendirmez. Beni ilgilendiren bu omurgasız tavrın halka ve doğaya verdiği zarardır.
Bugünkü "yerel gücün dizayn ettiği yerel çevre örgütlerinin yalakalıklarına" artık utanma arlanma da kalmadı.
Örneğin bunlar ne yapmıştı. Patagonya’ya semalarında uçan flamingoları etkileyeceği için traji komik bir eylemde ön safta koşarken bir diğeri çay keyfi eşliğinde poz veriyordu. Uzun abi Kaz Dağlarındaki orman katliamına otobüs kaldırıp flamingolar için en önde bayrak sallarken 48 bin dekar mutlak tarım arazisinin ve tüm Güney Marmara’nın yok edilişi için canhıraş bir mücadele verıyorlar.
Bu üçünün birini kimliğinde taşıyanlar güce yanaşıp işbirliği adı altında sermayenin değirmenine su taşıyor ve halkına ihanet ediyor. Karşılığında zenginleşip gel keyfim gel bir yaşam sürüyor. Ar damarı bir kez çatlayan bir insanlardan her şey beklenir. Patagonya’nın yerel örgütlerinin ve yönetiminin ar damarının çatlamasını bırakın param parça olmuş bir halde. Artık dikiş tutmaz.
Yalakalık sözde konsey seçimleriyle resmiyet kazandı. Hayatın gereği ve gerçeği sayılıyor. Taşıdıkları rozet artık bunların yakasında değil, alnına tükürükle yapıştırılmış...
Olayın en acı yanı da bunların fırsat buldukları her ortamda erdemden, onurdan bahsetmeleri. 
Eeee ne yaparsın, bir insanda ne eksikse en çok ondan bahseder.
13-11-2021/CEVDET AYAN/cevdetayanlar@gmail.com